
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNDE BELİRSİZ ALACAK DAVASI AÇISINDAN TALEP ARTIRIMI YAPILMASINA YASAL BİR ENGEL BULUNMAMAKTADIR.
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2024/19
Karar No : 2024/2169
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 07.11.2023
SAYISI : 2023/362 E., 2023/1055 K.
Taraflar arasında Siirt 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü.
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre, tespit edilen toplam alacak miktarı 53.535,01 TL ve davalı aleyhine hükmedilen alacak miktarı 23.377,40 TL olup, dava tarihinde işçinin çalışması devam etmekte ise de söz konusu miktarlar yönünden hükmün sonraya etkisinin dava tarihi olan 29.05.2016 tarihi ile 01.03.2015-28.02.2017 dönemini kapsayan son toplu iş sözleşmesinin bitim tarihi olan 28.02.2017 tarihleri arasındaki dönem ile sınırlı olduğu anlaşılmakla; temyize konu edilen toplam miktar, 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin altında kaldığından davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalıya ait işyerinde itfaiye eri olarak çalıştığını,Türkiye Belediyeler ve Genel Hizmetleri İşçileri Sendikası üyesi olması nedeniyle Sendika ile Siirt Belediye Başkanlığı arasında bağıtlanan toplu iş sözleşmesi hükümlerine tâbi olduğunu, davacının aylık ücreti, hafta tatili ücreti, fazla çalışma ücreti ve yemek yardımı ücretinin eksik ödendiğini ileri sürerek %25 zamlı gece çalışması ücret alacağı, fazla sürelerle çalışma ve fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve yemek ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacının taleplerinin haksız olduğunu, fazla çalışma ve hafta tatili ücretlerinin ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Siirt 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 29.06.2021 tarihli ve 2020/546 Esas, 2021/343 Karar sayılı kararı ile; toplanan kanıtlara ve aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 11.11.2021 tarihli ve 2021/937 Esas, 2021/1388 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin fazla çalışma ücreti talebinin kabulüne dair kararı ile fazla sürelerle çalışma ücretinin reddine dair kararının hatalı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 08.02.2022 tarihli ve 2022/1011 Esas, 2022/1478 Karar sayılı ilâmı ile; davalı vekilinin temyiz isteminin miktardan reddine karar verilerek davacı vekilinin temyizi yönünden, fazla çalışma ücretinde yeterli gerekçe oluşturulmadan bir kısım dosyalar emsal gösterilmek suretiyle ret kararı verildiği, tüm dosya kapsamı dikkate alındığında itfaiye eri olarak çalışan davacının ayda bir hafta 08.00-16.00 saatleri arasında haftada 7 gün çalıştığı, ayda üç hafta ise 16.00-08.00 saatleri arasında 16 saat çalışmadan sonra 56 saat dinlendiği, bu çalışma biçimine göre davacının ayda üç haftalık dönemde 16.00-08.00 saatleri arasındaki çalışmalarının gece çalışması olduğu, her ne kadar bu çalışma biçiminde haftalık çalışma süresi 45 saati aşmasa da 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 63 üncü maddesine göre gece 7,5 saati geçen çalışmaların fazla çalışma olarak kabulü gerektiği, gece çalışmasında ilişkin zamlı ücret ile fazla çalışma ücretinin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği, bu değerlendirme yapılmadan davacının fazla çalışma ücreti ve gece zammı (ücret zammı) talebi yönünden eksik inceleme ile sonuca gidilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 25.10.2022 tarihli ve 2022/383 Esas, 2022/1426 Karar sayılı kararı ile; bozma kararı doğrultusunda toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar konusunda alınan bilirkişi raporuna dayanılarak ve davacı vekilince talep sonucunu açıklamak ve ıslah yapmak üzere süre talep edilmesi üzerine talep sonucunu açıklamak üzere süre verildikten sonra 06.10.2022 e-imza tarihli dilekçe ile bedel artırımı talebinde bulunulmuş olup istinaf aşamasında ıslah veya bedel artırımı mümkün olmadığından bu talebin yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 14.03.2023 tarihli ve 2023/273 Esas, 2023/3904 Karar sayılı kararı ile; davalının temyiz dilekçesinin miktardan reddine, davacı temyizi yönünden yapılan incelemede ise somut olayda dosya kapsamına göre davacının 16.00-08.00 saatleri arasında 16 saatlik çalışmasından iki saat ara dinlenme süresi düşülerek fiilen 14 saat çalıştığı kabulü ile fazla çalışma ücretinin hesaplanması gerekirken, sadece 20.00-06.00 saatleri arasında çalışma yapıldığı kabulü ile hesaplama yapan hatalı bilirkişi raporuna göre karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. Bölge Adliye Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda fazla çalışma ücreti açısından bilirkişiden ek rapor alınarak alacağın tespit edildiği, istinaf aşamasında ıslah veya talep artırımı mümkün olmadığından davacı vekilinin ıslah talebinin yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma alacaklarının usul ve yasaya aykırı olarak hesaplandığını, hiçbir şekilde gece çalışan işçilere % 25 oranındaki zamlı ücretlerin ödenmediğini, hafta tatili alacağının eksik hesaplandığını, ıslah dilekçesine itibar edilmeksizin fazla çalışma ve gece zammı ücretinin hüküm altına alınmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı tarafın temyiz dilekçesi miktardan reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; fazla çalışma ücreti alacağının hesaplanması ve ödenip ödenmediği ile belirsiz alacak davasında davacıya talebini tam ve kesin olarak belirlemesi için süre verilmesi gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 357 nci maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddeleri.
2. 6100 sayılı Kanun'un "Belirsiz alacak davası" kenar başlıklı 107 nci maddesi şu şekildedir:
"(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.
(2) (Değişik:22/7/2020-7251/7 md.) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.
(3) (Mülga:22/7/2020-7251/7 md.)"
3. 6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesini değiştiren 22.07.2020 tarihli ve 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un (7251 sayılı Kanun) 7 nci maddesinin gerekçesinin ilgili kısmı şu şekildedir:
"...
Uygulamada sorun yaşanan ve doktrinde de tartışılan konu, alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu “an”ın tespitine yöneliktir, ikinci fıkrada yapılan değişiklikle, bu “an”ın, bir başka ifadeyle alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün hale geldiğinin tespiti mahkemece yapılacaktır. Hâkim, alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesinin “mümkün olduğu anda” talebini tam ve kesin olarak belirlemesi için davacıya iki haftalık kesin süre verecektir. Bu süre verme işlemi tahkikat aşaması sona ermeden yapılacaktır. Bu hüküm bölge adliye mahkemesince tahkikat yapıldığı hallerde de uygulanabilecektir. İsviçre hukukunda da kabul edilen genel görüş, hâkimin davacıya talebini belirlemesi için süre vermesi gerektiği yönündedir. Ayrıca 107 nci maddenin ikinci fıkrasında yer alan ve davacının, davanın başında belirtmiş olduğu talebini “artırabileceğine” ilişkin hüküm, yapılan diğer değişikliğin zorunlu sonucu olarak davacının talebini tam ve kesin olarak “belirleyebileceği” şeklinde değiştirilmektedir. Aynı fıkraya eklenen son bir cümleyle, hâkim tarafından verilen kesin süreye rağmen alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenmemesi durumunda davanın talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanacağı açıkça hükme bağlanmaktadır.
..."
4. 4857 sayılı Kanun'un 41, 63, 68 ve 69 uncu maddeleri, Postalar Halinde İşçi Çalıştırılarak Yürütülen İşlerde Çalışmalara İlişkin Özel Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in 7 nci maddesi.
5. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 05.07.2023 tarihli ve 2023/10294 Esas, 2023/10943 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. İlâmın İlgili Hukuk bölümünün (2) numaralı paragrafında da belirtildiği gibi belirsiz alacak davasında davacıya, alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda iddianın genişletilmesi yasağına tâbi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilme hakkı tanınmaktadır.
3. 7251 sayılı Kanun'la 107 nci maddenin ikinci fıkrası yeniden düzenlenerek hâkim tarafından davacıya tahkikat sona ermeden talebini tam ve kesin olarak belirleyebilmesi için iki haftalık kesin süre verilmesi öngörülmüştür. Bu Kanun ile maddede yapılan değişiklikler Dairemizce, şartları mevcut olan belirsiz alacak davasında yapılan yargılama ile alacağın belirli hâle gelmesi durumunda hâkimin geçici talep sonucunu kesin talep sonucuna dönüştürmesi için alacaklıya süre vermesi gerektiği yönünde değerlendirilmiştir. Ayrıca Kanun'un gerekçesinde de bu sürenin, alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda hâkim tarafından verilmesi gerektiği ifade edilmektedir. Bu sebeple, belirsiz alacak davasının şartlarını taşıyan bir davada Kanun'da belirtilen an hâkim tarafından resen gözetilmeli ve davacıya resen kesin süre verilmelidir. Davacının verilen süreye rağmen geçici talep sonucunu kesin talep sonucuna dönüştürmemesi durumunda davanın, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanacağı 107 nci maddenin ikinci fıkrasının son cümlesinde düzenlenmiştir.
4. Diğer yandan 6100 sayılı Kanun'un 357 inci maddesinin birinci fıkrasındaki açık düzenleme uyarınca Bölge Adliye Mahkemesinde ıslah yapılamaz ise de talep artırımı yapılmasına yasal bir engel bulunmamaktadır.
5. Somut uyuşmazlıkta dava belirsiz alacak davası türünde açılmış olup bozma sonrasında alınan 20.08.2023 tarihli bilirkişi raporunda fazla çalışma ücreti hesaplanmış, davacı vekili söz konusu alacak için ıslah dilekçesi sunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesinde ıslah yapılamayacağı gerekçesiyle davacının ıslah dilekçesine itibar edilmemesi yerinde ise de davacıya talep artırım dilekçesi sunması için süre verilmeden karar verilmesi, ilâmın İlgili Hukuk bölümünün (2) ve (3) numaralı paragraflarında belirtilen kanun hükmü ve gerekçesi karşısında hatalıdır.
6. Dairemiz bozma ilâmı üzerine fazla çalışma ücreti alacağının yeniden hesaplandığı ve yapılan yargılama ile alacağın belirli hâle geldiği açıktır. Bölge Adliye Mahkemesince, belirsiz alacak davasında alacağın tamamının dava konusu yapıldığı ve belirsiz alacak davasına konu edilen alacaklar bakımından ek dava açılamayacağı da dikkate alınmak suretiyle, davacı tarafa 6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca talep artırımı dilekçesini sunması için süre verilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
B. Davacı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan V. Üye Üye Üye Üye
Muharrem Akkaya Nevzat Karababa Ömer Faruk Havva Aydınlı Hüseyin Sarıkamış
Erdem
BİLGİ : “İstinaf aşamasında belirsiz alacak davası açısından talep artırım dilekçesi verilebilir” şeklindeki Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 07 Mayıs 2019 tarihli kararı için bkz.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNDE BELİRSİZ ALACAK DAVASI AÇISINDAN TALEP ARTIRIMI YAPILMASINA YASAL BİR ENGEL BULUNMAMAKTADIR.
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2024/19
Karar No : 2024/2169
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 07.11.2023
SAYISI : 2023/362 E., 2023/1055 K.
Taraflar arasında Siirt 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü.
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre, tespit edilen toplam alacak miktarı 53.535,01 TL ve davalı aleyhine hükmedilen alacak miktarı 23.377,40 TL olup, dava tarihinde işçinin çalışması devam etmekte ise de söz konusu miktarlar yönünden hükmün sonraya etkisinin dava tarihi olan 29.05.2016 tarihi ile 01.03.2015-28.02.2017 dönemini kapsayan son toplu iş sözleşmesinin bitim tarihi olan 28.02.2017 tarihleri arasındaki dönem ile sınırlı olduğu anlaşılmakla; temyize konu edilen toplam miktar, 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin altında kaldığından davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalıya ait işyerinde itfaiye eri olarak çalıştığını,Türkiye Belediyeler ve Genel Hizmetleri İşçileri Sendikası üyesi olması nedeniyle Sendika ile Siirt Belediye Başkanlığı arasında bağıtlanan toplu iş sözleşmesi hükümlerine tâbi olduğunu, davacının aylık ücreti, hafta tatili ücreti, fazla çalışma ücreti ve yemek yardımı ücretinin eksik ödendiğini ileri sürerek %25 zamlı gece çalışması ücret alacağı, fazla sürelerle çalışma ve fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve yemek ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacının taleplerinin haksız olduğunu, fazla çalışma ve hafta tatili ücretlerinin ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Siirt 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 29.06.2021 tarihli ve 2020/546 Esas, 2021/343 Karar sayılı kararı ile; toplanan kanıtlara ve aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 11.11.2021 tarihli ve 2021/937 Esas, 2021/1388 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin fazla çalışma ücreti talebinin kabulüne dair kararı ile fazla sürelerle çalışma ücretinin reddine dair kararının hatalı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 08.02.2022 tarihli ve 2022/1011 Esas, 2022/1478 Karar sayılı ilâmı ile; davalı vekilinin temyiz isteminin miktardan reddine karar verilerek davacı vekilinin temyizi yönünden, fazla çalışma ücretinde yeterli gerekçe oluşturulmadan bir kısım dosyalar emsal gösterilmek suretiyle ret kararı verildiği, tüm dosya kapsamı dikkate alındığında itfaiye eri olarak çalışan davacının ayda bir hafta 08.00-16.00 saatleri arasında haftada 7 gün çalıştığı, ayda üç hafta ise 16.00-08.00 saatleri arasında 16 saat çalışmadan sonra 56 saat dinlendiği, bu çalışma biçimine göre davacının ayda üç haftalık dönemde 16.00-08.00 saatleri arasındaki çalışmalarının gece çalışması olduğu, her ne kadar bu çalışma biçiminde haftalık çalışma süresi 45 saati aşmasa da 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 63 üncü maddesine göre gece 7,5 saati geçen çalışmaların fazla çalışma olarak kabulü gerektiği, gece çalışmasında ilişkin zamlı ücret ile fazla çalışma ücretinin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği, bu değerlendirme yapılmadan davacının fazla çalışma ücreti ve gece zammı (ücret zammı) talebi yönünden eksik inceleme ile sonuca gidilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 25.10.2022 tarihli ve 2022/383 Esas, 2022/1426 Karar sayılı kararı ile; bozma kararı doğrultusunda toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar konusunda alınan bilirkişi raporuna dayanılarak ve davacı vekilince talep sonucunu açıklamak ve ıslah yapmak üzere süre talep edilmesi üzerine talep sonucunu açıklamak üzere süre verildikten sonra 06.10.2022 e-imza tarihli dilekçe ile bedel artırımı talebinde bulunulmuş olup istinaf aşamasında ıslah veya bedel artırımı mümkün olmadığından bu talebin yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 14.03.2023 tarihli ve 2023/273 Esas, 2023/3904 Karar sayılı kararı ile; davalının temyiz dilekçesinin miktardan reddine, davacı temyizi yönünden yapılan incelemede ise somut olayda dosya kapsamına göre davacının 16.00-08.00 saatleri arasında 16 saatlik çalışmasından iki saat ara dinlenme süresi düşülerek fiilen 14 saat çalıştığı kabulü ile fazla çalışma ücretinin hesaplanması gerekirken, sadece 20.00-06.00 saatleri arasında çalışma yapıldığı kabulü ile hesaplama yapan hatalı bilirkişi raporuna göre karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. Bölge Adliye Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda fazla çalışma ücreti açısından bilirkişiden ek rapor alınarak alacağın tespit edildiği, istinaf aşamasında ıslah veya talep artırımı mümkün olmadığından davacı vekilinin ıslah talebinin yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma alacaklarının usul ve yasaya aykırı olarak hesaplandığını, hiçbir şekilde gece çalışan işçilere % 25 oranındaki zamlı ücretlerin ödenmediğini, hafta tatili alacağının eksik hesaplandığını, ıslah dilekçesine itibar edilmeksizin fazla çalışma ve gece zammı ücretinin hüküm altına alınmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı tarafın temyiz dilekçesi miktardan reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; fazla çalışma ücreti alacağının hesaplanması ve ödenip ödenmediği ile belirsiz alacak davasında davacıya talebini tam ve kesin olarak belirlemesi için süre verilmesi gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 357 nci maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddeleri.
2. 6100 sayılı Kanun'un "Belirsiz alacak davası" kenar başlıklı 107 nci maddesi şu şekildedir:
"(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.
(2) (Değişik:22/7/2020-7251/7 md.) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.
(3) (Mülga:22/7/2020-7251/7 md.)"
3. 6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesini değiştiren 22.07.2020 tarihli ve 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un (7251 sayılı Kanun) 7 nci maddesinin gerekçesinin ilgili kısmı şu şekildedir:
"...
Uygulamada sorun yaşanan ve doktrinde de tartışılan konu, alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu “an”ın tespitine yöneliktir, ikinci fıkrada yapılan değişiklikle, bu “an”ın, bir başka ifadeyle alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün hale geldiğinin tespiti mahkemece yapılacaktır. Hâkim, alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesinin “mümkün olduğu anda” talebini tam ve kesin olarak belirlemesi için davacıya iki haftalık kesin süre verecektir. Bu süre verme işlemi tahkikat aşaması sona ermeden yapılacaktır. Bu hüküm bölge adliye mahkemesince tahkikat yapıldığı hallerde de uygulanabilecektir. İsviçre hukukunda da kabul edilen genel görüş, hâkimin davacıya talebini belirlemesi için süre vermesi gerektiği yönündedir. Ayrıca 107 nci maddenin ikinci fıkrasında yer alan ve davacının, davanın başında belirtmiş olduğu talebini “artırabileceğine” ilişkin hüküm, yapılan diğer değişikliğin zorunlu sonucu olarak davacının talebini tam ve kesin olarak “belirleyebileceği” şeklinde değiştirilmektedir. Aynı fıkraya eklenen son bir cümleyle, hâkim tarafından verilen kesin süreye rağmen alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenmemesi durumunda davanın talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanacağı açıkça hükme bağlanmaktadır.
..."
4. 4857 sayılı Kanun'un 41, 63, 68 ve 69 uncu maddeleri, Postalar Halinde İşçi Çalıştırılarak Yürütülen İşlerde Çalışmalara İlişkin Özel Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in 7 nci maddesi.
5. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 05.07.2023 tarihli ve 2023/10294 Esas, 2023/10943 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. İlâmın İlgili Hukuk bölümünün (2) numaralı paragrafında da belirtildiği gibi belirsiz alacak davasında davacıya, alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda iddianın genişletilmesi yasağına tâbi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilme hakkı tanınmaktadır.
3. 7251 sayılı Kanun'la 107 nci maddenin ikinci fıkrası yeniden düzenlenerek hâkim tarafından davacıya tahkikat sona ermeden talebini tam ve kesin olarak belirleyebilmesi için iki haftalık kesin süre verilmesi öngörülmüştür. Bu Kanun ile maddede yapılan değişiklikler Dairemizce, şartları mevcut olan belirsiz alacak davasında yapılan yargılama ile alacağın belirli hâle gelmesi durumunda hâkimin geçici talep sonucunu kesin talep sonucuna dönüştürmesi için alacaklıya süre vermesi gerektiği yönünde değerlendirilmiştir. Ayrıca Kanun'un gerekçesinde de bu sürenin, alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda hâkim tarafından verilmesi gerektiği ifade edilmektedir. Bu sebeple, belirsiz alacak davasının şartlarını taşıyan bir davada Kanun'da belirtilen an hâkim tarafından resen gözetilmeli ve davacıya resen kesin süre verilmelidir. Davacının verilen süreye rağmen geçici talep sonucunu kesin talep sonucuna dönüştürmemesi durumunda davanın, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanacağı 107 nci maddenin ikinci fıkrasının son cümlesinde düzenlenmiştir.
4. Diğer yandan 6100 sayılı Kanun'un 357 inci maddesinin birinci fıkrasındaki açık düzenleme uyarınca Bölge Adliye Mahkemesinde ıslah yapılamaz ise de talep artırımı yapılmasına yasal bir engel bulunmamaktadır.
5. Somut uyuşmazlıkta dava belirsiz alacak davası türünde açılmış olup bozma sonrasında alınan 20.08.2023 tarihli bilirkişi raporunda fazla çalışma ücreti hesaplanmış, davacı vekili söz konusu alacak için ıslah dilekçesi sunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesinde ıslah yapılamayacağı gerekçesiyle davacının ıslah dilekçesine itibar edilmemesi yerinde ise de davacıya talep artırım dilekçesi sunması için süre verilmeden karar verilmesi, ilâmın İlgili Hukuk bölümünün (2) ve (3) numaralı paragraflarında belirtilen kanun hükmü ve gerekçesi karşısında hatalıdır.
6. Dairemiz bozma ilâmı üzerine fazla çalışma ücreti alacağının yeniden hesaplandığı ve yapılan yargılama ile alacağın belirli hâle geldiği açıktır. Bölge Adliye Mahkemesince, belirsiz alacak davasında alacağın tamamının dava konusu yapıldığı ve belirsiz alacak davasına konu edilen alacaklar bakımından ek dava açılamayacağı da dikkate alınmak suretiyle, davacı tarafa 6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca talep artırımı dilekçesini sunması için süre verilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
B. Davacı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan V. Üye Üye Üye Üye
Muharrem Akkaya Nevzat Karababa Ömer Faruk Havva Aydınlı Hüseyin Sarıkamış
Erdem
BİLGİ : “İstinaf aşamasında belirsiz alacak davası açısından talep artırım dilekçesi verilebilir” şeklindeki Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 07 Mayıs 2019 tarihli kararı için bkz.