
DİRENME KARARLARINA KARŞI TARAFLARDAN BİRİ TEMYİZ YOLUNA BAŞVURMADIKÇA MAHKEMENİN RE'SEN DOSYAYI YARGITAY’A GÖNDERME YETKİSİ BULUNMAMAKTADIR.
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No : 2024/5-501
Karar No : 2024/415
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22.12.2022
SAYISI : 2022/272 E., 2022/368 K.
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 20.06.2022 tarihli ve 2022/8145 Esas,
2022/11284 Karar sayılı BOZMA kararı
Taraflar arasındaki irtifak hakkının terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı idare vekilinin temyiz istemi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 20.06.2022 tarihli ve 2022/8145 Esas, 2022/11284 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
İlk derece Mahkemesince önceki karar gerekçesi tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiş, direnme kararı taraf vekillerine 21.01.2023 tarihinde tebliğ edilmiş, taraflarca temyiz dilekçesi sunulmamış, İlk Derece Mahkemesince 16.06.2023 tarihli temyiz formu ile direnme kararının resen gönderildiği notuyla dosya Yargıtaya gönderilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunun 13.12.2023 tarihli ve 2023/5-1034 Esas, 2023/1253 Karar sayılı kararı ile dosya kapsamına göre direnme kararının temyiz edildiğine ilişkin dilekçeye dosya arasında rastlanmadığı, Hukuk Genel Kurulunca yapılacak işlem bulunmadığından dosyanın mahalline iadesine karar verilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu kararı taraf vekillerine 05.03.2024 tarihinde tebliğ edilmiş olup, bunun üzerine davalı idare vekili 11.03.2024 dosya kayıt tarihli dilekçesi ile maktu temyiz harcını yatırmak suretiyle temyiz yoluna başvurmakla, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun istinaf (md. 341 vd) ve temyiz (md. 361 vd) yoluna ilişkin hükümlerinde nihaî kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde söz konusu kanun yollarına başvurulabileceği düzenlemeleri yer almaktadır.
Ceza usul hukukundan farklı olarak medeni usul hukuku sistemimizde mahkemelerce verilen nihaî bir kararın talep olmaksızın kanun yolu incelemesine gönderilmesi imkânı bulunmamaktadır.
Olağan kanun yolları açısından direnme kararları da tıpkı diğer nihaî kararlar gibi ancak ilgili tarafın başvuru için kanunda öngörülen süre içerisinde talepte bulunmasıyla istinaf veya temyiz merciince incelenebilirler. 6100 sayılı Kanun'un 364/1-ç bendinde de kanun koyucu temyiz dilekçesinin içeriğini açıklarken “Yargıtayın bozma kararı üzerine, bozmaya uygun olarak ilk derece mahkemesince verilen yeni kararın veya direnme kararına karşı temyizde direnme kararının, hangi mahkemeye ait olduğu, tarihi ve sayısı” şeklindeki düzenlemeyle direnme kararına yönelik bir temyiz dilekçesinin ne şekilde hazırlanması gerektiğini belirlemiş, yine 373 üncü maddenin 5 inci fıkrasında “İlk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi kararında direnirse, bu kararın temyiz edilmesi durumunda inceleme, kararına direnilen dairece yapılır. Direnme kararı öncelikle incelenir. Daire, direnme kararını yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderir” şeklindeki düzenlemeyle nihaî karar direnmeye ilişkin de olsa ancak tarafın temyiz isteminin bulunması hâlinde incelenebileceğini tereddüte mahal vermeyecek şekilde açıkça ortaya koymuştur.
Dolayısıyla bir kararın Yargıtay tarafından incelenebilmesi için taraflardan birinin süresinde temyiz dilekçesi sunarak kararı temyiz etmesi gerekir. Temyiz talebi olmadığı sürece mahkeme temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyayı kendiliğinden Yargıtaya gönderemez. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 20.06.1962 tarihli, 1962/6-72 Esas, 1962/28 Karar sayılı kararında da ısrar (direnme) kararlarına karşı taraflardan biri temyiz yoluna başvurmadıkça mahkemenin resen dosyayı Yargıtaya gönderme yetkisinin bulunmadığı açıkça vurgulanmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalara göre direnme kararının davalı idare vekiline 21.01.2023 tarihinde tebliğ edilmesiyle başlayan iki haftalık temyiz süresi 06.02.2023 tarihinde sona ermiştir.
Hâl böyle olunca ilk derece mahkemesince verilen direnme kararının davacı vekili ve davalı idare vekiline 21.01.2023 tarihinde tebliğ edildiği, süresinde temyiz dilekçesi sunulmadığı anlaşılmakla davalı idare vekilinin 11.03.2024 tarihli temyiz dilekçesinin süreden reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin süreden REDDİNE,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
DİRENME KARARLARINA KARŞI TARAFLARDAN BİRİ TEMYİZ YOLUNA BAŞVURMADIKÇA MAHKEMENİN RE'SEN DOSYAYI YARGITAY’A GÖNDERME YETKİSİ BULUNMAMAKTADIR.
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No : 2024/5-501
Karar No : 2024/415
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22.12.2022
SAYISI : 2022/272 E., 2022/368 K.
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 20.06.2022 tarihli ve 2022/8145 Esas,
2022/11284 Karar sayılı BOZMA kararı
Taraflar arasındaki irtifak hakkının terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı idare vekilinin temyiz istemi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 20.06.2022 tarihli ve 2022/8145 Esas, 2022/11284 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
İlk derece Mahkemesince önceki karar gerekçesi tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiş, direnme kararı taraf vekillerine 21.01.2023 tarihinde tebliğ edilmiş, taraflarca temyiz dilekçesi sunulmamış, İlk Derece Mahkemesince 16.06.2023 tarihli temyiz formu ile direnme kararının resen gönderildiği notuyla dosya Yargıtaya gönderilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunun 13.12.2023 tarihli ve 2023/5-1034 Esas, 2023/1253 Karar sayılı kararı ile dosya kapsamına göre direnme kararının temyiz edildiğine ilişkin dilekçeye dosya arasında rastlanmadığı, Hukuk Genel Kurulunca yapılacak işlem bulunmadığından dosyanın mahalline iadesine karar verilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu kararı taraf vekillerine 05.03.2024 tarihinde tebliğ edilmiş olup, bunun üzerine davalı idare vekili 11.03.2024 dosya kayıt tarihli dilekçesi ile maktu temyiz harcını yatırmak suretiyle temyiz yoluna başvurmakla, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun istinaf (md. 341 vd) ve temyiz (md. 361 vd) yoluna ilişkin hükümlerinde nihaî kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde söz konusu kanun yollarına başvurulabileceği düzenlemeleri yer almaktadır.
Ceza usul hukukundan farklı olarak medeni usul hukuku sistemimizde mahkemelerce verilen nihaî bir kararın talep olmaksızın kanun yolu incelemesine gönderilmesi imkânı bulunmamaktadır.
Olağan kanun yolları açısından direnme kararları da tıpkı diğer nihaî kararlar gibi ancak ilgili tarafın başvuru için kanunda öngörülen süre içerisinde talepte bulunmasıyla istinaf veya temyiz merciince incelenebilirler. 6100 sayılı Kanun'un 364/1-ç bendinde de kanun koyucu temyiz dilekçesinin içeriğini açıklarken “Yargıtayın bozma kararı üzerine, bozmaya uygun olarak ilk derece mahkemesince verilen yeni kararın veya direnme kararına karşı temyizde direnme kararının, hangi mahkemeye ait olduğu, tarihi ve sayısı” şeklindeki düzenlemeyle direnme kararına yönelik bir temyiz dilekçesinin ne şekilde hazırlanması gerektiğini belirlemiş, yine 373 üncü maddenin 5 inci fıkrasında “İlk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi kararında direnirse, bu kararın temyiz edilmesi durumunda inceleme, kararına direnilen dairece yapılır. Direnme kararı öncelikle incelenir. Daire, direnme kararını yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderir” şeklindeki düzenlemeyle nihaî karar direnmeye ilişkin de olsa ancak tarafın temyiz isteminin bulunması hâlinde incelenebileceğini tereddüte mahal vermeyecek şekilde açıkça ortaya koymuştur.
Dolayısıyla bir kararın Yargıtay tarafından incelenebilmesi için taraflardan birinin süresinde temyiz dilekçesi sunarak kararı temyiz etmesi gerekir. Temyiz talebi olmadığı sürece mahkeme temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyayı kendiliğinden Yargıtaya gönderemez. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 20.06.1962 tarihli, 1962/6-72 Esas, 1962/28 Karar sayılı kararında da ısrar (direnme) kararlarına karşı taraflardan biri temyiz yoluna başvurmadıkça mahkemenin resen dosyayı Yargıtaya gönderme yetkisinin bulunmadığı açıkça vurgulanmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalara göre direnme kararının davalı idare vekiline 21.01.2023 tarihinde tebliğ edilmesiyle başlayan iki haftalık temyiz süresi 06.02.2023 tarihinde sona ermiştir.
Hâl böyle olunca ilk derece mahkemesince verilen direnme kararının davacı vekili ve davalı idare vekiline 21.01.2023 tarihinde tebliğ edildiği, süresinde temyiz dilekçesi sunulmadığı anlaşılmakla davalı idare vekilinin 11.03.2024 tarihli temyiz dilekçesinin süreden reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin süreden REDDİNE,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.