KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

DOSYAYA SUNULAN YAZIŞMALARIN NASIL ELDE EDİLDİĞİ NET OLARAK ANLAŞILAMADIĞINDAN YAZIŞMALAR, HUKUKA AYKIRI YOLLARLA ELDE EDİLMİŞTİR.

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2022/9952
Karar No      : 2024/2449

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 03.10.2022
SAYISI                                 : 2022/797 E., 2022/1469 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 20.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacı-karşı davalı Sevgi G.D. ve vekili Avukat Y.D. ile karşı taraf temyiz eden davalı-karşı davacı Jan B.D. vekili Avukat E.E. geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2007 yılında evlendiklerini, 2017 yılının Ağustos ayında davalının birden bire ayrı bir ev açmak istediğini, bir süre uzak kalırsa evliliklerinin daha güzel yürüyeceğini söylemeye başladığını ve ayrı bir ev kiralayarak oraya taşındığını, davalı-karşı davacının bu dönemde müvekkilini sevdiğini söylemesine rağmen boşanmak istediğini de söylemeye başladığını, şüphelenen müvekkilinin eşinin yaşadığı ve kendisinin de ara sıra uğradığı ikinci eve gittiğinde davalı-karşı davacının başka bir kadınla ilişkisinin bulunduğunu öğrendiğini, davalı-karşı davacının ilişkisi olan kadınla cinsel ilişkilerini kaydettiğini, bu kadının Yonca isimli müvekkili ve davalı-karşı davacı ile tatillere gitmiş olan davalının eski çalıştığı şirketin ortaklarından biri olduğunu, davalının bu kadınla müvekkili aleyhine konuştuğunu, Yonca'nın müvekkili hakkında hakaretler etmesine izin verdiğini, müvekkilinin haklarını ortadan kaldırmak üzere sevgilisi ile planlar yaptığını, müvekkilinin dinlediği ve gördüğü evdeki kayıtlarda müvekkilinden nasıl mal kaçırılacağı gibi detaylar bulunduğunu, davalı-karşı davacının gerçek dışı delil yarattığını, yabancı bir telefon hattı alarak müvekkiline mesaj attığını ve onu başka bir erkekle yazışma yapar durumuna sokmaya çalıştığını, davalı-karşı davacı adına kayıtlı fakat müvekkili tarafından kullanılan telefon hattını kendi üzerine alarak müvekkilini arayanlara müvekkili hakkında hakaretler ettiğini, müvekkilinin kredi kartının kapatıldığını, bankada bulunan parasına el konulduğunu, müvekkilinin beş parasız bırakıldığını, davalı-karşı davacının ilk evliliğinden çocukları olduğu için müvekkili ile çocuk sahibi olmayı istemediğini iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161, 162 ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 30.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, nafakaya ÜFE oranında artış yapılmasına, müvekkili yararına 5.000.000,00 TL maddî, 10.000.000,00 TL manevî tazminatın yasal faiziyle hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, davacı-karşı davalının müvekkiline yönelik başta zina olmak üzere güven sarsıcı, ahlaka ve adaba aykırı, onur kırıcı davranış ve hareketlerde bulunduğunu, psikolojik şiddet uyguladığını, boşanma konusunda anlaştıkları halde müvekkilinin hanesine gizli kayıt yaparak bunu tehdit ve şantaj unsuruna dönüştürdüğünü, davacının müvekkilinin ilk evliliğinden olan çocuklarına kötü davrandığını, bu nedenle çocukların ayrıldıklarını, davacının hiperaktif, kavgacı, sabırsız, manipülatif, agresif, saldırgan, öfkeli ve yıkıcı bir kişilik yapısına sahip olduğunu, evlilik süresince sürdürülebilir bir işte çalışmadığını, katkıda bulunmadığını, sorumluluklarını yerine getirmediğini, tarafların aile konutundan ayrılmaya karar verdiklerini, kira sözleşmesinin feshedildiğini, müvekkilinin yeni kiraladığı ve tarafların ortak konutu olmayan eve davacının gizli kamera yerleştirip bu kamera ile kaydettiği görüntülerle müvekkili ve kayıtlardaki diğer kişilere tehdit ve şantaj uygulamaya başladığını, tarafların evlilik birliği kurulmadan önce çocuk yapmama konusunda karar aldıklarını, davacının hukuka aykırı delil oluşturarak mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını, müvekkilinin evin içerisinde kayıt tutulmadığını, sözde kayıtların varlığı kabul edilse dahi müvekkilinin bilgisi dışında yapılan gizli kayıtlar olduğunu, ortak konutta yapılacak böyle bir girişimin ilişkiyi temelden sarstığını, davacı-karşı davalının edep ve ahlaka aykırı bir şekilde davrandığını, her fırsatta müvekkilinin haricinde erkeklerle ilişki kurduğunu, patronlarıyla duygusal ve cinsel ilişki yaşadığını, koşullarının varlığına rağmen çalışmadığını, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, arkadaş edinme platformlarına üyeliklerini devam ettirdiğini, insanlarla cinsel ilişki kurulmasına olanak sağlayan Tinder isimli telefon uygulamasına üye olduğunu, davacı-karşı davalının işe iade davalarının bulunduğunu, delil olarak koymak istediği bazı mesajların silinen mesajlar arasında bulunması nedeniyle Phone Rescue adlı uygulamayı kullanarak mesajları geri getirdiğini, kurtarma operasyonunda müvekkilinin bilgisayarından faydalanan davacı-karşı davalının muhtemelen sehven yapmış olduğu bir işlemle söz konusu mesajların müvekkilinin dosyalarının içine dosya olarak kaydedildiğini ve tesadüfen müvekkilinin karşısına çıktığını, davacı-karşı davalının birçok erkekle cinsel ilişki yazışmalarından, resimlerinden ve buluşmalarından haberdar olan müvekkilinin boşanma kararı aldığını, davacı-karşı davalının haysiyetsiz yaşam tarzını çekinmeden sürdürdüğünü, patronuyla uygunsuz görüşmelere devam ettiğini, ilişkileri bozulunca tacize uğradığı iddiasıyla şikayetçi olduğunu, davacı-karşı davalının sürekli maddî taleplerde bulunduğunu, herhangi bir eksiklik sırasında büyük olaylara sebebiyet verdiğini, ekonomik açıdan baskı yaptığını, müvekkili istememesine rağmen ablası Sıdıka'yı ortak hayatlarına dahil ettiğini, müvekkilinin onayı olmadan düşük kira ile taşınmazı ablasına verdiğini, müvekkilinin psikolojik, cinsel ve ekonomik şiddete uğradığını belirterek davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, 1.000.000,00 TL maddî, 3.000.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini yazlık evin müvekkili ve çocuklarına özgülenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların evlilik birlikteliğini devam ettirmelerinin mümkün olmadığı, evlilik birliğinin temelinden yıkılıp çekilmez bir hal aldığı, bir araya gelip aynı çatı altında yaşamalarına imkan kalmadığı anlaşıldığından fiilen bitmiş olan evliliğin hukuken de bitirilmesi gerektiği sonucuna varılıdğı, erkeğin Yonca isimli önceden beraber tanıdıkları kişi ile ilişki yaşadığı belirtilerek zina iddiasında bulunulduğu, davalı-karşı davacının evine yerleştirilerek alınan kamera görüntüleri yasa dışı elde edilen görüntüler olduğu için delil değerlendirilmesinde dikkate alınmadığı, kadına ait Ipad'a düşen görüntülerde ise ortak bilgisayarda görüntülerin düşmesi sebebiyle inceleme yaptırıldığı ve erkeğin bir kadınla samimi resimleri tespit edildiği, aralarında duygusal bir ilişkinin yaşandığı sabit olmakla zina eyleminin somut ve kesin olarak ispatlanamadığı fakat sadakatsiz davranmasının sabit olduğu, esas davanını 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince kabulüne karar verildiği, karşı dava yönünden ise kadının çöpçatan sitesi olan Tinder Gold uygulaması için 21.03.2018 tarihinde 6 ay süre ile kullanmak üzere 399.99 TL ye abonelik aidatı yatırdığı, Koran ve Ogün isimli kişiler ile de yazıştığı dosyaya sunulan belgelerden anlaşıldığı fakat bu yazışmaların nasıl elde edildiğinin net olarak anlaşılamamakla hukuka aykırı yollarla elde edilen delillere itibar edilmediği, buna karşın kadının Tinder uygulamasına ne amaçla üyelik tesis ettirdiği açıklanamadığı, bu durumda sadakatsizlik eylemi gerçekleştirmek amacıyla abonelik kurulduğu kanaatine varıldığı, her iki tarafın da sadakatsizlik eylemlerinin sabit olduğu, tarafların eşit kusurlu olduğu, karşılıklı maddî ve manevî tazminat talep edemeyeceklerinde bu taleplerin reddi gerektiği boşanma sonrasında yoksulluğa düşecek olan kadın lehine dava tarihinden tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedildiği gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına hükmedilen aylık 10.000,00 TL tedbir nafakasının 27.06.2019 tarihinden itibaren aylık 11.000,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleştiğinde aylık 15.000,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, tarafların tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle, zinaya dayalı davasının kabul edilmemesi, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı, nafakaya yıllık artış uygulanmaması yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; zinaya dayalı davasının kabul edilmemesi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, aleyhine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava, karşı dava dilekçeleri tanık Sıdıka'nın beyanı, I-Cloud uygulaması hakkında alınan bilirkişi raporu, ceza dosyası içeriği bir arada değerlendirildiğinde; erkeğin evinde görüldüğü belirtilen görüntülerin kadın tarafından hukuka aykırı yöntemler kullanılarak elde edildiği, bu sebeple görüntülerin hükme esas alınmamasında yasaya aykırılık bulunmadığı, toplanan delillere göre, mahkeme karar gerekçesinin dosyadaki delillerle kısmen uyumlu olduğu, I-Cloud uygulamasına düşen yazışma ve fotoğrafların hükme esas alınmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, karşı dava dilekçesi ekindeki yazışma ve fotoğrafların hukuka aykırı yollardan ele geçirildiğine yönelik dosyada delil bulunmadığı, erkeğin zina eyleminin gerçekleştirdiğinin sabit olduğu, kadının zina eylemini gerçekleştirdiğine ilişkin delillerin ibraz edilemediği, münhasıran zinaya dayalı davalarda kusur kıyaslaması yapılamaz ise de erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine dayanarak dava açtığı dikkate alındığında, taraflara başka vakıalar nedeniyle kusur yüklenebileceği, erkeğin ayrıca ortak konutun sözleşmesini feshederek birlikte yaşamaktan kaçındığı, fiili ayrılık döneminde eşine maddî katkısının bulunmadığı, ayrıca çocuk yapmaktan imtina ettiği, kadının da sadakatsiz davranışlarda bulunduğu, elinde görüntüler olduğunu söyleyerek erkeğin ilişkisi olduğu kadına ve ailesine ulaşmaya çalışıp para talep etme girişimlerinde bulunduğu, taraflar arasında meydana gelen geçimsizlikte kadının hafif, erkeğin ağır kusurlu olduğu, zinaya dayalı davanın kabul edilmemesine yönelik kadının istinaf talebinin kabulüne, mahkeme kararının bu yönden kaldırılmasına, tarafların zina nedeniyle boşanmalarına, kadının açtığı 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine dayalı davada karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin zinaya dayalı davası hakkında mahkemece olumlu olumsuz bir karar verilmediğinden bu husustaki istinaf talebinin kısmen kabulüne, erkeğin zinaya dayalı davasının reddine karar verildiği, Turkcell'den gönderilen yazı cevabında, ...2103 ile biten telefonun erkek adına kayıtlı olmadığı bildirildiği, mahkemece HTS kayıtlarının celbi için müzekkere yazılmış, müzekkere cevaba dosyaya alınmadan karar verilmiş ise de bu delilin toplanmamasının verilecek kararın esasına etkisi bulunmadığı anlaşılmakla bu husustaki kadının istinaf talebinin reddine karar verildiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları kanaat verice bilgi ve belge dosyada bulunduğundan bu hususta eksik inceleme yapıldığına yönelik kadının istinaf talebinin reddine karar verildiği, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında mahkemece hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası miktarlarının az olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alınarak kadının reddedilen maddî ve manevî tazminatlara yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne karar verildiği gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, tarafların kusur istinafının kabulüne gerekçenin değiştirilmesine, kadının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca açtığı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca boşanmalarına, kadının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açtığı davada karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin zina sebebine dayalı davasının reddine, dava tarihi olan 19.03.2018 tarihinden itibaren boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar kadın için aylık 15.000,00 TL tedbir, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren 25.000,00 TL yoksulluk nafakasına, yoksulluk nafakasının kararın kesinleştiği tarihten itibaren her yıl TÜİK'in yayınlayacağı ÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 300.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, zinaya dayalı davasının kabul edilmemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

 Uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının zinaya dayalı davasının ve erkeğin evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayanan davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, erkeğin zinaya dayalı davasının ispatlanıp ispatlanmadığı, kadın yararına nafaka ve tazminata hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, erkek yararına tazminata hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği nafaka ve tazminat miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı-karşı davalı kadın yararına maddî tazminat miktarı yönünden BOZULMASINA,

2. Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin Jan'dan alınarak Sevgi'ye verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Jan'a yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Sevgi'ye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan                           Üye                                 Üye                  Üye                  Üye
Mehmet Kasım Çetin      Ayşe Albayrak Doğan     Çetin Durak      Sevil Kartal      Hatıran Alper