FİZİKSEL ŞİDDETTEN SONRA TARAFLAR EVLİLİK BİRLİĞİNİ ÜÇ AY SÜREYLE DEVAM ETTİRDİKLERİNDEN ŞİDDET EYLEMİ AF KAPSAMINDA KALMIŞTIR.
T.C.
Y A R G I T A Y
2. Hukuk Dairesi
ESAS NO: KARAR NO:
2022/2524 2022/3462
TÜRK MİLLETİ ADINA
Y A R G I T A Y İ L A M I
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
İlk derece mahkemesince davacı kadın tarafından açılan Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının davasının kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, kadının fiziksel şiddetin peşi sıra müşterek konutu terk etmediği, sosyal hizmet uzmanı ile gerçekleştirdiği görüşmedeki beyanına göre, şiddet olayının ertesi günü rapor almayı düşünemeden işe gittiği, iş arkadaşlarının telkiniyle eve döndüğü, davalı erkeğin özür dilemesiyle 3 ay bekleyip değişmediğini gördükten sonra evi terk ettiği anlaşılmaktadır. Yine davacı tanığı iş arkadaşı da mahkemedeki beyanında kadının olay sonrası davalı erkekle yaşadığını teyit eder yönde beyanda bulunmuştur. Tanık beyanı ile sosyal hizmet uzmanının raporu birlikte değerlendirildiğinde, fiziksel şiddetten sonra tarafların evlilik birliğini 3 ay süreyle devam ettirdikleri, taraflarca affedilen en azından hoşgörü ile karşılanan bu şiddet eyleminin af kapsamında kaldığı, bu itibarla da bu vakıanın davalı erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, tarafların bir araya geldikleri 3 aylık sürede de davalı erkeğin boşanmayı gerektirir bir davranışı kanıtlanamadığından davacı kadının boşanma davasının reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda gösterilen sebeplerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin kararının KALDIRILMASINA, Küçükçekmece 2. Aile Mahkemesinin 12.11.2018 tarih, 2017/455 Esas ve 2018/964 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 11.04.2022 (Pzt.)
Başkan Vekili Üye Üye Üye Üye
A. Albayrak Doğan Rıza Sarıtaş Seydi Kahveci Harun Can Hatıran Alper
BİLGİ : “Bir eşin sürekli olan ağır kusurlu davranışları karşısında diğer eşin sessiz kalması af olarak değerlendirilemez” şeklindeki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18 Ocak 2022 tarihli kararı için bkz.
FİZİKSEL ŞİDDETTEN SONRA TARAFLAR EVLİLİK BİRLİĞİNİ ÜÇ AY SÜREYLE DEVAM ETTİRDİKLERİNDEN ŞİDDET EYLEMİ AF KAPSAMINDA KALMIŞTIR.
T.C.
Y A R G I T A Y
2. Hukuk Dairesi
ESAS NO: KARAR NO:
2022/2524 2022/3462
TÜRK MİLLETİ ADINA
Y A R G I T A Y İ L A M I
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
İlk derece mahkemesince davacı kadın tarafından açılan Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının davasının kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, kadının fiziksel şiddetin peşi sıra müşterek konutu terk etmediği, sosyal hizmet uzmanı ile gerçekleştirdiği görüşmedeki beyanına göre, şiddet olayının ertesi günü rapor almayı düşünemeden işe gittiği, iş arkadaşlarının telkiniyle eve döndüğü, davalı erkeğin özür dilemesiyle 3 ay bekleyip değişmediğini gördükten sonra evi terk ettiği anlaşılmaktadır. Yine davacı tanığı iş arkadaşı da mahkemedeki beyanında kadının olay sonrası davalı erkekle yaşadığını teyit eder yönde beyanda bulunmuştur. Tanık beyanı ile sosyal hizmet uzmanının raporu birlikte değerlendirildiğinde, fiziksel şiddetten sonra tarafların evlilik birliğini 3 ay süreyle devam ettirdikleri, taraflarca affedilen en azından hoşgörü ile karşılanan bu şiddet eyleminin af kapsamında kaldığı, bu itibarla da bu vakıanın davalı erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, tarafların bir araya geldikleri 3 aylık sürede de davalı erkeğin boşanmayı gerektirir bir davranışı kanıtlanamadığından davacı kadının boşanma davasının reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda gösterilen sebeplerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin kararının KALDIRILMASINA, Küçükçekmece 2. Aile Mahkemesinin 12.11.2018 tarih, 2017/455 Esas ve 2018/964 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 11.04.2022 (Pzt.)
Başkan Vekili Üye Üye Üye Üye
A. Albayrak Doğan Rıza Sarıtaş Seydi Kahveci Harun Can Hatıran Alper
BİLGİ : “Bir eşin sürekli olan ağır kusurlu davranışları karşısında diğer eşin sessiz kalması af olarak değerlendirilemez” şeklindeki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18 Ocak 2022 tarihli kararı için bkz.