İHRAÇ KARARININ İPTALİNE İLİŞKİN DAVALARDA İHRACA DAYANAK YAPILAN İHTARNAMELERDE BORCUN VE FAİZLERİNİN TEREDDÜTE YER VERMEYECEK ŞEKİLDE AÇIK OLMASI GEREKİR
T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/877
Karar No : 2023/1806
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Aksaray 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mahk. Sıf.)
TARİHİ : 22.09.2020
SAYISI : 2019/230 E., 2020/139 K. - Birl. Dava 2008/35 E.
Taraflar arasındaki dava kooperatif üyeliğinden kaynaklı tapu iptal tescil mümkün olmazsa bedelinin ödenmesi ve ihraç kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı (birleşen dosya yönünden) davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatiften 22.12.2005 tarihli sözleşme ile bedelini ödeyerek bir daire aldığını, ancak kooperatifçe 12.05.2006 tarihli yazıyla müvekkiline daire alım sözleşmesinin iptal edildiğinin ve müvekkilinin ödemiş olduğu paraların aidat olarak kabul edileceğinin bildirildiğini, müvekkilin bu dairenin parasının tamamını ödeyerek anahtar teslimi olarak satın aldığını ileri sürerek dairenin teslimini mümkün olmadığı takdirde değerinin ödetilmesini, birleşen davada ise davacının kooperatiften anahtar teslimi daire satın aldığını, davalı kooperatif üyesi olmadığını, ancak yönetim kurulunun müvekkilini aidat ödemediği için ortaklıktan ihraç ettiğini ileri sürerek ihraç kararının iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kooperatife daha önceki dönemde de üye olduğunu, kooperatifte yönetim kurulu başkanlığı ve üyeliği yaptığını, hatta kooperatif aleyhine (D) blok inşaatını yaptığını iddia eden A. Ltd. Şti'nin iki ortağından biri olduğunu, davacının (D) blokta bir üyeliği mevcut iken sonradan satın aldığı yönünde karar alındığını, bu satış kararı genel kurul tarafından kabul edilmekle hüküm doğuracağından ve satış işlemleri de genel kurul tarafından kabul edilmemiş olduğundan ortada bir satış değil, ortaklık (üyelik işlemi) söz konusu olduğunu, yine satışa ilişkin sözleşmede kooperatif yönetim kurulunun imzasının bulunmadığını, 2005 yılı hesaplarının dava konusu olduğunu, davacı tarafından da ödendiği iddia edilen ve banka hesaplarında görülen paraların gerçekten ödenip ödenmediği ya da girdi çıktı yapılarak yatırılmış gibi gösterildiği hususlarının da yargılama konusu olduğunu savunarak davaların reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 28.01.2016 tarih ve 2006/485 E. 2016/53 K. sayılı kararı ile, davacıya yapılan daire satışının kooperatif genel kurulunca verilmiş bir karara dayanmadığı, ana sözleşme ve kanunun ilgili maddelerine uygun davacıya bir satışın da bulunmadığı ve davacının üyelik için bir ödeme yapmadığı, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 27. maddesinde aidatlarını geciktiren üyelere iki ihtarın gönderilmesi, ilk ihtarda 10 gün ve ikinci ihtarda 1 ay içinde yükümlülüklerin yerine getirilmesi gerektiğinin ihtar edilmesinin öngörüldüğü, buna göre davacıya gönderilen ikinci ihtarda 30 günlük süre verilmesinin kural olarak doğru olmadığı, ancak davacıya ikinci ihtar, 30 gün çeken Eylül ayında tebliğ edildiğinden ve bu ihtar davacının aleyhine sonuç doğurmadığından geçerli olduğu böylece davacının kooperatif üyeliğinden ihraç kararının da usulüne uygun olduğu gerekçesiyle asıl dava ile birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 12.02.2019 tarih 2016/3924 E., 2019/421 K. Sayılı ilamı ile asıl davada temyiz itirazlarının reddi ile ihraç kararına dayanak yapılan ihtarnameyle bildirilen borç ile gerçek borç ve faiz miktarı açıkça belirlenip, ihraç kararının usulüne uygun olarak verilip verilmediği denetlenmeden karar verilmesi hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava hakkında karar onanarak kesinleştiğinden sadece birleşen dava açısından hüküm kurularak. ödemelerin gerçek ödeme olmadığı, bu nedenle davanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; A. şirketi ve Kooperatif tarafından mahkemeye tespit ettirilen D Blok inşaat maliyetinin de açıkça gösteriyor ki bu paralar şahıslar tarafından gerçekten yatırılıp yönetim kurulunca harcanarak D Blok inşaatı mahkeme keşfinde belirtilen seviyeye getirildiğini, böylece yatırılmış olan paraların raporda belirtildiği üzere fiktif bir işlem olmadığı, ihtarnamelerin usulsüz olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının bozularak davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427 ncı ve devamı maddeleri, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 27.maddesi
3. Değerlendirme
Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
İhraç kararının iptaline ilişkin davalarda ihraca dayanak yapılan ihtarnamelerin açık olması, yani ödenecek borcun ne kadar olduğu, hangi üyelikle ilgili olduğu ana para ve faizin miktarları herhangi bir tereddüte yer vermeyecek şekilde yazılı olması gerekmektedir. Dosyada örnekleri bulunan birinci ve ikinci ihtarnamelerde yukarıda belirtilen şekilde açıklık bulunmadığı, bu nedenle ihraç kararına dayanak yapılamayacağı anlaşılmaktadır.
Davalı kooperatifçe gönderilen usulüne uygun olmayan ihtarnamelerin içeriğinin gerçek borç miktarını yansıtmadığı da anlaşıldığından davanın bu nedenle kabulü gerekirken, yanılgılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Birleşen dosyada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
Peşin temyiz harcı istek halinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Murat Kıyak Bahri Aydoğan Özcan Turan Mahmut Coşkun Mehmet Özdemir
İHRAÇ KARARININ İPTALİNE İLİŞKİN DAVALARDA İHRACA DAYANAK YAPILAN İHTARNAMELERDE BORCUN VE FAİZLERİNİN TEREDDÜTE YER VERMEYECEK ŞEKİLDE AÇIK OLMASI GEREKİR
T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/877
Karar No : 2023/1806
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Aksaray 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mahk. Sıf.)
TARİHİ : 22.09.2020
SAYISI : 2019/230 E., 2020/139 K. - Birl. Dava 2008/35 E.
Taraflar arasındaki dava kooperatif üyeliğinden kaynaklı tapu iptal tescil mümkün olmazsa bedelinin ödenmesi ve ihraç kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı (birleşen dosya yönünden) davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatiften 22.12.2005 tarihli sözleşme ile bedelini ödeyerek bir daire aldığını, ancak kooperatifçe 12.05.2006 tarihli yazıyla müvekkiline daire alım sözleşmesinin iptal edildiğinin ve müvekkilinin ödemiş olduğu paraların aidat olarak kabul edileceğinin bildirildiğini, müvekkilin bu dairenin parasının tamamını ödeyerek anahtar teslimi olarak satın aldığını ileri sürerek dairenin teslimini mümkün olmadığı takdirde değerinin ödetilmesini, birleşen davada ise davacının kooperatiften anahtar teslimi daire satın aldığını, davalı kooperatif üyesi olmadığını, ancak yönetim kurulunun müvekkilini aidat ödemediği için ortaklıktan ihraç ettiğini ileri sürerek ihraç kararının iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kooperatife daha önceki dönemde de üye olduğunu, kooperatifte yönetim kurulu başkanlığı ve üyeliği yaptığını, hatta kooperatif aleyhine (D) blok inşaatını yaptığını iddia eden A. Ltd. Şti'nin iki ortağından biri olduğunu, davacının (D) blokta bir üyeliği mevcut iken sonradan satın aldığı yönünde karar alındığını, bu satış kararı genel kurul tarafından kabul edilmekle hüküm doğuracağından ve satış işlemleri de genel kurul tarafından kabul edilmemiş olduğundan ortada bir satış değil, ortaklık (üyelik işlemi) söz konusu olduğunu, yine satışa ilişkin sözleşmede kooperatif yönetim kurulunun imzasının bulunmadığını, 2005 yılı hesaplarının dava konusu olduğunu, davacı tarafından da ödendiği iddia edilen ve banka hesaplarında görülen paraların gerçekten ödenip ödenmediği ya da girdi çıktı yapılarak yatırılmış gibi gösterildiği hususlarının da yargılama konusu olduğunu savunarak davaların reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 28.01.2016 tarih ve 2006/485 E. 2016/53 K. sayılı kararı ile, davacıya yapılan daire satışının kooperatif genel kurulunca verilmiş bir karara dayanmadığı, ana sözleşme ve kanunun ilgili maddelerine uygun davacıya bir satışın da bulunmadığı ve davacının üyelik için bir ödeme yapmadığı, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 27. maddesinde aidatlarını geciktiren üyelere iki ihtarın gönderilmesi, ilk ihtarda 10 gün ve ikinci ihtarda 1 ay içinde yükümlülüklerin yerine getirilmesi gerektiğinin ihtar edilmesinin öngörüldüğü, buna göre davacıya gönderilen ikinci ihtarda 30 günlük süre verilmesinin kural olarak doğru olmadığı, ancak davacıya ikinci ihtar, 30 gün çeken Eylül ayında tebliğ edildiğinden ve bu ihtar davacının aleyhine sonuç doğurmadığından geçerli olduğu böylece davacının kooperatif üyeliğinden ihraç kararının da usulüne uygun olduğu gerekçesiyle asıl dava ile birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 12.02.2019 tarih 2016/3924 E., 2019/421 K. Sayılı ilamı ile asıl davada temyiz itirazlarının reddi ile ihraç kararına dayanak yapılan ihtarnameyle bildirilen borç ile gerçek borç ve faiz miktarı açıkça belirlenip, ihraç kararının usulüne uygun olarak verilip verilmediği denetlenmeden karar verilmesi hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava hakkında karar onanarak kesinleştiğinden sadece birleşen dava açısından hüküm kurularak. ödemelerin gerçek ödeme olmadığı, bu nedenle davanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; A. şirketi ve Kooperatif tarafından mahkemeye tespit ettirilen D Blok inşaat maliyetinin de açıkça gösteriyor ki bu paralar şahıslar tarafından gerçekten yatırılıp yönetim kurulunca harcanarak D Blok inşaatı mahkeme keşfinde belirtilen seviyeye getirildiğini, böylece yatırılmış olan paraların raporda belirtildiği üzere fiktif bir işlem olmadığı, ihtarnamelerin usulsüz olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının bozularak davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427 ncı ve devamı maddeleri, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 27.maddesi
3. Değerlendirme
Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
İhraç kararının iptaline ilişkin davalarda ihraca dayanak yapılan ihtarnamelerin açık olması, yani ödenecek borcun ne kadar olduğu, hangi üyelikle ilgili olduğu ana para ve faizin miktarları herhangi bir tereddüte yer vermeyecek şekilde yazılı olması gerekmektedir. Dosyada örnekleri bulunan birinci ve ikinci ihtarnamelerde yukarıda belirtilen şekilde açıklık bulunmadığı, bu nedenle ihraç kararına dayanak yapılamayacağı anlaşılmaktadır.
Davalı kooperatifçe gönderilen usulüne uygun olmayan ihtarnamelerin içeriğinin gerçek borç miktarını yansıtmadığı da anlaşıldığından davanın bu nedenle kabulü gerekirken, yanılgılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Birleşen dosyada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
Peşin temyiz harcı istek halinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Murat Kıyak Bahri Aydoğan Özcan Turan Mahmut Coşkun Mehmet Özdemir