KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

DURUŞMA GÜNÜNÜN UYAP SİSTEMİNDEN ÖĞRENİLEBİLECEĞİNE YÖNELİK BİR DÜZENLEME BULUNMAMAKTADIR.

T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2020/2147
KARAR NO    : 2021/246

TÜRK MİLLETİ ADINA

KARAR

Y A R G I T A Y   İ L A M I

MAHKEMESİ              : Ağrı 3. Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ                        : 26/12/2018
NUMARASI                : 2017/221 - 2018/511
DAVACI                      : Milli Eğitim Bakanlığı Vek. Av. R.D.
DAVALI                      : C.-S. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. Vek. Av. Ö.K.

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

Davacı vekili, davalının Ağrı ili, Tutak ilçesi D. köyünde bulunan 16 derslikli ilköğretim okulunun yapımını üstlendiğini, işin 21.09.2003 tarihinde geçici kabulünün, 17.10.2005 tarihinde kesin kabulünün yapıldığını, binanın sonradan meydana gelen depremde hasara uğradığını, düzenlenen rapora göre 09.10.2012 tarihli yazı ile davalıdan güçlendirme yapılmasının istenmesine rağmen yapılmadığını ileri sürerek, bunun için harcanan tutarın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. 

Davalı vekili zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir. 

Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2015/3965 Esas, 2016/1202 Karar sayılı ilamı ile birinci bilirkişi kurulundan, davalı yüklenicinin gerçekleştirdiği imalâtta 1998 yılı deprem yönetmeliğine göre kasıt veya ağır kusuru ile eksik ve ayıplı imalât olup olmadığı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi, zamanaşımının dolmadığının belirlenmesi halinde davacıya talebini de açıklattırmak suretiyle davanın esasının incelenmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur. 

Mahkemece tekrar yapılan yargılama sırasında, davacı tarafın duruşma gününden haberdar olduğu halde 19/09/2018 tarihli duruşmaya gelmediği, herhangi bir mazeret bildirmediği, davalı vekilinin de duruşmada vermiş olduğu beyanında, davacı tarafça takip edilmeyen dosyayı kendilerinin de takip etmediklerini beyan ettikleri gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

Somut olayda, dosyanın ilk defa 10.11.2017 tarihinde bir kez işlemden kaldırılıp yenilenmesinden sonra, davacının 04.07.2018 tarihli celse için 03.07.2018 tarihli dilekçeyle mazeretli sayılmasını talep ettiği, mahkemece mazeretin kabul edilerek duruşmanın 19.09.2018 tarihine bırakılmasına ve duruşma gününün UYAP'tan öğrenilmesine karar verdiği anlaşılmıştır.

Duruşma gününün UYAP'tan öğrenilmesi usulünün uygulanabileceğine yönelik bir düzenleme bulunmaması nedeniyle davacı vekilinin usulüne uygun davetiye ile duruşma gününden haberdar edilmediğinin kabulüyle, öncelikle dosya içerisinde davacının gider avansı bulunuyorsa davacı vekiline yeniden duruşma günü bildirilerek yargılamaya devam edilmesi, usulüne uygun tebliğe rağmen gelmez ise dosyanın işlemden kaldırılması, gider avansı bulunmadığı takdirde ise şimdiki gibi davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, 19.09.2018 tarihli celseye davacının katılmaması nedeniyle takipsiz bırakılan davanın HMK'nın 150. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması uygun bulunmuştur.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün re'sen BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15.02.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan         Üye               Üye                   Üye              Üye
M. KIYAK      B. SONER    B. KARAKAŞ    A. ERGİN    D. AĞIRMAN

 

AYNI YÖNDE KARAR:

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2023/1426
Karar No      : 2024/2424

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       : 
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 22.12.2022
SAYISI                                 : 2022/3100 E., 2022/2557 K.

Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalı eşe ait olan malvarlığının artık değerinin tespiti ile tespit edilen artık değerin yarısının katılma alacağı olarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. Dava, boşanma davası ile birlikte açılmış olup boşanma dava dosyasından 19.09.2019 tarihli (5) nolu celsede ayrılmasına karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 20.01.2022 tarihli celsede tarafların duruşma gününden haberdar oldukları halde duruşmaya gelmediklerinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 150 nci maddesini birinci fıkrası uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacı vekilinin 27.04.2022 tarihli dilekçe ile dosyanın yeniden işleme konulmasını talep ettiği, Mahkemece sehven 27.04.2022 tarihinde yenileme tensip tutanağı hazırlandığı ve taraflara duruşma gününün tebliğ edildiği; 6100 sayılı Kanun'un 150 nci maddesinin birinci ve beşinci fıkrası uyarınca işlemden kaldırılan dosyanın süresinden yenilenmediğinde Mahkemece kendiliğinden açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, dosyanın 20.01.2022 tarihi itibari ile takipsiz bırakıldığı, Mahkemece yenileninceye kadar ilgili dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, işlemden kaldırma tarihinden itibaren üç ay içinde yenilenmeyen davanın açılmamış sayılacağı, üç aylık sürenin beklenmesine rağmen tarafların davayı yenilemediği gerekçesiyle; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; duruşma gününün taraf vekillerine tebliğ edilmediğini, işlemden kaldırma kararının hatalı olduğunu, UYAP sistemi üzerinden duruşma gününün öğrenilmesine karar verilmesinin geçerli bir tebligat usulü olmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı vekilinin 05.10.2021 tarihli duruşmaya katıldığı ve yeni duruşma gününün 20.01.2022 olarak belirlendiği, davalı vekilinin duruşmaya katılmadığı, mazeret dilekçesi sunduğu, mazeretinin kabulüne ve duruşma gününün UYAP'tan öğrenilmesine karar verildiği, taraflara yeni duruşma gününün usulüne uygun olarak bildirilmesine rağmen taraf ve taraf vekillerinin mazeretsiz olarak 20.01.2022 tarihli duruşmaya katılmadıkları, İlk Derece Mahkemesince aynı tarihli duruşmada dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve 29.09.2020 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın, karar gerekçesinin, toplanan delillere, usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle; başvurunun esastan reddine reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; duruşma gününün taraf vekillerine tebliğ edilmediğini, işlemden kaldırma kararının hatalı olduğunu, UYAP sistemi üzerinden duruşma gününün öğrenilmesine karar verilmesinin geçerli bir tebligat usulü olmadığını belirterek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tebligatın usulüne uygun olup olmadığı, işlemden kaldırma kararının usulüne uygun olup olmadığı, hukuki dinlenme hakkı noktasında toplanmaktadır. Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi, 150 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının (Anayasa) 36 ncı maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 6 ncı maddesi; 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun (7201 sayılı Kanun) 1 inci maddesi, 2 nci maddesi, 7/a maddesi, 12 nci maddesi; Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 4 üncü maddesi; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 52 nci maddesi, Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 212 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. 6100 sayılı Kanun'un 150 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilebilir.

2. 6100 sayılı Kanun’un “Hukuki dinlenilme” başlıklı 27 nci maddesi ve Anayasa’nın “Hak arama hürriyeti” kenar başlıklı 36 ncı maddesi ile AİHS'nin adil yargılanma hakkına ilişkin 6 ncı maddesi nazara alındığında davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukukî dinlenilme hakkına sahiptirler.

3. Bu çerçevede, öncelikle tarafların gerek yargı organlarınca gerek karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir. Hak sahibinin kendisi ile ilgili yargılama ve yargılamanın içeriği hakkında tam bir şekilde bilgi sahibi olması sağlanmalıdır. Tarafın bilgi sahibi olmadığı işlemler, belge ve bilgiler yargılamada esas alınamaz. Bilgilenmenin şekli bakımından, hukukî dinlenilme hakkına uygun davranılmalı, ilgilinin bilgilenmesi şeklen değil, gerçek anlamda sağlanmaya çalışılmalıdır.

4. Yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini içeren hukukî dinlenilme hakkının ve yargılamanın aleniliği ilkelerinin gerçekleşmesinin en önemli aracı duruşma yapılmasıdır.

5. Duruşma günü celseye katılma imkânı olmayan taraf buna ilişkin mazeretini bildirip, belgeleyerek, bildirim giderlerini de yatırarak duruşmanın ertelenmesini isteme olanağına sahiptir.

6. O hâlde, duruşma tayin edilerek, usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan yalnız biri duruşmaya katılırsa gelmeyen tarafın geçerli mazeret gönderip göndermediği, gerekli masrafın karşılanıp karşılanmadığı incelenerek; gelen tarafın bu mazeret dilekçesine karşı beyanına göre, dosyanın işlemden kaldırılmasına ya da yargılamaya devam edilmesine karar verilecektir. Anılan hususların uygulanabilmesi için, her şeyden önce tarafların usulüne uygun davet edilmiş olmaları gerekmektedir.

7. Bu bağlamda tebligat, AİHS ve Anayasa ile güvence altına alınan iddia ve savunma hakkının tam olarak kullanılmasının zorunlu unsurudur.

8. Savunma hakkının temelini teşkil eden hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma ilkesinin en önemli görünümlerinden biridir. Bu hakkın ihlal edilmemesi için yapılan bildirimin 7201 sayılı Kanun'a uygun olması gerekir.

9. Muhatap usulüne uygun olarak yapılacak tebligat ile açılan davadan zamanında ve tam olarak haberdar olur. Bu nedenle tebligat, yapıldığı tarihte yürürlükteki tebligat mevzuatına aykırı yapılmışsa, sadece tebligat hukukuna aykırı davranış söz konusu olmaz; aynı zamanda hukukî dinlenilme hakkı da ihlal edilmiş olur.

10. Yazı işleri hizmetlerinin yürütülmesi ve bu işlemlerde UYAP’ın kullanılmasına dair usul ve esasları düzenlemek amacıyla çıkartılan 03.04.2012 tarih ve 28253 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 52 nci maddesi ile 06.08.2015 tarih ve 29437 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve 2012 tarihli Yönetmeliği yürürlükten kaldıran Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 212 nci maddesi gereğince tebligat işlemlerinin 7201 sayılı Kanun ile 7201 sayılı Kanun uyarınca çıkarılan yönetmeliklere göre fizikî ya da elektronik ortamda yapılacağı düzenlenmiştir.

11. 7201 sayılı Kanun'un "Tebligatın yapılması" kenar başlıklı 1 inci maddesinde elektronik ortam da dâhil tüm tebligatların bu Kanun hükümlerine göre Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü veya memur vasıtasıyla yapılacağı; "Tebligatın memur vasıtasıyla yapılması" kenar başlıklı 2 nci maddesinde ise özel hüküm bulunması hâlinde tebligatın kendi memurları veya mahalli mülkiye amirinin emriyle zabıta vasıtasıyla yaptırılacağı kabul edilmiştir.

12. 7201 sayılı Kanun anlamında elektronik tebligat, PTT tarafından kurulan ve işletilen Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi'nden (UETS) alınan elektronik tebligat adresine, tebligat yapabilecek mercilerin, tebligatın mevzuatına uygun bir şekilde yapabildiği tebligatı ifade eder (Albayrak, H.: Tebligat Hukuku, Ankara 2021, s.48).

13. 7201 sayılı Kanun’a 11.01.2011 tarih ve 6099 sayılı Kanun’un ikinci maddesi ile eklenen 28.02.2018 tarih ve 7101 sayılı Kanun ile değişik "Elektronik tebligat" kenar başlıklı 7/a maddesi ise;

“Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.

1. 10.12.2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar.

2. 5018 sayılı Kanunda tanımlanan mahallî idareler.

3. Özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan fonlar ve kefalet sandıkları.

4. Kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunların bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmeleri.

5. Sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıklar.

6. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları.

7. Kanunla kurulanlar da dahil olmak üzere tüm özel hukuk tüzel kişileri.

8. Noterler.

9. Baro levhasına yazılı avukatlar.

10. Sicile kayıtlı arabulucular ve bilirkişiler.

11. İdareleri, kamu iktisadi teşebbüslerini veya sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıkları; adli ve idari yargı mercileri, icra müdürlükleri veya hakemler nezdinde vekil sıfatıyla temsile yetkili olan kişilerin bağlı bulunduğu birim.

Birinci fıkra kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri hâlinde elektronik tebligat adresi verilir. Bu durumda bu kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.

Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılır.

Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.

Bu Kanun uyarınca yapılan elektronik tebligat işlemleri, Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi tarafından kurulan ve işletilen Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi üzerinden yürütülür. Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi, sistemin güvenliğini ve bu sistemde kayıtlı verilerin muhafazasını sağlayacak her türlü tedbiri alır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir” şeklinde düzenlenmiştir.

14. Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin “Tebligatın yapılması” kenar başlıklı 4 ncü maddesinde “2 nci maddede belirtilen merciler tarafından yapılacak tüm tebliğler, bu Yönetmelik hükümlerine göre Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü (PTT) veya memur vasıtasıyla yapılır.” hükmü “Elektronik tebligat” kenar başlıklı 12 nci maddesinde ise “Tebligatlar, elektronik yolla yapılabilir, zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Yönetmelikte belirtilen usullerle tebligat yapılır. Elektronik yolla tebligata ilişkin usul ve esaslar buna ilişkin yönetmelikle düzenlenir.” hükmü mevcuttur.

15. Bu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere elektronik tebligat usulünün düzenlendiği 7201 sayılı Kanun'un 7/a maddesindeki düzenleme ve Elektronik Tebligat Yönetmeliği hükümleri de dahil olmak üzere, 7210 sayılı Kanun ve çıkarılan Tebligat Yönetmeliği hükümleri incelendiğinde duruşma gününün UYAP'tan öğrenilmesi usulünün uygulanabileceğine yönelik bir düzenlemeye yer verilmemiştir.

16. Somut olayda, 13.04.2021 tarihli (5) nolu celseye taraf vekillerinin mazeret bildirdiği, Mahkemece taraf vekillerinin mazeretinin kabulü ile duruşma gününün UYAP'tan öğrenilmesine karar verildiği; 05.10.2021 tarihli (6) nolu celseye davacı vekilinin katılmadığı, mazeret de bildirmediği, davalı vekilinin mazeret bildirdiği, Mahkemece davalı vekilinin mazeretinin kabulü ile duruşma gününün UYAP'tan öğrenilmesine karar verildiği; 20.01.2022 tarihli (7) nolu celseye de taraf vekillerinin katılmadığı, mazeret de bildirmediği, Mahkemece dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği; davacı vekilinin 27.04.2022 tarihinde yenileme dilekçesi üzerine Mahkemece yeniden duruşma günü belirlenerek taraf vekillerine duruşma gününün tebliğ edildiği; 29.09.2022 tarihli (8) nolu celsede de üç aylık süre içinde dosya yenilenmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.

17. Yukarıda açıklanan kanuni düzenlemelere göre yapılan incelemede; duruşma gününün UYAP'tan öğrenilmesi usulünün uygulanabileceğine yönelik bir düzenleme bulunmaması nedeniyle davacı vekilinin usulüne uygun davetiye ile (6) ve (7) nolu duruşma gününden haberdar edilmediğinden (7) nolu celsede yapılan işlemden kaldırma kararı usulüne uygun değildir. O halde, Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan                           Üye                             Üye                Üye                Üye
Mehmet Kasım Çetin      A. Albayrak Doğan     Çetin Durak    Sevil Kartal    Hatıran Alper