ÇEKTE REHİN CİROSU MÜMKÜN DEĞİLDİR.
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/4799
KARAR NO : 2022/5082
Y A R G I T A Y İ L A M I
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 14.06.2017 tarih ve 2014/1874 E. - 2017/897 K. sayılı kararın asıl ve birleşen davalarda davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine dair Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 10.10.2019 tarih ve 2018/1137 E. - 2019/1162 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davalarda davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Nuray Karakuzu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacılar vekili, müvekkilinin davalılardan T. Ltd. Şti. ile aralarında taşeron sözleşmesi imzaladıklarını, bu nedenle davalıya K.T.K. Bankası A.Ş. Adana Şubesine ait 10/02/2014 tarihli 50.000,00 TL, 15/02/2014 tarihli 30.000,00 TL, 25/02/2014 tarihli 40.000,00 TL, 28/02/2014 tarihli 50.000,00 TL, 05/03/2014 tarihli 50.000,00 TL, Ş.bank Toros Şubesi'ne ait 15/03/2014 tarihli 50.000,00 TL, 20/04/2014 tarihli 40.000,00 TL, 25/04/2014 tarihli 40.000,00 TL, 30/04/2014 tarihli 40.600,00 TL bedelli çekleri teslim ettiğini, çeklerin ön yüzünde de diğer davacının şirket yetkilisi olarak şahsi avali bulunduğunu, davalı T. Ltd. Şti.'nin sözleşme gereği teslim edilmesi gereken malzemeleri temin etmek için diğer davalı N. Aydınlatma Ltd. Şti.'ye davaya konu çekleri teslim ettiğini, ancak müvekkilinin çeklerin karşılığı olan malzemeleri davalılardan teslim almadığı gibi N. Aydınlatma Ltd. Şti.'nin kapatılarak yetkililerinin ortadan kaybolduğunu, müvekkilinin davalılara borçlu olmadığını, müvekkiline kesilmiş bir fatura ya da teslim edilmiş bir mal da bulunmadığını, mallar teslim edilmeyince T. firmasında kalan bağlantı çeklerinin bir kısmının müvekkiline iade edildiğini dava konusu çeklerin ise teslim edilmediğini, bu nedenlerle söz konusu çekler nedeni ile davacıların davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı T. Ltd. Şti., davacı ile aralarında taşeron sözleşmesi imzalanması nedeni ile yapacakları işten ve alacakları malzemelerden dolayı kendilerine davacı tarafça teslim edilen dava konusu olan çekleri sözleşme konusu malzemelerin karşılığı olarak diğer davalı N. Aydınlatma Ltd. Şti.'ye teslim ettiklerini, ancak diğer davalı tarafından teslim edilmesi gereken malzemelerin kendilerine teslim edilmediğini, dava konusu çeklerin de kendilerinde olmaması nedeniyle davacıya teslim edilmediğini, bu nedenle açılmış olan davayı kabul ettiklerini beyan etmiştir.
Asıl davada davalı N. Aydınlatma Ltd. Şti. diğer davalı şirket tarafından kendilerine verilen ve dava konusu olan çekler karşılığında davacıya teslim etmeleri gereken malzemelerin şirketin içinde bulunduğu mali sıkıntılardan dolayı teslim edilemediğini savunmuştur.
Birleşen Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1097 Esas sayılı ve 2015/1098 Esas sayılı dosyası ile birleşen Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/1097 Esas ve birleşen Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/1098 Esas sayılı dosyalarında davacılar vekili, müvekkili şirketin dava dışı T. Elektrik ve Güvenlik Sist. San. Tic. Ltd. Şti. ile taşeron sözleşmesi imzaladığını, bu nedenle 9 adet çekin T. Şirketi'ne teslim edildiğini, bu şirketin davaya konu çekleri N. Aydınlatma .. Ltd.Şti'ye ciro ettiğini, ancak müvekkil şirketin çekin karşılığı olan malzemeleri bu şirketten teslim almadığını, bu şirketin çekleri birleşen davalardaki davalı bankalara "rehin cirosu" ile verdiğini, bu nedenle söz konusu çekler nedeniyle davalı bankalara borçlu olmadıklarının tespiti ile % 40 kötü niyet tazminatına karar talep ve dava etmiştir.
Birleşen davalarda davalı banka vekilleri, müvekkillerine yapılan ciroların rehin cirosu olmayıp temlik cirosu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı T. Elektronik ve Güvenlik Sist. San. Tic. Ltd. Şti.'nin davayı kabul ettiği, diğer davalı N. Aydınlatma ... Ltd. Şti.'nin taahhüt ettiği işleri yapmadıklarını bildirdiğinden isticvabına karar verilerek, davalı N. Aydınlatma Enerji Elektrik Elektronik Bilgisayar End. Ürn. ve İnş. Malz. Turz. Oto İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti.'ye duruşmaya katılmaz iseler, sözleşme içeriğini yerine getiremediklerine ilişkin cevap dilekçelerinin altındaki imzayı ve içeriğini kabul etmiş sayılacaklarına dair ihtarlı davetiye tebliğ edilmesine rağmen davalının beyanda bulunmadığı gerekçesiyle, her iki davalı aleyhindeki davanın kabulüne, davaya konu K.T.K. Bankası A.Ş. Adana Şubesi'ne ait, 0127865 nolu 10/02/2014 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli, 0127866 nolu 15/02/2014 keşide tarihli 30.000,00 TL bedelli, 0127868 nolu 25/02/2014 keşide tarihli 40.000,00 TL bedelli, 0127869 nolu 28/02/2014 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli, 0127870 nolu 05/03/2014 keşide tarihli 50.000,00TL bedelli, Ş.bank T.A.Ş. Toros Adana Şubesi'ne ait 1009023 nolu 20/04/2014 keşide tarihli 40.000,00 TL bedelli, 1009024 nolu 25/04/2014 keşide tarihli 40.000,00 TL bedelli, 1009025 nolu 30/04/2014 keşide tarihli 40.600,00TL bedelli, 1009027 nolu 15/03/2014 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli çekler nedeni ile davalılara borçlu olmadığının tespitine, birleşen davalarda ise, davaya konu çeklerde davalı bankalara yapılan ciroda teminat cirosu olduğuna ilişkin herhangi bir ibare bulunmadığı, 6102 sayılı TTK' nun 687 (6762 sayılı TTK md. 599) maddesi uyarınca keşideci ile lehtar arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan şahsi def'ilerin ciro yolu ile hamil olan davalı bankalara karşı ileri sürülebilmesinin çeklerin iktisabında bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olma şartına bağlı olduğu, davalı bankaların çeklerin iktisabında bile bile borçlunun zararına hareket ettiği yönünde davacıların hiçbir delil ibraz etmediği, davalı bankaların iyi niyetli 3. kişi sıfatıyla ve yetkili hamil olarak çekleri temlik cirosu ile devraldıkları kabul edilerek tüm birleşen dosyalar yönünden menfi tespit davasının reddine ihtiyati tedbir kararı infaz edildiğinden ayrı ayrı çek bedellerinin %20'si oranında tazminatın birleşen davalar davacılarından alınarak, birleşen davalar davalılarına verilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, 6102 sayılı TTK'nın 795. maddesine göre, çekin görüldüğünde ödenmesi gereken bir ödeme vasıtası olması ve 6102 sayılı TTK.nun 818. maddesinde rehin cirosuna ilişkin 6102 sayılı TTK'nın 689. maddesine atıfta bulunulmadığı, poliçe ve bononun aksine, çekin rehin cirosuyla devrinin mümkün olmadığı, çekin ancak temlik veya tahsil cirosu ile devrinin mümkün olduğu, kanun koyucunun çeklerde uygulanacak poliçe hükümlerinin sayıldığı 818. maddede, rehin cirosuna ilişkin 689. maddeye atıfta bulunmadığı, bir ödeme vasıtası olarak ibraz edildiği anda ödenmesi gereken çek bedelinin tahsil edilip, rehin olunamamasının, daha devamlı ve emin bir teminat teşkil edeceği, cironun emre yazılı senetlerin devri için, zilyetliğin devri ile birlikte bulunması gereken hukuki bir işlem olduğu (6102 s. TTK.m.647) temlik, tahsil veya rehin amaçlarıyla yapılabileceği, temlik cirosunun senette mündemiç hakkın devrini sağlarken, rehin cirosunun bu hakkın rehnedilmesini sağladığı, tahsil cirosunun ise hak üzerinde bir mülkiyet değişikliğine yol açmayıp, senet kendisine ciro edilen kimseye, senetten doğan alacağı tahsil edebilmesi için yetki vereceği (6102 sayılı TTK.m. 688), tahsil cirosunun açıkça bu ibareyi içeren bir ciro şeklinde yapılabileceği gibi uygulamada “gizli tahsil cirosu” olarak adlandırılan biçimde ve dışarıya karşı temlik cirosu şeklinde görünmekle birlikte ciro edenle, lehine ciro edilen arasındaki yapılan ve hak sahipliğinin el değiştirmeyeceğine ve sadece tahsil amacı için devrin yapılacağına ilişkin anlaşma uyarınca da yapılabileceği, ne var ki tahsil cirosunun gizli olması halinin, üçüncü kişilere karşı ileri sürülmesi bakımından ispat sorunları taşıdığı ve emareler bu hususun ispatlanması için yeterli sayılamayacağı (HGK.06/05/2015 tarih ve 2013/12-1686 esas, 2015/1301 karar), cironun kambiyo hukukuna ilişkin bir kavram olduğu, 6102 sayılı TTK.nun 682, cironun şekli 683, cironun hükümleri 684, defi'ler ile ilgili 687, cironun çeşitleri 688-689. maddelerinde düzenlendiği, cironun niteliğinin çek üzerindeki kayda bakılarak belirlenmesi gerektiği, çeki devralan hangi amaçla devralırsa alsın çek üzerinde hiçbir kayıt yazılmadan davalıya yapılan cironun “bedeli teminattır”, "bedeli rehindir” ibaresini veya rehnetmeyi belirten diğer bir kayıt taşımadığından rehin cirosu olarak, “bedeli tahsil içindir”, “vekâleten” veya bedelin başkası adına kabul edileceğini belirten bir şerhi ya da sadece vekil etmeyi ifade eden bir kaydı içermediği takdirde tahsil cirosu kabul edilmesinin mümkün olmadığı, somut birleşen davalarda, dava konusu çekler üzerinde böyle bir kayıt bulunmadığı, bu durumda dava konusu çeklerdeki cironun rehin yada tahsil cirosu olmayıp, temlik cirosu olduğu, TTK'nın 818/e md.si atfıyla 687 maddesi uyarınca keşideci ile lehtar arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan şahsi def'ilerin ciro yolu ile hamil olan birleşen davalı bankalara karşı ileri sürülebilmesinin çekin iktisabında bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olma şartına bağlı olduğu, davalıların çekin iktisabında borçlunun zararına hareket ettiği yönünde davacının hiçbir delil ibraz etmediği, davalı bankaların iyi niyetli 3. kişi sıfatıyla ve yetkili hamil olarak çekleri temlik cirosu ile devraldıkları anlaşıldığından mahkemece, bankalar aleyhindeki davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, birleşen Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1097 Esas sayılı ve 2015/1098 Esas sayılı dosyaları yönünden davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Birleşen Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1097 Esas ve Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1098 Esas sayılı dosyalarına konu davalar, asıl dava davacısı T. Tek.Ür. Elk. San. Tic. Ltd. Şti tarafından keşide edilen dava konusu çeklerin ciranta şirketler tarafından davalı bankalara teminat olarak rehin cirosuyla devredildiği iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Poliçeye ait olup çek hakkında da uygulanması mümkün bulunan 6102 sayılı TTK’nın 818. maddesinde rehin cirosu ile ilgili aynı Kanun'un 689. maddesine yapılmış bir atıf bulunmadığından çekte rehin cirosu caiz olmayıp, rehin veya bunun sonucunu elde etmeye yönelik olarak teminat amacıyla çekin ciro ile elde edilmesi halinde çeki devir alan kişi çeke dayalı hakları kullanamaz.
Dairemizin yerleşik uygulamalarına (11.04.2018 T. ve 2016/15070 E. - 2018/2588; 26.09.2017 T. ve 2016/7396 E. – 2017/4744 K. vb.) göre de çekte rehin cirosu mümkün değildir.
Ancak, çek metninde açıkça rehin cirosu yazılmasa da birtakım belge ya da evraklardan çekin teminat amacıyla verildiği anlaşılıyorsa çekte gizli veya açık rehin cirosu olamayacağından son hamilin çeki teminat amacıyla elinde bulundurduğunun kabulü gerekecektir.
Somut olayda, birleşen Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/1097 Esas sayılı dava dosyasına konu 1009024 çek nolu 25/04/2014 tarihli 40.000,00 TL bedelli çekin dava dışı S. Aydınlatma ... Ltd. Şti. tarafından, 0127866 çek nolu 15/02/2014 tarihli 30.000,00 TL bedelli çekin asıl dava davalısı N. Aydınlatma .... Ltd.Şti. tarafından çek tevdi bordrosu ve çek teslim tutanağı ile dava birleşen dava davalısı temlik eden A. Bank A.Ş.’ye verildiği, Birleşen Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/1098 Esas sayılı dosyalarına konu 0127868 çek nolu 25/02/2014 tarih 40.000,00 TL bedelli, 0127869 çek nolu 28.02.2014 tarihli 50.000,00 TL bedelli ve 0127870 çek nolu 05/03/2014 tarihli 50.000,00 TL bedelli çeklerin ise 13.11.2013 tarihli çek istihbarat formu ile asıl dava davalısı N. Aydınlatma .... Ltd.Şti. tarafından birleşen dava davalısı Ş.bank T.A.Ş’ye verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, öncelikle, davalı bankaların ticari defter ve kayıtları ile çek tevdi bordroları incelenerek tevdi bordroları tarihi itibariyle asıl dava davalısı N. Aydınlatma .... Ltd.Şti.’nin ve dava dışı S. Aydınlatma ... Ltd. Şti.’nin davalı bankalara borçlu olup olmadığının belirlenmesi, çeklerin kredi borcuna teminat olarak verilip verilmediğinin değerlendirilmesi, çekin teminat amacıyla alındığının tespit edilmesi halinde ise çekte rehin cirosu geçerli olmadığından sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen dava davacıları vekilinin birleşen Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/1097 Esas ve Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1098 Esas sayılı dosyaları yönünden temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacılara iadesine, 20/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
Başkan Vekili Üye Üye Üye Üye
Ali ORHAN Dr. A. ASLAN D. İ. TOROS M. CEBECİ M. TUNÇ
KARŞI OY
Bölge Adliye Mahkemesi karanının usul ve Yasa'ya uygun olduğunu düşündüğümden sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
D. İrem TOROS
Üye
AYNI YÖNDE KARAR:
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2022/3195
Karar No : 2023/2686
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 03.11.2021
SAYISI : 2017/282 Esas, 2021/284 Karar
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davalı G. Varlık Yönetim A.Ş. yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davalı G. Varlık Yönetim A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin yaklaşık 3 ay önce Türkiye Finans Bankası Kahramanmaraş Şubesinden hesap oluşturarak aldığı çek koçanının 4511994 Çek no.lu yaprağını kaybettiğini, kayıp çek yaprağının davalı M. Tekstil Mad. İnş. San. ve Tic. A.Ş. (M. şirketi) tarafından yanlışlıkla alınarak müvekkili şirket yetkilisinin imzası taklit edilerek diğer davalı bankaya M. şirketinin çekmek istediği kredi için teminat olarak verildiğinin öğrenildiğini, çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, rıza dışı elinden çıktığını ve müvekkilin davalılara bu çek karşılığı borcu olmadığını ileri sürerek davalılara borçlu olmadığının tespitine, başlatılmış bir takip var ise takibin iptaline, bilahare de icra tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı F..abanka A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; müvekkili banka ile M. şirketi arasında kredi sözleşmesinden doğan borç alacak ilişkisinin olduğunu, alacağına karşılık 15.06.2014 keşide tarihli, 75.500,00 TL bedelli çekin kendisine ciro edildiğini, davacının borçlu olmadığını yazılı belgeyle ispatlaması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Diğer davalı M. Teks. Mad. İnş. San ve Tic. A.Ş. cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen İlk Karar
Mahkemece 08.03.2016 tarih, 2014/358 E. ve 2016/113 K. sayılı kararında, dava konusu çek hakkında Kahramanmaraş İcra Hukuk Mahkemesince aldırılan Adli Tıp Kurumu bilirkişi raporuna göre çekteki keşideci imzasının mevcut mukayese imzalarına kıyasla Kemal Özdemir'in eli ürünü olmadığı ve dava konusu çeki düzenleme hususunda davacı tarafı temsilen herhangi bir yükümlülüğünün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı F..abanka A.Ş vekilince temyiz edilmiştir.
B. Bozma Kararı
Yargıtay (kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 04.04.2017 tarih, 201/9504 E. ve 2017/2732 K. sayılı kararıyla, icra hukuk mahkemesi kararlarının takip hukukuna ilişkin olup ihalenin feshi ve istihkak davaları dışındaki icra hukuk mahkemesi kararları maddi hukuk açısından açılan menfi tespit davalarında kesin hüküm oluşturmadığından yerel mahkeme yönünden kesin hüküm oluşturmayan ve bağlayıcı bulunmayan icra hukuk mahkemesince aldırılan bilirkişi raporunun ve icra hukuk mahkemesi kararının hükme dayanak yapılmasının isabetsiz olduğu belirtilerek hüküm bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dosyada mübrez temlikname ve eklerine göre G. Varlık Yönetim A.Ş. tarafından davalı F..abank'a olan kredi borcu nedeniyle çeki cirolayan diğer davalı M. şirketinin Bakırköy 1. İflas Dairesinin 2015/17 sayılı iflas dosyasının temlik alındığı, 10.01.2019 tarihli Birleşme (Devir) Sözleşmesi ile G. Varlık Yönetimi A.Ş.'nin G. Varlık Yönetim A.Ş'yi devraldığı, kambiyo senedindeki sahtekarlık iddiasını mutlak def'i olarak çeki elinde bulunduran iyiniyetli hamil dahil herkese karşı ileri sürülebileceği, çekteki keşideci imzasının davacı şirketin yetkili temsilcisi Kemal Özdemir'in eli ürünü olmadığı usulüne göre düzenlenmiş, denetime elverişli, usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu ile sabit olduğu, davalılardan F..a Banka A.Ş'nin takibe konu alacağı G. Varlık Yönetimi A.Ş.'ye temlik ettiği, bu durumda davalı bankanın icra dosyasında alacaklı sıfatının kalmadığı ve işbu davada da davalı sıfatının bulunmadığı, dava konusu çekin davalı M. şirketi tarafından diğer davalı F..a Bank A.Ş.'ye ciro edildiği, Kahramanmaraş 1. İcra Müdürlüğünün 2014/8075 sayılı dosyasında davaya konu çek nedeniyle alacağın tahsilini davalı M. şirketinin değil yetkili hamil F..a Bank A.Ş. talep ettiğinden davalı M. şirketi davanın pasif husumet yokluğunu nedeniyle reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne Kahramanmaraş İcra Müdürlüğünün 2014/8075 sayılı takip dosyasına konu 15.06.2014 keşide tarihli, 75.500,00 TL bedelli çek nedeniyle davacı tarafın davalı G. Varlık Yönetim A.Ş.'ye borçlu olmadığının tespitine, davanın, davalı F..abank ve diğer davalı M. şirketi yönünden pasif husumet yokluğundan usulden reddine, şartları oluşmadığından davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı G. Varlık Yönetim A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı G. Varlık Yönetim A.Ş. vekili temyiz dilekçesinde özetle; 6102 sayılı Kanun'un 687 ve 792 nci maddeleri uyarınca çeki elinde bulunduran iyiniyetli müvekkili hamil yönünden davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin kötü niyetli olduğuna dair bir tespitin bulunmadığını, davalı F..abanka aleyhine hükmedilen vekâlet ücretinin müvekkilinden tahsiline yönelik kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının üzerinde imzasının sahte olduğunu ileri sürdüğü çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 72 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve çekte rehin cirosunun geçerli olmamasına göre, davalı G. Varlık Yönetim A.Ş. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Alacağını G. Varlık Yönetim A.Ş.'ye devreden F..abank A.Ş. lehine vekâlet ücreti takdir edilememesi gerekirken F..abank A.Ş. lehine takdir edilen vekâlet ücretinin G. Varlık Yönetim A.Ş.'den tahsiline karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesi ve 5236 sayılı Kanun’un geçici 2 nci maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 5236 sayılı Kanun’un 16 ncı maddesi ile değiştirilmeden önceki 438 inci maddesinin yedinci fıkrası gereğince mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı G. Varlık Yönetim A.Ş. vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Davalı G. Varlık Yönetim A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının hüküm fıkrasının (8) numaralı bendi çıkarılarak hükmün bu hali ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
03.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan V. Üye Üye Üye Üye
Eyüp Sabri Baydar Dr. Adem Aslan Dr. Orhan Sekmen Mikail Özdemir İsmail Yavuz
ÇEKTE REHİN CİROSU MÜMKÜN DEĞİLDİR.
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/4799
KARAR NO : 2022/5082
Y A R G I T A Y İ L A M I
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 14.06.2017 tarih ve 2014/1874 E. - 2017/897 K. sayılı kararın asıl ve birleşen davalarda davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine dair Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 10.10.2019 tarih ve 2018/1137 E. - 2019/1162 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davalarda davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Nuray Karakuzu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacılar vekili, müvekkilinin davalılardan T. Ltd. Şti. ile aralarında taşeron sözleşmesi imzaladıklarını, bu nedenle davalıya K.T.K. Bankası A.Ş. Adana Şubesine ait 10/02/2014 tarihli 50.000,00 TL, 15/02/2014 tarihli 30.000,00 TL, 25/02/2014 tarihli 40.000,00 TL, 28/02/2014 tarihli 50.000,00 TL, 05/03/2014 tarihli 50.000,00 TL, Ş.bank Toros Şubesi'ne ait 15/03/2014 tarihli 50.000,00 TL, 20/04/2014 tarihli 40.000,00 TL, 25/04/2014 tarihli 40.000,00 TL, 30/04/2014 tarihli 40.600,00 TL bedelli çekleri teslim ettiğini, çeklerin ön yüzünde de diğer davacının şirket yetkilisi olarak şahsi avali bulunduğunu, davalı T. Ltd. Şti.'nin sözleşme gereği teslim edilmesi gereken malzemeleri temin etmek için diğer davalı N. Aydınlatma Ltd. Şti.'ye davaya konu çekleri teslim ettiğini, ancak müvekkilinin çeklerin karşılığı olan malzemeleri davalılardan teslim almadığı gibi N. Aydınlatma Ltd. Şti.'nin kapatılarak yetkililerinin ortadan kaybolduğunu, müvekkilinin davalılara borçlu olmadığını, müvekkiline kesilmiş bir fatura ya da teslim edilmiş bir mal da bulunmadığını, mallar teslim edilmeyince T. firmasında kalan bağlantı çeklerinin bir kısmının müvekkiline iade edildiğini dava konusu çeklerin ise teslim edilmediğini, bu nedenlerle söz konusu çekler nedeni ile davacıların davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı T. Ltd. Şti., davacı ile aralarında taşeron sözleşmesi imzalanması nedeni ile yapacakları işten ve alacakları malzemelerden dolayı kendilerine davacı tarafça teslim edilen dava konusu olan çekleri sözleşme konusu malzemelerin karşılığı olarak diğer davalı N. Aydınlatma Ltd. Şti.'ye teslim ettiklerini, ancak diğer davalı tarafından teslim edilmesi gereken malzemelerin kendilerine teslim edilmediğini, dava konusu çeklerin de kendilerinde olmaması nedeniyle davacıya teslim edilmediğini, bu nedenle açılmış olan davayı kabul ettiklerini beyan etmiştir.
Asıl davada davalı N. Aydınlatma Ltd. Şti. diğer davalı şirket tarafından kendilerine verilen ve dava konusu olan çekler karşılığında davacıya teslim etmeleri gereken malzemelerin şirketin içinde bulunduğu mali sıkıntılardan dolayı teslim edilemediğini savunmuştur.
Birleşen Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1097 Esas sayılı ve 2015/1098 Esas sayılı dosyası ile birleşen Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/1097 Esas ve birleşen Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/1098 Esas sayılı dosyalarında davacılar vekili, müvekkili şirketin dava dışı T. Elektrik ve Güvenlik Sist. San. Tic. Ltd. Şti. ile taşeron sözleşmesi imzaladığını, bu nedenle 9 adet çekin T. Şirketi'ne teslim edildiğini, bu şirketin davaya konu çekleri N. Aydınlatma .. Ltd.Şti'ye ciro ettiğini, ancak müvekkil şirketin çekin karşılığı olan malzemeleri bu şirketten teslim almadığını, bu şirketin çekleri birleşen davalardaki davalı bankalara "rehin cirosu" ile verdiğini, bu nedenle söz konusu çekler nedeniyle davalı bankalara borçlu olmadıklarının tespiti ile % 40 kötü niyet tazminatına karar talep ve dava etmiştir.
Birleşen davalarda davalı banka vekilleri, müvekkillerine yapılan ciroların rehin cirosu olmayıp temlik cirosu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı T. Elektronik ve Güvenlik Sist. San. Tic. Ltd. Şti.'nin davayı kabul ettiği, diğer davalı N. Aydınlatma ... Ltd. Şti.'nin taahhüt ettiği işleri yapmadıklarını bildirdiğinden isticvabına karar verilerek, davalı N. Aydınlatma Enerji Elektrik Elektronik Bilgisayar End. Ürn. ve İnş. Malz. Turz. Oto İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti.'ye duruşmaya katılmaz iseler, sözleşme içeriğini yerine getiremediklerine ilişkin cevap dilekçelerinin altındaki imzayı ve içeriğini kabul etmiş sayılacaklarına dair ihtarlı davetiye tebliğ edilmesine rağmen davalının beyanda bulunmadığı gerekçesiyle, her iki davalı aleyhindeki davanın kabulüne, davaya konu K.T.K. Bankası A.Ş. Adana Şubesi'ne ait, 0127865 nolu 10/02/2014 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli, 0127866 nolu 15/02/2014 keşide tarihli 30.000,00 TL bedelli, 0127868 nolu 25/02/2014 keşide tarihli 40.000,00 TL bedelli, 0127869 nolu 28/02/2014 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli, 0127870 nolu 05/03/2014 keşide tarihli 50.000,00TL bedelli, Ş.bank T.A.Ş. Toros Adana Şubesi'ne ait 1009023 nolu 20/04/2014 keşide tarihli 40.000,00 TL bedelli, 1009024 nolu 25/04/2014 keşide tarihli 40.000,00 TL bedelli, 1009025 nolu 30/04/2014 keşide tarihli 40.600,00TL bedelli, 1009027 nolu 15/03/2014 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli çekler nedeni ile davalılara borçlu olmadığının tespitine, birleşen davalarda ise, davaya konu çeklerde davalı bankalara yapılan ciroda teminat cirosu olduğuna ilişkin herhangi bir ibare bulunmadığı, 6102 sayılı TTK' nun 687 (6762 sayılı TTK md. 599) maddesi uyarınca keşideci ile lehtar arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan şahsi def'ilerin ciro yolu ile hamil olan davalı bankalara karşı ileri sürülebilmesinin çeklerin iktisabında bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olma şartına bağlı olduğu, davalı bankaların çeklerin iktisabında bile bile borçlunun zararına hareket ettiği yönünde davacıların hiçbir delil ibraz etmediği, davalı bankaların iyi niyetli 3. kişi sıfatıyla ve yetkili hamil olarak çekleri temlik cirosu ile devraldıkları kabul edilerek tüm birleşen dosyalar yönünden menfi tespit davasının reddine ihtiyati tedbir kararı infaz edildiğinden ayrı ayrı çek bedellerinin %20'si oranında tazminatın birleşen davalar davacılarından alınarak, birleşen davalar davalılarına verilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, 6102 sayılı TTK'nın 795. maddesine göre, çekin görüldüğünde ödenmesi gereken bir ödeme vasıtası olması ve 6102 sayılı TTK.nun 818. maddesinde rehin cirosuna ilişkin 6102 sayılı TTK'nın 689. maddesine atıfta bulunulmadığı, poliçe ve bononun aksine, çekin rehin cirosuyla devrinin mümkün olmadığı, çekin ancak temlik veya tahsil cirosu ile devrinin mümkün olduğu, kanun koyucunun çeklerde uygulanacak poliçe hükümlerinin sayıldığı 818. maddede, rehin cirosuna ilişkin 689. maddeye atıfta bulunmadığı, bir ödeme vasıtası olarak ibraz edildiği anda ödenmesi gereken çek bedelinin tahsil edilip, rehin olunamamasının, daha devamlı ve emin bir teminat teşkil edeceği, cironun emre yazılı senetlerin devri için, zilyetliğin devri ile birlikte bulunması gereken hukuki bir işlem olduğu (6102 s. TTK.m.647) temlik, tahsil veya rehin amaçlarıyla yapılabileceği, temlik cirosunun senette mündemiç hakkın devrini sağlarken, rehin cirosunun bu hakkın rehnedilmesini sağladığı, tahsil cirosunun ise hak üzerinde bir mülkiyet değişikliğine yol açmayıp, senet kendisine ciro edilen kimseye, senetten doğan alacağı tahsil edebilmesi için yetki vereceği (6102 sayılı TTK.m. 688), tahsil cirosunun açıkça bu ibareyi içeren bir ciro şeklinde yapılabileceği gibi uygulamada “gizli tahsil cirosu” olarak adlandırılan biçimde ve dışarıya karşı temlik cirosu şeklinde görünmekle birlikte ciro edenle, lehine ciro edilen arasındaki yapılan ve hak sahipliğinin el değiştirmeyeceğine ve sadece tahsil amacı için devrin yapılacağına ilişkin anlaşma uyarınca da yapılabileceği, ne var ki tahsil cirosunun gizli olması halinin, üçüncü kişilere karşı ileri sürülmesi bakımından ispat sorunları taşıdığı ve emareler bu hususun ispatlanması için yeterli sayılamayacağı (HGK.06/05/2015 tarih ve 2013/12-1686 esas, 2015/1301 karar), cironun kambiyo hukukuna ilişkin bir kavram olduğu, 6102 sayılı TTK.nun 682, cironun şekli 683, cironun hükümleri 684, defi'ler ile ilgili 687, cironun çeşitleri 688-689. maddelerinde düzenlendiği, cironun niteliğinin çek üzerindeki kayda bakılarak belirlenmesi gerektiği, çeki devralan hangi amaçla devralırsa alsın çek üzerinde hiçbir kayıt yazılmadan davalıya yapılan cironun “bedeli teminattır”, "bedeli rehindir” ibaresini veya rehnetmeyi belirten diğer bir kayıt taşımadığından rehin cirosu olarak, “bedeli tahsil içindir”, “vekâleten” veya bedelin başkası adına kabul edileceğini belirten bir şerhi ya da sadece vekil etmeyi ifade eden bir kaydı içermediği takdirde tahsil cirosu kabul edilmesinin mümkün olmadığı, somut birleşen davalarda, dava konusu çekler üzerinde böyle bir kayıt bulunmadığı, bu durumda dava konusu çeklerdeki cironun rehin yada tahsil cirosu olmayıp, temlik cirosu olduğu, TTK'nın 818/e md.si atfıyla 687 maddesi uyarınca keşideci ile lehtar arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan şahsi def'ilerin ciro yolu ile hamil olan birleşen davalı bankalara karşı ileri sürülebilmesinin çekin iktisabında bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olma şartına bağlı olduğu, davalıların çekin iktisabında borçlunun zararına hareket ettiği yönünde davacının hiçbir delil ibraz etmediği, davalı bankaların iyi niyetli 3. kişi sıfatıyla ve yetkili hamil olarak çekleri temlik cirosu ile devraldıkları anlaşıldığından mahkemece, bankalar aleyhindeki davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, birleşen Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1097 Esas sayılı ve 2015/1098 Esas sayılı dosyaları yönünden davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Birleşen Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1097 Esas ve Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1098 Esas sayılı dosyalarına konu davalar, asıl dava davacısı T. Tek.Ür. Elk. San. Tic. Ltd. Şti tarafından keşide edilen dava konusu çeklerin ciranta şirketler tarafından davalı bankalara teminat olarak rehin cirosuyla devredildiği iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Poliçeye ait olup çek hakkında da uygulanması mümkün bulunan 6102 sayılı TTK’nın 818. maddesinde rehin cirosu ile ilgili aynı Kanun'un 689. maddesine yapılmış bir atıf bulunmadığından çekte rehin cirosu caiz olmayıp, rehin veya bunun sonucunu elde etmeye yönelik olarak teminat amacıyla çekin ciro ile elde edilmesi halinde çeki devir alan kişi çeke dayalı hakları kullanamaz.
Dairemizin yerleşik uygulamalarına (11.04.2018 T. ve 2016/15070 E. - 2018/2588; 26.09.2017 T. ve 2016/7396 E. – 2017/4744 K. vb.) göre de çekte rehin cirosu mümkün değildir.
Ancak, çek metninde açıkça rehin cirosu yazılmasa da birtakım belge ya da evraklardan çekin teminat amacıyla verildiği anlaşılıyorsa çekte gizli veya açık rehin cirosu olamayacağından son hamilin çeki teminat amacıyla elinde bulundurduğunun kabulü gerekecektir.
Somut olayda, birleşen Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/1097 Esas sayılı dava dosyasına konu 1009024 çek nolu 25/04/2014 tarihli 40.000,00 TL bedelli çekin dava dışı S. Aydınlatma ... Ltd. Şti. tarafından, 0127866 çek nolu 15/02/2014 tarihli 30.000,00 TL bedelli çekin asıl dava davalısı N. Aydınlatma .... Ltd.Şti. tarafından çek tevdi bordrosu ve çek teslim tutanağı ile dava birleşen dava davalısı temlik eden A. Bank A.Ş.’ye verildiği, Birleşen Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/1098 Esas sayılı dosyalarına konu 0127868 çek nolu 25/02/2014 tarih 40.000,00 TL bedelli, 0127869 çek nolu 28.02.2014 tarihli 50.000,00 TL bedelli ve 0127870 çek nolu 05/03/2014 tarihli 50.000,00 TL bedelli çeklerin ise 13.11.2013 tarihli çek istihbarat formu ile asıl dava davalısı N. Aydınlatma .... Ltd.Şti. tarafından birleşen dava davalısı Ş.bank T.A.Ş’ye verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, öncelikle, davalı bankaların ticari defter ve kayıtları ile çek tevdi bordroları incelenerek tevdi bordroları tarihi itibariyle asıl dava davalısı N. Aydınlatma .... Ltd.Şti.’nin ve dava dışı S. Aydınlatma ... Ltd. Şti.’nin davalı bankalara borçlu olup olmadığının belirlenmesi, çeklerin kredi borcuna teminat olarak verilip verilmediğinin değerlendirilmesi, çekin teminat amacıyla alındığının tespit edilmesi halinde ise çekte rehin cirosu geçerli olmadığından sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen dava davacıları vekilinin birleşen Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/1097 Esas ve Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1098 Esas sayılı dosyaları yönünden temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacılara iadesine, 20/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
Başkan Vekili Üye Üye Üye Üye
Ali ORHAN Dr. A. ASLAN D. İ. TOROS M. CEBECİ M. TUNÇ
KARŞI OY
Bölge Adliye Mahkemesi karanının usul ve Yasa'ya uygun olduğunu düşündüğümden sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
D. İrem TOROS
Üye
AYNI YÖNDE KARAR:
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2022/3195
Karar No : 2023/2686
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 03.11.2021
SAYISI : 2017/282 Esas, 2021/284 Karar
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davalı G. Varlık Yönetim A.Ş. yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davalı G. Varlık Yönetim A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin yaklaşık 3 ay önce Türkiye Finans Bankası Kahramanmaraş Şubesinden hesap oluşturarak aldığı çek koçanının 4511994 Çek no.lu yaprağını kaybettiğini, kayıp çek yaprağının davalı M. Tekstil Mad. İnş. San. ve Tic. A.Ş. (M. şirketi) tarafından yanlışlıkla alınarak müvekkili şirket yetkilisinin imzası taklit edilerek diğer davalı bankaya M. şirketinin çekmek istediği kredi için teminat olarak verildiğinin öğrenildiğini, çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, rıza dışı elinden çıktığını ve müvekkilin davalılara bu çek karşılığı borcu olmadığını ileri sürerek davalılara borçlu olmadığının tespitine, başlatılmış bir takip var ise takibin iptaline, bilahare de icra tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı F..abanka A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; müvekkili banka ile M. şirketi arasında kredi sözleşmesinden doğan borç alacak ilişkisinin olduğunu, alacağına karşılık 15.06.2014 keşide tarihli, 75.500,00 TL bedelli çekin kendisine ciro edildiğini, davacının borçlu olmadığını yazılı belgeyle ispatlaması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Diğer davalı M. Teks. Mad. İnş. San ve Tic. A.Ş. cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen İlk Karar
Mahkemece 08.03.2016 tarih, 2014/358 E. ve 2016/113 K. sayılı kararında, dava konusu çek hakkında Kahramanmaraş İcra Hukuk Mahkemesince aldırılan Adli Tıp Kurumu bilirkişi raporuna göre çekteki keşideci imzasının mevcut mukayese imzalarına kıyasla Kemal Özdemir'in eli ürünü olmadığı ve dava konusu çeki düzenleme hususunda davacı tarafı temsilen herhangi bir yükümlülüğünün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı F..abanka A.Ş vekilince temyiz edilmiştir.
B. Bozma Kararı
Yargıtay (kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 04.04.2017 tarih, 201/9504 E. ve 2017/2732 K. sayılı kararıyla, icra hukuk mahkemesi kararlarının takip hukukuna ilişkin olup ihalenin feshi ve istihkak davaları dışındaki icra hukuk mahkemesi kararları maddi hukuk açısından açılan menfi tespit davalarında kesin hüküm oluşturmadığından yerel mahkeme yönünden kesin hüküm oluşturmayan ve bağlayıcı bulunmayan icra hukuk mahkemesince aldırılan bilirkişi raporunun ve icra hukuk mahkemesi kararının hükme dayanak yapılmasının isabetsiz olduğu belirtilerek hüküm bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dosyada mübrez temlikname ve eklerine göre G. Varlık Yönetim A.Ş. tarafından davalı F..abank'a olan kredi borcu nedeniyle çeki cirolayan diğer davalı M. şirketinin Bakırköy 1. İflas Dairesinin 2015/17 sayılı iflas dosyasının temlik alındığı, 10.01.2019 tarihli Birleşme (Devir) Sözleşmesi ile G. Varlık Yönetimi A.Ş.'nin G. Varlık Yönetim A.Ş'yi devraldığı, kambiyo senedindeki sahtekarlık iddiasını mutlak def'i olarak çeki elinde bulunduran iyiniyetli hamil dahil herkese karşı ileri sürülebileceği, çekteki keşideci imzasının davacı şirketin yetkili temsilcisi Kemal Özdemir'in eli ürünü olmadığı usulüne göre düzenlenmiş, denetime elverişli, usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu ile sabit olduğu, davalılardan F..a Banka A.Ş'nin takibe konu alacağı G. Varlık Yönetimi A.Ş.'ye temlik ettiği, bu durumda davalı bankanın icra dosyasında alacaklı sıfatının kalmadığı ve işbu davada da davalı sıfatının bulunmadığı, dava konusu çekin davalı M. şirketi tarafından diğer davalı F..a Bank A.Ş.'ye ciro edildiği, Kahramanmaraş 1. İcra Müdürlüğünün 2014/8075 sayılı dosyasında davaya konu çek nedeniyle alacağın tahsilini davalı M. şirketinin değil yetkili hamil F..a Bank A.Ş. talep ettiğinden davalı M. şirketi davanın pasif husumet yokluğunu nedeniyle reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne Kahramanmaraş İcra Müdürlüğünün 2014/8075 sayılı takip dosyasına konu 15.06.2014 keşide tarihli, 75.500,00 TL bedelli çek nedeniyle davacı tarafın davalı G. Varlık Yönetim A.Ş.'ye borçlu olmadığının tespitine, davanın, davalı F..abank ve diğer davalı M. şirketi yönünden pasif husumet yokluğundan usulden reddine, şartları oluşmadığından davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı G. Varlık Yönetim A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı G. Varlık Yönetim A.Ş. vekili temyiz dilekçesinde özetle; 6102 sayılı Kanun'un 687 ve 792 nci maddeleri uyarınca çeki elinde bulunduran iyiniyetli müvekkili hamil yönünden davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin kötü niyetli olduğuna dair bir tespitin bulunmadığını, davalı F..abanka aleyhine hükmedilen vekâlet ücretinin müvekkilinden tahsiline yönelik kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının üzerinde imzasının sahte olduğunu ileri sürdüğü çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 72 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve çekte rehin cirosunun geçerli olmamasına göre, davalı G. Varlık Yönetim A.Ş. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Alacağını G. Varlık Yönetim A.Ş.'ye devreden F..abank A.Ş. lehine vekâlet ücreti takdir edilememesi gerekirken F..abank A.Ş. lehine takdir edilen vekâlet ücretinin G. Varlık Yönetim A.Ş.'den tahsiline karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesi ve 5236 sayılı Kanun’un geçici 2 nci maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 5236 sayılı Kanun’un 16 ncı maddesi ile değiştirilmeden önceki 438 inci maddesinin yedinci fıkrası gereğince mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı G. Varlık Yönetim A.Ş. vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Davalı G. Varlık Yönetim A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının hüküm fıkrasının (8) numaralı bendi çıkarılarak hükmün bu hali ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
03.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan V. Üye Üye Üye Üye
Eyüp Sabri Baydar Dr. Adem Aslan Dr. Orhan Sekmen Mikail Özdemir İsmail Yavuz