DOĞRUDAN VERİLEN PARA CEZASI İLE HAPİSTEN ÇEVRİLEN PARA CEZALARININ İÇTİMA ETTİRİLMESİ İSABETSİZ OLMUŞTUR.
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2022/11253
Karar No : 2023/3997
Tebliğname No : IC - 2022/116762
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesi
TARİHİ : 16.05.2019
SAYISI : 2017/5815 E., 2019/3902 K.
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Müştekinin 27.07.2016 havale tarihli dilekçesi ile; sanık Mahmut Hüdai E.'nin borçlarını süresi içinde ödememesi sebebiyle hakkında yapılan icra takibi neticesinde borçlunun yeterli miktarda menkul ve gayrimenkul malının bulunmadığının tespit edildiğini, sanık tarafından hacze konu olacak 42 D.T 88 plakalı aracın 27.07.2015 tarihinde arkadaşı Merve Nur T.'a devir edilerek bu suretle sanığın üzerine atılı alacaklısını zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek suçunu işlediğini belirterek, sanık hakkında alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek suçundan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun ( 2004 sayılı Kanun) 331/1 inci maddesi gereğince cezalandırılması için dava açılmıştır.
2. Konya 3. İcra Ceza Mahkemesinin 26.09.2017 tarihli kararı ile; sanık hakkında alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltme suçundan neticeten 3.080,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, karar verilmiştir.
3. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin, 16.05.2019 tarihli ve 2017/5815 Esas, 2019/3902 Karar sayılı kararı ile, istinaf isteminin kabulü ile Konya 3. İcra Ceza Mahkemesinin 26.09.2017 tarih ve 2016/721 Esas, 2017/984 Karar sayılı ilamının 5271 sayılı CMK'nın 280/2-2. cümlesi uyarınca kaldırılmasına, her ne kadar ilk derece Mahkemesince sanığın eylemi sabit görülerek 2004 yasanın 331 maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, yeniden yapılan yargılama sonucunda sanığın üzerine atılı suçun unsurları itibariyle oluşmadığı anlaşıldığından 5271 sayılı CMK’nın 223/2-c maddesi uyarınca beraatine, karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Müşteki vekilinin temyiz istemi, borcun doğum tarihi olarak takip tarihinin esas alınmasının mümkün olmadığı, istinaf mahkemesinin sanığın suça konu teşkil eden aracı hakkında henüz icra takibi başlamadan önce sattığı gerekçesiyle sanık hakkında beraat hükmü tesis edilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiği, istinaf mahkemesinin suça konu aracın sanığın üzerinde bir ay süre ile kalmasından hareketle sanığın suç işleme kastının olmadığı yönündeki gerekçesinin somut olay değerlendirildiğinde kabul edilebilir nitelikte olmadığı, ayrıca söz konusu aracın güncel piyasa değerinin çok altında bir bedelle devredilmiş olduğu, sanık/borçlu Mahmut Hüdai E.'nin sözlü savunmasındaki, söz konusu aracın hiçbir zaman gerçek anlamda kendi malvarlığında olmadığı, arkadaşı dava dışı Süleyman K.’ın aracı kendi üzerine alamayacağı için adına kaydının yapıldığı, bu nedenle söz konusu aracı devrederken de araç bedelini dava dışı Süleyman K.’ın aldığına yönelik iddiasının hayatın olağan akışıyla bağdaşmadığı, araç devrini gösterir noter senetlerine göre aracı sanık/borçlu Mahmut Hüdai E.'nin devrettiği, senetlerin resmi evrak niteliğine haiz olduğu için bu evrakların aksinin ancak resmi evrakla kanıtlanabileceği, sanık/borçlunun dosyaya iddiasını ispata yarar resmi evrak ve aracın devir bedelinin dava dışı Süleyman K.’a ödendiğine dair bir banka dekontu ibraz edemediği, sanığın savunmalarının soyut iddialardan ibaret olduğu, ispat edilemediği ve hayatın olağan akışında kabulü mümkün olmayan iddiaların esas alınarak beraat hükmü tesis edilmiş olmasının açıkça hakkaniyete aykırılık teşkil ettiği, İcra İflas Kanunundaki alacaklı lehine olan karinelerin aksinin sanık/borçlu tarafından ispatlanamadığı, söz konusu aracın güncel piyasa değerinin çok altında bir bedelle devredildiği, Konya 14. Noterliğince dosyaya gönderilen araç satış sözleşmesinden araç değerinin 30.591,00 TL olarak görüldüğü, suç konusu aracın modeli ve markası da göz önünde bulundurulduğunda piyasa değerinin oldukça altında bir bedelle devredildiği, yüksek mahkeme kararlarında da görüleceği üzere bu denli fahiş bir fark ile devir gerçekleştirilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, sanığın eylemlerinin alacaklısını zarar uğratma kastını gösterir nitelikte olduğundan bahisle kararının temyiz incelemesi sonucu bozulmasına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay, sanık adına kayıtlı 42 D.T 88 plakalı aracın alacaklıyı zarara uğratmak kastı ile devredildiği iddiasına ilişkindir.
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanık Mahmut Hüdai E.'nin T.G. Bankasın'dan kredi kullandığı ve kredi borcu devam ederken hakkında icra takibi başlatılmış olduğu, borçlu Mahmut Hüdai E.'nin trafik tescil müdürlüklerinden gelen cevaba göre borçlu Mahmut Hüdai E.'ye ait 2006 model Mondial Marka 42 A.J 27 plakalı iki tekerlekli aracın üzerinde altı adet haciz bulunduğu, borçlunun toplam borcu göz önüne alındığında taşınır taşınmaz satışından müşteki tarafın alacağını mahsup edebilme ihtimali olmadığı, UYAP üzerinden yapılan sorgulamada ise borçlu Mahmut Hüdai E.'nin SGK'sının aktif olduğu ancak alacaklının maaşından gelecek kesintilerle müştekinin alacağını elde etmesi olanağının da mevcut olmadığı, Konya Trafik Tescil Müdürlüğünden borçlu Mahmut Hüdai E.'nin pasif kayıtlarının istenildiği, üzerine kayıtlı Chrysler Marka 2000 Model 42 D.T 88 plakalı aracını 27.07.2015 tarihinde Merve Nur T.'a satışını gerçekleştirdiği ve bu satıştan gelen bedel ile sanığın, alacaklıya olan borcu ile ilgili herhangi bir ödeme de yapmadığı, bu hali ile tüm dosya kapsamından sanığın beraatini gerektirecek mahkemece kanaat oluşmadığından, sanığın alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek suçunu işlediği kanaatine varılarak müsnet suçtan eylemlerine uyan TCK'nun 37/1 maddesi delaletiyle İİK’nın 5358 sayılı yasa ile değişik 331 inci maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Sanığın icra takibinden sekiz ay önce suça konu aracı sattığı ve aracı yaklaşık bir ay üzerinde tuttuğu, aracın sanığın üzerinde kaldığı süre nazara alındığında suç işleme kastı bulunmadığı ve atılı suçtan beraatine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, her ne kadar ilk derece mahkemesince sanığın eylemi sabit görülerek 2004 sayılı yasanın 331 inci maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, dairece yeniden yapılan yargılama sonucunda sanığın üzerine atılı suçun unsurları itibariyle oluşmadığı anlaşıldığından 5271 sayılı CMK’nun 223/2-c maddesi uyarınca beraatine, karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde; yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre;
1. Sanığın üzerine atılı bulunan İİK'nın 331. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen takibi şikayete bağlı olan seçimlik hareketli bu suçun; "Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla,
“1-) Mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak,
2-) Telef ederek
3-) Kıymetten düşürerek,
4-) Hakiki surette yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek,
5-) Asıl olmayan borçlar ikrar ederek;
Mevcudunu suni surette eksiltirse” şeklinde sıralanan seçimlik hareketlerden herhangi birisinin işlenmesiyle, diğer koşulların da (alacaklının, borçlu aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde) gerçekleşmesi halinde oluşacağı yerleşik uygulamalarda benimsenmiştir.
2 .Somut olayda; dosya kapsamında mevcut alacaklı banka ile borçlu sanık arasında düzenlenen kredi kartı ile tüketici kredisi sözleşmeleri dikkate alındığında, taraflar arasındaki borcun doğum tarihinin 11.12.2014 tarihi olduğu, şikayete konu aracın ise borcun doğumundan sonra 27.07.2015 tarihinde devredildiği tespit edilmekle, şikayet konusu aracın borcun doğumundan sonra devredildiğinin sabit olduğu ve oluşa göre 42 D.T 88 plakalı aracın muvazaalı olarak devredildiği ve sanığın üzerine atılı eylemin sübut bulduğunun dosya içeriğinden anlaşılması karşısında, ilk derece mahkemesince sanık hakkında verilen mahkumiyet kararı yerinde ise de, 5237 sayılı TCK’da cezaların toplanmasına ilişkin bir hüküm bulunmadığı gözetilmeden doğrudan verilen para cezası ile hapisten çevrilen para cezalarının içtima ettirilmesi isabetsiz olduğundan, bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesinin cezaların içtima edilmesine yönelik kararının kaldırılarak sanık hakkında yukarıda açıklanan gerekçe ile mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde sanığın beraatine dair hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle müşteki vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin, 16.05.2019 tarihli ve 2017/5815 Esas, 2019/3902 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca takdîren Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
06.06.2023 tarihinde karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Ayhan Tuncal Nebahat Şimşek Mehmet Çamur Sabahattin Öztemiz Ayhan Ayan
DOĞRUDAN VERİLEN PARA CEZASI İLE HAPİSTEN ÇEVRİLEN PARA CEZALARININ İÇTİMA ETTİRİLMESİ İSABETSİZ OLMUŞTUR.
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2022/11253
Karar No : 2023/3997
Tebliğname No : IC - 2022/116762
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesi
TARİHİ : 16.05.2019
SAYISI : 2017/5815 E., 2019/3902 K.
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Müştekinin 27.07.2016 havale tarihli dilekçesi ile; sanık Mahmut Hüdai E.'nin borçlarını süresi içinde ödememesi sebebiyle hakkında yapılan icra takibi neticesinde borçlunun yeterli miktarda menkul ve gayrimenkul malının bulunmadığının tespit edildiğini, sanık tarafından hacze konu olacak 42 D.T 88 plakalı aracın 27.07.2015 tarihinde arkadaşı Merve Nur T.'a devir edilerek bu suretle sanığın üzerine atılı alacaklısını zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek suçunu işlediğini belirterek, sanık hakkında alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek suçundan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun ( 2004 sayılı Kanun) 331/1 inci maddesi gereğince cezalandırılması için dava açılmıştır.
2. Konya 3. İcra Ceza Mahkemesinin 26.09.2017 tarihli kararı ile; sanık hakkında alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltme suçundan neticeten 3.080,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, karar verilmiştir.
3. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin, 16.05.2019 tarihli ve 2017/5815 Esas, 2019/3902 Karar sayılı kararı ile, istinaf isteminin kabulü ile Konya 3. İcra Ceza Mahkemesinin 26.09.2017 tarih ve 2016/721 Esas, 2017/984 Karar sayılı ilamının 5271 sayılı CMK'nın 280/2-2. cümlesi uyarınca kaldırılmasına, her ne kadar ilk derece Mahkemesince sanığın eylemi sabit görülerek 2004 yasanın 331 maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, yeniden yapılan yargılama sonucunda sanığın üzerine atılı suçun unsurları itibariyle oluşmadığı anlaşıldığından 5271 sayılı CMK’nın 223/2-c maddesi uyarınca beraatine, karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Müşteki vekilinin temyiz istemi, borcun doğum tarihi olarak takip tarihinin esas alınmasının mümkün olmadığı, istinaf mahkemesinin sanığın suça konu teşkil eden aracı hakkında henüz icra takibi başlamadan önce sattığı gerekçesiyle sanık hakkında beraat hükmü tesis edilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiği, istinaf mahkemesinin suça konu aracın sanığın üzerinde bir ay süre ile kalmasından hareketle sanığın suç işleme kastının olmadığı yönündeki gerekçesinin somut olay değerlendirildiğinde kabul edilebilir nitelikte olmadığı, ayrıca söz konusu aracın güncel piyasa değerinin çok altında bir bedelle devredilmiş olduğu, sanık/borçlu Mahmut Hüdai E.'nin sözlü savunmasındaki, söz konusu aracın hiçbir zaman gerçek anlamda kendi malvarlığında olmadığı, arkadaşı dava dışı Süleyman K.’ın aracı kendi üzerine alamayacağı için adına kaydının yapıldığı, bu nedenle söz konusu aracı devrederken de araç bedelini dava dışı Süleyman K.’ın aldığına yönelik iddiasının hayatın olağan akışıyla bağdaşmadığı, araç devrini gösterir noter senetlerine göre aracı sanık/borçlu Mahmut Hüdai E.'nin devrettiği, senetlerin resmi evrak niteliğine haiz olduğu için bu evrakların aksinin ancak resmi evrakla kanıtlanabileceği, sanık/borçlunun dosyaya iddiasını ispata yarar resmi evrak ve aracın devir bedelinin dava dışı Süleyman K.’a ödendiğine dair bir banka dekontu ibraz edemediği, sanığın savunmalarının soyut iddialardan ibaret olduğu, ispat edilemediği ve hayatın olağan akışında kabulü mümkün olmayan iddiaların esas alınarak beraat hükmü tesis edilmiş olmasının açıkça hakkaniyete aykırılık teşkil ettiği, İcra İflas Kanunundaki alacaklı lehine olan karinelerin aksinin sanık/borçlu tarafından ispatlanamadığı, söz konusu aracın güncel piyasa değerinin çok altında bir bedelle devredildiği, Konya 14. Noterliğince dosyaya gönderilen araç satış sözleşmesinden araç değerinin 30.591,00 TL olarak görüldüğü, suç konusu aracın modeli ve markası da göz önünde bulundurulduğunda piyasa değerinin oldukça altında bir bedelle devredildiği, yüksek mahkeme kararlarında da görüleceği üzere bu denli fahiş bir fark ile devir gerçekleştirilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, sanığın eylemlerinin alacaklısını zarar uğratma kastını gösterir nitelikte olduğundan bahisle kararının temyiz incelemesi sonucu bozulmasına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay, sanık adına kayıtlı 42 D.T 88 plakalı aracın alacaklıyı zarara uğratmak kastı ile devredildiği iddiasına ilişkindir.
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanık Mahmut Hüdai E.'nin T.G. Bankasın'dan kredi kullandığı ve kredi borcu devam ederken hakkında icra takibi başlatılmış olduğu, borçlu Mahmut Hüdai E.'nin trafik tescil müdürlüklerinden gelen cevaba göre borçlu Mahmut Hüdai E.'ye ait 2006 model Mondial Marka 42 A.J 27 plakalı iki tekerlekli aracın üzerinde altı adet haciz bulunduğu, borçlunun toplam borcu göz önüne alındığında taşınır taşınmaz satışından müşteki tarafın alacağını mahsup edebilme ihtimali olmadığı, UYAP üzerinden yapılan sorgulamada ise borçlu Mahmut Hüdai E.'nin SGK'sının aktif olduğu ancak alacaklının maaşından gelecek kesintilerle müştekinin alacağını elde etmesi olanağının da mevcut olmadığı, Konya Trafik Tescil Müdürlüğünden borçlu Mahmut Hüdai E.'nin pasif kayıtlarının istenildiği, üzerine kayıtlı Chrysler Marka 2000 Model 42 D.T 88 plakalı aracını 27.07.2015 tarihinde Merve Nur T.'a satışını gerçekleştirdiği ve bu satıştan gelen bedel ile sanığın, alacaklıya olan borcu ile ilgili herhangi bir ödeme de yapmadığı, bu hali ile tüm dosya kapsamından sanığın beraatini gerektirecek mahkemece kanaat oluşmadığından, sanığın alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek suçunu işlediği kanaatine varılarak müsnet suçtan eylemlerine uyan TCK'nun 37/1 maddesi delaletiyle İİK’nın 5358 sayılı yasa ile değişik 331 inci maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Sanığın icra takibinden sekiz ay önce suça konu aracı sattığı ve aracı yaklaşık bir ay üzerinde tuttuğu, aracın sanığın üzerinde kaldığı süre nazara alındığında suç işleme kastı bulunmadığı ve atılı suçtan beraatine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, her ne kadar ilk derece mahkemesince sanığın eylemi sabit görülerek 2004 sayılı yasanın 331 inci maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, dairece yeniden yapılan yargılama sonucunda sanığın üzerine atılı suçun unsurları itibariyle oluşmadığı anlaşıldığından 5271 sayılı CMK’nun 223/2-c maddesi uyarınca beraatine, karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde; yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre;
1. Sanığın üzerine atılı bulunan İİK'nın 331. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen takibi şikayete bağlı olan seçimlik hareketli bu suçun; "Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla,
“1-) Mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak,
2-) Telef ederek
3-) Kıymetten düşürerek,
4-) Hakiki surette yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek,
5-) Asıl olmayan borçlar ikrar ederek;
Mevcudunu suni surette eksiltirse” şeklinde sıralanan seçimlik hareketlerden herhangi birisinin işlenmesiyle, diğer koşulların da (alacaklının, borçlu aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde) gerçekleşmesi halinde oluşacağı yerleşik uygulamalarda benimsenmiştir.
2 .Somut olayda; dosya kapsamında mevcut alacaklı banka ile borçlu sanık arasında düzenlenen kredi kartı ile tüketici kredisi sözleşmeleri dikkate alındığında, taraflar arasındaki borcun doğum tarihinin 11.12.2014 tarihi olduğu, şikayete konu aracın ise borcun doğumundan sonra 27.07.2015 tarihinde devredildiği tespit edilmekle, şikayet konusu aracın borcun doğumundan sonra devredildiğinin sabit olduğu ve oluşa göre 42 D.T 88 plakalı aracın muvazaalı olarak devredildiği ve sanığın üzerine atılı eylemin sübut bulduğunun dosya içeriğinden anlaşılması karşısında, ilk derece mahkemesince sanık hakkında verilen mahkumiyet kararı yerinde ise de, 5237 sayılı TCK’da cezaların toplanmasına ilişkin bir hüküm bulunmadığı gözetilmeden doğrudan verilen para cezası ile hapisten çevrilen para cezalarının içtima ettirilmesi isabetsiz olduğundan, bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesinin cezaların içtima edilmesine yönelik kararının kaldırılarak sanık hakkında yukarıda açıklanan gerekçe ile mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde sanığın beraatine dair hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle müşteki vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin, 16.05.2019 tarihli ve 2017/5815 Esas, 2019/3902 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca takdîren Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
06.06.2023 tarihinde karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Ayhan Tuncal Nebahat Şimşek Mehmet Çamur Sabahattin Öztemiz Ayhan Ayan