BEN EŞİMDEN BİR ADIM BEKLİYORUM ŞEKLİNDEKİ BEYAN BARIŞMA GİRİŞİMİ NİTELİĞİNDE OLUP AF OLARAK NİTELENDİRİLEMEZ.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/3623
Karar No : 2024/324
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 28.02.2023
SAYISI : 2021/2752 E., 2023/524 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; davalının, ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını, müvekkilinin ailesine soğuk davrandığını, ortak evi habersizce boşattığını, bu nedenlerle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, davacının başka kadınlarla birlikte olduğunu ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, müvekkilinin ise boşanmak istemediğini, davacının tam kusurlu olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraf tanıkları ile özellikle ortak çocuklar M. ve Ş. nin beyanları birlikte değerlendirildiğinde davacı tanık beyanlarına itibar edilmediği, davacının iddialarını kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın reddi ve kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı deliller ile kanuna uygun sebeplere, delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine ve özellikle davalının 09.03.2021 tarihli duruşmadaki "Ben eşimle severek evlendim, boşanmak istemiyorum, kocamı çok seviyorum" şeklindeki beyanı ve 15.04.2021 tarihli duruşmadaki "Ben eşimden ayrılmak istemiyorum, eşim hatalıdır, halen eve gelip gidiyor, ben eşimden bir adım bekliyorum" seklindeki sözleri ile erkeği affettiğinin anlaşıldığı, affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olayların taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği, bu sebeple boşanma davasının reddi ile davacıya kusur yüklenilmemesinde bir yanlışlık bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında verilen karar gerekçesinin yerinde olup olmadığı, davacı erkeğe kusur yüklenilmesi gerekip gerekmesiği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 297 nci maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında, “evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği” hükme bağlanmıştır. Bu hükmü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçimde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir.
2. 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde ise, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin hükmün kapsamında yer alması gerektiği düzenlenmiştir.
3. Öncelikle belirtmek gerekir ki; 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine göre boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Bununla birlikte, hiç kimse sırf kendi kusuruna dayanarak boşanma hükmü elde edemez.
4. Somut uyuşmazlıkta, davacı erkek tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı açılan boşanma davasının ispatlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş, kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı kadın, kusur belirlemesi yapılmadan hüküm kurulduğu gerekçesi ile temyiz yoluna başvurmuştur. Davalı kadın tarafından dilekçeler aşamasında, davacı erkeğe yönelik sadakatsizlik kusuruna dayanıldığı, davalı kadının 09.03.2021 tarihli duruşmada, "Ben eşimle severek evlendim, boşanmak istemiyorum, kocamı çok seviyorum" şeklindeki ve 15.04.2021 tarihli duruşmada, "Ben eşimden ayrılmak istemiyorum, eşim hatalıdır, halen eve gelip gidiyor, ben eşimden bir adım bekliyorum" şeklindeki beyanlarının, özellikle "... ben eşimden bir adım bekliyorum" ifadesi dikkate alındığında "barışma girişimi" niteliğinde olduğu, "af veya hoşgörü" kapsamında değerlendirilemeyeceği, toplanan delillerden ise davacı erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği ve tam kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Bu duruma göre, davalı kadının kusurlu bir davranışının ispatlanamadığından, erkeğin davasının reddi doğru ise de davacı erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal etmek suretiyle tam kusurlu olduğu ve kendi kusuruna dayanarak boşanma hükmü elde edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, gerekçe yönünden hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi yönünden davalı kadın lehine BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Mehmet Kasım Çetin Sedat Demirtaş Seydi Kahveci Erdem Şimşek Şaban Kazdal
BİLGİ : "Evlilik birliğinin devamı için barışma teklifi veya görüşmesi af niteliğinde kabul edilemez" şeklindeki Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 06 Haziran 2022 tarihli kararı için bkz.
BEN EŞİMDEN BİR ADIM BEKLİYORUM ŞEKLİNDEKİ BEYAN BARIŞMA GİRİŞİMİ NİTELİĞİNDE OLUP AF OLARAK NİTELENDİRİLEMEZ.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/3623
Karar No : 2024/324
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 28.02.2023
SAYISI : 2021/2752 E., 2023/524 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; davalının, ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını, müvekkilinin ailesine soğuk davrandığını, ortak evi habersizce boşattığını, bu nedenlerle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, davacının başka kadınlarla birlikte olduğunu ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, müvekkilinin ise boşanmak istemediğini, davacının tam kusurlu olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraf tanıkları ile özellikle ortak çocuklar M. ve Ş. nin beyanları birlikte değerlendirildiğinde davacı tanık beyanlarına itibar edilmediği, davacının iddialarını kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın reddi ve kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı deliller ile kanuna uygun sebeplere, delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine ve özellikle davalının 09.03.2021 tarihli duruşmadaki "Ben eşimle severek evlendim, boşanmak istemiyorum, kocamı çok seviyorum" şeklindeki beyanı ve 15.04.2021 tarihli duruşmadaki "Ben eşimden ayrılmak istemiyorum, eşim hatalıdır, halen eve gelip gidiyor, ben eşimden bir adım bekliyorum" seklindeki sözleri ile erkeği affettiğinin anlaşıldığı, affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olayların taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği, bu sebeple boşanma davasının reddi ile davacıya kusur yüklenilmemesinde bir yanlışlık bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında verilen karar gerekçesinin yerinde olup olmadığı, davacı erkeğe kusur yüklenilmesi gerekip gerekmesiği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 297 nci maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında, “evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği” hükme bağlanmıştır. Bu hükmü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçimde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir.
2. 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde ise, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin hükmün kapsamında yer alması gerektiği düzenlenmiştir.
3. Öncelikle belirtmek gerekir ki; 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine göre boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Bununla birlikte, hiç kimse sırf kendi kusuruna dayanarak boşanma hükmü elde edemez.
4. Somut uyuşmazlıkta, davacı erkek tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı açılan boşanma davasının ispatlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş, kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı kadın, kusur belirlemesi yapılmadan hüküm kurulduğu gerekçesi ile temyiz yoluna başvurmuştur. Davalı kadın tarafından dilekçeler aşamasında, davacı erkeğe yönelik sadakatsizlik kusuruna dayanıldığı, davalı kadının 09.03.2021 tarihli duruşmada, "Ben eşimle severek evlendim, boşanmak istemiyorum, kocamı çok seviyorum" şeklindeki ve 15.04.2021 tarihli duruşmada, "Ben eşimden ayrılmak istemiyorum, eşim hatalıdır, halen eve gelip gidiyor, ben eşimden bir adım bekliyorum" şeklindeki beyanlarının, özellikle "... ben eşimden bir adım bekliyorum" ifadesi dikkate alındığında "barışma girişimi" niteliğinde olduğu, "af veya hoşgörü" kapsamında değerlendirilemeyeceği, toplanan delillerden ise davacı erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği ve tam kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Bu duruma göre, davalı kadının kusurlu bir davranışının ispatlanamadığından, erkeğin davasının reddi doğru ise de davacı erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal etmek suretiyle tam kusurlu olduğu ve kendi kusuruna dayanarak boşanma hükmü elde edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, gerekçe yönünden hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi yönünden davalı kadın lehine BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Mehmet Kasım Çetin Sedat Demirtaş Seydi Kahveci Erdem Şimşek Şaban Kazdal
BİLGİ : "Evlilik birliğinin devamı için barışma teklifi veya görüşmesi af niteliğinde kabul edilemez" şeklindeki Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 06 Haziran 2022 tarihli kararı için bkz.