DÖVİZ CİNSİNDEN BELİRLENEN KİRA BEDELİ USULÜNCE TÜRK PARASI OLARAK YENİDEN BELİRLENMELİDİR.
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/3327
Karar No : 2024/1216
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 23.03.2023
EK KARAR TARİHİ : 15.12.2020
SAYISI : 2019/737 E., 2020/950 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili ile davalılardan şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili ve davalılardan şirket vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; davalı şirketin, davacılara ait taşınmazı apart otel olarak kullanmak amacıyla 01.07.2015 tarihli ve10 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiraladığını, ilk yıl 126.000,00 USD, devamındaki dört yıl 168.000,00 USD ve son beş yıl 174.000,00 USD net kira bedeli belirlendiğini, kira bedelinin her altıncı ayın 3. günü akşamına kadar peşin ödeneceğinin kararlaştırıldığını, sözleşmenin özel şartlar 4. maddesinde 6 aylık kira bedeli döneminde gecikme olduğu taktirde o dönem içerisinde yer alan kira bedellerinin tamamının muaccel hale geleceğinin, 8. maddesinde kefillerin kefilliğinin kiracılık müddetinin sonuna kadar devam edeceğinin yazılı olduğunu, davalı borçluların 2018 yılı Aralık ayı bakiye 15.000,00 TL ile 2019 yılı Ocak, Şubat ve Mart ayı kira bedellerini ödememesi üzerine icra takibi yapılıp, ödeme emrinin tebliğinin üzerinden 30 gün geçmesine rağmen ödeme yapmayıp borca itiraz ettiklerini, Türk Parasının Kıymetinin Korunmasına Dair Tebliğin yürürlüğe girmesinden sonra 01.07.2018 - 31.12.2018 dönemine ait 6 aylık peşin kira ödemelerinin gecikmeli ve noksan olarak ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin gerçekleştiğini, davalı kiracı şirketin 26.03.2019 işlemli banka havalesinde "Aralık ayından kalan kira bedeli 15.000,00" şeklinde açıklama yaptığını, taraflar arasında telefon yazışmaları olduğunu, davalıların icra dosyasına itirazlarının yersiz ve haksız olduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı şirketin temerrüt nedeniyle tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı şirket vekili; davacılar ile müvekkili arasında 01.07.2015 tarihli kira sözleşmesinin imzalandığını, kur artışı nedeniyle 16.11.2018 tarihli Türk Parasının Kıymetinin Korunması Hususunda Tebliğ'in yayımlandığını, davacıların tebliğe uygun hareket etmediklerini, 01.07.2015 tarihli kira sözleşmesinin bahsi geçen tebliğ uyarınca geçersiz hale dönüştüğünü, kira bedelinin ilgili Tebliğ uyarınca 02.01.2018 tarihli dolar kuru ve Ekim ayı TÜFE oranında artırılarak belirlenmesi ve yeni bir sözleşme yapılması talebinin karşılık bulmadığını, davacı tarafın kira bedelini aylık 62.500,00 TL olarak keyfi şekilde belirlediğini, davacıların Tebliğ hükümlerine rağmen kira bedelini TL üzerinden belirleme yoluna gitmediklerini, sürekli telefon ile taciz ettiklerini, kira bedelinden daha fazla ödemeler yaptığını ancak bunun kabul anlamına gelmediğini, icra dosyasında kira bedellerinin keyfi şekilde belirlendiğini, bilirkişi vasıtasıyla ilgili Tebliğe uygun şekilde belirlenmesi gerektiğini, buna göre varsa fazla ödemenin mahsup edilmesini talep ettiklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Ümit vekili; kefilin sorumlu olacağı azami miktar ve kefalet tarihi belirtilmedikçe kefaletin geçerli olamayacağını, sözleşmenin ilk 2 sayfasında davalının imzasının bulunmadığını, sözleşmenin altına el yazısı ile sonradan eklenilen "müteselsil kefil" "müt kefil" yazıların davalıya ait olmadığını, kefalet tarihi, kefalet, sorumluluk tutarı gibi ifadelerin ve davalının el yazısı ile yazılmadığını, kefalette eş rızası alınmadığını, bu nedenle kefaletin geçersiz olduğunu, muaccel hale gelmemiş dönemlere ilişkin kira talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karara İlişkin Tebliğde Değişiklik Yapılmasına dair Tebliğin yayımlanmasından sonra taraflar arasında kira bedelinin Türk Lirası olarak belirlenmesine yönelik bir mutabakat bulunmadığı, bu halde tebliğin 28 inci maddesi uyarınca 02.01.2018 tarihli Merkez Bankası Amerikan Doları Efektif Satış kurunun 3,7719 olduğu, kira sözleşmesinin özel şartlar 4. maddesinde; "6 aylık kira bedeli döneminde gecikme olduğu taktirde kiracı o dönemi içerisindeki kira tutarlarının muaccel olacağını şimdiden kabul ve taahhüt eder." şeklindeki düzenleme uyarınca kiraya verenlerin 03.04.2019 tarihi itibariyle 2019 yılı Ocak ayı 3. gününde ödenmesi gereken 6 aylık kira bedelinin ödenmemesi sebebiyle 2019 Haziran ayına kadar olan dönem nedeniyle davacıların davalıdan 331.836,00 TL kira alacağı ve 8.044,58 TL işlemiş faiz alacağı talep edebileceği, icra dosyasında işlemiş faiz taleplerinin 5.991,80 TL olduğu görülmekle "taleple bağlılık ilkesi gereği" davacıların davalıdan 5.991,80 TL işlemiş faiz alacağının bulunduğu, taraflar arasında ihtilaf konusu olan 2018 yılı Aralık ve 2019 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran ayları aylık kira bedelinin 52.806,00 TL olduğu, davacıların davalı kiracı şirketten 331.836,00 TL kira alacağı, 5.991,80 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 337.827,80 TL alacaklı olduğu, şekil şartına uyulmadığından davalılardan Ümit ve Ahmet Yasin'in kefaletinin geçersiz olduğu gerekçesiyle; davalı şirket yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile 331.836,00 TL asıl alacak, 5.991,80 TL işlemiş faiz için itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsiline, davalı şirketin dava konusu kiralanandan temerrüt nedeniyle tahliyesine, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili ile davalı şirket vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili; davalıların itirazlarının haksız ve zaman kazanma amaçlı olduğunu, takip konusu kira borcu ile sözleşmeye itiraz eden davalıların aynı sözleşmedeki imzalarını açık ve kesin olarak reddetmediğini, kira akdini kabul etmiş sayıldıklarını, kira ödemelerinin gecikmeli ve noksan olarak, ihtirazı kayıtsız yapıldığını, diğer davalıların "Müşterek Müteselsil Kefil" olduklarını kendi el yazıları ile belirterek kira sözleşmesinin ilgili tüm sayfalarını imzaladıklarını, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, yasa gereği eş rızasını alma zorunluğunun da bulunmadığını, müşterek ve müteselsiz kefiller lehine avukatlık ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı şirket vekili; fazla ödenen kira bedellerinin hesaplanıp toplam alacaktan düşülmesi gerektiğini, bilirkişi hesabında 01.07.2018 ile 31.12.2018 arası dönemde yapılan fazla ödemelerinin düşülmediğini, banka kayıtları dosyaya kazandırılarak hesaplama yapılması gerektiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; takibe dayanak kira sözleşmesinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 583 üncü maddesinde belirtilen şekil şartına uyulmadığından, davalı kefillerin kefaleti geçersiz olup kefiller hakkındaki davanın reddine karar verilmesinde de bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı şirket vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Taraf vekilleri; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını istemişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Bakanlar Kurulu kararı
2. 1567 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'un 1 inci maddesinin verdiği yetki gereğince 07.08.1989 tarihli Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Bakanlar Kurulu kararında değişiklik yapılmasına dair 12.09.2018 tarihli ve 85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı
3. Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karara İlişkin Tebliğ’in 8 inci maddesi
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle kefalet sözleşmesinde şekil şartının geçerlilik şartı olup, somut olayda şekil şartına uygun olmayan kefaletin geçerli olmadığının anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut olayda; İlk Derece Mahkemesince, döviz cinsinden belirlenen kira bedeli usulünce Türk parası olarak yeniden belirlenmiş ve bu belirleme esas alınarak davacı kiraya verenlerin talep edebileceği kira alacağı hüküm altına alınmış ise de; davalı şirket tarafından davaya konu edilen dönemde kira bedelinden daha fazlasının ödendiği yönünde ileri sürülen savunma incelenmemiştir. Bu itibarla, İlk Derece Mahkemesince davaya konu dönemde davalı tarafından yapılan kira ödemelerine ilişkin banka kayıtlarının getirtilmesi ve gerekirse bilirkişiden yeniden Türk parası olarak belirlenen kira bedeli dikkate alınmak suretiyle rapor alınması ve ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı tarafın temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı tarafça temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacılara yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı şirkete iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Ömer Kerkez Filiz Pınarcı Dr. Adem Aslan Emir Ateş Muzaffer Gürkanlı
DÖVİZ CİNSİNDEN BELİRLENEN KİRA BEDELİ USULÜNCE TÜRK PARASI OLARAK YENİDEN BELİRLENMELİDİR.
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/3327
Karar No : 2024/1216
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 23.03.2023
EK KARAR TARİHİ : 15.12.2020
SAYISI : 2019/737 E., 2020/950 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili ile davalılardan şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili ve davalılardan şirket vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; davalı şirketin, davacılara ait taşınmazı apart otel olarak kullanmak amacıyla 01.07.2015 tarihli ve10 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiraladığını, ilk yıl 126.000,00 USD, devamındaki dört yıl 168.000,00 USD ve son beş yıl 174.000,00 USD net kira bedeli belirlendiğini, kira bedelinin her altıncı ayın 3. günü akşamına kadar peşin ödeneceğinin kararlaştırıldığını, sözleşmenin özel şartlar 4. maddesinde 6 aylık kira bedeli döneminde gecikme olduğu taktirde o dönem içerisinde yer alan kira bedellerinin tamamının muaccel hale geleceğinin, 8. maddesinde kefillerin kefilliğinin kiracılık müddetinin sonuna kadar devam edeceğinin yazılı olduğunu, davalı borçluların 2018 yılı Aralık ayı bakiye 15.000,00 TL ile 2019 yılı Ocak, Şubat ve Mart ayı kira bedellerini ödememesi üzerine icra takibi yapılıp, ödeme emrinin tebliğinin üzerinden 30 gün geçmesine rağmen ödeme yapmayıp borca itiraz ettiklerini, Türk Parasının Kıymetinin Korunmasına Dair Tebliğin yürürlüğe girmesinden sonra 01.07.2018 - 31.12.2018 dönemine ait 6 aylık peşin kira ödemelerinin gecikmeli ve noksan olarak ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin gerçekleştiğini, davalı kiracı şirketin 26.03.2019 işlemli banka havalesinde "Aralık ayından kalan kira bedeli 15.000,00" şeklinde açıklama yaptığını, taraflar arasında telefon yazışmaları olduğunu, davalıların icra dosyasına itirazlarının yersiz ve haksız olduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı şirketin temerrüt nedeniyle tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı şirket vekili; davacılar ile müvekkili arasında 01.07.2015 tarihli kira sözleşmesinin imzalandığını, kur artışı nedeniyle 16.11.2018 tarihli Türk Parasının Kıymetinin Korunması Hususunda Tebliğ'in yayımlandığını, davacıların tebliğe uygun hareket etmediklerini, 01.07.2015 tarihli kira sözleşmesinin bahsi geçen tebliğ uyarınca geçersiz hale dönüştüğünü, kira bedelinin ilgili Tebliğ uyarınca 02.01.2018 tarihli dolar kuru ve Ekim ayı TÜFE oranında artırılarak belirlenmesi ve yeni bir sözleşme yapılması talebinin karşılık bulmadığını, davacı tarafın kira bedelini aylık 62.500,00 TL olarak keyfi şekilde belirlediğini, davacıların Tebliğ hükümlerine rağmen kira bedelini TL üzerinden belirleme yoluna gitmediklerini, sürekli telefon ile taciz ettiklerini, kira bedelinden daha fazla ödemeler yaptığını ancak bunun kabul anlamına gelmediğini, icra dosyasında kira bedellerinin keyfi şekilde belirlendiğini, bilirkişi vasıtasıyla ilgili Tebliğe uygun şekilde belirlenmesi gerektiğini, buna göre varsa fazla ödemenin mahsup edilmesini talep ettiklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Ümit vekili; kefilin sorumlu olacağı azami miktar ve kefalet tarihi belirtilmedikçe kefaletin geçerli olamayacağını, sözleşmenin ilk 2 sayfasında davalının imzasının bulunmadığını, sözleşmenin altına el yazısı ile sonradan eklenilen "müteselsil kefil" "müt kefil" yazıların davalıya ait olmadığını, kefalet tarihi, kefalet, sorumluluk tutarı gibi ifadelerin ve davalının el yazısı ile yazılmadığını, kefalette eş rızası alınmadığını, bu nedenle kefaletin geçersiz olduğunu, muaccel hale gelmemiş dönemlere ilişkin kira talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karara İlişkin Tebliğde Değişiklik Yapılmasına dair Tebliğin yayımlanmasından sonra taraflar arasında kira bedelinin Türk Lirası olarak belirlenmesine yönelik bir mutabakat bulunmadığı, bu halde tebliğin 28 inci maddesi uyarınca 02.01.2018 tarihli Merkez Bankası Amerikan Doları Efektif Satış kurunun 3,7719 olduğu, kira sözleşmesinin özel şartlar 4. maddesinde; "6 aylık kira bedeli döneminde gecikme olduğu taktirde kiracı o dönemi içerisindeki kira tutarlarının muaccel olacağını şimdiden kabul ve taahhüt eder." şeklindeki düzenleme uyarınca kiraya verenlerin 03.04.2019 tarihi itibariyle 2019 yılı Ocak ayı 3. gününde ödenmesi gereken 6 aylık kira bedelinin ödenmemesi sebebiyle 2019 Haziran ayına kadar olan dönem nedeniyle davacıların davalıdan 331.836,00 TL kira alacağı ve 8.044,58 TL işlemiş faiz alacağı talep edebileceği, icra dosyasında işlemiş faiz taleplerinin 5.991,80 TL olduğu görülmekle "taleple bağlılık ilkesi gereği" davacıların davalıdan 5.991,80 TL işlemiş faiz alacağının bulunduğu, taraflar arasında ihtilaf konusu olan 2018 yılı Aralık ve 2019 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran ayları aylık kira bedelinin 52.806,00 TL olduğu, davacıların davalı kiracı şirketten 331.836,00 TL kira alacağı, 5.991,80 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 337.827,80 TL alacaklı olduğu, şekil şartına uyulmadığından davalılardan Ümit ve Ahmet Yasin'in kefaletinin geçersiz olduğu gerekçesiyle; davalı şirket yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile 331.836,00 TL asıl alacak, 5.991,80 TL işlemiş faiz için itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsiline, davalı şirketin dava konusu kiralanandan temerrüt nedeniyle tahliyesine, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili ile davalı şirket vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili; davalıların itirazlarının haksız ve zaman kazanma amaçlı olduğunu, takip konusu kira borcu ile sözleşmeye itiraz eden davalıların aynı sözleşmedeki imzalarını açık ve kesin olarak reddetmediğini, kira akdini kabul etmiş sayıldıklarını, kira ödemelerinin gecikmeli ve noksan olarak, ihtirazı kayıtsız yapıldığını, diğer davalıların "Müşterek Müteselsil Kefil" olduklarını kendi el yazıları ile belirterek kira sözleşmesinin ilgili tüm sayfalarını imzaladıklarını, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, yasa gereği eş rızasını alma zorunluğunun da bulunmadığını, müşterek ve müteselsiz kefiller lehine avukatlık ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı şirket vekili; fazla ödenen kira bedellerinin hesaplanıp toplam alacaktan düşülmesi gerektiğini, bilirkişi hesabında 01.07.2018 ile 31.12.2018 arası dönemde yapılan fazla ödemelerinin düşülmediğini, banka kayıtları dosyaya kazandırılarak hesaplama yapılması gerektiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; takibe dayanak kira sözleşmesinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 583 üncü maddesinde belirtilen şekil şartına uyulmadığından, davalı kefillerin kefaleti geçersiz olup kefiller hakkındaki davanın reddine karar verilmesinde de bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı şirket vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Taraf vekilleri; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını istemişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Bakanlar Kurulu kararı
2. 1567 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'un 1 inci maddesinin verdiği yetki gereğince 07.08.1989 tarihli Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Bakanlar Kurulu kararında değişiklik yapılmasına dair 12.09.2018 tarihli ve 85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı
3. Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karara İlişkin Tebliğ’in 8 inci maddesi
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle kefalet sözleşmesinde şekil şartının geçerlilik şartı olup, somut olayda şekil şartına uygun olmayan kefaletin geçerli olmadığının anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut olayda; İlk Derece Mahkemesince, döviz cinsinden belirlenen kira bedeli usulünce Türk parası olarak yeniden belirlenmiş ve bu belirleme esas alınarak davacı kiraya verenlerin talep edebileceği kira alacağı hüküm altına alınmış ise de; davalı şirket tarafından davaya konu edilen dönemde kira bedelinden daha fazlasının ödendiği yönünde ileri sürülen savunma incelenmemiştir. Bu itibarla, İlk Derece Mahkemesince davaya konu dönemde davalı tarafından yapılan kira ödemelerine ilişkin banka kayıtlarının getirtilmesi ve gerekirse bilirkişiden yeniden Türk parası olarak belirlenen kira bedeli dikkate alınmak suretiyle rapor alınması ve ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı tarafın temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı tarafça temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacılara yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı şirkete iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Ömer Kerkez Filiz Pınarcı Dr. Adem Aslan Emir Ateş Muzaffer Gürkanlı