KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

İPOTEKLİ TAŞINMAZIN MALİKİ ÜÇÜNCÜ KİŞİYE HESAP ÖZETİ, TAZMİN TALEBİ YA DA ÖDEME İHTARININ GÖNDERİLMESİ ZORUNLULUĞU BULUNMAMAKTADIR.

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU

Esas No        : 2022/12-75
Karar No       : 2023/1011

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                :
 İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
TARİHİ                          : 08.07.2021
SAYISI                          : 2021/1628 E., 2021/1986 K.
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 01.03.2021 tarihli ve 2020/6538 Esas,
                                        2021/2196 Karar sayılı BOZMA kararı

Taraflar arasındaki şikâyet isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikâyetin reddine karar verilmiştir.

Kararın borçlu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle şikâyetin kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

Direnme kararı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelendi.

I. TALEP

Borçlu vekili; müvekkili aleyhine İstanbul 22. İcra Müdürlüğünün 2018/26028 Esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilâmlı icra takibi başlatıldığını, icra emrinde belirtilen ihtarnamelerin müvekkiline tebliğ edilmediğini, alacaklının müvekkiline Üsküdar 6. Noterliğinin 11.09.2018 tarihli ve 73093 sayılı ihtarnamesini gönderdiğini, bu ihtarnameye Beşiktaş 17. Noterliğinin 14.09.2018 tarihli ve 62979 yevmiye nolu ihtarnamesi ile itiraz ettiklerini, ancak bu ihtarnamenin icra takibine konu edilmediğini, müvekkilinin kredi sözleşmelerindeki adresine ve ipotek akit tablosundaki adresine başka bir ihtarname gönderilmediğini, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş de sayılamayacağını, bu nedenle 2004 sayılı Kanun’un 150/ı maddesine göre icra emri gönderilemeyeceğini, alacaklı vekili tarafından icra dosyasına cari hesap veya kredi sözleşmesi ve bunlara ilişkin belgelerin ibraz edilmediğini, ayrıca ipotek akit tablosunun tapu idaresince verilmiş resmî bir örneğinin ibraz edilmediğini, müvekkilinin daha fazla borçlanmamak için Beşiktaş 17. Noterliğinin 15.03.2017 tarihli ve 08233 yevmiye nolu ihtarnamesini keşide ederek muhatap bankaya göndermek suretiyle kefaletten vazgeçtiğini, borçların yapılandırılmasına muvafakati olmadığını belirtmek sureti ile asıl borçlu ödeyebilecek durumda iken kredilerin geri çağrılarak kapatılmasını talep ettiğini, alacaklı bankanın müvekkilinin uyarı ve taleplerini dikkate almayarak özen yükümlülüğüne aykırı davranarak müvekkilinin zarara uğramasına ve bankanın asıl borçlu ile birlikte hareket etmek sureti ile zararın artmasına neden olduğunu ileri sürerek icra emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Alacaklı vekili; şikâyetçi borçlunun ipotek veren malik sıfatıyla ipotek akit tablosundaki şartlar doğrultusunda sorumlu olduğunu, Üsküdar 6. Noterliğinin 27.08.2018 tarihli ve 67053 yevmiye numaralı ihtarnamesinin şikâyetçi borçlunun bankaya bildirdiği adresine gönderildiğini, takip dosyasına sunulan genel kredi sözleşmelerinde ihtarnamedeki adresin yazılı olduğunu, bankaya bu adresin bildirildiğini, 2004 sayılı Kanun’un 68/b maddesi uyarınca bankanın borçlunun kredi sözleşmesinde belirttiği adresine ihtarname keşide etmek zorunda olduğunu, dolayısıyla 2004 sayılı Kanun’un 150/ı maddesine göre ipoteğin para çevrilmesi yoluyla ilâmlı takip yapılmasının kanuna uygun olduğunu, kefaletten dönme hakkının kullanılmasının koşulunun borcun doğmamış olması olduğunu, somut olayda kefaletten dönme keyfiyetinin müvekkili bankaya tebliğ edildiği tarihe kadar kredilerin kullandırıldığını, borç doğduğu için kefaletten dönme hakkının kullanılmasının söz konusu olmayacağını, ayrıca kredi sözleşmeleri karşılıklı taahhütler içerdiğinden kefil veya kefillerin tek yanlı olarak bildirdikleri irade beyanı ile kefaletten vazgeçemeyeceğini, bu şekilde bir bildirimin akdin diğer tarafınca açıkça kabul edilmedikçe hukuki sonuç doğurmayacağını, borçlunun diğer iddialarının da yerinde olmadığını belirterek şikâyetin reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 28.05.2019 tarihli ve 2018/865 Esas, 2019/386 Karar sayılı kararı ile; 2004 sayılı Kanun’un 150/ı ve 68/b maddeleri gereğince yöntemine uygun hesap kat ihtarı tebliği edilmediği iddiasının sübutu hâlinde borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra emri göndermek suretiyle takip yapılmasının mümkün olmadığı, somut olayda davacıya (şikâyetçiye) Üsküdar 6. Noterliğinin 11.09.2018 tarihli ve 73093 yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiği, ihtarnamede yazılı adresin Barajyolu Cad. Flora Evleri F Blok D.10 Ataşehir/İstanbul olduğu, söz konusu adresin ipotek senedinde yazılı resmî adres olduğu ve ihtarnamenin de bu adrese tebliğ edildiği gerekçesiyle davanın (şikâyetin) reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 25.06.2020 tarihli ve 2019/2116 Esas, 2020/1316 Karar sayılı kararı ile; şikâyetçinin icra takibinde hem ipotekli taşınmaz maliki, ipotek veren, hem de kredi borçlusunun borcuna kefil olması sebebi ile borçlu sıfatı ile yer aldığı, borçlunun Ataşehir Dudullu Mahallesinde bulunan taşınmazın maliki olduğu ve bu taşınmazın 1.000.000,00 TL üst sınır ipoteği ile yükümlü bulunduğu, ayrıca borcun 9.000.000,00 TL’sine ise müteselsil kefil olduğuna ilişkin belgelerin sunulduğu, gerek ipotek akit senedinde gerekse banka ile imzalanan kredi sözleşmelerinde şikâyetçinin adresinin Baraj Yolu Caddesi Flora Evleri F Blok Daire 10 Ataşehir/İstanbul olduğu, bu adrese gönderilen Üsküdar 6. Noterliğinin 27.08.2018 tarihli ve 67053 sayılı ihtarnamesinin iade edildiği, bundan sonra şikâyetçiye Üsküdar 6. Noterliğinin 11.09.2018 tarihli ve 73093 yevmiye nolu ihtarnamesinin 13.09.2018 tarihinde tebliğ edildiği, şikâyetçinin Beşiktaş 17. Noterliğinin 14.09.2018 tarihli ve 62979 yevmiye nolu ihtarnamesi ile itiraz ettiği, şikâyetçiye gönderilen ilk ihtarnamede istenen alacak miktarının 30.400,00 TL’lik gayri nakti kredi olduğu, bu hususun hesap özetinden anlaşıldığı, ikinci ihtarnamede ise alacak miktarının 5.060.408,77 TL olduğu, bu ihtarnameye ekli bir hesap özeti bulunmadığı ve takip dosyasına da sunulmadığı, şikâyet dilekçesinde kendisine gönderilen hesap kat ihtarının takibe konu yapılmadığı ileri sürülmekte olup bu hususun dosya münderecatı ile de sabit olduğu, yine takip dosyasında takipte istenen alacağa ilişkin şikâyetçiye gönderilen bir hesap kat ihtarı veya şikâyetçinin isminin geçtiği bir hesap kat ihtarı ve hesap özeti bulunmadığı, şikâyetçinin takipte sadece ipotek borçlusu değil aynı zamanda kefil olması sebebi ile asıl borçtan da sorumlu olduğu, buna ilişkin şikâyetçinin kefil sıfatı ile imzaladığı toplamda 9.000.000,00 TL’lik kefaleti gösteren belgelerin dosyaya konulduğu ancak takibin 22.690.000,00 TL üzerinden başlatıldığı ve şikâyetçinin borcun ne kadarından sorumlu olduğuna dair bir açıklama yapılmadığı, üstelik icra dosyasına eklenmeyen Üsküdar 6. Noterliğinin 11.09.2018 tarihli ve 73093 yevmiye nolu ihtarnamesinde ise borç miktarının 5.060.408,77 TL gösterildiği, bu ihtarname borçluya ödeme emrinin gönderildiği 27.09.2018 tarihine kadar dosyaya eklenmediğinden artık dosya münderecatına dahil edilemeyeceği, borçlu aleyhine yapılan ilâmlı icra takibinin 2004 sayılı Kanun’un 150/ı maddesindeki şartları taşımadığı, bu nedenle borçluya icra emri gönderilemeyeceği, aynı zamanda takipte birden fazla borçlu olması ve bir kısım borçlular yönünden ilâmlı icra takibinin kesinleşmesi nazara alındığında, aynı takipte bir kısım borçlulara ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmsız takip bir kısım borçlulara ise ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı takip yapılamayacağı gerekçesiyle borçlu vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle şikâyetin kabulü ile takibin şikâyetçi yönünden iptaline karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ İNCELEME SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

"... İİK'nun 150/ı maddesinde; ''Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir krediyi kullandıran tarafın ibraz ettiği ipotek akit tablosu kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kısa, orta, uzun vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetinin veya gayrinakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarın noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafa kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adrese gönderilmek suretiyle tebliğ edildiğini veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığını gösteren noterden tasdikli bir sureti icra müdürüne ibraz ederse icra müdürü 149 uncu madde uyarınca işlem yapar'',

İİK'nun 68/b maddesinde; "Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır” hükmüne yer verilmiştir.

İpotek veren taşınmaz maliki üçüncü kişiye İİK'nun 150/ı maddesi gereğince hesap özeti gönderilmesi zorunluluğu bulunmamakta ise de; ipotek veren üçüncü kişi hakkında takip yapılabilmesi için Türk Medeni Kanunu'nun 887. maddesi uyarınca, alacağın kendisinden istenilmesi yani muacceliyet ihtarının gönderilmesi gerekmektedir. Bir başka ifadeyle, söz konusu düzenleme gereğince, ipotekli taşınmaz maliki üçüncü şahsa ihbar yapılmadıkça, onun yönünden borç muaccel olmayacağından hakkında icra takibi başlatılamaz.

Somut olayda, takibe dayanak yapılan Üsküdar 6. Noterliği'nin 09.08.2018 tarih ve 64623 yevmiye nolu ihtarnamesi ile kredi borçlusu M. Gıda ... AŞ.'nin kullandığı krediler sebebiyle toplam 29.982.294,56 TL alacağın kat edildiği, A. Gıda ... AŞ.'nin kredi sözleşmesinin müteselsil kefili olduğu, şikayetçi borçlu Hülya Neslihan Ç.'nun maliki olduğu taşınmazda A. Gıda ... AŞ.'nin asaleten ve kefaleten doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere alacaklı banka lehine 1.000.000 TL bedelli limit ipoteği tesis edildiği, yine takibe dayanak teşkil eden ve A. Gıda ... AŞ.'nin borçları sebebiyle Hülya Neslihan Ç.'na ipotek veren sıfatıyla gönderilen Üsküdar 6. Noterliği'nin 27.08.2018 tarih ve 67053 yevmiye nolu ihtarnamenin şikayetçi borçlunun ipotek resmi senedi ve kredi sözleşmesinde yer alan "Baraj Yolu Caddesi Flora Evleri F Blok Daire: 10 Ataşehir İstanbul" adresine gönderildiğinin ancak iade edildiğinin Bölge Adliye Mahkemesinin de kabulünde olduğu, buna göre şikayetçi borçluya gönderilen ihtarnamenin İİK'nun 68/b maddesi hükmüne göre tebliğ edilmiş sayılacağı, bundan başka ipotekli taşınmazın maliki üçüncü kişiye, hesap özeti, tazmin talebi ya da ödeme ihtarının gönderilmesinin zorunlu olmadığı anlaşılmış olup, buna göre; şikayetçi borçlu hakkında ipotekli taşınmaz maliki sıfatıyla, diğer borçlular ile birlikte 22.690.000 TL alacağın tahsili için TMK'nın 851. maddesi uyarınca ipotek limiti ile sınırlı olacak şekilde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılmasında ve icra emri gönderilmesinde usul ve yasaya uymayan bir yön bulunmadığı görülmüştür.

O halde, İlk Derece Mahkemesinin şikayetin reddine ilişkin kararı yerinde olup Bölge Adliye Mahkemesince borçlunun istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; önceki gerekçe tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Direnme kararına karşı süresi içinde alacaklı vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Alacaklı vekili; 2004 sayılı Kanun’un 150/ı ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 887 nci maddesine göre ipotek veren üçüncü kişiye verdiği ipoteğe ilişkin borçlu olduğunu bildiren ihtarın gönderilmesi hâlinde bunun dışında üçüncü kişiye başkaca bir bildirim yapılması gerekmediğini, şikâyetçinin M. Gıda San. ve Tic. A.Ş., değil de A. Gıda San. ve Tic. A.Ş.'nin riski için ipotek verdiğini ve A. Gıda San. ve Tic. A.Ş.'nin kredilerine kefil olmaması nedeniyle takipte ipotek veren üçüncü kişi sıfatında olduğunu, bu nedenle ihtar dışında ayrıca hesap özeti gönderilmesinin gerekmediğini, ipotek veren şikâyetçiye ödeme isteminin yerine getirildiğini, 2004 sayılı Kanun’un 150/ı maddesindeki şartların sağlandığını, şikâyetçinin A. Gıda San. ve Tic. A.Ş.'nin riskine ilişkin verdiği ipotek ve A. Gıda San. ve Tic. A.Ş.'nin riskine ilişkin kefil olmadığı dikkate alındığında ipotek veren üçüncü kişiye ayrıca bir hesap özeti gönderilmesine gerek olmadığını, A. Gıda San. ve Tic. A.Ş.'nin kefaleten risklerinden dolayı müvekkili bankanın limit kadar alacak talep hakkı olduğunu, şikâyetçi tarafından borca itiraz edilmediğini ve yine takipte açıkça 4721 sayılı Kanun’un 851 inci maddesi uyarınca ipotek üst limiti ile borçtan sorumlu olduklarının belirtildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Uyuşmazlık

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda 2004 sayılı Kanun’un 150/ı ve 68/b maddelerine göre şikâyetçi ipotek veren aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilâmlı takip şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

D. Gerekçe

1. İlgili Hukuk

1. 2004 sayılı Kanun'un 68/b ve 150/ı maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un 887 nci maddesi.

2. Değerlendirme

1. Rehin hakkı bir alacak yerine getirilmediği takdirde hak sahibine rehnin konusu olan şeyi veya hakkı paraya çevirerek getirisinden alacağını öncelikle elde etme yetkisi veren bir haktır. Rehin genellikle güvence altına aldığı alacağın borçlusu tarafından verilir. Bu takdirde, bu sıfatıyla borcu ödemekle, rehin veren sıfatıyla da rehin konusu malın paraya çevrilmesine ve satış bedelinden rehinle güvence altına alınmış olan alacağın karşılanmasına katlanmakla yükümlüdür. Rehin başkasının borcu için bir üçüncü kişi tarafından da verilebilir, yani bir üçüncü kişi başkasının borcunu güvence altına almak amacıyla alacaklı lehine rehin hakkı kurabilir. Rehin veren üçüncü kişi bu sıfatıyla rehinle güvence altına alınmış olan alacağı ödemekle yükümlü olmaz, onun tek yükümlülüğü rehin konusu malın paraya çevrilmesine ve rehinle güvence altına alınmış olan alacağın, rehin konusu malın satış bedelinden karşılanmasına katlanmaktır (A. Lale Sirmen, Eşya Hukuku, Ankara, 2017, s.568, 570, 571).

2. Rehin üçüncü bir kişi tarafından verilmiş veya rehinli malın mülkiyeti üçüncü bir kişiye geçmiş ise takip asıl borçluya ve rehin maliki üçüncü kişiye karşı birlikte yapılır (2004 sayılı Kanun md. 145, 146, 148,149 ve 149/b). Bu hâlde asıl borçlu ile rehin maliki arasında şekli mecburi takip arkadaşlığı bulunmaktadır. Bu husus mahkemece resen göz önünde bulundurulmalıdır.

3. Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip ilâmlı ve ilâmsız olmak üzere ikiye ayrılır. Rehnin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı takip de taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı takip (2004 sayılı Kanun md. 150/h) ve ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı takip (2004 sayılı Kanun md. 150/h, 149, 149/a ve 150/ı) olmak üzere ikiye ayrılır.

4. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı takip, ancak alacak veya ipotek hakkının veya her ikisinin bir ilâmda veya ilâm niteliğindeki belgede tespit edilmiş olması hâlinde (md. l50/h) veya ipotek akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içermesi hâlinde (md. 149) mümkündür. İpotek akit tablosu kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını havi değilse, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmsız takip yoluna başvurulabilir (md.148, l49/b-I50/d); ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı takip yoluna başvurulamaz. Ancak 2004 sayılı Kanun'un 30.07.2003 tarihli ve 4949 sayılı Kanun ile değişik 150/ı maddesi bu kurala bir istisna getirmiştir.

5. 2004 sayılı Kanun'un 150/ı maddesi uyarınca borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdî veya gayrinakdi bir krediyi kullandıran tarafın (örneğin bir bankanın) ibraz ettiği ipotek akit tablosu kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran taraf (alacaklı), krediyi kullanan tarafa (borçluya) ait cari hesabın kesilmesine ilişkin hesap özetini veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetini veya gayrinakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebini veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarı noter aracılığı ile krediyi kullanan tarafa (borçluya) kredi sözleşmesinde yazılı veya ipotek akit tablosunda belirtilen adrese gönderilmek suretiyle tebliğ edildiğini veya 2004 sayılı Kanun'un 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığını gösteren noterden tasdikli bir sureti icra müdürüne ibraz ederek (krediyi kullandıran taraf, yani alacaklı) ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı takip yapabilir.

6. 2004 sayılı Kanun'un 68/b maddesi gereğince borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi hâlinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi hâlinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır. 2004 sayılı Kanun'un 68/b maddesinde yapılan düzenleme bankalar lehine olup, borçluların cari hesabın kesilmesine, hesap özetine ve tazmin talebine ilişkin tebligatları almamak suretiyle takibin başlatılmasını geciktirmeleri önlenmiş bulunmaktadır.

7. İpotek üçüncü kişi tarafından verilmiş (veya ipotekli taşınmazın mülkiyeti üçüncü kişiye geçmiş) ise takip, asıl borçluya ve taşınmaz maliki üçüncü kişiye karşı birlikte yapılır (mecburî takip arkadaşlığı). İpotekli taşınmazın maliki üçüncü kişiye 2004 sayılı Kanun'un 150/ı maddesi hükmüne göre hesap özeti, tazmin talebi veya ihtar gönderilmesi zorunlu değildir. Ancak (2004 sayılı Kanun'un 150/ı maddesinin 149 uncu maddeye yaptığı genel atıf nedeniyle) asıl borçlu ile birlikte, ipotekli taşınmazın maliki üçüncü kişiye de icra emri gönderilir (md. 149) (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s.1017).

8. Taşınmaz maliki üçüncü kişiye 4721 sayılı Kanun'un 887 nci maddesine göre ihbar yapılmamışsa takip yapılması da mümkün değildir. 4721 sayılı Kanun'un 887 nci maddesine göre "İpotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değilse, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya, hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıdır." Madde metnindeki "ödeme istemi" terimi ile neyin kastedildiğini kanunun gerekçesinden çıkarmak mümkündür. "887 nci maddeyle rehinli taşınmaz maliki borçtan şahsen sorumlu değilse, alacaklının ödeme ihbarlarının borçlu ile birlikte ona da yapılması zorunlu kılınmaktadır. Aksi takdirde ihbara bağlanacak alacağın muacceliyeti sonucu gerçekleşmeyecektir." Şu hâlde "ödeme istemi" teriminden anlaşılması gereken muacceliyet ihbarıdır (Müjgan Tunç Yücel, Banka Alacaklarının İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla Takibi, İstanbul 2010, s.299-300).

9. Başkasının borcu için taşınmazı üzerinde ipotek veren kişi bu nedenle temel borç ilişkisinin borçlusu veya kefili hâline gelmez. Başkasının borcu için taşınmazı üzerinde ipotek tesis eden kişinin ipoteğin temin ettiği alacağın borçlusu durumunda olmaması, kendisine karşı alacaklının borcun ifası için talep ve ihtarda bulunmasına da engel teşkil eder. İpotek veren üçüncü kişi malikin borçtan sorumlu olmayıp sadece borç ödenmediği takdirde rehinli malın satışına katlanmak yükümlülüğü altında bulunması taşınmazın satış bedelinin karşılamadığı alacak kesiminden de sorumlu olmamasını gerektirir. İpotek veren üçüncü kişi ipoteğin temin ettiği alacağın borçlusu durumunda olmadığından ödeme talebinin muhatabı olamaz. Alacaklı borçtan şahsen sorumlu olmayan malikten ifa talebinde bulunamaz, onu ifaya zorlayamaz. Malikin borçlunun borcunu ifa ederek ipoteğin satılmasına engel olabilmesi, alacaklının malikten ödeme isteminde bulunabileceği anlamına gelmez.

10. 2004 sayılı Kanun'un 150/ı maddesinin son cümlesi uyarınca hesap özetinin, tazmin talebinin veya ihtarın ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişiye tebliğ edilmesi veya aynı Kanun'un 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayılması 4721 sayılı Kanun'un 887 nci maddesinde öngörülen ödeme istemi yerine geçer. Buna göre taşınmaz maliki üçüncü kişiye daha önce bir muacceliyet ihbarı yapılmadığı hâlde hesap özeti, tazmin talebi yahut ödeme ihtarı ona gönderilmişse bu bildirim 4721 sayılı Kanun'un 887 nci maddesi uyarınca kendisine gönderilmesi gereken ödeme istemi yerine geçer (Tunç Yücel, s.300). Malike yapılacak ihbar kişisel alacağın değil, ipoteğe ilişkin ayni talebin muacceliyeti için zorunludur (Bülent Köprülü, Selim Kaneti, Sınırlı Ayni Haklar, İstanbul, 1982-1983, s.381). Malike yapılması gereken bu ihbarın bir fonksiyonu da 4721 sayılı Kanun'un 884 üncü maddesi gereğince taşınmazını ipotekten kurtarması için kendisine borçlunun tabî olduğu koşullar altında borcu ödeme olanağının tanınmasıdır.

11. 2004 sayılı Kanun'un 150/ı maddesinde krediyi kullandıran tarafça düzenlenen hesap özeti, tazmin talebi ya da ödeme ihtarının krediyi kullanan tarafa gönderilmesi şart koşulmuştur. Bu belgelerin ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişiye de gönderilmesi gerekmez. 2004 sayılı Kanun'un 150/ı maddesi uyarınca hesap özetinin, tazmin talebinin veya ihtarın ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişiye tebliğ edilmesi veya tebliğ edilmiş sayılması 4721 sayılı Kanun'un 887 nci maddesinde öngörülen ödeme istemi yerine geçeceğinden, 4721 sayılı Kanun'un 887 nci maddesinde belirtilen muacceliyet ihbarı yapılmamış olmasına rağmen hesap özeti, tazmin talebi ya da ihtarname (zorunluluk olmadığı hâlde) taşınmaz malikine de tebliğ edilmiş ise bu durum alacağı ona karşı muaccel hâle getirir (Tunç Yücel, s.327).

12. 2004 sayılı Kanun'un 150/ı maddesi uyarınca krediyi kullandıran bankanın noter marifetiyle gönderdiği hesap özeti, tazmin talebi ya da ödeme ihtarını tebellüğ eden (ya da 2004 sayılı Kanun'un 68/b maddesi uyarınca tebellüğ etmiş sayılan) krediyi kullanan taraf sekiz gün içinde buna itiraz edebilir. Krediyi kullanan tarafın itiraz etmesi krediyi kullandıran tarafın 2004 sayılı Kanun'un 150/ı maddesine göre takip başlatmasına engel değildir. Bu hâlde krediyi kullanan taraf itirazı süresinde yaptığına ilişkin noter tasdikli sureti icra mahkemesine sunarak 2004 sayılı Kanun'un 150/ı maddesine belirtilen şikâyet hakkını kullanabilir. Kredi ilişkisinde üçüncü kişi konumunda olan taşınmaz malikinin ise hesap özeti, tazmin talebi ya da ödeme ihtarına itiraz etme hakkı yoktur. Alacağın 4721 sayılı Kanun'un 887 nci maddesi anlamında muaccel kılınması için ödeme istemi olarak bu belgelerin kendisine gönderilmiş olması hâlinde dahi üçüncü kişi malik bunlara itiraz hakkına sahip değildir. Krediyi kullanan tarafın hesap özeti, tazmin talebi ya da ödeme ihtarına usulünce itiraz etmiş olduğu hâllerde taşınmaz maliki üçüncü kişinin 2004 sayılı Kanun'un 150/ı maddesi uyarınca şikâyet hakkı doğmaktadır. Zira taşınmaz maliki kredi ilişkisinde üçüncü kişi konumunda olmasına rağmen takipte taraftır. Yalnız şikâyet yoluna başvurabilmenin ön koşulu krediyi kullanan tarafın hesap özeti, tazmin talebi ya da ödeme ihtarına usulünce itiraz etmiş olmasıdır (Tunç Yücel, s.318, 319, 350, 351).

13. Krediyi kullandıran bankanın noter marifetiyle gönderdiği hesap özeti, tazmin talebi ya da ödeme ihtarını tebellüğ eden (ya da 2004 sayılı Kanun'un 68/b maddesi uyarınca tebellüğ etmiş sayılan) krediyi kullanan taraf sekiz gün içinde buna itiraz etmezse ihtarnamede belirtilen borç miktarı takip hukuku bakımından kesinleşir. Krediyi kullanan tarafın ihtarnamedeki borç miktarı konusunda şikâyet hakkı bulunmamaktadır.

14. Bu aşamada belirtmek gerekir ki üst sınır ipoteğinin mevcut olduğu hâlde takip talebinde alacağın, ipotek sınırını (limiti) aşmayacak biçimde gösterilmesi gerekir. Üst sınır ipoteğinde, alacak tutarı (faiz ve giderler dahil) üst sınır (azamî meblâğ) ipoteğindeki ipotek limitini aşmakta ise alacaklı takip talebinde sadece ipotek limiti içinde kalan alacak bölümünü talep edebilir ve takip tarihinden itibaren faiz de isteyemez (Kuru, s.996).

15. Diğer taraftan 2004 sayılı Kanun'un 150/ı maddesi sadece asıl borçlu (krediyi kullanan taraf) içindir. Nakdi veya gayrinakdi krediye kefil olan kişiye 2004 sayılı Kanun'un 150/ı maddesine göre hesap özeti, tazmin talebi veya ihtar gönderilmesine gerek yoktur, gönderilmiş olsa dahi kefilin 2004 sayılı Kanun'un 150/ı maddesine göre bir itiraz hakkı yoktur, çünkü alacaklı 2004 sayılı Kanun'un 150/ı maddesine göre asıl borçlu ile birlikte kefile karşı da ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı takip yapamaz ve kefile aynı Kanun'un 149 uncu maddesine göre icra emri göndertemez. Alacaklı, kefile karşı ancak haciz (veya iflâs) yolu takip yapabilir (Kuru, s.1018; Tunç Yücel, s.352-353).

16. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya gelince; alacaklı banka vekili tarafından borçlular M. Gıda San. ve Tic. A.Ş., A. Gıda San. Ve Tic. A.Ş., Hülya Neslihan Ç. ve Ahmet Halil G. aleyhine 26.09.2018 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilâmlı takip başlatılmış ve takip talebinde genel kredi sözleşmeleri, ipotek resmî senetleri, Üsküdar 6. Noterliğinin 09.08.2018 tarihli ve 64623 yevmiye nolu ihtarnamesi ile Üsküdar 6. Noterliğinin 27.08.2018 tarihli ve 67053 yevmiye nolu ihtarnamesi gösterilmiştir. Takibe dayanak Üsküdar 6. Noterliğinin 09.08.2018 tarihli ve 64623 yevmiye nolu ihtarnamesi ile asıl borçlu M. Gıda San. ve Tic. A.Ş.'nin kullandığı krediler sebebiyle toplam 29.982.294,56 TL alacak kat edilmiştir. Takip borçlusu A. Gıda San. ve Tic. A.Ş. ise takibe dayanak genel kredi sözleşmelerinde asıl borçlu olduğu gibi M. Gıda San. ve Tic. A.Ş.'nin asıl borçlu olduğu genel kredi sözleşmelerinde de müteselsil kefildir. Şikâyetçi borçlu Hülya Neslihan Ç.'nun maliki olduğu İstanbul ili, Ataşehir ilçesi, Yukarı Dudullu Mahallesi, 13452 parselde bulunan 10 nolu bağımsız bölüm üzerinde 14.09.2012 tarihli ve 16211 yevmiye nolu resmî senet ile A. Gıda San. ve Tic. A.Ş.'nin asaleten ve kefaleten doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere alacaklı banka lehine 1.000.000,00 TL bedelli limit ipoteği tesis edilmiştir. A. Gıda San. ve Tic. A.Ş.'nin kredi borçları sebebiyle Hülya Neslihan Ç.'na ipotek veren sıfatıyla gönderilen takibe dayanak Üsküdar 6. Noterliğinin 27.08.2018 tarihli ve 67053 yevmiye nolu ihtarnamesi şikâyetçi borçlunun ipotek resmî senedi ve kredi sözleşmesinde yer alan "Baraj Yolu Caddesi Flora Evleri F Blok Daire: 10 Ataşehir İstanbul" adresine gönderilmiş ve 29.08.2018 tarihinde "Muhatap adreste soruldu. Adres kapalı" şerhiyle bila tebliğ iade edilmiştir. Takip talebinde ve icra emrinde borçlulardan her birinin 4721 sayılı Kanun'un 851 inci maddesi uyarınca alacaklı lehine vermiş oldukları ipoteklerde belirtilen limit kadar bedelle sorumlu oldukları belirtilmiştir.

17. Şu hâle göre A. Gıda San. ve Tic. A.Ş.'nin kefaletinden doğan borçları da ipoteğin teminatı kapsamında olduğundan asıl borçlu M. Gıda San. ve Tic. A.Ş.'nin kredi borçlarının tahsili için de Hülya Neslihan Ç. aleyhine ipotek veren sıfatıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilâmlı takip başlatıldığı anlaşılmaktadır.

18. O hâlde Bölge Adliye Mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere şikâyetçi borçlunun ipotek resmî senedinde ve kredi sözleşmesinde gösterilen adresine gönderilen ihtarname 2004 sayılı Kanun'un 68/b maddesi hükmüne göre tebliğ edilmiş sayılır. Dolayısıyla ipotekli taşınmazın maliki üçüncü kişiye hesap özeti, tazmin talebi ya da ödeme ihtarının gönderilmesi zorunlu olmadığından şikâyetçi borçlu aleyhine 2004 sayılı Kanun'un 150/ı maddesi uyarınca ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilâmlı takip şartları oluştuğunun kabulü zorunludur. Bu durumda şikâyetçi borçlu aleyhine ipotekli taşınmaz maliki sıfatıyla 22.690.000,00 TL alacağın tahsili için ipotek limiti ile sınırlı olacak şekilde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı takip yapılmasında ve icra emri gönderilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.

19. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; şikâyetçi borçluya sadece 30.400,00 TL'lik alacağın kat edildiği Üsküdar 6. Noterliğinin 27.08.2018 tarihli ve 67053 yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiği, şikâyetçi borçlu aleyhine ancak 30.400,00 TL alacağın tahsili için takip başlatılabileceği, bu miktarı aşan kısım yönünden takibin iptali gerektiğinden direnme kararının bu değişik gerekçe ile bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.

20. Hâl böyle olunca, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 5311 sayılı Kanun ile değişik 2004 sayılı Kanun'un 364 üncü maddesinin ikinci fıkrasının göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.10.2023 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.

BİLGİ : Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nda bulunan 17’si BOZMA, 8’i ise Değişik Gerekçeli Bozma yönünde oy kullanmışlardır.