KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

İMAR MEVZUATINA AYKIRILIK SALT KOMŞULUK HUKUKUNA AYKIRILIK SONUCUNU DOĞURMAZ.

T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2022/3413
Karar No      : 2023/4637

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       : 
Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 28.03.2022
SAYISI                                 : 2022/253 E., 2022/437 K.

Taraflar arasındaki komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, davalı tarafından ortak duvara inşa edilen çinko çatının ve davalı tarafından konulan masa ve sandalyelerin kaldırılıp eski hale getirilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; davacının işlettiği pansiyonun işletme ruhsatının bulunmadığını, davacı taraf ile kendisine ait binanın bitişik nizam olduğunu, bitişik nizam yapılarda komşu tarafına pencere yapılmasına Kanunun müsaade etmediğini, kendi binasının üzerine ev yapmak istediğinde bunu yapabileceğini, davacının pencerelerinin buna engel olamayacağını, binasının alt katını kasap dükkanı olarak kullandığını, bölgenin turistik bir bölge olduğunu, müşterilerine daha iyi bir hizmet vermek için üst katına çatı yapmak suretiyle restaurant olarak kullanmaya başladığını, komşuluk hukukuna aykırı hareket etmediğini ve diğer nedenler ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

2. Mahkeme gerekçesinde; yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu yapıların bitişik nizamda olduğu, bitişik nizamda bulunması nedeniyle komşu parsele yapılan pencerelerin diğer parsel yönünden bir zararının bulunmadığı gerekçesiyle yapılması zorunlu pencereler olduğu yönünde verilmiş bir karar olsa da, her iki taraf da taşınmazlarını mülkiyet hakkına dayanarak kullanmakta olup, mülkiyet hakkı Türk Medeni Kanunu’nda 683 üncü maddesinde yer alan kişilerin sahip oldukları malları hukuki düzen çerçevesinde kendi iradesine göre kullanma, o mallardan yararlanma ve tasarruf etme yetkisine sahiptir. Türk Medeni Kanunu tarafından verilen bu mülkiyet hakkı, bitişik nizam yapılarda uygulanan planlı ve plansız alanlar yönetmeliklerince verilen kullanma, tasarruf etme hakkından ve komşu taşınmaz malikine yüklediği bir nevi zarar görmüyorsa katlanma yükümlülüğünden üstün tutulması gereklidir. Aksi durum kanunun amacına ve uygulamasına aykırılık oluşturacak ve yönetmelikle verilen yetkinin kanunun koyduğu yetkiden üstün görülmesi olacaktır. Yapılan bu açıklamalar ışığında, davalı Hasan Kaya tapunun 1 inci sıra numarasında kayıtlı taşınmazının üzerine eklenti yapmak suretiyle kullanmakta ve müşterilerini ağırladığı görülmektedir. Bu haliyle ortak duvara davacı tarafından, bitişik nizam planlı alanlar yönetmeliği uyarınca inşa edilen pencerelerin güneş almasının engellendiği gerekçesiyle davacının mülkiyet hakkına dayanarak inşa ettiği eklentinin kaldırılarak eski hale getirilmesi, Türk Medeni Kanunu’nun amacı ile ters düşeceğinden; masa ve sandalyelerin kirlilik oluşturduğu gerekçesiyle kaldırılması talebinin ise sübut bulmadığından davanın reddine dair hüküm tesis edilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili, bilirkişi raporları ve Dereli Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen 2015/22 Esas, 2017/177 karar sayılı dosyasının da incelenmesi neticesinde, Dereli Asliye Hukuk Mahkemesinin hukuka aykırı kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf talebinin esastan reddine karar vermiştir.

Gerekçesinde; ''Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme talebine ilişkin davada, davacının 104 ada 2 numaralı parselde paydaş olduğu, taleplerin niteliği gereği bir paydaş tarafından dava açılabileceği, davalının ise 104 ada 1 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğu, dosya mündericatına göre davalının maliki olduğu taşınmazın üst katına profil çatı yaptığı, bu çatının davacıya ait komşu yapıda bulunan 3 adet pencerenin güneş almasını engellediğinin tespit edildiği, ancak dosya içindeki 2015/22 Esas sayılı dosya kapsamı ve derdest dosya içeriğine göre, taraflara ait yapıların imar planına göre yol olarak belirtilen alanda bulunmakla birlikte, yapılarının mevcut durumunun bitişik nizam yapı olduğu, 2015/22 Esas sayılı dosyada alınan 01.06.2017 tarihli bilirkişi raporunda bitişik nizam yapıların birbirlerine cephe hatlarına pencere yapılamayacağının belirtildiği, yine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2017/4133 Esas, 2021/1728 Karar sayılı 11.03.2021 tarihli kararında bu durumun '...bitişik nizam inşaatta aydınlatma pencerelerinin korunması zorunluluğu yoktur...' şeklinde belirtildiği, davalı tarafça yapılan çatının davacıya etkisinin bulunduğu anlaşılmakla birlikte, bu duruma davacı tarafça bitişik nizam yapının davalının cephe hattına pencere yapılmasından kaynaklandığının anlaşıldığı, çatının pencereler dışında davacıya zarar verdiği iddia edilmediği gibi bu konuda delil bulunmadığı, davacının diğer iddia ve taleplerinin de sübut bulmadığı, mahkemece davanın reddine dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından'' istinaf talebini esastan reddine karar vermiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyizinde; davalı tarafından tente çatı yapılmak suretiyle pansiyon odalarına hava ve güneş girmesinin engellenmesi, restauranta gelen müşterilerin, pansiyon müşterilerinin odalarını rahatlıkla görüyor olması ve meydana gelen kirlilik göz önüne alındığında davacının maddi olarak zarara uğradığı açıkça belirlenmiş iken yerel mahkeme tarafından kanuna aykırı verilen kararın isabetsiz olduğundan hükmün bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, komşuluk hukukuna dayalı el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk  

TMK'nın m. 683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737 nci maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.

Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nın "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750 nci maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761 inci maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.

TMK’nın 737 nci maddesi; “Herkes, taşınmaz mülkiyetinden doğan yetkilerini kullanırken ve özellikle işletme faaliyetini sürdürürken, komşularını olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıktan kaçınmakla yükümlüdür. Özellikle; taşınmazın durumuna, niteliğine ve yerel âdete göre komşular arasında hoş görülebilecek dereceyi aşan duman, buğu, kurum, toz, koku çıkartarak, gürültü ve sarsıntı yaparak rahatsızlık vermek yasaktır. Yerel adete uygun ve kaçınılmaz taşkınlıklardan doğan denkleştirmeye ilişkin haklar saklıdır” hükmünü içermektedir.            

Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir.

Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez.

Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Davacının sübjektif ve aşırı duyarlılığı ile değil, objektif her normal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanıp katlanamayacağı araştırılmalı; sonuçta katlanılabilir, hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya el atmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna varılmalıdır.

Taşkın kullanma belirlendiği takdirde takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırılması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengelerini gözetilerek bunların en uygununa karar verilmelidir.

Davacının zararının önlenmesi esas olmakla birlikte, davalıya da en az zarar verecek veya külfet yükleyecek önlem veya önlemler belirtilmelidir.

3. Değerlendirme

Somut olayda, davalının kasap dükkanı olarak kullandığı taşınmazın çatı kısmına masa sandalye koymak ve ortak kullandıkları duvara çinko çatı yaptırmak suretiyle söz konusu alanı restaurant olarak kullanmaya başladığını, bu alanın pansiyon pencerelerinin hemen önü olduğunu, davalının çinko çatı yapmak suretiyle pansiyonun odalarına hava ve güneş girmesini engellediğini, müşterilerin bu pansiyonu tercih etmemelerine neden olduğunu, davalıya ait restaurantın yoğun şekilde faaliyetini sürdürmesi ve temizlik işlerinin yapılmaması neticesinde her yerin toz toprak içerisinde kaldığını, pansiyon müşterilerinin bu kirlilik nedeniyle pencerelerini dahi açamadıklarını, davalıya ait restauranta gelen müşterilerin müvekkiline ait pansiyonun pencerelerinden oda içlerini rahatlıkla gördüklerini, bu durumun pansiyon müşterilerini rahatsız ettiğini, özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğini, davalı tarafından ortak duvara inşa edilen çinko çatının ve konulan masa ve sandalyelerin kaldırılıp eski hale getirilmesi istenmiştir.

Mahallinde yapılan, keşif sonucu alınan uzman bilirkişi raporunda; davalıya ait 104 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde tek katlı betonarme bina bulunduğu, mevcut tek katlı yapının üzerine kutu profil ve galvanizli sac yardımı ile çatı yapıldığı, tek katlı yapının tavan üst kotunun davacıya ait 3 katlı konutun 2 nci katında bulunan pencerelerin denizlik seviyesinde olduğu ve tek katlı yapının üstüne yapılan profil çatının 2 nci kat pencerelerinin üstüne yapıldığı, 3 adet pencerenin güneş almasını engellediği tespit edilmiştir.

Bilindiği üzere imar mevzuatına aykırılık salt komşuluk hukukuna aykırılık sonucunu doğurmaz.

Davacı hava ve güneş alamadığını belirterek dava açmış ve yapılan keşif sonucu ışık alamadığı saptanmıştır. Ne var ki bilirkişi tarafından ışık zararının en makul şekilde nasıl giderilebileceği, alınacak önlemlerin ne olduğunun belirlenmediği anlaşılmıştır. Bu nedenle mahkemece elatmanın tamamen ortadan kaldırılması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği hususu bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengeleri gözetilerek bunların en uygununa karar verilmelidir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm eksik inceleme ve araştırma nedeniyle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan             Üye                                Üye                            Üye                     Üye 
Hikmet Onat      Ayşe Tartıcı Çevikbaş    Sevinç Türközmen     Cengiz Balıkçı     Necmi Apaydın