
DAHA ÖNCE ECRİMİSİLİN RAYİCE GÖRE BELİRLENDİĞİ DÖNEMLE, DAVA KONUSU İLK DÖNEM ARASINDA BEŞ YIL GEÇMESİ DURUMUNDA KESİNLEŞEN DÖNEME İLİŞKİN DEĞERLER NAZARA ALINMAYABİLİR.
T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/3793
Karar No : 2024/3686
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 29.05.2023
SAYISI : 2021/2378 E., 2023/910 K.
Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi, kâl ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli, davacılar vekili tarafından duruşmasız temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 10.09.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davalı vekili Av. S.B. ile karşı taraftan davacılar vekili Av. A.F.Ç. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra açık duruşmanın bittiği bildirildi. İşin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; müvekkillerinin paydaşı olduğu 349 ada 1 parselin akdi ve yasal nedene dayalı olmaksızın davalı şirket tarafından haksız kullanıldığını, 3091 sayılı Yasa kapsamında yapılan başvurunun davalı işgalinin bir yıldan fazla olduğu gerekçesiyle reddedildiğini belirterek davalının taşınmaza el atmasının önlenmesini, işgalli alandaki yapıların kâl'ini ve ecrimisil talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; taşınmazın davacı paydaşlar ve dava dışı paydaşlar tarafından 6292 sayılı Yasa uyarınca satış edinme sebebiyle 26.08.2019 tarihinde edinildiğini, davacılar haricinde Eşref C. ve Ünzile C.'un da paydaş olduğunu, parselin tamamının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının sorumluluğunda bulunan Metro Raylı Sistemlerinin kullanımında olduğunu, müvekkilinin taşınmazda kullanımı bulunmadığını, müvekkiline ait akaryakıt istasyonunun 352 ada 1 parsel üzerinde olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne, davacılara ait 349 ada 1 parsel sayılı taşınmazda 24.12.2020 tarihli raporun eki krokide (A) ve (B) harfi ile gösterilen kısımlara davalıca yapılan el atmanın önlenmesine, (C) harfi ile gösterilen kısma el atılmanın önlenmesi talebi ile kâl taleplerinin ayrı ayrı reddine, toplam 1.721,26'şar TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ayrı ayrı olmak üzere davalıdan alınarak adı geçen davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; hatalı fen bilirkişi raporu doğrultusunda yıkım isteğinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, rapora karşı itirazlarının dikkate alınmadığını, 24.12.2020 tarihli fen bilirkişisi raporu ekinde bulunan krokinin hatalı olup 352 ada 1 parselde bulunan akaryakıt istasyonunun çatısının uç kısmının 349 ada 1 parsel sayılı dava konusu olan taşınmaza taşmış olduğu halde taşmamış gibi kroki çizildiğini, ayrıca İstanbul Valiliği Defterdarlık Mili Emlak Müdürlüğünün 82683355/34250106254 sayılı yazısı ekinde İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan dava konusu taşınmaza ait taşınmaz tespit tutanağı eki olan krokide de davalı şirkete ait yapının dava konusu taşınmaza taştığının sabit olduğunu, davalı şirkte ait benzin istasyonu reklam panosu ve akaryakıt birim değer göstergesinin de dava konusu taşınmazın içinde kaldığını, davalı şirket tarafından baz istasyonu kurdurulduğunu, bu sebeple gelir de sağlandığını; raporda A ve B alanının ölçüleri gösterilmek suretiyle akaryakıt istasyonuna giriş ve çıkış yolu olduğu belirtilse de bakiye 17 m²'lik kısımdan hiç bahsedilmediğini, alan ölçülerinin hatalı hesaplandığını, bilirkişi raporunda emsal alınan taşınmazların davaya konu taşınmaz için emsal teşkil edemeyeceğini, İstanbul Valiliği Defterdarlık Anadolu Yakası Milli emlak Dairesi Başkanlığının 09.03.2010 tarihli yazısında dava konusu olan 349 ada 1 parsel numaralı 889,95 m² yüzölçümlü taşınmazın 240,00 m²'si üzerinde araba yıkama ve benzin istasyonu giriş alanı yapılmak suretiyle 9 yıl 7 ay 1 gün süre ile fuzulen işgalinde dolayı 35.017,16 TL ecrimisil ihbarnamesi hazırlandığının anlaşıldığını; bu nedenle ecrimisil hesabında tapudaki devir tarihinin nazara alınmasının hatalı olduğunu; mahkemece eski hale getirme masrafının hesaplanması gerektiği açık olup bu yönde araştırma yapılmamasının da hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
2. Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıların taşınmazın hissedarlarından olup davacılardan başka dava dışı Şeref C. ve Ünzile C.'un 22249/88995'er pay sahibi olduğunu, hissedarlardan Şeref C.'un tek ortağı ve yetkilisi olduğunu, davacıların taşınmazın bütününe malikmiş gibi hüküm tesis edilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda A ve B olarak belirtilen kısımlara müvekkilinin el atıp kullanmadığını, fen bilirkişi raporunda da görüleceği üzere müvekkiline ait akaryakıt istasyonunun 352 ada 1 parselde yer alıp dava konusu taşınmazla arasında kadastral yolu bulunduğunu, iki parsel arasında Mazı Sokağından Meşale Sokağına kadar kadastral yolun devam ettiğini ve herkesin kullanımına açık olduğunu, her ne kadar fen bilirkişi raporunda C ile gösterilen alanın İBB'nin kullanımında olduğu belirtilmişse de krokide A harfi ile gösterilen alanın metro aktarım istasyonunda kaldığını, keza B harfi ile gösterilen alanın da müvekkilinin işgali altında olmadığını, bu hususlara ilişkin itirazlarının mahkemece göz ardı edildiğini, davaya konu 349 ada 1 parselin bütünüyle kaldırım, otobüs durağı, yeşil alan, metro havalandırma çıkışları ve fiili yol niteliğinde kamusal kullanımda olup İBB'nin kullanımında ve sorumluluğunda bulunduğunu, keşfe dayalı olan fen bilirkişisinin krokisinde müvekkilinin parseli ile dava konusu parselin bitişik olmayıp bağlantısının bulunmadığını, mahkemece C harfi ile gösterilen alan yönünden el atmanın önlenmesi ve kâl talebinin reddedildiğini ancak davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu 349 ada 1 parsel sayılı 889,95 m² alanlı taşınmazın 26.08.2019 tarihinde davacılarca eşit paylarla edinildiği, davacılar haricinde dava dışı iki müşterek malik daha bulunduğu, davalı şirketin kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan hakkı bulunmadığı; fen bilirkişi tarafından davalı tarafından işgal edilen alanların ölçekli kroki ile gösterildiği ve bu krokiye göre taşınmazın B harfi ve mavi renkle taralı olarak gösterilen 173,04 m²'lik kısmı ile A harfi ve sarı renkle taralı 32,45 m²'lik kısmının 352 ada 1 parsel sayılı taşınmazın üzerinde bulunan ve davalı tarafından işletilen akaryakıt istasyonunun giriş ve çıkış yolu olarak kullanıldığı, bu alanlar üzerinde yıkımı gereken muhdesat bulunmadığı, davacı tarafın eldeki davayı mülkiyet haklarına dayalı olarak açtığı, istinaf aşamasında davalı tarafın haksız kullanımının murislerinin zilyetliği zamanında var olduğu yönündeki iddianın istinaf aşamasında ileri sürüldüğünden dinlenemeyeceği, mahkemece keşfe dayalı olarak alınan bilirkişi raporunun yöntemine uygun ve denetime açık olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili duruşmalı olarak, davacılar vekili duruşmasız olarak temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrarla, 10.07.2021 tarihi itibariyle taşınmazda pay sahibi olduğunu ancak Bölge Adliye Mahkemesince değerlendirilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davacılar vekili istinaf sebepleriyle hükmün bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, el atmanın önlenmesi, kâl ve ecrimisil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, “Mülkiyet hakkının içeriği” başlıklı 683 üncü maddesi, “İyiniyetli olmayan zilyet bakımından” başlıklı 995 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hâkimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira paraları araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilerek resen emsal araştırılmalı, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayice göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir. Bunun yanı sıra, Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre; aynı yere ilişkin olarak önceki dönem ecrimisil bedeline ilişkin sonuçlanmış davalar bulunduğu takdirde; kural olarak önceki dönemin son dönemi için kabul edilen (ve kesinleşen) miktara ÜFE’nin tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktar, sonraki dönem ecrimisil bedelini oluşturur. Kural bu olmakla beraber, ecrimisil bedelinin en az kira bedeli olması ve kira sözleşmelerinde TBK’nın 344 üncü maddesine göre 5 yıl geçtikten sonra rayice göre kira tespitinin istenebilmesi nedeniyle, daha önce rayice göre belirlenen dönem ile dava konusu edilen ilk dönem arasında 5 yıllık sürenin geçmesi veya taşınmazın bulunduğu yerde imar, sanayileşme, yerleşim vs. özel nedenlerle değişimden dolayı rayiç ve emsal kiralar arttığı takdirde kesinleşen döneme ilişkin değerler nazara alınmadan, toplanacak somut verilere göre yeniden bilirkişi incelemesi yapılarak yeni dönem (sonraki dönem) ecrimisil bedeli belirlenerek hüküm altına alınabilir.
Somut olayda, bilirkişi re'sen emsal incelemesi yaparak ecrimisil hesaplamış ise de davacı tarafın ecrimisil hesabına ilişkin itirazları mahkemece değerlendirilmemiştir. Mahkemece yapılması gereken iş; taraflara emsal kira sözleşmesi sunmak için süre verilerek yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda ecrimisil hesabı yaptırarak karar vermek olmalıdır.
2. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Somut olayda dava konusu taşınmazın güncel tapu kaydı incelendiğinde davalı şirketin İlk Derece Mahkemesi karar tarihinden sonra 07.10.2021 tarihinde paydaş olduğu görülmektedir. Taşınmazın aynına ilişkin davalarda güncel tapu kaydı kontrol edilerek karar verilmelidir.
Bilindiği üzere, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki el atmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine el atmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa, açacağı el atmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu el atmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Mahkemece güncel tapu kaydına göre tarafların itirazları doğrultusunda karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebeplerine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
17.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, 17.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.09.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Hikmet Onat Gülfem Saygılı Mustafa Erol Mahmut Akgün Necmi Apaydın
DAHA ÖNCE ECRİMİSİLİN RAYİCE GÖRE BELİRLENDİĞİ DÖNEMLE, DAVA KONUSU İLK DÖNEM ARASINDA BEŞ YIL GEÇMESİ DURUMUNDA KESİNLEŞEN DÖNEME İLİŞKİN DEĞERLER NAZARA ALINMAYABİLİR.
T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/3793
Karar No : 2024/3686
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 29.05.2023
SAYISI : 2021/2378 E., 2023/910 K.
Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi, kâl ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli, davacılar vekili tarafından duruşmasız temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 10.09.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davalı vekili Av. S.B. ile karşı taraftan davacılar vekili Av. A.F.Ç. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra açık duruşmanın bittiği bildirildi. İşin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; müvekkillerinin paydaşı olduğu 349 ada 1 parselin akdi ve yasal nedene dayalı olmaksızın davalı şirket tarafından haksız kullanıldığını, 3091 sayılı Yasa kapsamında yapılan başvurunun davalı işgalinin bir yıldan fazla olduğu gerekçesiyle reddedildiğini belirterek davalının taşınmaza el atmasının önlenmesini, işgalli alandaki yapıların kâl'ini ve ecrimisil talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; taşınmazın davacı paydaşlar ve dava dışı paydaşlar tarafından 6292 sayılı Yasa uyarınca satış edinme sebebiyle 26.08.2019 tarihinde edinildiğini, davacılar haricinde Eşref C. ve Ünzile C.'un da paydaş olduğunu, parselin tamamının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının sorumluluğunda bulunan Metro Raylı Sistemlerinin kullanımında olduğunu, müvekkilinin taşınmazda kullanımı bulunmadığını, müvekkiline ait akaryakıt istasyonunun 352 ada 1 parsel üzerinde olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne, davacılara ait 349 ada 1 parsel sayılı taşınmazda 24.12.2020 tarihli raporun eki krokide (A) ve (B) harfi ile gösterilen kısımlara davalıca yapılan el atmanın önlenmesine, (C) harfi ile gösterilen kısma el atılmanın önlenmesi talebi ile kâl taleplerinin ayrı ayrı reddine, toplam 1.721,26'şar TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ayrı ayrı olmak üzere davalıdan alınarak adı geçen davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; hatalı fen bilirkişi raporu doğrultusunda yıkım isteğinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, rapora karşı itirazlarının dikkate alınmadığını, 24.12.2020 tarihli fen bilirkişisi raporu ekinde bulunan krokinin hatalı olup 352 ada 1 parselde bulunan akaryakıt istasyonunun çatısının uç kısmının 349 ada 1 parsel sayılı dava konusu olan taşınmaza taşmış olduğu halde taşmamış gibi kroki çizildiğini, ayrıca İstanbul Valiliği Defterdarlık Mili Emlak Müdürlüğünün 82683355/34250106254 sayılı yazısı ekinde İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan dava konusu taşınmaza ait taşınmaz tespit tutanağı eki olan krokide de davalı şirkete ait yapının dava konusu taşınmaza taştığının sabit olduğunu, davalı şirkte ait benzin istasyonu reklam panosu ve akaryakıt birim değer göstergesinin de dava konusu taşınmazın içinde kaldığını, davalı şirket tarafından baz istasyonu kurdurulduğunu, bu sebeple gelir de sağlandığını; raporda A ve B alanının ölçüleri gösterilmek suretiyle akaryakıt istasyonuna giriş ve çıkış yolu olduğu belirtilse de bakiye 17 m²'lik kısımdan hiç bahsedilmediğini, alan ölçülerinin hatalı hesaplandığını, bilirkişi raporunda emsal alınan taşınmazların davaya konu taşınmaz için emsal teşkil edemeyeceğini, İstanbul Valiliği Defterdarlık Anadolu Yakası Milli emlak Dairesi Başkanlığının 09.03.2010 tarihli yazısında dava konusu olan 349 ada 1 parsel numaralı 889,95 m² yüzölçümlü taşınmazın 240,00 m²'si üzerinde araba yıkama ve benzin istasyonu giriş alanı yapılmak suretiyle 9 yıl 7 ay 1 gün süre ile fuzulen işgalinde dolayı 35.017,16 TL ecrimisil ihbarnamesi hazırlandığının anlaşıldığını; bu nedenle ecrimisil hesabında tapudaki devir tarihinin nazara alınmasının hatalı olduğunu; mahkemece eski hale getirme masrafının hesaplanması gerektiği açık olup bu yönde araştırma yapılmamasının da hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
2. Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıların taşınmazın hissedarlarından olup davacılardan başka dava dışı Şeref C. ve Ünzile C.'un 22249/88995'er pay sahibi olduğunu, hissedarlardan Şeref C.'un tek ortağı ve yetkilisi olduğunu, davacıların taşınmazın bütününe malikmiş gibi hüküm tesis edilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda A ve B olarak belirtilen kısımlara müvekkilinin el atıp kullanmadığını, fen bilirkişi raporunda da görüleceği üzere müvekkiline ait akaryakıt istasyonunun 352 ada 1 parselde yer alıp dava konusu taşınmazla arasında kadastral yolu bulunduğunu, iki parsel arasında Mazı Sokağından Meşale Sokağına kadar kadastral yolun devam ettiğini ve herkesin kullanımına açık olduğunu, her ne kadar fen bilirkişi raporunda C ile gösterilen alanın İBB'nin kullanımında olduğu belirtilmişse de krokide A harfi ile gösterilen alanın metro aktarım istasyonunda kaldığını, keza B harfi ile gösterilen alanın da müvekkilinin işgali altında olmadığını, bu hususlara ilişkin itirazlarının mahkemece göz ardı edildiğini, davaya konu 349 ada 1 parselin bütünüyle kaldırım, otobüs durağı, yeşil alan, metro havalandırma çıkışları ve fiili yol niteliğinde kamusal kullanımda olup İBB'nin kullanımında ve sorumluluğunda bulunduğunu, keşfe dayalı olan fen bilirkişisinin krokisinde müvekkilinin parseli ile dava konusu parselin bitişik olmayıp bağlantısının bulunmadığını, mahkemece C harfi ile gösterilen alan yönünden el atmanın önlenmesi ve kâl talebinin reddedildiğini ancak davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu 349 ada 1 parsel sayılı 889,95 m² alanlı taşınmazın 26.08.2019 tarihinde davacılarca eşit paylarla edinildiği, davacılar haricinde dava dışı iki müşterek malik daha bulunduğu, davalı şirketin kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan hakkı bulunmadığı; fen bilirkişi tarafından davalı tarafından işgal edilen alanların ölçekli kroki ile gösterildiği ve bu krokiye göre taşınmazın B harfi ve mavi renkle taralı olarak gösterilen 173,04 m²'lik kısmı ile A harfi ve sarı renkle taralı 32,45 m²'lik kısmının 352 ada 1 parsel sayılı taşınmazın üzerinde bulunan ve davalı tarafından işletilen akaryakıt istasyonunun giriş ve çıkış yolu olarak kullanıldığı, bu alanlar üzerinde yıkımı gereken muhdesat bulunmadığı, davacı tarafın eldeki davayı mülkiyet haklarına dayalı olarak açtığı, istinaf aşamasında davalı tarafın haksız kullanımının murislerinin zilyetliği zamanında var olduğu yönündeki iddianın istinaf aşamasında ileri sürüldüğünden dinlenemeyeceği, mahkemece keşfe dayalı olarak alınan bilirkişi raporunun yöntemine uygun ve denetime açık olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili duruşmalı olarak, davacılar vekili duruşmasız olarak temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrarla, 10.07.2021 tarihi itibariyle taşınmazda pay sahibi olduğunu ancak Bölge Adliye Mahkemesince değerlendirilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davacılar vekili istinaf sebepleriyle hükmün bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, el atmanın önlenmesi, kâl ve ecrimisil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, “Mülkiyet hakkının içeriği” başlıklı 683 üncü maddesi, “İyiniyetli olmayan zilyet bakımından” başlıklı 995 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hâkimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira paraları araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilerek resen emsal araştırılmalı, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayice göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir. Bunun yanı sıra, Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre; aynı yere ilişkin olarak önceki dönem ecrimisil bedeline ilişkin sonuçlanmış davalar bulunduğu takdirde; kural olarak önceki dönemin son dönemi için kabul edilen (ve kesinleşen) miktara ÜFE’nin tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktar, sonraki dönem ecrimisil bedelini oluşturur. Kural bu olmakla beraber, ecrimisil bedelinin en az kira bedeli olması ve kira sözleşmelerinde TBK’nın 344 üncü maddesine göre 5 yıl geçtikten sonra rayice göre kira tespitinin istenebilmesi nedeniyle, daha önce rayice göre belirlenen dönem ile dava konusu edilen ilk dönem arasında 5 yıllık sürenin geçmesi veya taşınmazın bulunduğu yerde imar, sanayileşme, yerleşim vs. özel nedenlerle değişimden dolayı rayiç ve emsal kiralar arttığı takdirde kesinleşen döneme ilişkin değerler nazara alınmadan, toplanacak somut verilere göre yeniden bilirkişi incelemesi yapılarak yeni dönem (sonraki dönem) ecrimisil bedeli belirlenerek hüküm altına alınabilir.
Somut olayda, bilirkişi re'sen emsal incelemesi yaparak ecrimisil hesaplamış ise de davacı tarafın ecrimisil hesabına ilişkin itirazları mahkemece değerlendirilmemiştir. Mahkemece yapılması gereken iş; taraflara emsal kira sözleşmesi sunmak için süre verilerek yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda ecrimisil hesabı yaptırarak karar vermek olmalıdır.
2. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Somut olayda dava konusu taşınmazın güncel tapu kaydı incelendiğinde davalı şirketin İlk Derece Mahkemesi karar tarihinden sonra 07.10.2021 tarihinde paydaş olduğu görülmektedir. Taşınmazın aynına ilişkin davalarda güncel tapu kaydı kontrol edilerek karar verilmelidir.
Bilindiği üzere, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki el atmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine el atmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa, açacağı el atmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu el atmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Mahkemece güncel tapu kaydına göre tarafların itirazları doğrultusunda karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebeplerine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
17.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, 17.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.09.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Hikmet Onat Gülfem Saygılı Mustafa Erol Mahmut Akgün Necmi Apaydın