EN YAKIN MİRASÇILARIN MİRASIN REDDİ KARARININ KESİNLEŞMESİ HALİNDE MAHALLİN SULH HAKİMİNE DURUM BİLDİRİLEREK MİRAS İFLAS KURALLARINA GÖRE TASFİYE EDİLMELİDİR.
T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2022/6382
Karar No : 2024/64
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 14.06.2022
SAYISI : 2021/1617 E., 2022/1005 K.
Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, terditli olarak tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin ve murislerinin dava konusu taşınmazların 5,000m²'sini malik ve zilyet olarak tasarrufları altında bulundurmalarına rağmen tapu kütüğüne malik olarak yazılamadıklarını, 17.05.1974 tarihli düzenleme satış sözleşmesi nedeniyle haklarının tespiti ile; Antalya ili, Aksu İlçesi, Keşirler Mahallesi 1932 ada 1, 2 ve 5 parsel, 2401 parsel, 1432 parsel, 1433 parsel ve 1434 parsel sayılı taşınmazlardaki davalı Mazlum A. ve Mazlum A. varislerine ait hisselerin noter satış vaadi sözleşmeleri uyarınca toplamda 5,000m²'sinin tapularının iptali ile müvekkilleri adına tapuya tesciline, mümkün değil ise ifa yoksunluğundan kaynaklanan gerçek ve güncel müspet zararlarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı itirazında bulunarak, dava konusu taşınmazların, sözleşme tarihinde orman olarak tahdit edilmiş, devletin mülkü ve tasarrufundaki taşınmazlar olduklarını, satış vaadi sözleşmesine konu edilemeyeceklerini; 1957 yılında yapılan tapulama sırasında ise Hazine adına orman olarak tapuya tescil edildiğini, 1991 yılında yapılan kadastro çalışmalarında ise, Hazine adına orman toprağı olarak tespit ve kayıt edildiğini; müvekkilinin bu yerlere fiilen hiç zilyet olmadığını, davacı tarafın miras bırakanlarına da bu zilyetliğin devir edilmediği gibi, davacı tarafın fiili zilyetliğinin de hiç gerçekleşmediğini, Antalya 1. Noterliğinin 17.05.1974 tarih ve 11253 yevmiye No.lu düzenleme satış mukavelesinin ikinci sayfasında müvekkili Cafer P.'ın "...iş bu yerlerin ferağını mal sahibinden aldıktan sonra bizzat ben kendim vereceğim..." demek suretiyle şarta bağlandığını, satış vaadi sözleşmelerinin şartı bağlı olarak yapılamayacağını, iştirak halinde mülkiyete konu malların satış veya satış vaadi ile satılamayacağını, sözleşmelerin geçerli olduğu sayılsa bile sözleşme yapılırken sözleşmenin geçersiz olduğu hallerde tazminat hesabını denkleştirici adalet ilkesi uyarınca değer olarak düşük tutularak tazminatın hesaplanması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bilirkişi raporlarından tapunun 33. sırasına kayıtlı taşınmazın 233000 metre kare ile 1 - 33 arası özel parsellere itiraz edildiği ve miras taksim sözleşmesi ile tefrik edilen davalı Mazlum A.'a bırakılan 60.000 metre karelik yerlerin 13, 3, 5, 25, 17 ve 14 No.lu özel parseller olduğu ve bu parsellerin tefrik edilen davalı Mazlum A.'un 60.000 metre karelik yerini kapsadığı açıklanmıştır. Mazlum A.'un bu yerlerden 13 No.lu özel parselin de kendi içerisinde tefrik edilerek 5000 metre karelik yerin 6 No.lu özel bölümünü Cafer P.'a satmayı vaad ettiği, Cafer P.'ın da 6 No.lu özel bölümü davacılar murisine satmayı vaad ettiğinin anlaşıldığı; 6 No.lu bölümün belirlenebilir olması nedeni ile sözleşmenin geçerli bir sözleşme olduğu, baştan geçerli olan bir sözleşmenin sonradan yapılan kamulaştırma işlemi ile ifası geçersiz hale geldiğinden bu durumda davacının davalı taraftan taşınmazın tapusunun iptalini isteme hakkı ortadan kalksa bile artık zararı müspet bir zarar olacağından ve müspet zararın kapsamını taşınmazın dava açıldığı tarihteki piyasa raiç bedeli karşılayacağından davacı tarafın usulüne uygun olarak yapmış olduğu bedel artırım dilekçesi de dikkate alınarak davacının müspet zararının taşınmazın dava açıldığı tarihteki raiç bedelinin olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili;
1. Davacıların iş bu davayı terditli dava olarak açmasının mümkün olmadığını, davacıların davanın açıldığı tarihte, dava konusu edilmek istenen yerin tamamının Antalya Devlet Havalimanı olduğunu bildiklerini, arazileri satış vaadi sözleşmesi ile satılmasının mümkün olmayan mülklerden olduğunu,
2. Davacı tarafından devir ve teslim zilyetlik olayının araştırılması ve ispatlanması gerektiği, tarafların hiçbir zaman fiili zilyetliğinin bulunmadığını,
3. Zamanaşımı itirazlarının gerekçeli kararda değerlendirilmediğini,
4. Aynı yerlere ilişkin olarak Gürel K. vekili Av. S.P. tarafından, müvekkili aleyhine açılmış bulunulan Antalya 9. Asliye Mahkemesinin 2015/37 Esas sayılı dosyası ve içinde sundukları savunmalar hiç nazara alınmadan karar verilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu,
5. Yapılan keşfin dahi hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, zilyetlik devrine konu yerin, Antalya Hava Meydanında neresi olduğunun keşif sırasında bulunamadığını, çünkü bu arazilerin tamamının 300 bin m²'den fazla olduğunu,
6. Dava konusu yerlerin istimlak bedelleri ve ödendiği şahısların kimler olduğunun ve de müvekkilinin istimlak bedeli olarak bir para alıp almadığını, davacılara istimlak bedeli altında bir para ödenip ödenmediğinin araştırılmadığını, tazminatın düşürülmesinin yeterince uygulanmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu taşınmazın, ilk satış vaadi borçlusu Mazlum adına tesciline dayanak Kadastro Mahkemesinin kararının kesinleştiği 14.06.2006 ile dava tarihi arasında 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı; hükme elverişli fen bilirkişinin ek raporunda davalı tarafın satışını vaat ettiği taşınmazın, davaya konu 1434 parsel sınırları içerisinde kaldığının belirlendiği açıklanmıştır. Taraflar arasındaki şekle uygun satış vaadi sözleşmelerinin geçerli olup; davacı, satış vaadi sözleşmesinin tarafı olması nedeniyle sorumluluğu bulunan kendi akidi davalı Cafer’den kamulaştırma nedeniyle ifa olanağı bulunmayan sözleşme nedeniyle taşınmazın rayiç değerini istemekte haklı olduğundan usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı mirasçılar vekili; davalı Cafer'in 01.04.2022 tarihinde vefat ettiğini, 28.04.2022 tarihinde hep birlikte mirasın reddi davasını açtıklarını, mirası reddeden müvekkillerinin taraf sıfatının kalmadığının temyiz aşamasında dikkate alınmasını,
2. Davalının vefat ettiği dosyada bilinmesine rağmen Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında bu hususu dikkate alınmadığını,
3. Zamanaşımı yönünden davanın reddi gerektiğini,
4. Taşınmazın Antalya havaalanı sahası içinde kalmış olması sebebi ile bilirkişi raporlarının karar vermeye elverişli olmadığını,
5. Dava içinde ve istinaf aşamasında ileri sürülen ifa imkansızlığının müvekkillerinin murisinden kaynaklı bir husus olmadığını, sebepsiz zenginleşme itirazlarının dikkate alınmadığını ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, kademeli olarak tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 605, 706 ve 716 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 29 ve 237 inci maddeleri, 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 89 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. Yargılama sırasında davalı Cafer P. 01.04.2022 tarihinde vefat etmiş ve Elmalı Sulh Hukuk Mahkemesinin 06.10.2022 tarih 2022/497 Esas, 2022/834 Karar sayılı ilamı ile mirasçıların mirası red ettiği anlaşıldığından, konunun miras hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gereklidir. Bu durumda, anılan mirasın reddi kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak kesinleşmesi halinde mahallin Sulh Hukuk Hakimine durum bildirilerek mirasın iflas kurallarına göre tasfiyesi sağlanmalı, anılan mahkemece atanacak ve yetkilendirilecek tereke temsilcisinin huzuru ile davaya devam olunmalıdır. Mirasın tasfiyesi işlemleri talebe bağlı işlemler olmayıp mirasın reddedildiğinin anlaşılması ile res'en yapılması gereken işlemlerdendir. Talep üzerine yapılabilirliği bu özelliğini ortadan kaldırmaz. (Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 27.1.1995 gün ve 1995/13145,1995/947; HGK'nın 29.01.1975 gün 1682-100 ve 3.7.2002 gün 15/572-577 sayılı kararları aynı doğrultudadır) Hal böyle olunca Mahkemece usuli işlemlerin yerine getirilip taraf teşkili tamamlandıktan sonra oluşan duruma göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2. Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları şimdilik incelenmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre davalı vekili diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.01.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Hikmet Onat Suna Türe Gülfem Saygılı Bayram Şen Necmi Apaydın
EN YAKIN MİRASÇILARIN MİRASIN REDDİ KARARININ KESİNLEŞMESİ HALİNDE MAHALLİN SULH HAKİMİNE DURUM BİLDİRİLEREK MİRAS İFLAS KURALLARINA GÖRE TASFİYE EDİLMELİDİR.
T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2022/6382
Karar No : 2024/64
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 14.06.2022
SAYISI : 2021/1617 E., 2022/1005 K.
Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, terditli olarak tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin ve murislerinin dava konusu taşınmazların 5,000m²'sini malik ve zilyet olarak tasarrufları altında bulundurmalarına rağmen tapu kütüğüne malik olarak yazılamadıklarını, 17.05.1974 tarihli düzenleme satış sözleşmesi nedeniyle haklarının tespiti ile; Antalya ili, Aksu İlçesi, Keşirler Mahallesi 1932 ada 1, 2 ve 5 parsel, 2401 parsel, 1432 parsel, 1433 parsel ve 1434 parsel sayılı taşınmazlardaki davalı Mazlum A. ve Mazlum A. varislerine ait hisselerin noter satış vaadi sözleşmeleri uyarınca toplamda 5,000m²'sinin tapularının iptali ile müvekkilleri adına tapuya tesciline, mümkün değil ise ifa yoksunluğundan kaynaklanan gerçek ve güncel müspet zararlarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı itirazında bulunarak, dava konusu taşınmazların, sözleşme tarihinde orman olarak tahdit edilmiş, devletin mülkü ve tasarrufundaki taşınmazlar olduklarını, satış vaadi sözleşmesine konu edilemeyeceklerini; 1957 yılında yapılan tapulama sırasında ise Hazine adına orman olarak tapuya tescil edildiğini, 1991 yılında yapılan kadastro çalışmalarında ise, Hazine adına orman toprağı olarak tespit ve kayıt edildiğini; müvekkilinin bu yerlere fiilen hiç zilyet olmadığını, davacı tarafın miras bırakanlarına da bu zilyetliğin devir edilmediği gibi, davacı tarafın fiili zilyetliğinin de hiç gerçekleşmediğini, Antalya 1. Noterliğinin 17.05.1974 tarih ve 11253 yevmiye No.lu düzenleme satış mukavelesinin ikinci sayfasında müvekkili Cafer P.'ın "...iş bu yerlerin ferağını mal sahibinden aldıktan sonra bizzat ben kendim vereceğim..." demek suretiyle şarta bağlandığını, satış vaadi sözleşmelerinin şartı bağlı olarak yapılamayacağını, iştirak halinde mülkiyete konu malların satış veya satış vaadi ile satılamayacağını, sözleşmelerin geçerli olduğu sayılsa bile sözleşme yapılırken sözleşmenin geçersiz olduğu hallerde tazminat hesabını denkleştirici adalet ilkesi uyarınca değer olarak düşük tutularak tazminatın hesaplanması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bilirkişi raporlarından tapunun 33. sırasına kayıtlı taşınmazın 233000 metre kare ile 1 - 33 arası özel parsellere itiraz edildiği ve miras taksim sözleşmesi ile tefrik edilen davalı Mazlum A.'a bırakılan 60.000 metre karelik yerlerin 13, 3, 5, 25, 17 ve 14 No.lu özel parseller olduğu ve bu parsellerin tefrik edilen davalı Mazlum A.'un 60.000 metre karelik yerini kapsadığı açıklanmıştır. Mazlum A.'un bu yerlerden 13 No.lu özel parselin de kendi içerisinde tefrik edilerek 5000 metre karelik yerin 6 No.lu özel bölümünü Cafer P.'a satmayı vaad ettiği, Cafer P.'ın da 6 No.lu özel bölümü davacılar murisine satmayı vaad ettiğinin anlaşıldığı; 6 No.lu bölümün belirlenebilir olması nedeni ile sözleşmenin geçerli bir sözleşme olduğu, baştan geçerli olan bir sözleşmenin sonradan yapılan kamulaştırma işlemi ile ifası geçersiz hale geldiğinden bu durumda davacının davalı taraftan taşınmazın tapusunun iptalini isteme hakkı ortadan kalksa bile artık zararı müspet bir zarar olacağından ve müspet zararın kapsamını taşınmazın dava açıldığı tarihteki piyasa raiç bedeli karşılayacağından davacı tarafın usulüne uygun olarak yapmış olduğu bedel artırım dilekçesi de dikkate alınarak davacının müspet zararının taşınmazın dava açıldığı tarihteki raiç bedelinin olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili;
1. Davacıların iş bu davayı terditli dava olarak açmasının mümkün olmadığını, davacıların davanın açıldığı tarihte, dava konusu edilmek istenen yerin tamamının Antalya Devlet Havalimanı olduğunu bildiklerini, arazileri satış vaadi sözleşmesi ile satılmasının mümkün olmayan mülklerden olduğunu,
2. Davacı tarafından devir ve teslim zilyetlik olayının araştırılması ve ispatlanması gerektiği, tarafların hiçbir zaman fiili zilyetliğinin bulunmadığını,
3. Zamanaşımı itirazlarının gerekçeli kararda değerlendirilmediğini,
4. Aynı yerlere ilişkin olarak Gürel K. vekili Av. S.P. tarafından, müvekkili aleyhine açılmış bulunulan Antalya 9. Asliye Mahkemesinin 2015/37 Esas sayılı dosyası ve içinde sundukları savunmalar hiç nazara alınmadan karar verilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu,
5. Yapılan keşfin dahi hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, zilyetlik devrine konu yerin, Antalya Hava Meydanında neresi olduğunun keşif sırasında bulunamadığını, çünkü bu arazilerin tamamının 300 bin m²'den fazla olduğunu,
6. Dava konusu yerlerin istimlak bedelleri ve ödendiği şahısların kimler olduğunun ve de müvekkilinin istimlak bedeli olarak bir para alıp almadığını, davacılara istimlak bedeli altında bir para ödenip ödenmediğinin araştırılmadığını, tazminatın düşürülmesinin yeterince uygulanmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu taşınmazın, ilk satış vaadi borçlusu Mazlum adına tesciline dayanak Kadastro Mahkemesinin kararının kesinleştiği 14.06.2006 ile dava tarihi arasında 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı; hükme elverişli fen bilirkişinin ek raporunda davalı tarafın satışını vaat ettiği taşınmazın, davaya konu 1434 parsel sınırları içerisinde kaldığının belirlendiği açıklanmıştır. Taraflar arasındaki şekle uygun satış vaadi sözleşmelerinin geçerli olup; davacı, satış vaadi sözleşmesinin tarafı olması nedeniyle sorumluluğu bulunan kendi akidi davalı Cafer’den kamulaştırma nedeniyle ifa olanağı bulunmayan sözleşme nedeniyle taşınmazın rayiç değerini istemekte haklı olduğundan usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı mirasçılar vekili; davalı Cafer'in 01.04.2022 tarihinde vefat ettiğini, 28.04.2022 tarihinde hep birlikte mirasın reddi davasını açtıklarını, mirası reddeden müvekkillerinin taraf sıfatının kalmadığının temyiz aşamasında dikkate alınmasını,
2. Davalının vefat ettiği dosyada bilinmesine rağmen Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında bu hususu dikkate alınmadığını,
3. Zamanaşımı yönünden davanın reddi gerektiğini,
4. Taşınmazın Antalya havaalanı sahası içinde kalmış olması sebebi ile bilirkişi raporlarının karar vermeye elverişli olmadığını,
5. Dava içinde ve istinaf aşamasında ileri sürülen ifa imkansızlığının müvekkillerinin murisinden kaynaklı bir husus olmadığını, sebepsiz zenginleşme itirazlarının dikkate alınmadığını ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, kademeli olarak tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 605, 706 ve 716 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 29 ve 237 inci maddeleri, 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 89 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. Yargılama sırasında davalı Cafer P. 01.04.2022 tarihinde vefat etmiş ve Elmalı Sulh Hukuk Mahkemesinin 06.10.2022 tarih 2022/497 Esas, 2022/834 Karar sayılı ilamı ile mirasçıların mirası red ettiği anlaşıldığından, konunun miras hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gereklidir. Bu durumda, anılan mirasın reddi kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak kesinleşmesi halinde mahallin Sulh Hukuk Hakimine durum bildirilerek mirasın iflas kurallarına göre tasfiyesi sağlanmalı, anılan mahkemece atanacak ve yetkilendirilecek tereke temsilcisinin huzuru ile davaya devam olunmalıdır. Mirasın tasfiyesi işlemleri talebe bağlı işlemler olmayıp mirasın reddedildiğinin anlaşılması ile res'en yapılması gereken işlemlerdendir. Talep üzerine yapılabilirliği bu özelliğini ortadan kaldırmaz. (Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 27.1.1995 gün ve 1995/13145,1995/947; HGK'nın 29.01.1975 gün 1682-100 ve 3.7.2002 gün 15/572-577 sayılı kararları aynı doğrultudadır) Hal böyle olunca Mahkemece usuli işlemlerin yerine getirilip taraf teşkili tamamlandıktan sonra oluşan duruma göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2. Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları şimdilik incelenmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre davalı vekili diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.01.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Hikmet Onat Suna Türe Gülfem Saygılı Bayram Şen Necmi Apaydın