DAVALI ERKEĞİN MADDİ ANLAMDA YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ YERİNE GETİRMEDİĞİ KUSURU DAVACI KADININ KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI TEŞKİL ETMEMEKTEDİR.
T.C.
Y A R G I T A Y
2. Hukuk Dairesi
ESAS NO: KARAR NO:
2022/6707 2022/8937
TÜRK MİLLETİ ADINA
Y A R G I T A Y İ L A M I
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarı ile tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2- İlk derece mahkemesince, davalı erkeğin maddi anlamda yükümlülüklerini yerine getirmediği ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı kadının boşanma davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir. Anılan kararın, davacı kadın tarafından nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden; davalı erkek tarafından kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden istinaf edilmesi üzerine bölge adiye mahkemesince, ispatlanamadığı gerekçesiyle sadakat yükümlülüğünü ihlal kusurunun davalı erkekten çıkarılmasına fakat “kadını ve ailesini ölümle tehdit etmek ve kadına rencide edici mesajlar göndermek” kusurlarının erkeğe yüklenmesine karar verilmiştir. Yapılan incelemede, davacı kadın tarafından kararın kusur yönünden istinaf edilmediği anlaşılmaktadır, O halde, bölge adliye mahkemesince, yanılgılı değerlendirme sonucu, erkeğin kusurlarına yeni kusurların eklenmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
3- Davalı erkeğin mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen “maddi anlamda yükümlülüklerini yerine getirmediği” kusuru davacı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmemektedir. Bu itibarla, Türk Medeni Kanunu'nun 174/2. maddesinde düzenlenen manevi tazminatın koşulları oluşmamıştır. O halde, davacı kadının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi hükmünün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının reddi ile hükmün yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 08.11.2022 (Salı)
Başkan Üye Üye Üye Üye
Ömer Uğur Gençcan Sedat Demirtaş Seydi Kahveci M. Kasım Çetin Erdem Şimşek
DAVALI ERKEĞİN MADDİ ANLAMDA YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ YERİNE GETİRMEDİĞİ KUSURU DAVACI KADININ KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI TEŞKİL ETMEMEKTEDİR.
T.C.
Y A R G I T A Y
2. Hukuk Dairesi
ESAS NO: KARAR NO:
2022/6707 2022/8937
TÜRK MİLLETİ ADINA
Y A R G I T A Y İ L A M I
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarı ile tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2- İlk derece mahkemesince, davalı erkeğin maddi anlamda yükümlülüklerini yerine getirmediği ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı kadının boşanma davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir. Anılan kararın, davacı kadın tarafından nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden; davalı erkek tarafından kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden istinaf edilmesi üzerine bölge adiye mahkemesince, ispatlanamadığı gerekçesiyle sadakat yükümlülüğünü ihlal kusurunun davalı erkekten çıkarılmasına fakat “kadını ve ailesini ölümle tehdit etmek ve kadına rencide edici mesajlar göndermek” kusurlarının erkeğe yüklenmesine karar verilmiştir. Yapılan incelemede, davacı kadın tarafından kararın kusur yönünden istinaf edilmediği anlaşılmaktadır, O halde, bölge adliye mahkemesince, yanılgılı değerlendirme sonucu, erkeğin kusurlarına yeni kusurların eklenmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
3- Davalı erkeğin mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen “maddi anlamda yükümlülüklerini yerine getirmediği” kusuru davacı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmemektedir. Bu itibarla, Türk Medeni Kanunu'nun 174/2. maddesinde düzenlenen manevi tazminatın koşulları oluşmamıştır. O halde, davacı kadının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi hükmünün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının reddi ile hükmün yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 08.11.2022 (Salı)
Başkan Üye Üye Üye Üye
Ömer Uğur Gençcan Sedat Demirtaş Seydi Kahveci M. Kasım Çetin Erdem Şimşek