KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

ELEKTRİK ABONESİNİN KAÇAK ELEKTRİK KULLANDIĞI TESPİTİ ÜZERİNE İLGİLİ MEVZUAT UYARINCA TAHAKKUK ETTİRİLEN FATURALAR NEDENİYLE İHTİYATİ HACİZ KARARI VERİLEBİLİR.

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2024/83
Karar No      : 2024/1218

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ KARARLARI ARASINDAKİ
UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE DAİR
Y A R G I T A Y   İ L  M I

I. BAŞVURU

Başvurucu Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. vekili; ihtiyati haciz kararı verilebilmesinin şartlarını düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 257 ve devamı maddelerinin yargılamaya konu olaylara uygulanmasında, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin verdiği kesin nitelikteki kararlar ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi ve Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi tarafından verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunduğunu belirterek, yaratılan uyuşmazlığın giderilmesini talep etmiştir.

II. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 01.12.2023 tarihli ve 2023/45 E. sayılı kararıyla; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi ve Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin kesin nitelikteki kararları arasında; kaçak elektrik tespit tutanağı ve bu tutanağa dayalı tahakkuk ettirilen faturalar nedeniyle açılan davalarda, tutanak ve ekindeki belgeler ile faturaların ihtiyati haciz kararı verilmesine yeterli olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunduğu; 2004 sayılı Kanun’un 258 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olmasının yeterli olduğu, yaklaşık ispat konusunda, tam kanaatin değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaatin yeterli görüldüğü, yaklaşık ispatla yetinilmiş olmasının, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmeyeceği, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2021/4894 E., 2021/10580 K. sayılı ilamıyla özel hukuk tüzel kişisi olan şirket tarafından düzenlenen kaçak elektrik tutanağının kesin delil olarak kabul edilemeyeceğine karar verildiğini, bu durumda mevcut delillerin kaçak kullanım ve faturalardaki bedel yönünden yaklaşık ispata elverişli olmadığı, ayrıca haksız fiil niteliğindeki eylemin yargılamayı gerektirdiği, bu haliyle ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı, Daireler arasındaki uyuşmazlığın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2023/1946 E., 2023/1984 K. sayılı kararı doğrultusunda giderilmesi yönündeki görüşüyle, 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un (5235 sayılı Kanun) 35 inci maddesi uyarınca uyuşmazlığın giderilmesi talep edilmiştir.

III. UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR

A. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 01.03.2022 tarihli ve 2022/467 E., 2022/601 K. sayılı kararı

Davacı Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından, elektrik abonesi olan davalının kaçak elektrik kullandığının tespit edildiği, bu nedenle tahakkuk ettirilen tutarın sadece bir bölümünün ödendiği, bakiye fatura tutarının tahsili için başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğinden bahisle, borçlunun mal ve alacaklarına ihtiyati haciz konulması ve haksız itirazın iptali istemiyle açılan davaya bakan İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesince; ihtiyati haciz talebinin kabulüne dair verilen 09.11.2021 tarihli ve 2021/583 E. sayılı ara kararına karşı, davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince; “...Eldeki davada; dava dilekçesine ekli 11.06.2021 tarihli Kaçak Usulsüz Elektrik Kullanım Tutanağı, Kaçak Tahakkuk Hesap Bülteni, 28.06.2021 son ödeme tarihli 1.498.138,41 TL ve 1.339.143,63 TL bedelli faturalar ile fotoğraf/video içeriğine göre, davalının belirtilen adreste kaçak elektrik kullandığına dair yaklaşık ispat koşulunun yerine getirildiği, dava konusu alacağın muaccel olduğu ve ödenmediği, rehin ile temin edilmediği anlaşılmakla ihtiyati haciz koşullarının oluştuğu...” gerekçesiyle, istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar verilmiştir.

B. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 01.03.2022 tarihli ve 2023/1946 E., 2023/1984 K. sayılı kararı

Başvuran Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından, elektrik abonesi olan borçluların kaçak elektrik kullandığının tespit edildiği, bu nedenle tahakkuk ettirilen ve faturaya bağlanan tutarın halen ödenmediği, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği ve borçluların mal kaçırma ihtimalinin bulunduğundan bahisle, ihtiyati haciz talebinde bulunulan İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesince; 13.03.2023 tarihinde teminat karşılığında ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş, borçlu vekilinin itirazı üzerine 30.03.2023 tarihli ek karar ile ihtiyati haczin kaldırılmasına dair verilen karara karşı, ihtiyati haciz isteyen tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince; “...İhtiyati hacze konu alacak tek taraflı olarak düzenlenen tutanağa dayalı faturadan kaynaklanmaktadır. Alacağın varlığı noktasında dosyaya sunulan fotoğraflar ve video kaydı da yaklaşık ispata elverişli değildir. Uyuşmazlık konusu haksız fiil niteliğindeki kaçak elektrik kullanımına ilişkin olup yargılamaya muhtaçtır. Eldeki dosyada yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle İİK 257. madde gereği ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.” gerekçesiyle; istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar verilmiştir.

C. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 12.11.2021 tarihli ve 2021/1704 E., 2021/1656 K. sayılı kararı

Davacı GDZ Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından, elektrik abonesi olan borçlunun kaçak elektrik kullandığının tespit edildiği, bu nedenle tahakkuk ettirilen ve faturaya bağlanan tutarın halen ödenmediği, fatura tutarının tahsili için başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğinden bahisle, borçlunun mal ve alacaklarına ihtiyati haciz konulması ve haksız itirazın iptali istemiyle açılan davaya bakan İzmir

7. Asliye Ticaret Mahkemesince; ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen 14.12.2020 tarihli ve 2020/655 E. sayılı ara kararına karşı, davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince; davacı şirketin, davalının adresinde yapılan denetimler sırasında kaçak elektrik kullandığının tespit edilerek tutanak düzenlendiğini, davalı hakkında ceza davası açıldığı gibi kaçak kullanım nedeniyle fatura tanzim edildiğini ileri sürerek ihtiyati haciz talep ettiği, ihtiyati haciz talep edebilmesi için yasanın aradığı koşulların gerçekleştiğinden bahisle, başvurunun kabulü ile teminat karşılığı ihtiyati haciz konulmasına kesin olarak karar verilmiştir.

Ç. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 31.05.2022 tarihli ve 2022/1136 E., 2022/727 K. sayılı kararı

Başvurucu Aydem Elektrik Perakende Satış A.Ş. tarafından, elektrik abonesi olan borçlunun dört adet tüketim faturasını ödemediği gibi mal kaçırmaya başladığından bahisle, ihtiyati haciz talebinde bulunulan Muğla Asliye Ticaret Mahkemesince; ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen 23.12.2021 tarihli karara karşı, ihtiyati haciz talep eden tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince; ihtiyati haciz talep eden şirketin perakende elektrik satış faaliyeti yürüttüğü, borçlunun 4 adet faturadan kaynaklanan borcunu ödemediği, dayanak gösterilen faturaların borçlunun tükettiği elektriğe ilişkin faturalar olup yaklaşık ispata yeterli bulunduğu gerekçesiyle; başvurunun kabulü ile teminat karşılığı ihtiyati haciz konulmasına, kesin olarak karar verilmiştir.

D. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 10.03.2021 tarihli ve 2021/395 E., 2021/375 K. sayılı kararı

Davacı Gediz Elektrik Perakende Satış A.Ş. tarafından, elektrik abonesi olan davalının tüketim faturalarını ödemediği gibi tahsili için başlatılan takibe haksız olarak itiraz ettiğinden bahisle, davalının mal ve alacaklarına ihtiyati haciz konulması ve haksız itirazın iptali istemiyle açılan davaya bakan İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesince; ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen 01.09.2020 tarihli ve 2020/448 E. sayılı ara kararına karşı, davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince; dava konusu alacağın elektrik kullanım bedeline ilişkin faturalardan kaynaklandığı, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yasanın aradığı şartların sağlandığı gerekçesiyle; başvurunun kabulü ile teminat karşılığı ihtiyati haciz konulmasına, kesin olarak karar verilmiştir.

E. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 06.08.2020 tarihli ve 2020/1048 E., 2020/723 K. sayılı kararı

Başvuran Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından, elektrik abonesi olan borçlunun kaçak elektrik kullandığının tespit edildiği, bu nedenle tahakkuk ettirilen ve faturaya bağlanan tutarın halen ödenmediğinden bahisle, ihtiyati haciz talebinde bulunulan Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesince; 16.08.2018 tarihli karar ile ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş, borçlunun yaptığı itirazın reddine dair verilen 05.09.2018 tarihli ara karara karşı, borçlu tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince; yaklaşık ispat kuralından hareketle, somut olay incelendiğinde davacının sunduğu kaçak tespit tutanağı, rapor ve fatura içerikleri ile alacağın varlığı ve miktarı konusunda ihtiyati haciz kararı verilmesi için yeterli kanaatin oluştuğu gerekçesiyle, başvurunun reddine kesin olarak karar verilmiştir.

F. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 21.04.2022 tarihli ve 2022/333 E., 2022/641 K. sayılı kararı

Davacı Meram Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından, kaçak elektrik kullandığı tespit edilen davalı borçlunun, bu nedenle tahakkuk ettirilen ve faturaya bağlanan tutarı halen ödemediği, fatura tutarının tahsili için başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğinden bahisle, borçlunun mal ve alacaklarına ihtiyati haciz konulması ve haksız itirazın iptali istemiyle açılan davaya bakan Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesince; ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen 11.01.2022 tarihli ve 2022/23 E. sayılı ara kararına karşı, davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince; davacı elektrik şirketi tarafından davalı hakkında abonesiz elektrik kullanıldığına ilişkin kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiği, davalı kooperatifin başkanı hakkında Asliye Ceza Mahkemesince karşılıksız yararlanma suçu nedeniyle mahkumiyet kararı verildiği, kararın Yargıtayca onanarak kesinleştiği, kaçak elektrik tespit tutanaklarının düzenlendiği tarih itibariyle maddi olgulara ilişkin tespitleri içerdiği, kaçak elektrik tespit tutanağı ve ceza dosyası dikkate alındığında yaklaşık ispatın gerçekleştiği gerekçesiyle, başvurunun kabulü ile teminat karşılığı ihtiyati haciz konulmasına, kesin olarak karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

A. Uyuşmazlık

Benzer olaylarda Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasındaki uyuşmazlık; bir özel hukuk tüzel kişisi olan (dağıtım lisansına sahip) dağıtım şirketine bağlı görevliler tarafından abonenin kaçak elektrik kullandığı tespiti üzerine düzenlenen tutanak ile ekindeki belgelerin, sonrasında bu tutanak nedeniyle ilgili mevzuat uyarınca tahakkuk ettirilen faturalar nedeniyle yapılan ihtiyati haciz başvurusunda yaklaşık ispata elverişli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

B. İlgili Hukuk

1. 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi,

2. 2004 sayılı Kanun’un 257 ve 258 inci maddeleri,

3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 390 ıncı maddesinin (3) numaralı fıkrası,

4. Dairemizin 21.10.2021 tarihli ve 2021/4894 E., 2021/10580 K. sayılı ilamı,

5. Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 12.12.2019 tarihli ve 2019/2300 E., 2019/5531 K. sayılı ilamı,

6. Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 25.10.2016 tarihli ve 2016/5783 E., 2016/4664 K. sayılı ilamı,

7. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından hazırlanan ve 30 Mayıs 2018 tarihli ve 30436 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin (Yönetmelik) 42 ve 43 üncü maddeleri.

C. Değerlendirme

1. 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinde sayılan kişi ve kurumlara tanınan uyuşmazlığın giderilmesini talep etme hakkı, mutlak biçimde her uyuşmazlığın esasına yönelik çözüm geliştirilmesine imkân vermez. Uyuşmazlığın giderilmesinin gerekip gerekmediği veya hangi daire kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği yönündeki karar, Yargıtay ilgili hukuk dairesince verilir. İlgili daire, uyuşmazlığı mutlaka başvuruya konu daire kararları çerçevesinde ele alıp gidermek zorunda değildir (Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 11.12.2023 tarihli ve 2023/19374 E., 2023/19271 K., 02.02.2024 tarihli ve 2024/972 E., 2024/1476 K. sayılı ilamları).

2. Uyuşmazlığın giderilmesi başvurusuna konu; (F) bendinde belirtilen kararın abone olmayanın kaçak elektrik kullanımı (haksız fiil), (Ç) ve (D) bentlerinde belirtilen kararların abonenin normal tüketim bedelini ödememesi (karşılıklı borç yükleyen sözleşmeden doğan borcun ifa edilmemesi), (A), (B), (C) ve (E) bentlerinde belirtilen kararların abonenin kaçak elektrik kullanımı (sözleşmeye aykırılık) fillerine ilişkin olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın abonenin kaçak elektrik kullanımına (sözleşmeye aykırılık) ilişkin (A), (B), (C) ve (E) bentlerinde belirtilen kararlar hakkında yapılmasına karar verildikten sonra, konuya ilişkin mevzuat hükümlerinin incelenmesine geçilmiştir.

3. 2004 sayılı Kanun’un “İhtiyati haciz şartları” kenar başlıklı 257 nci maddesi şöyledir; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.

Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:

1 – Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;

2– Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa;

Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”,

4. Aynı Kanun’un “İhtiyati haciz kararı” kenar başlıklı 258 inci maddesi; “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.

Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir.

İhtiyati haciz talebinin reddi kararı gerekçeli olarak verilir ve bu karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Yüzüne karşı aleyhinde ihtiyati haciz kararı verilen taraf da istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruları öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.” hükmünü içermektedir.

5. 6100 sayılı Kanun’un “İhtiyati tedbir talebi” kenar başlıklı 390 ıncı maddesinin (3) numaralı fıkrası; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünü içermektedir. Anılan maddenin gerekçesinin yaklaşık ispata ilişkin bölümü ise şöyledir; “...Geçici hukukî koruma yargılamasını, asıl hukukî korumadan ayıran diğer bir özellik ispat ölçüsü bakımındadır. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada) yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hâkim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez. Örneğin, bir alacak davasında taraflardan biri bir sözleşmenin varlığına dayanıyorsa, hâkim bu sözleşmenin varlığı konusunda (mevcut ispat yükü ve delil kuralları çerçevesinde) tam bir kanaate sahip olmalıdır. Yani, zayıf veya kuvvetli bir ihtimal, karar vermek için yeterli değildir. Sözleşmenin varlığı konusunda tam kanaat uyanmazsa, o zaman, ispat yükü kendine düşen tarafın aleyhine bir karar verilmesi gerekir. Ancak, kanun koyucu, bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hâkime, bu durumu belirterek, ispat ölçüsünü düşürme imkânı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön, karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın, bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir. Tam ispatın arandığı durumlarda, bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hâkim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukukî korumalara özelde ihtiyatî tedbire ve ihtiyatî hacze karar verilirken, haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. Geçici hukukî korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle, yaklaşık ispat yeterli görülmüştür. Bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak, doktrinde kabul gören ifade Tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.”

6. Yukarıda yer verilen, Dairemizin 21.10.2021 tarihli ilamının ilgili bölümü şöyledir; “...Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mesken abonesi olan davacı hakkında, dağıtım lisansına sahip tüzel kişi olan davalı şirkete bağlı görevliler tarafından düzenlenen 01/03/2016 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağında, abonenin nötr kumanda (kontaktör) kullanarak kaçak elektrik kullandığı tespit edilmiştir.

Davaya konu 01.03.2016 tarihli tutanağın, bir özel hukuk tüzel kişisi olduğu tartışmasız olan davalı şirkette hizmet akdiyle çalışan görevliler tarafından düzenlenmiş olduğu gözetildiğinde, HMK’nın 204 üncü maddesinin ikinci fıkrasında hüküm altına alınan belgelerden olmadığı tartışmasızdır. Eş söyleyişle, kaçak elektrik tutanağı, aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden değildir.

Diğer taraftan, yukarıda açıklanan yönetmelik hükümleri özellikle “Kaçak elektrik enerjisi tüketiminin tespit edilmesinde, ilgili tüzel kişinin tespitini doğru bulgu ve belgelere dayandırması ve tüketici haklarının ihlal edilmemesi esastır.” şeklindeki düzenleme ile menfi tespit davalarındaki genel kural birlikte değerlendirildiğinde; ispat yükü, abonesi olan davacının sözleşme hükümlerine aykırı olarak kaçak elektrik kullandığı yönündeki tespite dayanarak davaya konu bedeli talep eden davalı şirkete aittir.

Şu durumda; Adalet Bakanlığının “kaçak elektrik tutanağının aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olması nedeniyle öncelikle kaçak tespit tutanağının düzenlendiği tarih itibarıyla yürürlükte olan yönetmelik hükümleri uyarınca, davalı şirketin davacıdan isteyebileceği kaçak kullanım bedelinin hesaplanarak denetime elverişli rapor alınması ve hâsıl olacak sonuca göre karar verilmesi” gerektiği yönündeki kanun yararına temyiz itirazının reddi gerekir...”,

7. Yukarıda yer verilen, Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 12.12.2019 tarihli ilamının ilgili bölümü şöyledir;

“…2004 sayılı İİK'nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ''alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması'' yeterlidir. Mahkemenin ''alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından'' anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır. Bu hükümdeki yaklaşık ispat kuralından hareketle, somut olayda ihtiyati haciz talep eden vekilince sunulan sözleşme, ihtarname ve kat ihtarının tebliğine ilişkin PTT çıktıları, ihtiyati haciz kararı vermeye elverişlidir. İhtiyati hacze itiraza dayanak olan sair hususların genel yargılamada değerlendirilebilecek hususlar olduğu gözetilerek, ihtiyati hacze itiraz edenlerin itirazlarının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.”,

8. Yukarıda yer verilen, Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 25.10.2016 tarihli ilamının ilgili bölümü şöyledir;

“...Talep ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İİK'nun 257 vd. maddeleri gereğince para borcu alacaklısı rehinle temin edilmemiş bir alacağı için borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ile alacaklarını haczettilebilir. Ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için tam ispat gerekmemekte olup, mahkemenin alacağın ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığına kanaat getirmesi yeterlidir (İİK'nun 258/1- gerçeğe benzerlik karinesi).

Somut olayda, talep eden alacağının dayanağı olarak tek taraflı olarak düzenlediği sözleşmeye dayalı faturayı göstermiştir. Ne var ki, fatura iade edilmiştir. Bu durumda, mahkemeye alacağın varlığına kanaat getirilecek yeterli delil sunulmadığından, ihtiyati haciz kararının koşulları mevcut değildir...”

9. Yukarıda yer verilen Yönetmelik’in “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Tüketimi” başlıklı Yedinci Bölümünün ilgili maddeleri şöyledir;

Kaçak elektrik enerjisi tüketimi halleri

MADDE 42 – (1) Gerçek veya tüzel kişinin kullanım yerine ilişkin olarak;

a) Perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşma olmaksızın dağıtım sistemine müdahale ederek elektrik enerjisi tüketmesi,

b) Perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşması mevcutken ayrı bir hat çekmek suretiyle dağıtım sistemine müdahale ederek sayaçtan geçirilmeksizin elektrik enerjisi tüketmesi,

c) Perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşması mevcutken sayaçlara veya ölçü sistemine müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtan geçirilerek, mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi,

ç) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, mücbir sebep halleri dışında açması,

kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilir.

Kaçak elektrik enerjisi tespit süreci

MADDE 43 – (1) 42 nci maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bendi kapsamında doğrudan dağıtım sistemine yapılan müdahalelerde dağıtım sistemine olan bağlantılar ortadan kaldırılır. Kullanım yerinde EK-5’te yer alan kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlenir ve kullanım yerinin elektriği kesilir.

(2) 42 nci maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sayaca müdahale edildiğine ilişkin şüpheye sebep olacak bir bulguya rastlanılması halinde aşağıda belirtilen kaçak tespit süreci başlatılır;

a) Sayaç sökülerek yerine uygun bir sayaç takılmak sureti ile mevcut sayaç incelemeye alınır.

b) Sökülen ve takılan sayaçlarla ilgili EK-6’da yer alan sayaç değiştirme tutanağı düzenlenir.

c)İnceleme sonucunda sayaca müdahale edilerek tüketimin doğru tespit edilmesinin engellenmesi suretiyle elektrik enerjisinin eksik veya hatalı ölçülerek veya hiç ölçülmeden tüketildiğinin laboratuvar raporu ile tespiti halinde EK-5’te yer alan kaçak tespit tutanağı düzenlenir.

ç) Laboratuvar raporu, kaçak elektrik tespit tutanağı ve ödeme bildirimi beraber tüketiciye bildirilir ve aynı süre içerisinde kesme bildirimi düzenlenmek suretiyle kullanım yerinin elektriği kesilir.

(3) 42 nci maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi kapsamında kullanım yerinde EK-5’te yer alan kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlenir ve kullanım yerinin elektriği kesilir.

(4) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi, kaçak tespit süreci sonucunda kaçak elektrik enerjisi tüketimi tespit edilen gerçek veya tüzel kişiler ile ilgili Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunur.

(5) Kaçak elektrik enerjisi tüketiminin tespit edilmesinde, ilgili tüzel kişinin tespitini doğru bulgu ve belgelere dayandırması ve tüketici haklarının ihlal edilmemesi esastır.

(6) Bu madde kapsamında düzenlenen kaçak elektrik tüketim faturası en geç 3 iş günü içerisinde tüketiciye gönderilir.

(7) Bu madde kapsamında yapılan tespit ve işlemler kullanım yerini de içerecek şekilde fotoğraflanır ve iletişim bilgilerinin bulunması halinde kalıcı veri saklayıcısıyla da tüketiciler bilgilendirilir.”

10. Yapılan bu açıklamalar ışığında başvuru incelendiğinde; abonenin kaçak elektrik kullandığı yönündeki tutanaklar, Yönetmelik’in “Kaçak elektrik enerjisi tespit süreci” başlıklı 43 üncü maddesinde belirtilen hallerin tespiti durumunda ilgili dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından düzenlenmektedir. Diğer bir anlatımla kaçak elektrik kullanımının çeşitli yöntemlerle yapılabilmesi nedeniyle tespit işlemleri için farklı usuller ve buna bağlı olarak yapılacak çeşitli işlemler öngörülmüştür. Bu nedenle, her uyuşmazlıkta somut olayın özellikleri ile bildirilen delillerin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir.

11. Bu itibarla, elektrik abonesinin kaçak elektrik kullandığı tespiti üzerine ilgili mevzuat uyarınca tahakkuk ettirilen faturalar nedeniyle yapılan ihtiyati haciz başvurularında; somut olayın özellikleri ile bildirilen delillerden, alacağın ve 2004 sayılı Kanun’un 257 ve devamı maddelerinde öngörülen ihtiyati haciz koşullarının varlığı kanaatine varan mahkemenin, ölçülülük ilkesine uygun düşecek şekilde ihtiyati haciz kararı verebileceğine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin kesin nitelikteki kararları arasındaki görüş ve uygulama uyuşmazlığının bu şekilde giderilmesine karar vermek gerekmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Elektrik abonesinin kaçak elektrik kullandığı tespiti üzerine ilgili mevzuat uyarınca tahakkuk ettirilen faturalar nedeniyle yapılan ihtiyati haciz başvurularında; somut olayın özellikleri ile bildirilen delillerden, alacağın ve 2004 sayılı Kanun’un 257 ve devamı maddelerinde öngörülen ihtiyati haciz koşullarının varlığı kanaatine varan mahkemenin, ölçülülük ilkesine uygun düşecek şekilde ihtiyati haciz kararı verebileceğine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin kesin nitelikteki kararları arasındaki görüş ve uygulama uyuşmazlığının bu şekilde giderilmesine,

2. Dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine,

3. Karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemelerinin hukuk dairelerine bildirilmesi için Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliğine gönderilmesine,

25.03.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.

Başkan              Üye                            Üye                 Üye                    Üye
Ömer Kerkez      Nurten Abacı Utku     Filiz Pınarcı     Halil Özdemir     Emir Ateş