FİİLEN ÖDEME GÜNÜNDEKİ BEDELİN TAHSİLİNE ŞEKLİNDE İNFAZDA TEREDDÜT OLUŞTURACAK BİR HÜKÜM KURULAMAZ.
T.C.
Y A R G I T A Y
2. Hukuk Dairesi
ESAS NO: KARAR NO:
2022/2996 2022/3975
TÜRK MİLLETİ ADINA
Y A R G I T A Y İ L A M I
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, ziynet alacağı davasında ziynetlerin değerlerinin fiili teslim tarihine göre belirlenmemesi yönünden; davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, velâyet ve ziynet alacağının kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
b- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat çoktur. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî (TMK m. 174/1) ve manevî (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Davacı kadın dava dilekçesinde belirttiği ziynetlerin rızası olmadan davalı tarafından bozdurulduğunu, ziynetlerin aynen iadesini mümkün olmadığı takdirde teslim tarihindeki bedellerinin yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonrasında; davanın kısmen kabulü ile kararda belirtilen ziynetlerin aynen mevcut olmadığı takdirde bedelleri toplamı olan 91.570,00TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacağa dava tarihi olan 25.04.2017 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş, kararın ziynetler yönünden de taraflarca istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş ve taraflarca yukarıda belirtildiği şekilde temyiz edilmiştir.
Yapılan soruşturma ve toplanan delilere göre, davacı tarafından ziynetlerin aynen iadesi, aynen iade mümkün olmadığı takdirde teslim tarihindeki bedellerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiş olup, dava tarihindeki bedellerin tahsiline ilişkin bir talebi bulunmamaktadır. Fiilen ödeme günündeki bedelin tahsiline şeklinde infazda tereddüt oluşturacak bir hüküm kurulamayacağına göre mahkemece bu talebin reddine, kabul edilen ziynetlerin aynen iadesine karar verilmesi ve aynen iadesine karar verilen ziynetlerin açıklanan değerlerinin harca esas değer olduğu ve infaz aşamasında dikkate alınamayacağı da gözetilerek aynen iade kararı ile yetinilmesi gerekirken, talep dışına çıkılarak dava tarihindeki bedelin tahsiline şeklinde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1/b ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1/a bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 26.04.2022 (Salı)
Başkan Üye Üye Üye Üye
Ömer Uğur Gençcan Rıza Sarıtaş Çetin Durak Harun Can Hatıran Alper
FİİLEN ÖDEME GÜNÜNDEKİ BEDELİN TAHSİLİNE ŞEKLİNDE İNFAZDA TEREDDÜT OLUŞTURACAK BİR HÜKÜM KURULAMAZ.
T.C.
Y A R G I T A Y
2. Hukuk Dairesi
ESAS NO: KARAR NO:
2022/2996 2022/3975
TÜRK MİLLETİ ADINA
Y A R G I T A Y İ L A M I
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, ziynet alacağı davasında ziynetlerin değerlerinin fiili teslim tarihine göre belirlenmemesi yönünden; davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, velâyet ve ziynet alacağının kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
b- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat çoktur. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî (TMK m. 174/1) ve manevî (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Davacı kadın dava dilekçesinde belirttiği ziynetlerin rızası olmadan davalı tarafından bozdurulduğunu, ziynetlerin aynen iadesini mümkün olmadığı takdirde teslim tarihindeki bedellerinin yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonrasında; davanın kısmen kabulü ile kararda belirtilen ziynetlerin aynen mevcut olmadığı takdirde bedelleri toplamı olan 91.570,00TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacağa dava tarihi olan 25.04.2017 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş, kararın ziynetler yönünden de taraflarca istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş ve taraflarca yukarıda belirtildiği şekilde temyiz edilmiştir.
Yapılan soruşturma ve toplanan delilere göre, davacı tarafından ziynetlerin aynen iadesi, aynen iade mümkün olmadığı takdirde teslim tarihindeki bedellerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiş olup, dava tarihindeki bedellerin tahsiline ilişkin bir talebi bulunmamaktadır. Fiilen ödeme günündeki bedelin tahsiline şeklinde infazda tereddüt oluşturacak bir hüküm kurulamayacağına göre mahkemece bu talebin reddine, kabul edilen ziynetlerin aynen iadesine karar verilmesi ve aynen iadesine karar verilen ziynetlerin açıklanan değerlerinin harca esas değer olduğu ve infaz aşamasında dikkate alınamayacağı da gözetilerek aynen iade kararı ile yetinilmesi gerekirken, talep dışına çıkılarak dava tarihindeki bedelin tahsiline şeklinde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1/b ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1/a bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 26.04.2022 (Salı)
Başkan Üye Üye Üye Üye
Ömer Uğur Gençcan Rıza Sarıtaş Çetin Durak Harun Can Hatıran Alper