KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

İLGİLİLERİN ÖLÜM SAATLERİNİN KESİN OLARAK TESPİT EDİLEMEMESİ DURUMUNDA BİRLİKTE ÖLÜM KARİNESİ DİKKATE ALINMALIDIR.

T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2022/4182
Karar No      : 2023/5463

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       : 
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 16.03.2022
SAYISI                                 : 2021/189 E., 2022/184 K.

Taraflar arasındaki mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesinin verilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların oğlu, gelini ve torununun 26/08/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucunda vefat ettiğini, davacıların gelini Hatice E.'in ilk evliliğinden Zafer Ö. isminde bir çocuğu bulunduğunu, Bolu 1. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından 2018/853 E. ve 2018/794 K. sayısı ile düzenlenen veraset ilamında muris Hatice E.'in tek mirasçısı olarak Zafer Ö.'in gösterildiğini, ancak dava konusu bu veraset ilamının yanlış olduğunu, kaza sonrası düzenlenen ölüm belgelerine göre davacının oğlu, gelini ve torununun 5 dakika ara ile vefat ettiklerini, düzenlenen bu ölüm belgeleri uyarınca Hatice E.'in kızı Aksem E.'in kendisinden 5 dakika sonra vefat etmiş olmakla Hatice'nin yasal mirasçısı durumunda olduğunu, dolayısıyla eldeki ölüm belgelerine göre Hatice E.'in yasal mirasçılarının Aksem E. ve Zafer Ö. olduğunu; Aksem'in de daha sonra ölümü ile Aksem'e davacıların üst soy olması sıfatıyla yasal mirasçı durumunda olduklarını, ancak veraset ilamı düzenlenirken bu hususun göz önünde bulundurulmadığını; yine kaza anında aynı araçta bulunan ve yaralı olarak kurtulan Yüsra Evin E.'in kaza sonrasında yengesinin cansız yattığını, ancak amcası ile sağlık personeli gelene kadar konuştuğunu beyan ettiğini, davacıların oğlunun en son öldüğünü ve bu haliyle ölen eşine ve çocuğuna mirasçı olacağını, veraset ilamının yanlış olduğunu, murislerin aynı anda ölmüş farz edilerek düzenlendiğini belirterek Bolu 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/853 E. ve 2018/794 K. sayısı ile düzenlenen mirasçılık belgesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; Bolu 1. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından düzenlenen 2018/853 Esas ve 2018/794 Karar sayılı veraset ilamının hukuka uygun olduğunu, 26/08/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalının annesi Hatice E.'in vefat ettiğini, aynı kazada Hatice E.'in ikinci eşi İlhami E. ve İlhami E.'den olan çocuğu Aksem E.'in de vefat ettiğini, bu durumda muris Hatice E.'in altsoyu olarak sadece oğlu Zafer Ö.'in kaldığını, altsoyda mirasçı varken üstsoya mirasın intikal etmeyeceğini, resmi belgelerle sabit olan ölüm hususunun tanık beyanlarıyla aksinin ispat edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanık beyanlarına şüphe ile yaklaşılması gerektiğini, zira resmi belge niteliğindeki bu belgelerin aksinin şüpheli tanık beyanları ile ortadan kaldırılamayacağını, söz konusu kazada vefat edenlerin vefat sırasının ölüm belgesinde belirtildiği şekilde kabul edilmesinin gerekli olduğunu belirterek davanın reddine karar vermiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Tanık beyanlarının şüpheli olmadığını, tanık Hüseyin Bektaş’ın tarafsız görgü tanığı olduğunu, tanık Yüsra’nın ise bizzat kazadan sağ çıkan kişi olduğunu, beyanlarının şüpheden uzak ve uyumlu olduğunu, tanık beyanlarıyla haklılıkları ortada iken yerel mahkemenin aksi kanaatte olmasının hukuka aykırı olduğunu, muris yahut mirasçıların ölüm saati belli değilse her türlü delille ispatlanmasının mümkün olduğunu, İlhami E.'in Hatice E.'den sonra öldüğünün her türlü delille ispatlanması mümkün olduğundan yerel mahkemenin tanık beyanlarını dikkate almadan hüküm kurmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, İlhami E., Hatice E. ve Aksem E.'e ait ölüm belgelerinde sırasıyla ölüm saatlerinin 06:15, 06:25, 06:30 olarak yazılmasının gerçeklikten uzak ve mantıksız olduğunu, kişilerin ölüm saatinin alelade düzenlendiğini, Ölü Muayene ve Otopsi Tutanağı'nda ölümün nedenleri belirlenirken yaklaşık ne kadar süre önce öldüklerinin yazılmadığını, ölüm saatinin hangi gerekçelere göre belirlendiğine dair bir ibare yer almadığını, ölüm saatlerinin gelişi güzel ve gerekçesiz belirlendiğini, şüpheden uzak tanık beyanlarına itibar edilmeden karar verilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, çelişkisiz tanık beyanlarına itibar edilmemesi ve dinlenilmesi gereken sağlık görevlileri, yardıma gelenler vb. dinlenilmeden hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, belirterek kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ölüm belgesinde tespit edilen ölüm saatinin aksinin ispat edilemediğinin anlaşılması nedeniyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlamıştır.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, mirasçılık belgesinin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 29 uncu maddesinde; bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimsenin iddiasını ispat etmek zorunda olduğu ve birden fazla kişiden hangisinin önce veya sonra öldüğü ispat edilemezse, hepsinin aynı anda ölmüş sayılacağı; 30 uncu maddesinde, doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği açıklanmıştır. Hukukumuzda çekişmeli yargıya tâbi davalarda "taraflarca hazırlama ilkesi" geçerlidir. Hâkim tarafların talepleriyle bağlı olup talepte bulunan tarafın iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü deliller ile yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tâbi davalarda ise re'sen araştırma ilkesi egemendir. Hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararlar açılacak bir iptal davası sonucunda değiştirilebilir veya ortadan kaldırılabilir.

3. Mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davada irs ilişkisi kural olarak nüfus kayıtları ile ispat olunur. Nüfus kayıtları belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle tabi değildir. (TMK md.7) Hakim çekismesiz yargıda re'sen araştırma ilkesi uyarınca, davanın ispatı için gerekli bütün delillere başvurabilir.

3. Değerlendirme

Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; davacılar vekili 26/08/2018 tarihinde meydana gelen kaza sonrasında düzenlenen ölüm tutanağında müvekkilinin oğlu, gelini ve torununun beşer dakika ara ile öldüklerinin yazıldığını, ancak tutanağın somut olaya ve gerçeklikten uzak olduğunu, davacıların oğlu İlhami’nin, Hatice ve Aksem’den sonra öldüğünü, ancak bu durumun muris Hatice E.’e ait mirasçılık belgesinde gözetilmediğini belirterek iptalini talep etmiştir. Mahkemece, resmi belge niteliğindeki ölüm belgesi ile kolluk tutanağının aksinin şüpheli tanık beyanları ile ortadan kaldırılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de hükmün isabetli olduğunu söyleme imkanı bulunmamaktadır. Dosya içerisindeki belgelere göre, kazanın 6.15’te gerçekleştiği, yine aynı saatte davacıların oğlu İlhami E.’in öldüğüne dair ölüm belgesine kayıt düşüldüğü, ancak bu kaydın dayanağının ilgili evraklarda bulunmadığı anlaşılmıştır. Olay yerine ilk ulaşan sağlık ekibinin varma saatinin, ekipte bulunan sağlık görevlilerinin de dinlenilmesi suretiyle acil kayıtlarıyla değerlendirilerek tespit edilmeye çalışılması, bu şekilde davacıların oğlu İlhami, gelini Hatice ve torunu Aksem’in hangisinin daha önce ya da sonra öldüğünün ölüm saatleri itibariyle belirlenmeye çalışılması ve oluşacak sonuca göre mirasçılık durumlarının belirlenmesi gerekir. İlgililerin ölüm saatlerinin kesin olarak tespit edilememesi durumunda TMK’nın 29 uncu maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen birlikte ölüm karinesinin de dikkate alınması suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

Başkan             Üye                                Üye                            Üye                  Üye 
Hikmet Onat      Ayşe Tartıcı Çevikbaş    Sevinç Türközmen     Suat Arslan      Mustafa Erol