KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

DAVACININ KULLANDIĞI VE KULLANABİLECEĞİ BÖLÜMLERİN BULUNMADIĞI BELİRLENMEK SURETİYLE DAVACININ PAYI ORANINDA EL ATMANIN ÖNLENMESİNE KARAR VERİLEBİLİR.

T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2022/6810
Karar No      : 2024/301

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       : 
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 28.09.2022
SAYISI                                 : 2022/353 E., 2022/1283 K.

Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin dava konusu bodrum kat 1 No.lu bağımsız bölüm ile zemin kat 2 No.lu bağımsız bölümün maliki olduğunu, davalının müvekkilinin izni rızası ve bilgisi olmadan sahte bir kira kontratı düzenleyerek vergi kaydı yaptırdığını ve aynı şekilde müvekkilinin bilgisi olmaksızın iş yeri açtığını ileri sürerek dükkanın fuzuli işgal sebebi ile tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, kira ilişkisine dayanarak taşınmazı kullandığını, davacı tarafından sadece kira kontratındaki imzanın kendisi tarafından atılmadığından bahisle suç duyurusunda bulunularak fuzuli işgalin delillendirilmeye çalışıldığını, tadilatı yapılarak kafe olarak uzun süre çalıştırılan ve davacının da kısa bir süre çalıştığı iş yerinden davacının bilgisinin olmadığından bahsedilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; Bolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/567 Esas ve 2020/894 Karar sayılı dosyası incelendiğinde; davayı açanın davalının annesi olduğunun görüleceğini, davalının annesinin ölümü ile davayı takip ettiğini, sonuç olarak davalının, davanın açıldığı ve devam ettiği sırada mirasçı olmayıp annesinin ölümü ile sonradan dava konusu taşınmazda paydaş hâline geldiğini, huzurdaki davada davalının paydaşlığının ne zaman başladığının dosya kapsamı ile değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini, davalının payı oranında el atmanın önlenmesine karar verilmesi hakkaniyete aykırı olup bu kararın icrasının da mümkün olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalı vekili; kira sözleşmesinden doğan kullanma ve yararlanma hakkını kullandığını, kira bedeli olarak davacı tarafa düzenli olarak ödemeler yapıldığını, dava konusu taşınmazda davalının da hissedar konumuna geldiğini, müvekkilinin taşınmaza yaptığı masraflar, davacının müvekkilinin yanında sigortalı olarak çalışması ve bunlara dair evrakların dosyaya sunulduğu da göz önünde bulundurulduğunda müvekkilinin kötü niyetli herhangi bir girişiminin bulunmadığının sabit olduğunu, ortaklar arasında herhangi bir harici taksim ve sair belirleyici anlaşma olmaması hâlinde, Yargıtayın el atmanın önlenmesi davası yerine, ortaklığın giderilmesine yönelik olarak açılacak davanın hukuki yarar ve hukuk mantığı açışından daha doğru olduğunu kabul ettiğini, ayrıca davacının payı oranında el atmanın önlenmesine karar verilmesine rağmen vekâlet ücretinin taşınmazın tamamının değeri üzerinden takdir edilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın açıldığı tarih itibari ile davaya konu taşınmazın davacı Yasemin Hamide B. adına kayıtlı olduğu; ancak Bolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/567 Esas sayılı dosyasında açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasının kabulüne karar verilmekle davalının dava konusu taşınmazda paydaş hâline geldiği, yapılan keşif, dinlenen tanık beyanları itibari ile dava konusu taşınmazın davalı tarafça kafe olarak işletildiği, taraflar arasında kullanıma ilişkin herhangi bir sözleşme bulunmadığı, buna göre; davacının mülkiyet hakkına dayanarak kendi payı oranında el atmanın önlenmesini talep edebileceği anlaşıldığından, İlk Derece Mahkemesince davacının payı oranında el atmanın önlenmesi talebinin kabulüne dair karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

2. Davalının yargılama sırasında taşınmazda paydaş hâline gelmesi sebebiyle Mahkemece davaya, paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi davası olarak devam edilerek nihai karar verilmesine rağmen, davacı lehine pay oranına göre belirlenen değer üzerinden vekâlet ücretine hükmetmek gerekirken, taşınmazın tümünün değeri üzerinden vekâlet ücreti takdir edilmesi yerinde görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkeme kararının düzeltilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri belirterek, taşınmazın tümünün değeri üzerinden vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken davacı müvekkilin pay oranına göre belirlenen değer üzerinden vekâlet ücretine hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu açıklayarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 683 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dava konusu taşınmazlarda davacının kullandığı ve kullanabileceği bölümlerin bulunmadığı belirlenmek suretiyle, davacının payı oranında el atmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının A/1 bendinde "Davanın kabulü ile; Davalının, Bolu ili, Merkez ilçesi, Tabaklar mahallesi 4.1 ada 13 parselde kayıtlı Börekçiler Sokak No;6/A adresinde Bodrum Kat, 1 numaralı bağımsız bölüm ve aynı yer zemin kat 2 numaralı bağımsız bölüme payı oranında el atmasının önlenmesine," karar verilmiştir.

3. Hüküm fıkrasındaki bu ifadenin eksik olması sebebiyle davalının taşınmazlardaki ne kadarlık bir paya el atmasının önlenmesine karar verildiği anlaşılamamaktadır. Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının A/1 numaralı bendinde yer alan “payı” ibaresinin çıkartılarak yerine “davacı payı” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.01.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

Başkan             Üye                 Üye                            Üye                 Üye 
Hikmet Onat      Ayşe Tartıcı     Sevinç Türközmen     Suat Arslan     Cengiz Balıkçı
                          Çevikbaş