KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

DAVA KONUSU AİLE KONUTUYLA SINIRLI OLUP DAVA TÜMÜYLE KABUL EDİLDİĞİ HALDE, DAVANIN KISMEN KABUL EDİLDİĞİ GEREKÇESİYLE DAVALI LEHİNE NİSPİ VEKÂLET ÜCRETİ TAKDİR EDİLEMEZ.

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2024/2307
Karar No      : 2024/2031

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       : 
Van 1. Aile Mahkemesi
TARİHİ                                 : 15.05.2023
SAYISI                                 : 2022/426 E., 2023/476 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece eksik inceleme nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı ve davalı banka vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; aile konutu üzerinde davalı banka lehine haksız olarak ipotek tesis edildiğini, ipotek nedeniyle icra takibinin başlatıldığını ve davacının bu takipten sonradan haberdar olduğunu, ipotek tesis edilirken davacının rızasının alınmadığını belirterek davanın kabulü ile taşınmaz üzerinde davalı banka lehine konulan ipoteğin kaldırılmasına, taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı asıl borçlu Y. İnş.Tur.Paz.San.ve Tic. Ltd. Şti'nin kredi kullanımına teminat olarak davalı Sulhettin Y. adına kayıtlı Van ili, İpekyolu ilçesi, Hanikoğlu mahallesi, 7.6 ada 138 parselde kayıtlı arsa vasıflı taşınmaz üzerine 22.01.2014 tarihinde 380.000,00 TL bedelle banka lehine ipotek tesis edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine takip başlatıldığını, dava konusu taşınmaz arsa vasfında olup taşınmaz üzerinde bir yapı veya bina bulunduğuna ilişkin emare olmadığını, taşınmazın arsa niteliğinde olması nedeniyle davacı eşin muvakafatine gerek olmadığını, ipotek işleminin yasaya uygun olduğunu, bankanın tapu kayıtlarına güvenerek işlem yaptığını, bankanın iyiniyetli olduğunu, davacı ve diğer davalının birlikte hareket ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı Sulhettin Y. cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesini 10.01.2019 tarihli ve 2016/756 Esas, 2019/9 Karar sayılı kararıyla; taşınmazın aile konutu olduğu ve tarafların hala taşınmazda ikamet ettiklerinin yapılan keşif ve alınan tanık beyanlarından anlaşıldığı, davalı bankanın ipotek tesis edilirken davacı eşin açık rızasını almadığı, taşınmazın tapuda arsa olarak görünmesinin aile konutu şerhi verilmesine engel olmadığı, yapılan keşifte taşınmaz üzerinde binanın mevcut olduğu ve aile konutu olarak kullanıldığının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına, taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı banka vekili, taşınmazın tapu kaydında üzerinde konut bulunduğuna dair bir ibarenin olmadığını, taşınmazın arsa vasfında olduğunu, alınan bilirkişi raporunda taşınmazın toplam 694 m2 hesaplandığını, bu büyüklükte bir evin tek bağımsız bölümden oluşmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda açıkca taşınmasın kaç bölümden oluştuğunun tespitinin yapılmadığını, birden fazla bağımsız bölümden oluşması halinde davacının hangi bağımsız bölümde oturduğunun tespit edilmesi ve geri kalan kısımlar hakkında davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek davanın kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

1. Davalı Sulhettin Y. 19.12.2020 tarihinde vefat etmiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesini 01.12.2021 tarihli ve 2019/2157 Esas, 2021/2348 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile davalı banka vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı banka vekili, istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak davanın kabulü yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 12.05.2022 tarihli, 2022/2184 Esas, 2022/4392 Karar sayılı kararı ile taşınmazın tapu kaydında arsa olarak göründüğü hususu dikkate alınarak taşınmaz üzerinde tekrar keşif yapılıp , ipotek tesis tarihinde ve halen tarafların aile konutu olarak kullandıkları bağımsız bölümün belirlenmesi, bu bölümün kroki ve harita üzerinde işaretlenmesi, aile konutu olarak kullanılan bölümün değerinin belirlenip bu bölüm ile sınırlı olacak şekilde ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı Sulhettin'in yargılama sırasında vefat ettiği, malik eşin bu davayı açmaktaki hukuki yararının malik eşin ölümünden sonra da devam etmekte olduğu, tarafların dava konusu taşınmazın alt katında oturduklarının dosya kapsamından anlaşıldığı, tesis edilen ipotek için davalı bankanın muvafakatin alındığı yönünde iddia ve savunmada bulunmadığı, alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplamada arsa değerinin de hesaplamaya dahil edildiği, bina değeri üzerinden yapılan hesaplamaya göre aile konutu olarak kullanılan zemin kat üzerine denk gelen ipotek miktarının 91.069,90 TL olduğu, bu miktar üzerinden yargılama gideri ve vekalet ücretinin hesaplandığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 26.09.2022 tarihli bilirkişi raporunda yeşil renk ile taralı olarak belirtilen iki katlı kargir evin zemin katında bulunan konut ile sınırlı olmak üzere davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına, belirtilen kısım üzerine aile konutu şerhi konulmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, kabul edilen ve reddedilen kısımlar yönünden taraflar yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı banka vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı banka yararına hükmedilen vekâlet ücretinin davacı yararına hükmedilen vekalet ücretini geçemeyeceğini, Mahkemece zemin katın değerinin yaplış hesaplandığını, reddedilen miktarın daha az olması gerektiğini, taşınmazın üst katının ayrı bir tapusunun bulunmadığını, bu nedenle Mahkeme kararının uygulanabilirliğinin bulunmadığını, bankanın ilk alınan bilirkişi raporunda itiraz dilekçesinde sadece bedel yönünden itirazda bulunduğunu, bedel dışında bir itiraz sunulmadığından bu hususların tamamının kesinleştiğini, taşınmazın dubleks bir daire olduğunu, davacı ve çocuklarının aynı evde ikamet ettiklerini, taşınmazda iki farklı mülk varmış gibi değerlendirilmesinin hatalı olduğunu belirterek davanın reddedilen kısmı ve aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı banka vekili temyiz dilekçesinde; daha önce sunduğu istinaf ve temyiz dilekçelerindeki itirazları tekrarlayarak davanın kabul edilen kısmı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması davası olup, bozma ilamına uygun inceleme yapılarak karar verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’un 194 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmadığı anlaşılmakla; davalı banka vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dava, ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulmasına ilişkin olup, Mahkemece, Van ili, İpekyolu ilçesi, Hanikoğlu mahallesi, 7.6 ada 138 parsel sayılı taşınmazın münhasıran zemin katında bulunan ve taraflarca aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerinde tesis olunan ipoteğin kaldırılmasına ve konut üzerine aile şerhi konulmasına karar verilmiştir. Dosyada alınan bilirkişi raporlarında yapılan hesaplamalarda, taşınmazın arsa ve bina değeri birlikte hesaplanarak aile konutunun değeri belirlenmiş olup, Mahkemece bilirkişi raporundaki hesaplamaya itibar edilmeyerek, gerekçede açıklandığı üzere aile konutunun değeri, arsa değerini içermeyecek şekilde sadece bina değeri üzerinden yapılan hesaplama ile belirlenmiştir. Bununla birlikte, aile konutuna denk gelen ipotek bedeline ilişkin oranlama yapılırken ise arsa değeri ile birlikte bina değerinin toplamı baz alınmıştır. Bu nedenlerle, Mahkemece, aile konutunun değerinin tespiti için bina ve arsa değerlerinin birlikte hesaplanması ve hesaplama sonrası yapılacak oranlama ile aile konutuna denk gelen ipotek bedeli bulunarak, bu bedel ile sınırlı olacak şekilde ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

3. İpotek tesis tarihinde taşınmaz tapuda arsa vasfıyla kayıtlı olduğu, taşınmaz üzerinde bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere iki katlı betonarme ev bulunduğu, taşınmazda kat mülkiyetine geçilmediği, zemin kat olan bağımsız bölümün tarafların aile konutu olduğu, uyuşmazlık konusunun, aile konutu olarak kullanılan bağımsız bölüm üzerine konulan ipoteğin kaldırılması ile sınırlı olduğu ve bu bölüm ile sınırlı olmak üzere ipoteğin kaldırılmasına karar verildiği, kararın kısmen kabulü niteliğinde olmadığı, arsa vasıflı olan taşınmazın diğer bölümleri yönünden ipoteğin geçerliliğini koruduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda dava konusunun aile konutuyla sınırlı olduğu ve bu yönüyle davanın tümüyle kabul edildiği halde, Mahkemece davanın kısmen kabul edildiği gerekçesiyle davalı banka yararına nispi vekâlet ücreti takdiri usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Mahkeme kararının, yukarıda (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere davacı yararına BOZULMASINA,

2. Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı bankanın tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile kararın bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ONANMASINA,

Peşin harcın istek halinde davacıya iadesine,

Aşağıda yazılı onama harcının davalı bankadan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

25.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan                          Üye                      Üye                    Üye                     Üye
Mehmet Kasım Çetin    Sedat Demirtaş    Seydi Kahveci    Erdem Şimşek    Şaban Kazdal

BİLGİ : “Aile konutu olarak kullanılan bağımsız bölümle sınırlı olacak şekilde ipoteğin kaldırılması gerekir” şeklindeki Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 20 Eylül 2018 ve 13 Ekim 2021 tarihli kararları için bkz.

https://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/aile-konutu-olarak-kullanilan-bagimsiz-bolumle-sinirli-olacak-sekilde-ipotegin-kaldirilmasi-gerekir