AZİL HAKSIZ OLSA DA KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI GİBİ BİR İDDİA SÖZ KONUSU OLMADIĞINDAN MANEVİ TAZMİNAT İSTEMİNİN REDDİ GEREKİR.
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2861
KARAR NO : 2022/3803
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : HENDEK SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/06/2010
NUMARASI : 2009/566 - 2010/382
DAVACI : İ.C.
DAVALI : F.K. VEK. AV. M.T.
Taraflar arasındaki alacak ve tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının 2004 yılında verdiği vekaletnameye istinaden Hendek Asliye Hukuk Mahkemesindeki 2004/3.8 esas sayılı dosyasını sonuçlandırdıktan sonra infaz aşamasında, 19.08.2009 tarihli azilname ile kendisini azlettiğini, azlin haksız olduğunu, bu nedenle manevi açıdan zarar gördüğünü, ayrıca mahkeme kararında belirtilen vekalet ücretinin de kendisine ödenmediğini, bu sebeple 2.000,00 TL manevi tazminat ile 1.200,00 TL mahkeme kararında belirtilen vekalet ücreti alacağının davalıdan, dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde olmayan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava, haksız azil sebebiyle manevi tazminat talebi ile karşı yan vekalet ücreti alacağına ilişkindir. Taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesi yoktur. Davaya konu Hendek Asliye Hukuk Mahkemesindeki 2004/368 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacısının Fatma K. olduğu, davalılara karşı alacak davası açıldığı, 22.04.2009 tarihinde kısmen kabul kararı verildiği, davanın 5 yıllık bir yargılama sonunda davacısı lehine sonuçlandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davacıya talebi açıklattırılmış, talebinin akdi vekalet ücretini tahsil etmiş olduğundan sadece karşı yan vekalet ücreti ve manevi tazminata ilişkin olduğunu beyan etmiştir. Davalı 19.08.2009 tarihli azilname ile davacıyı azletmiş, mahkemece toplanan delillere göre, davacının meslek etiğine veya hukuka aykırı bir davranışının bulunmadığı gibi davalıya zarar veren bir davranışının da olmadığı gerekçesiyle azlin haksız olduğuna karar verilmiştir. Avukatlık Kanununun, 174/2. maddesinde, “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcut olup, bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil, avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Dairemizin kökleşmiş içtihatlarında da haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilir. Buna karşılık haksız azil halinde ise avukat, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahiptir. Hendek Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.04.2009 tarihli kararında da, davacı (Fatma K.) kendisini vekille temsil ettirdiğinden 1.200 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olup, mahkemece de bu miktar üzerinden karşı yan vekalet ücretine hükmedilmiştir. Ayrıca davalının azil yetkisini, iyi niyet kurallarına uygun olarak kullandığının söylenemeyeceği, davacının mesleki durumu ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin süresi dikkate alındığında, davalının azli nedeni ile davacının manevi açıdan zarar gördüğü gerekçesiyle de mahkemece 2.000 TL manevi tazminata karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Ne var ki, davalının davacıyı azli haksız olsa da, kişilik haklarına saldırı gibi bir iddia söz konusu değildir. Hal böyle olunca, hükmedilen karşı yan vekalet ücreti yerinde olup, manevi tazminatın ise yasal şartları oluşmadığından reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan V. Üye Üye Üye Üye
F. PINARCI H. ÖZDEMİR H. KANIK E. ATEŞ İ. ULUKUL
AZİL HAKSIZ OLSA DA KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI GİBİ BİR İDDİA SÖZ KONUSU OLMADIĞINDAN MANEVİ TAZMİNAT İSTEMİNİN REDDİ GEREKİR.
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2861
KARAR NO : 2022/3803
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : HENDEK SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/06/2010
NUMARASI : 2009/566 - 2010/382
DAVACI : İ.C.
DAVALI : F.K. VEK. AV. M.T.
Taraflar arasındaki alacak ve tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının 2004 yılında verdiği vekaletnameye istinaden Hendek Asliye Hukuk Mahkemesindeki 2004/3.8 esas sayılı dosyasını sonuçlandırdıktan sonra infaz aşamasında, 19.08.2009 tarihli azilname ile kendisini azlettiğini, azlin haksız olduğunu, bu nedenle manevi açıdan zarar gördüğünü, ayrıca mahkeme kararında belirtilen vekalet ücretinin de kendisine ödenmediğini, bu sebeple 2.000,00 TL manevi tazminat ile 1.200,00 TL mahkeme kararında belirtilen vekalet ücreti alacağının davalıdan, dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde olmayan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava, haksız azil sebebiyle manevi tazminat talebi ile karşı yan vekalet ücreti alacağına ilişkindir. Taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesi yoktur. Davaya konu Hendek Asliye Hukuk Mahkemesindeki 2004/368 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacısının Fatma K. olduğu, davalılara karşı alacak davası açıldığı, 22.04.2009 tarihinde kısmen kabul kararı verildiği, davanın 5 yıllık bir yargılama sonunda davacısı lehine sonuçlandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davacıya talebi açıklattırılmış, talebinin akdi vekalet ücretini tahsil etmiş olduğundan sadece karşı yan vekalet ücreti ve manevi tazminata ilişkin olduğunu beyan etmiştir. Davalı 19.08.2009 tarihli azilname ile davacıyı azletmiş, mahkemece toplanan delillere göre, davacının meslek etiğine veya hukuka aykırı bir davranışının bulunmadığı gibi davalıya zarar veren bir davranışının da olmadığı gerekçesiyle azlin haksız olduğuna karar verilmiştir. Avukatlık Kanununun, 174/2. maddesinde, “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcut olup, bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil, avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Dairemizin kökleşmiş içtihatlarında da haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilir. Buna karşılık haksız azil halinde ise avukat, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahiptir. Hendek Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.04.2009 tarihli kararında da, davacı (Fatma K.) kendisini vekille temsil ettirdiğinden 1.200 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olup, mahkemece de bu miktar üzerinden karşı yan vekalet ücretine hükmedilmiştir. Ayrıca davalının azil yetkisini, iyi niyet kurallarına uygun olarak kullandığının söylenemeyeceği, davacının mesleki durumu ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin süresi dikkate alındığında, davalının azli nedeni ile davacının manevi açıdan zarar gördüğü gerekçesiyle de mahkemece 2.000 TL manevi tazminata karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Ne var ki, davalının davacıyı azli haksız olsa da, kişilik haklarına saldırı gibi bir iddia söz konusu değildir. Hal böyle olunca, hükmedilen karşı yan vekalet ücreti yerinde olup, manevi tazminatın ise yasal şartları oluşmadığından reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan V. Üye Üye Üye Üye
F. PINARCI H. ÖZDEMİR H. KANIK E. ATEŞ İ. ULUKUL