KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

İİK 89/4 HÜKMÜNE DAYALI OLARAK AÇILAN TAZMİNAT DAVASI, İCRA MAHKEMESİNCE GENEL HÜKÜMLERE GÖRE GÖRÜLECEĞİNDEN, HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU HÜKÜMLERİNE TABİDİR.

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2023/7329 
KARAR NO    : 2024/6454

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ           : 
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Ceza Dairesi
TARİHİ                     : 14.06.2023
NUMARASI             : 2023/1115 - 2023/2393

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/3. kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Meltem Duyan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Alacaklı tarafından, 3. kişi G.M. Klima Elektrik Tic. ve San. Ltd. Şti.'ne, İİK'nın 89/1. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesine karşı süresinde yapmış olduğu itirazın gerçeğe aykırı olduğu ileri sürülerek İİK'nın 89/4. maddesi gereğince tazminat talep edildiği, mahkemece tazminat talebinin kabulüne karar verildiği, taraflarca istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verildiği, kararın davalı 3. kişi tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.

Tazminat davası genel hükümlere tabi olduğundan, yargılamanın genel hükümlere göre yapılarak sonuca gidilmesi gerekir. Zira alacaklı 3. kişinin gerçeğe aykırı beyanından kaynaklanan tazminat davaları haksız fiile dayalı olarak açılmaktadır. Kaldı ki, İcra ve İflas Kanunu 89/4 ve 338. madde hükümlerinin 3. kişinin gerçeğe aykırı beyanını suç olarak nitelendirmesi, 3. kişinin bu davranışının haksız fiil olduğunun açıkça bir göstergesidir. Tazminat talebi haksız fiile dayandığından, takibin yapıldığı yerdeki icra mahkemesinde açılacak olan davanın haciz ihbarnamesine itirazın öğrenildiği tarihten itibaren iki yıl içinde açılması gerekir ve genel yargılama yapılır.

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 72. maddesinde tazminat istemine ilişkin zaman aşımı süreleri, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zaman aşımına uğrar, şeklinde düzenlenmiştir. Alacaklının haciz ihbarnamesine itirazı öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl içinde icra mahkemesinde İİK'nın 89/4. maddesine göre tazminat davası açması gerekir. İİK'nın 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davası, icra mahkemesince genel hükümlere göre görüleceğinden, Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir. Bu Kanun'da da dava zaman aşımına ilişkin bir düzenleme yoktur. Ceza yargılamasına ilişkin zaman aşımı hükümlerinin bu davalarda uygulanması mümkün değildir.

HMK’nın 176/2. maddesine göre ise, aynı davada tarafların ancak bir kez ıslah yoluna başvurabileceği düzenlenmiştir.

Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, somut olay incelendiğinde; Davacı alacaklı tarafından dava dışı borçlu T.S. Mühendislik Mekanik İnşaat Havalandırma Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkında başlatılan icra takibinde birinci haciz ihbarnamesinin davalı 3. kişi G.M. Klima Elektrik Dayanıklı Tüketim Malları İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'ne 16.11.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı 3. Kişinin vekili aracılığı ile birinci haciz ihbarnamesine 19.11.2018 tarihinde itiraz ettiği, davacı alacaklının 04.01.2019 tarihli dilekçe ile icra mahkemesinden üçüncü şahıs davalı şirket hakkında fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50.000,00 TL tazminata hükmedilmesini istediği, davacı alacaklının 27.12.2020 tarihli dilekçesi ile; davaya konu ettiği tazminat tutarının sehven 50.000 TL olarak gösterildiğini HMK'nın 176 . maddesi gereğince tazminat tutarının 150.000 TL olarak düzeltilmesini talep ettiği, bu tarihte eksik nispi harcın yatırılmadığı, davacı alacaklının mahkeme tarafından bilirkişi raporu alındıktan sonra 25.10.2021 tarihinde tazminat tutarını 266.988 TL olarak ıslah ettiği ve eksik nispi harcı 26.10.2021 tarihli harç makbuzu ile yatırdığı görülmektedir.

Yukarıda belirtildiği üzere davacı ilk kez 27.12.2020 tarihinde tazminat alacağını artırmış olmakla, davacının 27.12.2020 tarihli dilekçesi ıslah dilekçesi olarak kabul edildiğinde ıslah işlemi aynı davada ikinci kez yapılamayacağından, HMK'nın getirdiği sınırlamaya aykırı şekilde yapılan 25.10.2021 tarihli ıslah işleminin yok hükmünde sayılması gerekmektedir. Yok sayılan işlem hüküm ve sonuç doğurmadığından bu işleme dayalı olarak karar verilmesi imkanı bulunmamaktadır.

Öte yandan borçlunun, üçüncü kişi hakkında kesinleşmiş bir icra takibinin olması, icra takibine konu alacağın genel mahkemelerde varlığı hükme bağlanmadığı müddetçe kesin nitelikte bir alacak olarak nitelendirilemeyeceğinden bu husus doğrudan İİK'nın 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasının kabulü sonucunu doğurmaz. Dolayısıyla mahkemece, takip borçlusunun 3. kişi G.M. Klima Elektrik Tic. ve San. Ltd. Şti.' ’ne karşı yürüttüğü icra takibine konu şeklen var olan alacağın maddi anlamda da var olup olmadığı araştırılmadan sonuca gidilmesi de doğru görülmemiştir.

Kabule göre ise; davacı alacaklının 25.10.2021 tarihli 266.988 TL miktarlı ıslah dilekçesi ile tazminat miktarını ıslah yoluyla artırdığını bildirdiği ancak tazminata ilişkin nispi harcın yukarıda anılan iki yıllık hak düşürücü sürenin geçmesinden çok sonra 26.10.2021 tarihinde yatırıldığı görülmüş olup; bu durumda usulüne uygun olarak hak düşürücü sürede yapılan bir ıslah ve tazminat talebinin varlığından söz edilemeyecektir.

O halde mahkemece; davacı alacaklının geçerli ve süresinde yaptığı bir ıslah talebi olmadığından dava dilekçesinde yer alan tazminat talebi dikkate alınarak takip borçlusunun 3. kişiye karşı başlattığı icra takibine konu alacağın maddi anlamda var olup olmadığı araştırılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Davalı 3. kişinin temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Ceza Dairesinin 14.06.2023 tarih ve 2023/1115 E. - 2023/2393 K. sayılı kararının (KALDIRILMASINA), İstanbul Anadolu 11. İcra Ceza Mahkemesinin 28.02.2023 tarih ve 2019/13 E. - 2023/45 K. sayılı kararının (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan            Üye                  Üye                   Üye                    Üye
A. TUNCAL      M. ÇAMUR      G. HEYBET      Dr. S. MUTTA     Y. ÇİFTCİ