FESİH VE TASFİYE DAVASI AÇILDIĞI TARİHTE DAVALI ŞİRKETİ TEMSİLE YETKİLİ ORGAN BULUNMADIĞINDAN O DAVADA ŞİRKETİ TEMSİL ETMEK ÜZERE TEMSİL KAYYIMI ATANMALIDIR.
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2022/4245
Karar No : 2024/331
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 16.05.2022
SAYISI : 2022/575 Esas, 2022/748 Karar
Taraflar arasındaki temsil kayyımı atanması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davalı şirket aleyhine açılan davanın kabulüne, davalı şahıs aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalı şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile ağabeyi davalı Recep Z.'in L. Pastörize Yumurta Tavukçuluk İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.'nin %50'şer oranında ortağı olduklarını, Recep Z.'in 24.06.2010 tarihli 2010/1 sayılı genel kurul kararı ile 10 yıl müddetle şirket müdürü olarak seçildiğini, müdürlük yetkisinin 24.06.2020 tarihinde sona ermesinden iki gün evvel 22.06.2020 tarihinde bu konuda hiçbir yetkisi olmaması rağmen şirketin tüm malvarlığını tapudan düşük satış bedelleri göstererek genel kurul kararı alınmaksızın usulsüz ve muvazaalı olarak satmış gibi göstererek tapuda devrettiğini, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/300 E. sayılı davasını açarak söz konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile şirket adına tescili ve terditli olarak müvekkilinin uğradığı zararın davalılardan müteselsilen tahsiline tedbiren dava sonuna kadar şirkete temsil kayyımı atanması, şirketin feshine ve tasfiyesine tasfiye sonucunda ortaya çıkacak tasfiye payının ticari faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesi talebinde bulunduklarını, müdürün görev süresinin sona ermesi itibariyle şirketin hale hazırda temsil organından yoksun kaldığını, devam eden davada 15.10.2021 tarihli celsede şirkete temsil kayyımı atanması yönünde kendilerine yetki ve süre verildiğini, bu nedenle işbu davanın açıldığını ileri sürerek İzmir 4 Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020/300 E. sayılı davasında L. Pastörize Yumurta Tavukçuluk İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.'ni temsil etmek üzere temsil kayyımı atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Recep Z.'in müdürlük görevinin müdür olarak atanmasına dair ortaklar kurulu kararının ilanı ile başladığını, dolayısıyla İzmir 4 Asliye Ticaret Mahkemesinin davasının açıldığı tarihte henüz müdürlük görev süresinin dolmadığını, şirketin feshedilebilmesi için uzun süreden beri organsız kalması gerektiğini, bu şartın gerçekleşmediğini, yönetim kurulunun feshi için genel kurul toplantısı yapılması gerektiğini, bunun yapılmadığını, şirketin feshi sebeplerinin oluşmadığını, şirketin vergisel vs işlerinin yine de müvekkili Recep tarafından takip edildiğini, vergi borçlarının ödendiğini savunarak davanın reddine, Mahkeme aksi kanaatte ise müvekkilinin kayyım olarak atanmasına karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yönetim kayyımı atanması şeklinde talepte bulunulmuşsa da davanın konusunun dava dilekçesinde bildirildiği üzere davalı şirkete temsil kayyımı atanması talebini oluşturduğu, bu kapsamda yapılan değerlendirmede; davalı şirketin müdürü Recep Z.'in görev süresinin 24.06.2020 tarihinde sona erdiği, şirketin temsil organından yoksun kaldığı, İzmir 4 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/300 E. sayılı aynı zamanda şirket aleyhine açılan davada şirketin temsilinin gerektiği, bu yönüyle temsil kayyımı atanmasının yasal gereklilik ve temsil kayyımı atanması talebinin yerinde olduğu, davalı Recep Z. kendisinin kayyım olarak atanmasını talep etmiş ise de şirketin diğer ortağı davacı ile aralarındaki husumet ve Recep Z.'in İzmir 4 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/300 E. sayılı davasında şirket yanında davalı olduğu dikkate alındığında davalı Recep Z.'in kayyım olarak atanmasının tarafların menfaat dengesine uygun olmadığı, kayyımın resen tayin edilmesi gerektiği, davada L. Pastörize Yumurta Tavukçuluk İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. yanında ortak Recep Z.'in de davalı olarak gösterildiği, ancak bu dava türü itibariyle ortağa husumet yöneltilemeyeceği ve ortağın pasif husumet ehliyetinin olmadığı gerekçesiyle davalı Recep Z. aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı L. Pastörize Yumurta Tavukçuluk İç ve Dış Tic. San. Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın kabulüne, bu şirkete İzmir 4 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/300 E. sayılı davasında temsil etmek üzere bilirkişi listesinden seçilen Murat D.'nun temsil kayyımı olarak atanmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı L. Pastörize Yumurta Tic. San. Ltd. Şti.vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şirkete kayyım tayini davasında davanın niteliği gereği davalı Recep Z.'in hasım gösterilmesinin gerekli olduğunu, hasım gösterilmemesinin davayı çıkmaza sokabileceğini, bu doğrultuda mahkemece davalı Recep Z. aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin ve davalı Recep Z. lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu ileri sürmekle kararın davalı Recep Z. aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine ve davanın reddedilen kısmına göre takdir olunan 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine ilişkin kısmının kaldırılmasını ve davalı Recep Z. yönünden de davanın kabulünü istemiştir.
2. Davalı L. Pastörize Yumurta Tic. San. Ltd. Şti.vekili istinaf dilekçesinde özetle; şirketin feshi davasının 30.06.2020 tarihinde müvekkilinin görev süresinin sona ermesinden önce açıldığını, şirket yetkilisi Recep Z.'in yetkisinin 01.07.2020 (Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanma tarihi) tarihinde sona erecek olması yanında, davanın 30.06.2020 tarihinde şirketin yetkilisinin görev süresi dolmadan açıldığını, şirket yetkilisi Recep Z.'in görev süresinin 24.06.2020 tarihinde sona erdiğinin kabul edilmesinin hukuka uyarlılığının bulunmadığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 636 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereği "uzun süre" şartının oluşmadığını, şirketin feshi davasının açılmasından önce, Recep Z.'in şirkete yetki süresinin sona erdiğinin kabulü durumunda bile davacının, şirket hisselerinin yüzde ellisine sahip olup genel kurul çağrısında bulunmasının zorunlu olduğunu, müvekkil şirket yetkilisi Recep Z. 'in pandemi döneminde sokağa çıkma yasağı nedeniyle tapuya müracaat edememesi nedeniyle sokağa çıkabildiği dönemde tapuya gidebildiğini, şirketin son 10 yıllık müdürü olan Recep Z.'in ek bir bedel istemeden şirket kayyımı olmasında bir sakınca olmadığı gibi atanmasının da müvekkili şirketin tüm çıkar ve gelirleri açısından uygun olduğunu ileri sürmekle kararın kaldırılmasına, uygun görülmemesi halinde, şirketi zarara uğratacak bir faaliyetinin olmadığı gözetilerek kayyım olarak Recep Z.'in atanmasına, davacı tarafça kayyım talep edildiğinden kayyım için takdir edilen ücretin davacı tarafça yatırılmasına ve davacı tarafından kayyım atanmasından doğacak zararlar nedeniyle 500.000,00 TL teminat gösterilmesine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile limited şirketin fesih ve tasfiyesi davasında tüm ortakların davada yer alması durumunda husumetin şirkete yöneltildiği, iki ortaklı şirketlerde bir ortak tarafından diğer ortak aleyhine açılan fesih ve tasfiye davalarında şirketin de davada temsil edildiği ve taraf teşkilinin sağlandığı, somut olayda fesih ve tasfiye davasında şirket doğrudan davalı olarak gösterilmiş ise de, diğer ortak davalı şirket yanında davaya müdahil olarak davada yer aldığına ve davacı ortak da dava açan safında yer aldığına göre şirketi davada temsil yetkisinin diğer ortağa düşeceği, aslolanın her iki ortağın da davada yer alması olduğu, şirketin fesih ve tasfiyesi davasında diğer ortak davaya davalı şirket yanında müdahil olarak davada yer aldığından yerleşik içtihatlar gereğince fesih ve tasfiye davasında şirketin temsil edildiği ve taraf teşkilinin sağlandığı, fesih ve tasfiye davasında şirketin temsil edilmesine ve şirkete temsil kayyımı atanmasına gerek bulunmadığı, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken şirkete fesih ve tasfiye davası için temsil kayyımı atanmasına karar verilmesinin doğru olmadığı, davacı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı şahısla arasında menfaat çatışması bulunduğunu, davalı şahsın şirketin malvarlığını azalttığını, muvazaalı işlemler yaptığını, kötüniyetli hareket ettiğini, bu nedenlerle temsil kayyımının atanması gerektiğini, istinaf mahkemesi gerekçesinde hatalı olarak davalı şahsın müdahil olarak belirtildiğini, ancak şirketin feshi ve tasfiyesi davasında davalı olarak yer aldığını, gerekçenin de somut olayla uyuşmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; şirketin iki ortaklı olup temsil kayyımının reddi ile şirketin kullanılamaz hale geldiğini, şirketin organlarını oluşturamadığını, davalı şahsın temsil kayyımı atanması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, şirkete temsil kayyımı atanması istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6102 sayılı Kanun'un 636 ncı maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
Dava, davacının iki ortaklı limited şirketi ve şirketin tek temsilcisi olarak kötü yöneterek şirketi zararlandırdığı iddia edilen diğer ortağı davalı göstererek açtığı fesih ve tasfiye davasında şirketi temsil etmek üzere temsil kayyımı atanmasına ilişkin ara karar gereğince şirkete kayyım atanması istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince şirketin süresi dolan müdürünün temsil yetkisinin sona erdiği göz önünde tutularak şirkete kayyım atanmasına karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ve davalı şirket vekili istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf Mahkemesince diğer ortağın fesih ve tasfiye davasında yer aldığı ve bu kişi tarafından şirketin temsil edildiği, temsil kayyımı atanması koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı şirketin iki ortaklı olduğu, davalı olarak gösterilen diğer ortağın aynı zamanda şirketi temsile yetkili müdür olarak görev yaptığı ancak fesih ve tasfiye davasından önce müdürlük süresinin dolduğu uyuşmazlık konusu değildir. Fesih ve tasfiye davası açıldığı tarihte davalı şirketi temsile yetkili organ bulunmadığından o davada şirketi temsil etmek üzere temsil kayyımı atanması zorunludur. Bölge Adliye Mahkemesince bu husus gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile her iki ortağın da davada yer aldığı ve şirketin temsil olanağının devam ettiği gerekçesiyle davanın reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harçlarının istekleri halinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan V. Üye Üye Üye Üye
Ali Orhan Mehmet Cebeci Mikail Özdemir İsmail Yavuz Okan Albayrak
FESİH VE TASFİYE DAVASI AÇILDIĞI TARİHTE DAVALI ŞİRKETİ TEMSİLE YETKİLİ ORGAN BULUNMADIĞINDAN O DAVADA ŞİRKETİ TEMSİL ETMEK ÜZERE TEMSİL KAYYIMI ATANMALIDIR.
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2022/4245
Karar No : 2024/331
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 16.05.2022
SAYISI : 2022/575 Esas, 2022/748 Karar
Taraflar arasındaki temsil kayyımı atanması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davalı şirket aleyhine açılan davanın kabulüne, davalı şahıs aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalı şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile ağabeyi davalı Recep Z.'in L. Pastörize Yumurta Tavukçuluk İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.'nin %50'şer oranında ortağı olduklarını, Recep Z.'in 24.06.2010 tarihli 2010/1 sayılı genel kurul kararı ile 10 yıl müddetle şirket müdürü olarak seçildiğini, müdürlük yetkisinin 24.06.2020 tarihinde sona ermesinden iki gün evvel 22.06.2020 tarihinde bu konuda hiçbir yetkisi olmaması rağmen şirketin tüm malvarlığını tapudan düşük satış bedelleri göstererek genel kurul kararı alınmaksızın usulsüz ve muvazaalı olarak satmış gibi göstererek tapuda devrettiğini, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/300 E. sayılı davasını açarak söz konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile şirket adına tescili ve terditli olarak müvekkilinin uğradığı zararın davalılardan müteselsilen tahsiline tedbiren dava sonuna kadar şirkete temsil kayyımı atanması, şirketin feshine ve tasfiyesine tasfiye sonucunda ortaya çıkacak tasfiye payının ticari faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesi talebinde bulunduklarını, müdürün görev süresinin sona ermesi itibariyle şirketin hale hazırda temsil organından yoksun kaldığını, devam eden davada 15.10.2021 tarihli celsede şirkete temsil kayyımı atanması yönünde kendilerine yetki ve süre verildiğini, bu nedenle işbu davanın açıldığını ileri sürerek İzmir 4 Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020/300 E. sayılı davasında L. Pastörize Yumurta Tavukçuluk İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.'ni temsil etmek üzere temsil kayyımı atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Recep Z.'in müdürlük görevinin müdür olarak atanmasına dair ortaklar kurulu kararının ilanı ile başladığını, dolayısıyla İzmir 4 Asliye Ticaret Mahkemesinin davasının açıldığı tarihte henüz müdürlük görev süresinin dolmadığını, şirketin feshedilebilmesi için uzun süreden beri organsız kalması gerektiğini, bu şartın gerçekleşmediğini, yönetim kurulunun feshi için genel kurul toplantısı yapılması gerektiğini, bunun yapılmadığını, şirketin feshi sebeplerinin oluşmadığını, şirketin vergisel vs işlerinin yine de müvekkili Recep tarafından takip edildiğini, vergi borçlarının ödendiğini savunarak davanın reddine, Mahkeme aksi kanaatte ise müvekkilinin kayyım olarak atanmasına karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yönetim kayyımı atanması şeklinde talepte bulunulmuşsa da davanın konusunun dava dilekçesinde bildirildiği üzere davalı şirkete temsil kayyımı atanması talebini oluşturduğu, bu kapsamda yapılan değerlendirmede; davalı şirketin müdürü Recep Z.'in görev süresinin 24.06.2020 tarihinde sona erdiği, şirketin temsil organından yoksun kaldığı, İzmir 4 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/300 E. sayılı aynı zamanda şirket aleyhine açılan davada şirketin temsilinin gerektiği, bu yönüyle temsil kayyımı atanmasının yasal gereklilik ve temsil kayyımı atanması talebinin yerinde olduğu, davalı Recep Z. kendisinin kayyım olarak atanmasını talep etmiş ise de şirketin diğer ortağı davacı ile aralarındaki husumet ve Recep Z.'in İzmir 4 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/300 E. sayılı davasında şirket yanında davalı olduğu dikkate alındığında davalı Recep Z.'in kayyım olarak atanmasının tarafların menfaat dengesine uygun olmadığı, kayyımın resen tayin edilmesi gerektiği, davada L. Pastörize Yumurta Tavukçuluk İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. yanında ortak Recep Z.'in de davalı olarak gösterildiği, ancak bu dava türü itibariyle ortağa husumet yöneltilemeyeceği ve ortağın pasif husumet ehliyetinin olmadığı gerekçesiyle davalı Recep Z. aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı L. Pastörize Yumurta Tavukçuluk İç ve Dış Tic. San. Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın kabulüne, bu şirkete İzmir 4 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/300 E. sayılı davasında temsil etmek üzere bilirkişi listesinden seçilen Murat D.'nun temsil kayyımı olarak atanmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı L. Pastörize Yumurta Tic. San. Ltd. Şti.vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şirkete kayyım tayini davasında davanın niteliği gereği davalı Recep Z.'in hasım gösterilmesinin gerekli olduğunu, hasım gösterilmemesinin davayı çıkmaza sokabileceğini, bu doğrultuda mahkemece davalı Recep Z. aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin ve davalı Recep Z. lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu ileri sürmekle kararın davalı Recep Z. aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine ve davanın reddedilen kısmına göre takdir olunan 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine ilişkin kısmının kaldırılmasını ve davalı Recep Z. yönünden de davanın kabulünü istemiştir.
2. Davalı L. Pastörize Yumurta Tic. San. Ltd. Şti.vekili istinaf dilekçesinde özetle; şirketin feshi davasının 30.06.2020 tarihinde müvekkilinin görev süresinin sona ermesinden önce açıldığını, şirket yetkilisi Recep Z.'in yetkisinin 01.07.2020 (Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanma tarihi) tarihinde sona erecek olması yanında, davanın 30.06.2020 tarihinde şirketin yetkilisinin görev süresi dolmadan açıldığını, şirket yetkilisi Recep Z.'in görev süresinin 24.06.2020 tarihinde sona erdiğinin kabul edilmesinin hukuka uyarlılığının bulunmadığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 636 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereği "uzun süre" şartının oluşmadığını, şirketin feshi davasının açılmasından önce, Recep Z.'in şirkete yetki süresinin sona erdiğinin kabulü durumunda bile davacının, şirket hisselerinin yüzde ellisine sahip olup genel kurul çağrısında bulunmasının zorunlu olduğunu, müvekkil şirket yetkilisi Recep Z. 'in pandemi döneminde sokağa çıkma yasağı nedeniyle tapuya müracaat edememesi nedeniyle sokağa çıkabildiği dönemde tapuya gidebildiğini, şirketin son 10 yıllık müdürü olan Recep Z.'in ek bir bedel istemeden şirket kayyımı olmasında bir sakınca olmadığı gibi atanmasının da müvekkili şirketin tüm çıkar ve gelirleri açısından uygun olduğunu ileri sürmekle kararın kaldırılmasına, uygun görülmemesi halinde, şirketi zarara uğratacak bir faaliyetinin olmadığı gözetilerek kayyım olarak Recep Z.'in atanmasına, davacı tarafça kayyım talep edildiğinden kayyım için takdir edilen ücretin davacı tarafça yatırılmasına ve davacı tarafından kayyım atanmasından doğacak zararlar nedeniyle 500.000,00 TL teminat gösterilmesine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile limited şirketin fesih ve tasfiyesi davasında tüm ortakların davada yer alması durumunda husumetin şirkete yöneltildiği, iki ortaklı şirketlerde bir ortak tarafından diğer ortak aleyhine açılan fesih ve tasfiye davalarında şirketin de davada temsil edildiği ve taraf teşkilinin sağlandığı, somut olayda fesih ve tasfiye davasında şirket doğrudan davalı olarak gösterilmiş ise de, diğer ortak davalı şirket yanında davaya müdahil olarak davada yer aldığına ve davacı ortak da dava açan safında yer aldığına göre şirketi davada temsil yetkisinin diğer ortağa düşeceği, aslolanın her iki ortağın da davada yer alması olduğu, şirketin fesih ve tasfiyesi davasında diğer ortak davaya davalı şirket yanında müdahil olarak davada yer aldığından yerleşik içtihatlar gereğince fesih ve tasfiye davasında şirketin temsil edildiği ve taraf teşkilinin sağlandığı, fesih ve tasfiye davasında şirketin temsil edilmesine ve şirkete temsil kayyımı atanmasına gerek bulunmadığı, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken şirkete fesih ve tasfiye davası için temsil kayyımı atanmasına karar verilmesinin doğru olmadığı, davacı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı şahısla arasında menfaat çatışması bulunduğunu, davalı şahsın şirketin malvarlığını azalttığını, muvazaalı işlemler yaptığını, kötüniyetli hareket ettiğini, bu nedenlerle temsil kayyımının atanması gerektiğini, istinaf mahkemesi gerekçesinde hatalı olarak davalı şahsın müdahil olarak belirtildiğini, ancak şirketin feshi ve tasfiyesi davasında davalı olarak yer aldığını, gerekçenin de somut olayla uyuşmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; şirketin iki ortaklı olup temsil kayyımının reddi ile şirketin kullanılamaz hale geldiğini, şirketin organlarını oluşturamadığını, davalı şahsın temsil kayyımı atanması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, şirkete temsil kayyımı atanması istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6102 sayılı Kanun'un 636 ncı maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
Dava, davacının iki ortaklı limited şirketi ve şirketin tek temsilcisi olarak kötü yöneterek şirketi zararlandırdığı iddia edilen diğer ortağı davalı göstererek açtığı fesih ve tasfiye davasında şirketi temsil etmek üzere temsil kayyımı atanmasına ilişkin ara karar gereğince şirkete kayyım atanması istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince şirketin süresi dolan müdürünün temsil yetkisinin sona erdiği göz önünde tutularak şirkete kayyım atanmasına karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ve davalı şirket vekili istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf Mahkemesince diğer ortağın fesih ve tasfiye davasında yer aldığı ve bu kişi tarafından şirketin temsil edildiği, temsil kayyımı atanması koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı şirketin iki ortaklı olduğu, davalı olarak gösterilen diğer ortağın aynı zamanda şirketi temsile yetkili müdür olarak görev yaptığı ancak fesih ve tasfiye davasından önce müdürlük süresinin dolduğu uyuşmazlık konusu değildir. Fesih ve tasfiye davası açıldığı tarihte davalı şirketi temsile yetkili organ bulunmadığından o davada şirketi temsil etmek üzere temsil kayyımı atanması zorunludur. Bölge Adliye Mahkemesince bu husus gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile her iki ortağın da davada yer aldığı ve şirketin temsil olanağının devam ettiği gerekçesiyle davanın reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harçlarının istekleri halinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan V. Üye Üye Üye Üye
Ali Orhan Mehmet Cebeci Mikail Özdemir İsmail Yavuz Okan Albayrak