KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

ERKEK EŞİN BAŞKA BİR KADINLA ORTAK FACEBOOK HESAPLARININ VE BİRLİKTE SAMİMİ FOTOĞRAFLARININ OLMASI GÜVEN SARSICI DAVRANIŞTIR.

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2023/5253
Karar No      : 2024/2337

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 11.04.2023
SAYISI                                 : 2021/20 E., 2023/762 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadını küçümsediğini, kadına ve çocuğa ilgisiz olduğunu, erkeğin eve gelmediğini, kadına fiziksel şiddet uyguladığını, iki sene önce Sevinç isimli kadın ile gayri meşru ilişkisinin olduğunu kabul ettiğini ve evi terk ettiğini iddia ederek asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 200.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata, 22.800,00 TL tazminatın iadesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarının doğru olmadığını, Sevinç isimli kadının erkeğin sigortalı çalışanı olduğunu, yaklaşık 10 yıldır tarafların cinsel hayatlarının bittiğini iddia ederek asıl davanın reddine birleşen davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin Sevinç adında bir kadınla gönül ilişkisinin olduğu, eşine karşı sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, eşine sık sık ağır küfür ve hakaretler içeren sözler sarfettiği, ayrıca eşi ve kızına karşı gereken ilgiyi göstermediği; kadının ise; cinsel ilişkiden kaçındığı ve ayrı yataklarda yattığı, bu haliyle erkeğin ağır kusurlu olduğu anlaşılmakla, asıl ve karşı davanın kabulüne evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, çocuk ergin olduğundan velâyet ve iştirak nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, 22.800,00 TL tazminatın ödenmesine ilişkin talebin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve karşı davanın kabulünün hatalı olduğu, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının düşük olduğu yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; asıl davanın kabulü, yerel mahkemece delillerin tam ve gereği gibi değerlendirilmediğini, nafakanın artırılmasının davalının geçimini imkansız hale getirdiğini, hükmedilen tazminatların haksız ve fahiş olduğunu bildirerek, kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı- davalı kadının, iş yerinden aldığı ve davalı-davacı erkek tarafından el konulan 22.800,00 TL ile ilgili tazminat talebinin boşanma davasının fer'îsi niteliğinde olmaması, nisbi harca bağlı ayrı bir dava olması sebebiyle, eksik nispi harç tamamlattırılmadan ve görev hususu değerlendirilmeden, "Davacı davalının 22.800 TL tazminatın ödenmesine ilişkin talebinin feragat nedeniyle reddine," karar verilmesi doğru değil ise de, bu konuda açık istinaf talebi bulunmadığından, bu yanlışlığın eleştirilmesi gerektiği, anlaşılmakla taraf vekillerinin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve karşı davanın kabulünün hatalı olduğu, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının düşük olduğu yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; asıl davanın kabulü, yerel mahkemece delillerin tam ve gereği gibi değerlendirilmediğini, nafakanın artırılmasının davalının geçimini imkansız hale getirdiğini, hükmedilen tazminatların haksız ve fahiş olduğunu bildirerek, kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasında; geçimsizlik bulunup bulunmadığı, varsa geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat şartlarının mevcut olup olmadığı,mevcutsa miktaların hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası,175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle erkeğin Sevinç isimli kadınla gönül ilişkisinin olduğundan erkeğe sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği kusuru yüklenmişse de; dosyada mevcut delillerden Sevinç isimli kadınla erkeğin ortak facebook hesaplarının olduğu ve birlikte samimi fotoğraflarının bulunduğu bunun dışında erkeğin Sevinç ile ilişkisinin olduğuna yönelik tanık anlatımlarının duyuma dayalı olduğu bu haliyle erkeğe sadakat yükümlülüğünü ihlal kusurunun yüklenemeyeceği ancak güven sarsıcı davranışta bulunduğu kusurunun yüklenmesi gerektiğinin anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

3. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı-davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî, manevî tazminat ve yoksulluk nafakasının miktarları yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî, manevî tazminat ve yoksulluk nafakasının miktarları yönünden BOZULMASINA,

3. Davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıdaki temyiz giderinin Baki'ye yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Sevgül'e iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan                           Üye                  Üye                 Üye                Üye
Mehmet Kasım Çetin     Rıza Sarıtaş     Çetin Durak     Sevil Kartal    Harun Can

İÇTİHAT YORUMU : Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 03 Nisan 2024 tarihli kararına göre daha fazla kusur derecesine tekabül eden sadakatsizlik vakıasına dayalı boşanma davası açısından, daha az kusur derecesine tekabül eden güven sarsıcı davranış vakıasına dayalı boşanma kararı verilebileceği ve bu doğrultuda kusur değerlendirilmesi yapılabileceği görüşüne HMK m. 26/1-c.2 hükmü gereği katılmaktayız. Kanımızca, dava az kusur derecesine tekabül eden güven sarsıcı davranış vakıasına dayalı boşanma davası açısından, daha fazla kusur derecesine tekabül eden sadakatsizlik vakıasına dayalı boşanma boşanma kararı verilemez ve bu doğrultuda kusur değerlendirilmesi HMK m. 26/1-c.2 hükmü gereği yapılamaz.

BİLGİ : Bu konu hakkındaki çalışma için bkz. KARAMERCAN, Fatih, Boşanma Davalarında Kesin Hüküm, YÜHFD, C: XVI, S: 1, Y: 2019, s. 76- 111.

https://bit.ly/3kSvrj6