KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

BORÇLUNUN MURİSLERİNİ GÖSTERECEK NÜFUS KAYITLARININ UYAP ÜZERİNDEN TESPİTİ TALEBİ KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASINA AYKIRIDIR.

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2022/7743
Karar No      : 2023/211

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 26.04.2022
NUMARASI                          : 2021/2512 E., 2022/1476 K.
DAVACI                                : Ş.A.
DAVALILAR                         : E.B., Ö.F.B.
DAVA TARİHİ                       : 19.04.2021
HÜKÜM/KARAR                  : Esastan Ret
TEMYİZ EDEN                     : Davacı 
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 5. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                                   : 03.05.2021
SAYISI                                   : 2021/321 E., 2021/223 K.

Taraflar arasındaki şikayet davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın şikayetçi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi Ayşe Kürtün tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; borçlular hakkında başlatılan ilamlı icra takibinde yapılan sorgulamalar sonucunda borcu karşılayacak tutarda mal varlığı bulunmadığının tespit edildiğini, bunun üzerine her iki borçlunun murislerinden kalacak bir miras hakkı olup olmadığının ve tespiti halinde miras haklarına haciz konulması hususunda icra müdürlüğünden murislerini gösterecek nüfus kayıtlarının UYAP üzerinden tespiti için talepte bulunulduğunu, İcra Müdürlüğünce talebin kişisel veri niteliğinde olduğu gerekçesiyle reddedildiğini, icra müdürlüğünün bu konuda yetkisinin bulunduğunu ileri sürerek icra müdürlüğü işleminin iptalini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafın ilgili icra dosyasında talebinin gerek icra müdürlüğünün bu şekilde işlem yapma yükümlülüğünün yasalarda düzenlenmemiş olması, gerekse hakkında araştırma yapılan kişinin özel hayatına müdahale teşkil edebileceğinden ilgili icra müdürlüğü tarafından red kararı verilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Şikayetçi vekili istinaf dilekçesinde; alacağına ulaşamamış olan alacaklının hukuki yararının bulunup bulunmadığının tespiti bakımından murisinin T.C. kimlik numarasının özel hayatın gizliliğine ilişkin temel haktan üstün tutulmasının kabul edilemeyeceğini, icra müdürlüğünün borçluların murisini tespit etme ve miras hakkı var ise talep halinde haciz işleme meşru hak yetkisinin olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; takipte taraf sıfatına haiz olmayan kişi ya da kişilerin, mevcudunun tespiti veya 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında kişisel veri niteliğinde olan bilgilerin elde edilmesi amacıyla herhangi bir araştırma, sorgulama veya inceleme yapılamayacağı, ilk derece mahkemesi kararı hukuka uygun olduğu ve ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde olmadığı ileri sürülerek davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Şikayetçi vekili temyiz dilekçesinde; taleplerinin borçlunun nüfus aile kayıtlarının tespiti değil sistem üzerinden varsa murisinin T.C. kimlik numarasının tespitine ilişkin olduğu, kişisel verinin açıklanması ve paylaşılmasının istinası 6698 Sayılı Yasa'nın 5. ve 28. maddelerinde açıklandığı, Yasa'nın ilgili maddelerine göre icra müdürlüğünün borçluların murisini tespit etme ve miras hakkı var ise talep halinde buna haciz işleme meşru hak ve yetkisinin olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, icra memurunun işleminin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6698 Sayılı Yasa

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemeleri'nin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16/01/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan                Üye                          Üye                       Üye                               Üye
 Ayhan Tuncal       Nebahat Şimşek      Mehmet Çamur     Sabahattin Öztemiz      Mustafa Taner Uyar

 

AYNI YÖNDE KARAR:

T.C.
ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
32. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO   : 2023/1615
KARAR NO  : 2023/2223

DAVANIN KONUSU      : ŞİKAYET
KARAR TARİHİ             : 23/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/11/2023

Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı şikayetçi alacaklı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü;

Şikayetçi alacaklı vekili; Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2021/1771 E sayılı takip dosyasındaki borçlu Şenay K.'nın murisi Emine T.'ye ilişkin mal varlığının sorgulamasının yapılmasını ve borçluya intikal edecek taşınır ve taşınmaz tespiti durumunda haciz konulmasını talep ettiklerini, talebin icra müdürlüğünce usul ve yasaya aykırı olarak reddedildiğini belirterek 10/05/2023 tarihli icra müdürlüğü işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

İlk derece mahkemesi tarafından dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; ''İcra dosyasının tarafı olmayan üçüncü kişiye ait 6698 Sayılı Kanunun 3/1-d maddesi kapsamında kişisel veri niteliğinde bulunan bilgilerin icra müdürlüğünce istenmesi mümkün değildir. Aynı kanunun 28/1-d maddesindeki yargısal organlara tanınan istisna ancak uyuşmazlığın tarafları açısından geçerli olabilecektir. T.C Anayasasının 20/3. maddesine göre, aynı zamanda temel haklardan olan kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının, 6698 Sayılı Kanunun 28/1-d maddesinin geniş yorumlanması ile daraltılması da mümkün değildir. Alacaklının bu talebi ile yapılacak sorgulama ile takip dosyası tarafı olmayan 3. kişilerin bilgilerine ulaşılması mümkün olduğundan, bu istem Anayasal güvenceye bağlanan kişisel verilerin korunması düzenlenmesine aykırıdır. Alacaklının hukuki yararının, üçüncü kişilerin Anayasa ile korunan özel hayatın gizliliğine ilişkin temel hakkından daha üstün tutulmasına olanak bulunmamaktadır. Anayasa Mahkemesinin 09/04/2014 tarihli 2013/122 Esas, 2014/74 Karar sayılı kararında kişisel verilerin niçin gizli tutulması gerektiği ayrıntılı olarak açıklanmış olup, yapılacak bir fayda-zarar kıyaslamasında kişisel verilere kolaylıkla ulaşılmasının yaratması muhtemel olan zararlarının, sağlaması muhtemel olan yararlarına göre daha fazla ve daha mühim olduğu anlaşılmaktadır. Somut olaya bakıldığında, takibin tarafı olmayan 3. kişilerin malvarlığının araştırılması usulsüz olup icra müdürlüğünce talebin reddine karar verilmesinde herhangi bir usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı'' şeklindeki gerekçe ile "Şikayetin reddine" karar verilmiştir.

Şikayetçi alacaklı vekili istinaf dilekçesiyle; borçlunun üst soyunun vefatı sonrasında mirasçılarına kalacak olan miras payına haciz konulabilmesi için müteveffanın mal varlığı sorgusunun yapılmasında müvekkili bankanın ve diğer alacaklıların hukuki menfaatinin bulunduğunu, aktif ve pasif sorgu sonucunda bu hususun ortaya çıkabileceğini, keza borçluların bir çoğunun bu gibi durumlarda reddi miras yoluna giderek haklarına düşen kısımları üzerine geçirmeden diğer paydaşlar üzerinden haklarını almakta olduklarını, İİK'nın 85/son maddesi ve icra hukukunun temel prensipleri gereği alacaklı ve borçlu arasındaki menfaat dengesinin İcra Müdürlüklerince yapılan işlemlerde gözetilmesinin zorunlu olduğu, İcra ve İflas Hukukunda alacaklıları tatmin etmek için, borçlunun haczi kabil taşınır ve taşınmaz mallarının haczolunacağı, mahcuz malların satış suretiyle paraya çevrildikten sonra paranın paylaştırılıp alacaklının tatmin edileceğini, müteveffanın kimlik bilgisini açıkça belirttiklerini, kişiliğin tam ve sağ doğum ile başlayıp ölüm ile son bulacağını, borçlunun murisi Emine T.'nin 01.12.2022 tarihinde vefat etmesi nedeniyle, Anayasanın 20. maddesinde özel hayatın gizliliği düzenlediğinden ve vefat etmiş kişinin özel hayatı olmayacağından dolayı bu gerekçe ile taleplerinin reddedilmesinin usul, yasa ve hakkaniyete aykırı olduğunu, ayrıca Mahkemenin , "...kişilerin verilerinin gizliliğinin güvence altına alındığı, takip ile ilgisi bulunmayan borçlu durumunda olmayan kişilerin kişisel kimlik bilgileri ile durumlarının araştırılmasının İcra Müdürlüğünün görevi kapsamında bulunmadığı..." gerekçesinin de yerinde olmadığını, zira Emine T.'nin vefat ettikten sonra kişisel hakkı olmayacağından, mal varlığının mirasçılarına geçmiş olacağını, somut olayda kızı (borçlu) Şenay K. takip borçlusu olduğundan dolayı talepleri doğrultusunda mal varlığı sorgusu yapma görev ve yükümlülüğünün icra müdürlüğüne ait olduğunu, müteveffaya ait taşınmaz ya da taşınır olup olmadığının tespitinin başka türlü mümkün olmadığını, İcra müdürlüğünün sorgulama yapmayı reddetmesinin hukuka aykırı olduğunu, söz konusu mal varlığının artık müteveffanın değil, mirasçıların el bilirliği ile mülkiyeti haline geldiğini ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur.      

Uyuşmazlık; borçlunun murisin intikal edecek taşınmazların icra müdürlüğünce araştırılarak varsa üzerlerine haciz konulması talebinin reddine ilişkin karara karşı şikayettir.

Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2021/ 1771 E sayılı takip dosyasında, alacaklı vekilinin, 05/05/2023 tarihli dilekçesiyle "Dosyamız Borçlu Şenay K.'nın annesi Emine T. TC. no: 1.3.8.3.7.6 vefat etmiştir. Emine T.'nin muris sıfatı ile UYAP sistemine kaydının yapılarak taşınır ve taşınmaz mal varlığının olup olmadığının sorgulanmasını ve haciz uygulanması) aciz belgesi düzenlenmesini talep ederim." şeklinde talepte bulunduğu, icra müdürlüğünce şikayete konu 10/05/2023 tarihli tensip tutanağı ile " Dosyamız borçlusu olmayan 3. kişilerin aile efradından olan anne, baba nüfus kaydının alınarak ölü olup olmadıkları ve ölmüş iseler dosyaya taraf kaydederek mal varlığı sorgulamasının ve araştırmasının yapılmasının icra dosyası ile ilgisi olmayan 3. kişiler yönünden uygulanmasının mümkün olmadığı, nüfus kaydı ve diğer sorgulama işlemlerinin hakkında takip kesinleşen borçlular yönünden uygulanacağı, 3. kişiler ile ilgili yapılacak sorgulamaların Anayasanın 20. maddesinde düzenlenen temel hak ve hürriyetlere aykırılık oluşturduğu, kişilerin verilen gizliliğinin güvence altına alındığı, takip ile ilgisi bulunmayan borçlu durumunda olmayan kişilerin kişisel kimlik bilgileri ile durumlarının araştırılmasının İcra müdürlüğünün görevleri kapsamında bulunmadığı, alacaklı vekilince, borçlunun anne ve babasının ölmüş olduğunun bildirilmesi ve taşınmaz bilgilerinin sunulması halinde İİK' nın 94. maddesi gereğince işlem yapılabileceği ve 7251 sayılı kanunun 48. maddesi gereği sorgu taleplerinin de müdürlüğümüzce yapılamayacağından talebin reddine ..." şeklinde karar verildiği görülmüştür.

Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; 3. kişiler ile ilgili yapılacak sorgulamaların Anayasa'nın 20. maddesinde düzenlenen temel hak ve hürriyetlere aykırılık oluşturduğu, kişisel verilerin gizliliğinin güvence altına alındığı, alacaklının talebinin Anayasal güvenceye bağlanan kişisel verilerin korunması düzenlemesine aykırı olduğu, icra müdürlüğünde görevli katip ve müdürlerin, borçluya murisinden intikal eden taşınmazlarla ilgili araştırma yapma görevleri de bulunmadığı, aksi durumun kabulü yukarıda belirtilen kişisel verilerin korunması kuralının ihlali sonucunu doğuracağı (Yargıtay 12. HD., 06.03.2017 tarih ve 2017/1732 E., 2017/3182 K.), dosya kapsamı ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından şikayetçi alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Şikayetçi alacaklı vekilinin Ankara 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 19/07/2023 tarih, 2023/536 Esas-2023/895 Karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,

Harç peşin alındığından, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,

Şikayetçi alacaklı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,

Sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde şikayetçi alacaklıya iadesine,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme ve müzakere neticesinde, H.M.K'nın 361/1. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay'a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 23/11/2023

 

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2024/649
KARAR NO    : 2024/2008

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ           : 
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi
TARİHİ                     : 23/11/2023
NUMARASI             : 2023/1615 - 2023/2223

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Mustafa Özbek tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK'nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 427,60 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 04.03.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

Başkan            Üye                 Üye                   Üye                   Üye
A. TUNCAL      M. ÇAMUR     Dr. Ş. KELEŞ    S. ÖZTEMİZ     Y. ÇİFTCİ
                                                (M)

Üye Dr. Şanver KELEŞ'in Karşı Oy Yazısı;

Şikayetçi alacaklı vekili, borçlunun murisinden malvarlığının intikal edip etmediğinin tespiti için UYAP üzerinden sorgulama yapılmasını varsa malvarlığı üzerine haciz konulmasını icra müdürlüğünden talep etmiş olup icra müdürlüğünün talebin reddi kararını icra mahkemesinde şikayet konusu yapmıştır.

İcra mahkemesi, icra dosyasının tarafı olmayan üçüncü kişiye ait ve 6698 sayılı Kanun 3/1-d maddesi kapsamında kişisel veri niteliğinde bulunan bu bilgilerin icra müdürlüğünce istenmesinin mümkün olmadığı 6698 sayılı Kanunun 28/1-d maddesinde yargısal organları tanınan istisnanın ancak uyuşmazlığın tarafları açısından geçerli olduğu, Anayasanın 20/3 maddesine göre temel haklardan olan kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının daraltılmasının mümkün olmadığı gerekçeleri ile talebin reddine karar vermiş olup, kararın alacaklı vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi istinaf istemini reddetmiştir.

 İİK’nın 8/a maddesi alacaklıya, borçluya ait malvarlığının sorgusunu yapma ve tespit ettiği malvarlığına haciz koyma yetkisi vermekte olup İİK’nın 8/a maddesinin 6. fıkrası birinci cümlesindeki “veya sorgulaması talep edilebilir” ibaresi 22.07.2020 tarihli 7520 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle kaldırıldığından alacaklının icra dairelerinden borçlunun malvarlığının sorgulanmasını talep etme yetkisi bulunmamaktadır. 7251 sayılı Kanun’un Adalet Komisyonu gerekçesinde “2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 78’inci maddesinde yapılması öngörülen düzenlemeyle alacaklıya, borçlunun mal, hak ve alacaklarının mahiyet ve detayını sorgulama imkanı getirilmektedir. Söz konusu detayların sorgulanmasının icra müdüründen talep edilmesine gerek kalmaması sebebiyle, buna imkan ve düzenlemenin madde metninden çıkarılması amacıyla verilen madde ihdasına ilişkin önergenin kabul edilmesi neticesinde ... eklenmiş” ifadeleri yer almaktadır.

7251 sayılı Kanun’un 49.maddesinin birinci fıkrası borçlunun malvarlığını sorgulanması ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Ancak alacaklının sorgulama yetkisi borçlunun malvarlığı ile sınırlı olup borçluya henüz intikal etmemiş murisine ait malvarlığını sorgulama yetkisi bulunmadığından alacağına kavuşabilmesi için bu yönde bir sorgulama yapılması ve tespit edilen malvarlığına haciz konulmasını talep etmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Borçlunun murisinden intikal edecek malvarlığı için icra dairesinden bu yönde bir talepte bulunmasına hukuki bir engel yoktur.

Kişilik tam ve sağ doğum ile başlar ölüm ile son bulur. Borçlunun vefat etmiş murisinin özel hayatı bulunmadığı ve üçüncü kişiye ait bir malvarlığı sorgulaması da söz konusu olmadığı için Anayasanın 20/1 maddesinde yazılı temel haklardan olan kişisel verilerin ihlal edildiğinden söz edilemez. Murisin vefatı ile birlikte murisine ait malvarlığı külli halef olan mirasçıya ait olacağından mirasçıya intikal etmemiş olan murisin malvarlığı sorgusunun yapılmasında alacaklının hukuk menfaati bulunmaktadır. Alacaklı tarafından borçlunun murisine ait taşınmaz olup olmadığını tespit etmek oldukça zordur. Mirasçıların elbirliği mülkiyeti ile sahip oldukları bir malvarlığının sorgusunun yapılma talebinin icra müdürlüğünce reddi kararı hukuka aykırı olup iptali görüşünde olduğumdan şikayet reddi kararının onanması yönündeki çoğunluk kararına katılamıyorum. 04.03.2024

Üye
Dr. Şanver KELEŞ