KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

25 ŞUBAT 2021 TARİHİNDE CEVAP VERİLEN YARGITAY İÇTİHADI BİRLEŞTİRME BAŞVURUSU

BAŞVURU DİLEKÇESİ:

YARGITAY BİRİNCİ BAŞKANLIĞINA

ANKARA

TALEP EDEN              : Av. Fatih KARAMERCAN - (T.C. Kimlik No: 3.........8)
                                      (Adres antettedir)

TALEBİN KONUSU : Belirsiz alacak davası şeklinde açılan davada, davalının daha önce temerrüde düşürülmediği durumlarda, talep artırımı yapıldığı takdirde, faizin tüm alacak için dava tarihinden itibaren işletileceği yoksa geçici değer ve talep artırımındaki değer üzerinden ayrı ayrı mı işletileceği konusu oluşturmaktadır.

KONUNUN GELİŞİMİ

Öncelikle, 6100 sayılı HMK m. 107 hükmü ile getirilen belirsiz alacak davasının hukukî niteliğini ortaya koymak gereklidir.

"Belirsiz alacak davası, davacının, alacağının tümünün hüküm altına alınmasını amacıyla açtığı TAM BİR EDA DAVASIDIR.(EK-1 SİMİL, Cemil, Belirsiz Alacak Davası, İstanbul, 2013, s. 23, 111, 299)

"Kanaatimizce, belirsiz alacak davası kısmi dava olmadığı gibi kısmi davanın bir türü de değildir." (EK-2 SİMİL, s. 105)

Belirsiz alacak davasının hukukî niteliğini ortaya koyduktan sonra başvuru konumuz çerçevesinde doktrindeki görüşler şu şekildedir.

"Kanaatimizce, belirsiz alacak davası, davanın açıldığı tarihte belirlenemeyen alacağının tamamının hüküm altına alınmasını amacı taşıdığı için, davacının dava dilekçesinde faiz istemesi durumunda, sadece geçici değer bakımından değil alacağının tümü bakımından davanın açıldığı tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerektiği kabul edilmelidir. Başka bir deyişle, faize hükmedilirken, davacının talebini belirlediği tarih dikkate alınmayacaktır. Bu, belirsiz alacak davasının açılmasının sonuçlarının sadece geçici miktar veya değer için değil, alacağın tümü bakımından doğurmasından kaynaklanmaktadır." (EK-3 SİMİL, s. 346, 347)

"... belirsiz alacak davasında, alacağın tümünün hüküm altına alınması talep edildiği için, sadece geçici talep sonucu için değil, alacağın tümü için davanın açıldığı andan itibaren faize hükmedilmesi gerekir." (EK-4 PEKCANITEZ, Hakan, Pekcanıtez Usûl Medenî Usûl Hukuku, C: II, 15. Bası, İstanbul, 2017, s. 1021)

"Belirsiz alacak davasında faiz istenmesi halinde, yalnızca başlangıçtaki geçici talebe değil, daha sonra arttırılmış tutar da dahil tüm alacağa faiz işletilir." (EK-5 YILMAZ, Ejder, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, C: 2, 3. Baskı, Ankara, 2017, s. 1647)

"... kısmî davadan farklı olarak, belirsiz alacak davasında, başlangıç anına ilişkin olarak dava dilekçesinde herhangi bir belirlemede bulunulmamışsa, yani, borçlu, daha önceden, temerrüde düşürülmemişse, faizin, sadece dava dilekçesinde belirtilen kesim için değil; belirsiz olan kesimi de dahil, alacağın tamamı için, bu davanın açıldığı anın (tarihin) baz alınmak suretiyle yürütülmesi ve hesaplanması gerekir." (EK-6 TANRIVER, Süha, Medenî Usûl Hukuku, C: I, Ankara, 2016, s. 595)

"Belirsiz alacak davasında; kesin talep sonucunda talep edilen tüm alacak için davanın açılmasıyla faiz işlemeye başlar." (EK-7 GÖRGÜN, L. Şanal; BÖRÜ, Levent; TORAMAN, Barış; KODAKOĞLU, Mehmet, Medenî Usûl Hukuku, 6. Baskı, Ankara, 2017, s. 301)

"... alacak için temerrüt faizi talep edilebilen hâllerde, alacağın tamamı bakımından davanın açıldığı tarih esas alınır." (EK-8 ATALI, Murat; ERMENEK, İbrahim; ERDOĞAN, Ersin; Medenî Usul Hukuku, Ankara, 2018, s. 345)

Kanımızca da, belirsiz alacak davası şeklinde açılan bir davada, davalının daha önce temerrüde düşürülmediği durumlarda, talep artırımı yapıldığı takdirde, faizin tüm alacak için dava tarihinden itibaren işletilmesi, belirsiz alacak davasının hukukî niteliğine uygun düşmektedir.

Doktrinde bulunan akademisyenlerin eserlerindeki görüşlerini belirttikten sonra Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ve Yargıtay Hukuk Daireleri’nin bu konuda vermiş oldukları içtihatlara yer verilmiştir.

BİLGİ : Talep konumuz ile ilgili bire bir uyan Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları (her bir daireye ilişkin en fazla 4 karar) aşağıda sunulmaktadır. Son olarak, işçilik alacaklarından kaynaklı davaların bir kısmının temyiz incelemesi Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nce, bir kısmı ise Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nce yapılmaktadır. Bu bağlamda, belirsiz alacak davası şeklinde açılan işçilik alacaklarına ilişkin her ne kadar Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nce "kısmi eda külli tespit" davası şeklinde bir dava türü oluşturulmuş ise de aşağıda yer verilecek Y. HGK. 28.02.2018, 2015/9-3162 E. - 2018/369 K. sayılı Kararı’nda da (EK-9) belirtildiği üzere, böyle bir durumda, belirsiz alacak davasının koşulları oluşmuş ve bu nedenle belirsiz alacak davasının hukukî sonuçları uygulanmalıdır.

BELİRSİZ ALACAK DAVASI ŞEKLİNDE AÇILAN DAVADA
DAVALININ DAHA ÖNCE TEMERRÜDE DÜŞÜRÜLMEDİĞİ DURUMLARDA
TALEP ARTIRIMI YAPILDIĞI TAKDİRDE FAİZİN TÜM ALACAK İÇİN
DAVA TARİHİNDEN İTİBAREN İŞLETİLMESİ YÖNÜNDEKİ
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU VE YARGITAY HUKUK DAİRESİ KARARLARI

(YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI)

“… dava belirsiz alacak davası olduğuna göre, bu davanın açılması ile doğacak olan maddi ve şekli hukuk sonuçlarının (zamanaşımının kesilmesi ve diğerleri) bu dava için de geçerli olması gerekeceğinden, mahkemece talep arttırım dilekçesi verilerek arttırılan miktarlar dâhil alacakların tümüne dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru olmuştur.

Her ne kadar Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında, davacının belirleyebildiği asgari miktar yerine cüzi miktarlar üzerinden dava açtığı, bu hâlde davanın 6100 sayılı HMK'nın 107'nci maddesinin gerekçesinde belirtilen "kısmi eda külli tespit" davası olarak nitelendirilmesi gerektiği, bu durumda talep arttırım dilekçesi verilerek arttırılan alacak kısımlarına talep arttırım tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği, bu nedenle Özel Daire bozma kararı yerinde olup direnme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüş ise de, Kurul çoğunluğu tarafından bu görüş benimsenmemiştir.

Hâl böyle olunca, direnme kararı yukarıda açıklanan nedenlerle onanmalıdır.” (EK-9 Y. HGK. 28.02.2018, 2015/9-3162 E. - 2018/369 K.)

(YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ KARARI)

“… dava tarihi itibariyle belirsiz alacak davası niteliğindeki davada yapılan yargılama sırasında harcının da tamamlandığı 22.12.2015 havale tarihli dilekçe ile ziynetlerle katkı miktarı 22.401 TL'ye yükseltildiğine, davanın niteliği itibariyle talebin açıklanması ve arttırılması niteliğindeki bu dilekçe ıslah dilekçesi olmadığına göre, mahkemece usul ve yasaya uygun olarak hesaplanan 18.306,75 TL katkı payı alacağının tamamına dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, değerlendirmede hata yapılarak faiz yönünden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Davacı vekilinin bu hususa ilişen temyiz itirazları yerindedir.” (EK-10 Y. 8. HD. 18.12.2018, 2016/17883 E. - 2018/20413 K.)

(YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ KARARLARI)

“… 2- Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacının davasını belirsiz alacak davası olarak açması nedeniyle tüm maddi alacak miktarına davalı sürücü yönünden kaza tarihinden itibaren, davalı Güvence Hesabı yönünden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmeyeceğinden hükmün, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nin 438/7. maddesi gereğince düzelterek onanmasına karar vermek gerekmiştir.” (EK-11 Y. 17. HD. 06.03.2019, 2016/6474 E. - 2019/2561 K.)

* * *

“… belirsiz alacak davasına konu edilen tazminatın tamamı için dava tarihi itibariyle mütemerrit olan davalı aleyhine, artırılan tazminat bölümü için de dava tarihinden temerrüt faizine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA(EK-12 Y. 17. HD. 18.02.2019, 2016/5913 E. - 2019/1593 K.)

* * *

“… Davacının davasını belirsiz alacak davası olarak açması nedeniyle tüm tazminat için dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmeyeceğinden hükmün, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nin 438/7. maddesi gereğince düzelterek onanmasına karar vermek gerekmiştir.” (EK-13 Y. 17. HD. 19.11.2018, 2016/294 E.  - 2018/10893 K.)

* * *

“… Söz konusu dava belirsiz alacak davası olarak açılmasına göre davacının alacağının tamamına talep göz önüne alınarak dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken; ıslah dilekçesinde faiz talep edilmediği gerekçesiyle 5.000,00 TL'nin dava tarihi olan 22/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, 27.935.60 TL'nin davalıdan tahsili ile davacı Güllü Soylu'ya verilmesine karar verilmesi doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK'nin geçiçi 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nin 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.” (EK-14 Y. 17. HD. 09.07.2018, 2015/11978 E. - 2018/6937 K.)

(YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ KARARLARI)

“… 3- Diğer yandan, dava dilekçesinde, davanın belirsiz alacak davası türünde açıldığı belirtilmiş olmasına rağmen alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, dava ve ıslah tarihleri nazara alınarak hüküm kurulması hatalıdır.” (EK-15 Y. 22. HD. 04.07.2019, 2017/23123 E. - 2019/15054 K.)

* * *

“… fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları bakımından, taleplerin belirsiz alacak davası olması sebebiyle, hüküm altına alınan miktarlarda faiz başlangıç tarihlerinin belirlenmesinde, dava tarihi ve miktar artırım tarihi şeklinde ayrım yapılmamalı, anılan alacaklarda hüküm altına alınacak tüm miktara dava tarihinden itibaren faiz işletilmelidir. Mahkemece eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” (EK-16 Y. 22. HD. 26.06.2019, 2016/30564 E. - 2019/14166 K.)

* * *

“… fazla çalışma alacağının belirsiz alacak davasına konu olabileceği Dairemiz uygulamasında kabul edildiğinden ve davacı tarafından da fazla çalışma alacağı belirsiz alacak davası niteliğinde dava açıldığından, söz konusu alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.” (EK-17 Y. 22. HD. 11.06.2019, 2017/22832 E. - 2019/12551 K.)

* * *

“… 2- Dava belirsiz alacak davası olup, hüküm altına alınan tazminat ve alacaklarının tamamına dava tarihinden itibaren faize karar verilmesi gerekir. Mahkemece ıslah ile arttırılan miktara dava tarihi yerine ıslah tarihinden itibaren faizle karar verilmesi hatalıdır.” (EK-18 Y. 22. HD. 07.05.2019, 2017/21877 E. - 2019/9893 K.)

BELİRSİZ ALACAK DAVASI ŞEKLİNDE AÇILAN DAVADA
DAVALININ DAHA ÖNCE TEMERRÜDE DÜŞÜRÜLMEDİĞİ DURUMLARDA
TALEP ARTIRIMI YAPILDIĞI TAKDİRDE FAİZİN
GEÇİCİ DEĞER VE TALEP ARTIRIMINDAKİ DEĞER ÜZERİNDEN
AYRI AYRI İŞLETİLMESİ YÖNÜNDEKİ
YARGITAY HUKUK DAİRESİ KARARLARI

(YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ KARARLARI)

“… 2- Dava niteliği itibariyle kısmi eda külli tespit talepli belirsiz alacak davası olup, kıdem tazminatı dışındaki alacaklar bakımından dava dilekçesi ile istenilen miktara dava, ıslah-talep arttırım dilekçesi ile arttırılan miktara ıslah-talep arttırım tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, ihbar tazminatı alacağının tamamı için dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi hatalı olup bozma sebebi ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün HMK’nun geçici 3/2 maddesi yollaması ile HUMK’nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.” (EK-19 Y. 9. HD. 04.07.2019, 2016/5783 E. - 2019/14995 K.)

* * *

“… 3- Davacı kısmi eda külli tespit istemli belirsiz alacak davası açmış olup bu dava türünde faiz başlangıcı yönünden Dairemiz uygulaması kısmi dava esasları ile aynı olup kıdem tazminatı dışındaki hüküm altına alınan alacaklar bakımından dava dilekçesi ile istenen miktar için dava, ıslah (talep artırımı) dilekçesiyle artırılan miktar için ise, ıslah (talep artırımı) tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken kıdem tazminatı dışındaki diğer alacaklar için dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.” (EK-20 Y. 9. HD. 03.07.2019, 2016/5687 E. - 2019/14903 K.)

* * *

“… 2- Dava niteliği itibariyle kısmi eda külli tespit talepli belirsiz alacak davası olup, kıdem tazminatı dışındaki alacaklar bakımından dava dilekçesi ile istenilen miktara dava, ıslah-talep arttırım dilekçesi ile arttırılan miktara ıslah- talep arttırım tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil, yıllık ücretli izin ve ücret alacağının tamamı için dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi ayrıca hatalı olup bozma sebebi ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün HMK’nun geçici 3/2 maddesi yollaması ile HUMK’nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.” (EK-21 Y. 9. HD. 31.05.2019, 2016/1911 E. - 2019/12752 K.)

* * *

“… Belirsiz alacak davalarında da faizin dava ve talep artırım tarihinden itibaren yürütülmesi gerektiği düşünülmeksizin tüm alacak miktarı için dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi hatalıdır.(EK-22 Y. 9. HD. 28.02.2019, 1519/5014 sayılı Kararı)

SONUÇ           : Yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere, doktrindeki görüşlere ve kişisel görüşümüze göre, belirsiz alacak davası şeklinde açılan bir davada, davalının daha önce temerrüde düşürülmediği durumlarda, talep artırımı yapıldığı takdirde, faizin tüm alacak için dava tarihinden itibaren işletilmesi, belirsiz alacak davasının hukukî niteliğine uygun düşeceğini tekrar belirterek her türlü takdir hakkı sayın Yargıtay Birinci Başkanlığı’na ait olmak üzere TALEP KONUMUZA AİT YARGITAY HUKUK GENEL KURULU VE YARGITAY HUKUK DAİRELERİ’NCE VERİLMİŞ OLAN İÇTİHATLAR ARASINDAKİ FARKLILIKLAR NEDENİ İLE İÇTİHATLARIN BİRLEŞTİRİLMESİNİ saygı ile dilerim. 07.11.2019

Talep Eden
Av. Fatih KARAMERCAN, LL.M.

EKİ         : Kimlik fotokopisi.

1-) SİMİL, Cemil, Belirsiz Alacak Davası, İstanbul, 2013, s. 23, 111, 299.

2-) SİMİL, s. 105.

3-) SİMİL, s. 346, 347.

4-) PEKCANITEZ, Hakan, Pekcanıtez Usûl Medenî Usûl Hukuku, C: II, 15. Bası, İstanbul, 1021.

5-) YILMAZ, Ejder, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, C: 2, 3. Baskı, Ankara, 2017, s. 1647.

6-) TANRIVER, Süha, Medenî Usûl Hukuku, C: I, Ankara, 2016, s. 595.

7-) GÖRGÜN, L. Şanal; BÖRÜ, Levent; TORAMAN, Barış; KODAKOĞLU, Mehmet, Medenî Usûl Hukuku, 6. Baskı, Ankara, 2017, s. 301.

8-) ATALI, Murat; ERMENEK, İbrahim; ERDOĞAN, Ersin; Medenî Usul Hukuku, Ankara, 2018, s. 345.

9-) Y. HGK. 28.02.2018, 2015/9-3162 E. - 2018/369 K.

10-) Y. 8. HD. 18.12.2018, 2016/17883 E. - 2018/20413 K.

11-) Y. 17. HD. 06.03.2019, 2016/6474 E. - 2019/2561 K.

12-) Y. 17. HD. 18.02.2019, 2016/5913 E. - 2019/1593 K.

13-) Y. 17. HD. 19.11.2018, 2016/294 E. - 2018/10893 K.

14-) Y. 17. HD. 09.07.2018, 2015/11978 E. - 2018/6937 K.

15-) Y. 22. HD. 04.07.2019, 2017/23123 E. - 2019/15054 K.

16-) Y. 22. HD. 26.06.2019, 2016/30564 E. - 2019/14166 K.

17-) Y. 22. HD. 11.06.2019, 2017/22832 E. - 2019/12551 K.

18-) Y. 22. HD. 07.05.2019, 2017/21877 E. - 2019/9893 K.

19-) Y. 9. HD. 04.07.2019, 2016/5783 E. - 2019/14995 K.

20-) Y. 9. HD. 03.07.2019, 2016/5687 E. - 2019/14903 K.

21-) Y. 9. HD. 31.05.2019, 2016/1911 E. - 2019/12752 K.

22-) Y. 9. HD. 28.02.2019, 1519/5014 sayılı Kararı.

 

BAŞVURU SONUCU:

T.C.
YARGITAY
Birinci Başkanlığı

10.03.2021

Sayı    : E-60482426/1484/2605-619
Konu  : Kurul Kararı

 

Sayın Avukat Fatih KARAMERCAN
Çınarlı Mah. İslam Kerimov Cad.
No:1 (Martı Tower) Kat:8 Daire:804

Konak/İZMİR
 

İlgi     : 07.11.2019 tarihli dilekçeniz.

Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 25.02.2021 tarih ve 60 sayılı karar sureti ilişikte gönderilmiştir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

                                                                                              Fevzi YILDIRIM
                                                                                              Yargıtay Üyesi
                                                                                              Genel Sekreter 

 

EK    : Karar Sureti

 

Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 25/02/2021 tarihli ve 60 sayılı
Kararı
Yargıtay Kanunu'nun 10. maddesi gereğince toplanan Kurulumuzca:

 

Belirsiz alacak davası şeklinde açılan davada, davalının daha önce temerrüde düşürülmediği durumlarda talep arttırımı yapıldığı takdirde faizin tüm alacak için dava tarihinden itibaren mi işletileceği yoksa geçici değer ve talep artırımındaki değer üzerinden ayrı ayrı mı işletileceği konusunda; Avukat Fatih Karamercan imzalı; 07.11.2019 tarihli; 2019/37963 sayılı içtihatları birleştirme başvurusunda;

Hukuk Genel Kurulu Başkanlığı: 28.02.2018 tarih, E:2015/9-3162 K:2018/369;

Sekizinci Hukuk Dairesi Başkanlığının: 18.12.2018 tarih, E:2016/17883 K:2018/20413;

Onyedinci Hukuk Dairesi Başkanlığının: 25.06.2015 tarih, E:2016/6474 K:2019/2561; 18.02.2019 tarih, E:2016/5913 K:2019/1593; 19.11.2018 tarih, E:2016/294 K:2018/10893; 09.07.2018 tarih, E:2015/11978 K:2018/6937;

(Kapatılan) Yirmiikinci Hukuk Dairesi Başkanlığının: 26.06.2019 tarih, E:2017/23123 K:2019/15054; 26.06.2019 tarih, E:2016/30564 K:2019/14166; 11.06.2019 tarih, E:2017/22832 K:2019/12551; 07.05.2019 tarih, E:2017/21877 K:2019/9893;

Dokuzuncu Hukuk Dairesi Başkanlığının: 04.07.2019 tarih, E:2016/5783 K:2019/14995; 03.07.2019 tarih, E:2016/5687 K:2019/14903; 31.05.2019 tarih, E:2016/1911 K:2019/12752; 28.02.2019 tarih, E:2019/1519 K:2019/5014; sayılı kararları arasında içtihat aykırılığı bulunduğu ileri sürülmesi üzerine ilgili daire başkanlıklarının ve Hukuk Genel Kurulu Başkanlığının görüşleri alındı.

Gereği görüşüldü:

Aykırılık bulunduğu ileri sürülen kararlar arasında içtihat aykırılığı sonucunu doğuracak sürekli bir durum mevcut olmadığı anlaşıldığından içtihatları birleştirme yoluna gidilmesine gerek olmadığına;

25.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.