KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

DAVAYA KONU TAŞINMAZIN DAVALI ADINA TESCİLİNE DAİR KARAR KESİNLEŞTİĞİNDEN DAVALI ALEYHİNE AÇILAN EL ATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL TALEPLERİNİN REDDİNE KARAR VERİLMELİDİR

T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2024/2844
Karar No      : 2024/4572

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
Küçükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                                 : 16.01.2024
SAYISI                                 : 2020/54 E., 2024/15 K.

Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasından dolayı yapılan temyiz incelemesi sonucunda; Yargıtay 8. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda; ecrimisil talebinin reddine, el atmanın önlenmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; satın almak suretiyle maliki olduğu 16699 parsel sayılı taşınmazda bulunan yapının eski malik olan davalı tarafından halen kullanıldığını ileri sürerek; el atmasının önlenmesine ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “uzun süreli kullanıma itiraz edilmediğinden davalının muvafakate dayalı olarak taşınmazdan faydalandığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesince: "... davacı vekilinin ecrimisil isteğine yönelik temyiz itirazlarının reddine; el atmanın önlenmesi talebine yönelik temyiz itirazlarına gelince, çekişmeli, kat irtifakı kurulu 16699 parsel sayılı taşınmazda bodrum + zemin + 4 normal kattan ibaret bina bulunduğu, binada bulunan 5 adet bağımsız bölümün davalıya aitken 22.03.2004 tarihinde vekil Salih eliyle davacıya satış suretiyle temlik edildiği, dava tarihinde çekişmeli taşınmazda bulunan bağımsız bölümlerin davacı adına kayıtlı olduğu, mülkiyet hakkına üstünlük tanınarak el atmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmesi..." gerektiğine değinilerek karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama soncunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; “yargılama sırasında görülmekte olan davanın davalısının Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu edilen taşınmazlar yönünden tapu iptal ve tescil davası açtığı, Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/425-2019/768 E.K. sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiği ve dava konusu taşınmazların davalı adına tescil edildiği, bu haliyle el atmanın önlenmesi talebi yönünde davacının talebinin konusuz kaldığı, ancak yargılamanın başında davacının dava açmakta hakkı olduğu dikkate alındığında yargılama giderlerinden davalının sorumlu olması gerektiği; ecrimisil talebi yönünden ise yargıtay bozma ilamında davacının temyiz talebinin reddine karar verilmekle yetinildiği, kısmen onama kararı verilmediği ve bozma ilamı ile ilk hükmün hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitireceği (Yargıtay 7. H.D. 2023/2197-4517 E.K.) dikkate alınarak ecrimisil yönünden davacının dava konusu taşınmazı mülkiyetinde tuttuğu süre boyunca taşınmazı tahliye etmesi yahut ecrimisil ödemesi yönünde bildirimde bulunmadığı, davalının ecrimisil yönünden kötü niyetinin ispatlanamadığı” gerekçesiyle ecrimisil talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; tapu iptali ve tescil davasıyla ilgili verilen kararın hatalı olduğunu, bu konuda Anayasa Mahkemesine başvurduklarını, ecrimisil taleplerinin de kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini, lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicillerinin tutulması birtakım prensiplere bağlı olup; bunlardan ilki tescil, ikincisi sicilin güvenilirliği (aleniliği), diğeri Hazine'nin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise; geçerli bir hukuki sebebin bulunması, bir başka ifadeyle, illetten mücerret olmamasıdır. Oluşan bir sicil kaydının korunabilmesi bakımından, illetini teşkil eden geçerli bir sebebin olması zorunludur.

Hemen belirtmek gerekir ki; Türk hukuk sisteminde tapu kayıtlarının oluşumunda "illilik", diğer bir anlatımla "sebebe bağlılık" prensibi esas alınmıştır.

Ayni haklar tescil ile doğmakla beraber (TMK. m.705/1, 1021), tescilin ayni bir hüküm ve sonuç doğurabilmesi için geçerli bir hukuki sebebe dayanması gerekir. Bu bakımdan tescil illi bir hukuki muameledir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 1015. maddesinin birinci fıkrasına göre tapu sicilinde tescil, terkin ve değişiklik gibi tasarruf işlemlerinin yapılabilmesi, istemde bulunanın, tasarruf yetkisini ve hukuki sebebi belgelemiş olmasına bağlıdır.

Tescilin geçerli ve haklı bir sebebe dayanması zorunluluğu, TMK'nin 1024. maddesinin ikinci fıkrasında "Bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan veya hukuki sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur" şeklinde açıklanmıştır.

Yasa maddesindeki bu tanımdan anlaşılacağı gibi gerçek hak durumuna uymayan tescil, yolsuz tescildir. Bu yolsuz tescil durumu, tescilin kurucu unsurlarından biri veya birkaçının eksik olması nedeniyle başlangıçtan itibaren söz konusu olabileceği gibi sakat bir terkin veya tadil yüzünden sonradan da oluşabilir.

Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise bu yüzden ayni hakkı zedelenen kimse, TMK'nin 1025. maddesine göre tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.12.2019 tarih, 2015/425 Esas ve 2019/768 Karar sayılı, vekalet görevinin kötüye kullanılmasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacının (görülmekte olan davanın davalısı) Nesibe B., davalılarından birisinin (görülmekte olan davanın davacısı) Adnan S. olduğu, Adnan S. adına oluşan tapu sicilinin iptaline, davaya konu taşınmazın Nesibe B. adına tesciline karar verilmiş olduğu, kararın 25.04.2023 tarihinde kesinleştiği, bu haliyle davacı adına, davanın açıldığı tarihteki sicil kaydının yolsuz tescil niteliğinde olduğu sabit olup, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmemiştir.

3. Açıklanan sebeplerle davacı adına oluşan sicilin başından itibaren yolsuz olduğu, dava tarihi itibarıyla da davacının dava açmakta haksız olduğu, yargılama giderlerinden de sorumlu olduğu dikkate alınmaksızın karar verilmiş olması da doğru görülmemiş, hükmün bu sebeplerle bozulmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

1.Yukarıda (1) numaralı paragrafta açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. (2 ve 3) No.lu paragraflarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Peşin yatırılan harcın yatırana iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

16.10.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan              Üye                       Üye                    Üye                   Üye 
Hikmet Onat       Gülfem Saygılı      Mustafa Erol       Bayram Şen     Necmi Apaydın