KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

DAVALININ ISLAH DİLEKÇESİNE KARŞI BEYAN SÜRESİ DOLMADAN KARAR VERİLMESİ DAVALI TARAFIN HUKUKİ DİNLENİLME HAKKINI İHLAL ETMİŞTİR.

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2024/1691
Karar No      : 2024/2190

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                                 : 02.02.2022
SAYISI                                 : 2021/394 E., 2022/157 K.

Taraflar arasında birleştirilerek görülen müdahalenin meni, kâl, ecrimisil ve kira alacağı ile itirazın iptali davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece ecrimisil ve kira alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacılar vekili; davalının 16.10.1986 tarihli kira sözleşmesi, 26.04.2004 tarihli ek kira sözleşmesi ve 09.02.2006 tarihli protokol gereği müvekkillerine ait eski 245 parseldeki taşınmazı "şantiye binası, konkasör rampası ve diğer tesisler" için kiraladığını, 2009 yılı Aralık ayında imar çalışması ile yeni parsel numarası alan taşınmazın kira bedelinin ödenmediğini, Ankara 63. Noterliğinin 21.09.2012 tarihli ihtarnamesi ile kira kontratı tek taraflı feshedilerek muaccel hale gelen kira bedellerinin ödenmesinin bildirildiğini, Ankara 17. Noterliğinin 28.09.2012 tarihli davalının cevabi ihtarnamesi ile 2009 imar değişikliği ile taşınmazın Hazineye geçmesi nedeniyle kira bedellerinin ecrimisil olarak bu kuruma ödendiğinin bildirildiğini, bu durumda davalının zımmi kabul beyanı ile kira kontratının 28.09.2012 tarihinde feshedildiğini ileri sürerek; davalı şirketi fuzuli şagil durumuna geldiğinden haksız müdahalenin men'ine, davalıya ait olan "malzeme, şantiye binası, konkasör rampası ve diğer tesislerin" kal'ine, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL ile haksız kullanımdan dolayı müdahale tarihinden itibaren 5.000,00 TL ecrimisil olmak üzere toplam 10.000,00 TL'nin yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 26.08.2013 tarihli dilekçe ile fesih ihtarnamesinde verilen zamana kadar kiracılık, bu zamandan sonra işgalci sıfatıyla alacak taleplerinin bulunduğunu belirtmiş; 17.01.2022 tarihli dilekçe ile dava değerini 14.551,00 TL'ye ıslah etmiştir.

2. Birleşen davada davacılar vekili; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla açılan asıl davada hükmedilen 5.000,00 TL’den bakiye kalan 7.985,00 TL kira bedelinin tahsili amacıyla başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamını, müvekkilleri lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; elbirliği mülkiyeti bulunan taşınmaz bakımından tüm mirasçıların davaya dahil edilmesi gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, taşınmazdaki imar değişikliği nedeniyle davacıların malik sıfatını kaybettiklerini, 2010 yılı haziran ayından bu yana imar durumu nedeniyle mülkiyet değiştiğinden dava dışı Hazineye ödeme yapıldığını, dava konusu taşınmazın kira sözleşmesine istinaden kullanıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece verilen 20.10.2015 tarihli ve 2014/79 E., 2015/1706 K. sayılı kararla; davacıların kira sözleşmesine konu eski 245 parselden imar değişikliği ile gelen ve mülkiyetlerinde bulunan 60910 ada 1 parsel içinde kalan 3.600 metrekarelik alanı davalının mıcır dökmek suretiyle kullandığı, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 28.09.2012 tarihinde feshedilerek sonlandırıldığı, 07.09.2009 tarihli imar değişikliğinin kira sözleşmesine son veremeyeceği, davacıların 28.09.2012 fesih tarihine kadar kira, sonrasında ise ecrimisil alacakları bulunduğu, davacılar Saadet ve Saide'nin her birinin 3.745,00 TL kira bedeli, davacı Zahide'nin 5.495,00 TL kira bedeli alacağının bulunduğu, fesihten sonra dava tarihine kadar her bir davacının 1/5 payına 256,00 TL ecrimisil bedeli isabet ettiği gerekçesiyle; davalının müdahalenin men'ine ve işgal edilen alandaki mıcırın kaldırılmasına, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL kira alacağının ve 768,00 TL ecrimisil tazminatının dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Dairece verilen 28.02.2019 tarihli ve 2017/5040 E., 2019/1732 K. sayılı ilamla; davalının tüm, davacıların diğer temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra; davacıların davasını ıslah etme hakkı bulunduğu Mahkemece gözetilip, davacılara ıslah konusunda süre verilip, hasıl olacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerektiği, ayrıca Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacılar Saadet ve Saide'nin her birinin 3.745,00 TL, davacı Zahide'nin 5.495,00 TL kira bedeli alacaklarının olduğu belirtilmesine ve bu kira bedellerinin toplamı 12.985,00 TL olmasına rağmen, hüküm gerekçesinde toplam kira alacağının 9.240,00 TL olduğu yazılmasının maddi hataya dayalı olduğu, yine hükümde el atılan bölüm 60910 ada 1 parsel olmasına rağmen, 60980 ada 1 parsel yazılıp maddi hata yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediği, 07.12.2009 tarihli imar değişikliği ile arsa vasfına dönüşen taşınmazın bulunduğu yerde değişimden dolayı rayiç bedeller, emsal taşınmazlar yönünden somut verilere göre bilirkişilerden bu hususta ek rapor alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle, hüküm bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemece bozmaya uyularak verilen 10.03.2020 tarihli ve 2020/102 E., 2020/287 K., sayılı kararla; tarafların arasındaki itilafın müdahalenin men'i ve ecrimisil talebini içerdiğinden görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2. Dairece verilen 19.01.2021 tarihli ve 2020/9654 E., 2021/160 K. sayılı ilamla; taraflar arasındaki uyuşmazlığın kiralanan taşınmazdan kaynaklandığı, dava konusu taleplerden bir kısmının açıkça ödenmeyen kira bedeline ilişkin olduğu, kaldı ki taraflar arasındaki kira sözleşmesinin karşılıklı olarak feshedildiği iddiası bulunsa dahi bu hususun görevli mahkemece değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle hüküm bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kabulü ile davacılardan Saadet ve Sacide için 3.745,00 TL kira bedeli + 522,00 TL ecrimisil bedeli, Zahide için 5.495,00 TL kira bedeli ve 522,00 TL ecrimisil bedeli olmak üzere toplam 14.551,00 TL'nin 10.000,00 TL'sinin dava tarihinden, 4.551,00 TL'sinin ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; davacının ıslah dilekçesine karşı beyan süresi dolmadan dosyanın karara çıkarılmasının savunma hakkını kısıtladığını, ıslaha beyan süresi dolmaması nedeniyle mazeret dilekçesi verildiği halde dosyanın karara çıkarıldığını, birleşen Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/2139 E. sayılı dosyası hakkında hüküm kurulmadığını, birleşen dava nedeniyle derdestlikten ret kararı verilmesi gerektiğini, kiralananın mülkiyeti Hazineye geçtiğinden davacıların malik sıfatının bulunmadığını, 2010 yılından bu yana düzenli olarak kiraların Hazineye ödendiğini, asıl alacağı kabul etmemekle birlikte açılan davaya ve ıslaha karşı zamanaşımı def'i bulunduğunu, elbirliği mülkiyeti bulunan taşınmaz bakımından tüm malikler dava açmadığından dava şartı bulunmadığını, ecrimisil bakımından haksız işgal edilen tarih itibariyle değerlendirme yapılması gerektiğini, değerlemeye esas alınan kriterlerin de rapor tarihi itibariyle mevcut olduklarını, 07.12.2009 sonrası dava konusu taşınmazda haksız işgal bulunmadığını, 2009 yılı öncesine ait kullanımdan kaynaklanan izlerden hareket ile bu sonuca varılmasının doğru olmadığını, dava dilekçesinde haksız işgalden kaynaklı ecrimisil talep edildiğinden kira alacağına ilişkin karar verilemeyeceğini, davacılar tarafından talep edilmeyen bir hususta bilirkişiler tarafından değerlendirme yapılamayacağını, raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl ve birleşen davalarda Uyuşmazlık, men'i müdahale, kal; ecrimisil ve kira alacağı istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın (Anayasa) 36 ncı maddesi.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27 ve 166 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. 6100 sayılı Kanun'un hukuki dinlenilme hakkını düzenleyen 27 nci maddesinde bu hakkın; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiği düzenlenmiştir.

2. Davalı vekilinin 02.02.2022 tarihli duruşmaya gelmediği ancak mazeret dilekçesi sunarak ıslaha beyan süresinin dolması bakımından duruşmanın başka güne ertelenmesi talebi olduğu; buna rağmen Mahkemece davalı vekilinin anılan mazeret talebine ilişkin olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin doğrudan davanın esası hakkında 6100 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkını da ihlal edecek şekilde vekilin yokluğunda karar verilmiş olması doğru olmamıştır.

3. Dosya içeriğine göre, davacı davasını 17.01.2022 tarihinde ıslah etmiş olup, ıslah dilekçesi davalı vekiline 22.01.2022 tarihinde tebliğ edilmiş, Mahkemece ıslah dilekçesine itiraz süresi dolmadan dosya karara çıkarılmıştır. Davalının ıslah dilekçesine karşı beyan süresi dolmadan karar verilmesi de davalı tarafın hukuki dinlenilme hakkını ihlal etmiştir. Bundan ayrı, davacılar dilekçe ile ıslah isteğinde bulunmuşlarsa da, bu başvuruların harçlandırılmadığı anlaşılmakla, ıslah beyanına değer verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

4. 6100 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine göre ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları halinde birleştirilerek bakılabilmeleri mümkündür. Ancak, birleştirme kararı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı esastan çözümleyen bir karar değildir. Bu karar, sadece birleştirilen davaların yargılama safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurup, her dava, ayrı ayrı hükme bağlanmalıdır. Davaların birbirlerinin içerisinde erimesi, tek bir davaya dönüşmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Başka bir anlatımla, birleştirmeye konu davalar bağımsız kimliklerini korurlar.

5. Asıl davanın davacıları tarafından itirazın iptali istemiyle Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/2139 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığı, söz konusu davanın Mahkemece asıl dava ile birleştirildiği dosya kapsamı ile sabittir. Bu haliyle Mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde bulundurularak her bir dava için ayrı ayrı hüküm tesis edilmesi gerekirken anılan ilkelere aykırı olarak birleşen dava dosyası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de doğru değildir.

6. Bozma nedenlerine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA,

2. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan              Üye                    Üye                              Üye                       Üye
Battal Yılmaz      Halil Özdemir      Adviye Füsun Ayaz     Dr. Adem Aslan     Emir Ateş