İŞLEMİN SIRF DİĞER PAYDAŞLARIN ÖNALIM HAKLARINI KULLANMALARININ ENGELLENİLMESİ İÇİN TRAMPA OLARAK GÖSTERİLMESİ HÂLİNDE KANUNUN DOLANILMASI SÖZ KONUSU OLUR.
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No : 2022/(14)7-1029
Karar No : 2023/1184
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 09.11.2021
SAYISI : 2021/2167 E., 2021/2260 K.
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 22.06.2021 tarihli ve
2019/3901 Esas, 2021/4211 Karar sayılı BOZMA kararı
Taraflar arasındaki önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Şevket I. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davalı Şevket I. vekilinin istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı davacı vekilinin temyiz isteminde bulunması üzerine karar, Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Ankara ili Gölbaşı ilçesi Taşpınar-İmar köyü 118.13 ada 8 parselde hissedar olduğunu, aynı taşınmazda davalı Şevket I.’ın 10.04.2013 tarihinde davalı Semiha G.’ye ait 1/2935 hisseyi trampa yolu ile devralarak paydaş olduğunu ve önalım hakkını engellemek amacıyla muvazaalı olarak yapılan trampa işleminden sonra da davalı Şevket I.’ın 17.01.2014, 20.02.2014, 22.02.2014, 29.05.2014, 30.05.2014, 04.06.2014, 27.06.2014, 25.11.2014 tarihlerinde ayrı ayrı satış işlemleri ile hisseler satın aldığını, 17.01.2014 tarihli ilk satışta belirtilen değerin gerçek değerin çok üzerinde olduğunu belirterek 10.04.2013 tarihinde yapılan trampa işleminin muvazaalı yapıldığı, işlemin gerçekte satış olduğunun tespiti ile iptaline, trampa ve ilk satış işleminde bilirkişi tarafından belirlenecek bedel üzerinden, diğer satış işlemlerinde tapuda gösterilen bedel üzerinden önalım hakkı tanınarak davalı adına kayıtlı tüm hisselerin tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Şevket I. vekili cevap dilekçesinde; önalım hakkı nedeniyle dava açılması için öngörülen sürenin 3 ay olduğunu, müvekkilinin 2013 yılında hisse almak için pazarlık ve görüşmeler yaptığını, davacının hisse devri işlemlerinden haberdar olduğunu, müvekkili ile diğer davalının trampa ettikleri hisselerin değerlerinin birbirlerine yakın olduğunu, trampa işleminin gerçek olduğunu, trampalı mal temlikinde önalım hakkının kullanılamayacağını, dava konusu taşınmazın Ankara’nın en gözde bölgesinde bulunduğunu, bu itibarla davacının hisse bedellerinin fahiş gösterildiği yönündeki iddiaların gerçek dışı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı Semiha G. cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazdaki 2 m2’lik payını 1.500,00 TL bedelle sattığını, bu yere karşılık 17 m2’lik başka yerden arsa verildiğinden haberinin olmadığını, satış işlemini vekâlet vererek yaptığını savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 15.06.2017 tarihli ve 2015/165 Esas, 2017/327 Karar sayılı kararıyla; yapılan keşif neticesinde alınan bilirkişi raporuna göre trampaya konu dava konusu taşınmazın 2/5870 hissesinin dava tarihinde 4.700,00 TL, 11.671 ada 12 parselin 17/750 hissesinin ise 2.380,00 TL değerinde olduğu, her iki taşınmaz hissesi arasında yaklaşık iki kat fark bulunduğu, dava konusu taşınmazı trampa ile davalıya devreden Semiha G.'nin cevap dilekçesinde trampadan bilgisinin olmadığını, taşınmaz hissesini vekâletname vererek 1.500,00 TL bedelle devrettiğini beyan ettiği, özellikle Semiha G.'nin bu beyanı ve trampa işleminden sonra davalının yakın tarihlerde toplamış olduğu hisse miktarı, bilirkişi raporu dikkate alındığında satış işlemini gizlemek ve önalım talebini engellemek amacıyla işlemin trampa yoluyla yapıldığı, davacının önalım hakkını kullanabileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, 118.13 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 10.04.2013 tarihinde trampa ile davalı Şevket I.'a devredilen 1/2935 hissenin; 17.01.2014 tarihinde davalı Şevket I.'a satış sureti ile devredilen 4/5870 hissenin; 20.02.2014 tarihinde davalı Şevket I.'a satış sureti ile devredilen 148/5870 hissenin; 22.02.2014 tarihinde davalı Şevket I.'a satış sureti ile devredilen 36/2935 hissenin; 29.05.2014 tarihinde davalı Şevket I.'a satış sureti ile devredilen 37/2935 hissenin; 30.05.2014 tarihinde davalı Şevket I.'a satış sureti ile devredilen 37/2935 hissenin; 04.06.2014 tarihinde davalı Şevket I.'a satış sureti ile devredilen 37/2935 hissenin; 27.06.2014 tarihinde davalı Şevket I.'a satış sureti ile devredilen 37/2935 hissenin; 25.11.2014 tarihinde davalı Şevket I.'a satış sureti ile devredilen 37/2935 hissenin tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, davacı tarafından bankaya depo edilen toplam 368.027,22 TL önalım bedelinin karar kesinleştiğinde faizi ile birlikte davalı Şevket I.'a ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Şevket I. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 12.06.2019 tarihli ve 2019/1326 Esas, 2019/1226 Karar sayılı kararıyla; tapudaki işlemin tarafı olmayan davacının tapudaki işlemin gerçekte trampa olmadığını tanık dahil her türlü delille ispatlamasının mümkün olduğu, işlemde muvazaanın kabul edilebilmesi için trampaya tabî taşınmazlar arasında aşırı bir bedel farkının olması, tanıkların da tapudaki işlemin gerçekte satış olduğu hâlde önalım hakkının engellenmesi için trampa gösterildiğine dair beyanda bulunmalarının gerekeceği, davacı dava dilekçesinde keşif ve tanık deliline dayandığı hâlde yargılama sırasında 15.10.2015 tarihli celsede tanık listesi sunmadıklarını beyan ettiği, yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda trampa işlemine konu 118.13 ada 8 parseldeki hisse değerinin 4.700,00 TL, 11.671 ada 12 parseldeki hisse değerinin ise 2.380,00 TL olarak belirtilmesinin muvazaanın ispatı için tek başına yeterli olmadığı, davacının işlemde muvazaa iddiasını kanıtlayamadığına göre 10.04.2013 tarihinde yapılan işlemin trampa olduğunun kabulü gerekeceği, ilk işlem trampa olduğuna göre davalı Şevket I.'ın taşınmazın paydaşı hâline geldiği, bu nedenle mahkemece yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle davalı Şevket I. vekilinin istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine, davacı tarafından depo edilen satış bedeli ve masrafların faiziyle birlikte karar kesinleştiğinde talep hâlinde yatıran davacıya iadesine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"... Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin dava konusu 118.13 ada 8 parselde hissedar olduğunu, aynı taşınmazda davalı Şevket I.’ın 10/04/2013 tarihinde davalı Semiha G.’ye ait 1/2935 hisseyi trampa yolu ile devralarak paydaş olduğunu, önalım hakkını engellemek amacıyla muvazaalı olarak yapılan bu trampa işleminden sonra da davalı Şevket’in 17/01/2014, 20/02/2014, 22/10/2014, 29/05/2014, 30/05/2014, 04/06/2014, 27/06/2014, 25/11/2014 tarihli satış işlemleri ile hisseler satın aldığını, 17.01.2014 tarihli ilk satışta belirtilen değerin gerçek değerin çok üzerinde olduğunu belirterek 10.04.2013 tarihinde yapılan trampa işleminin muvazaalı yapıldığının ve bu işlemin gerçekte satış işlemi olduğunun tespiti ile iptaline ve trampa ve ilk satış işleminde bilirkişi tarafından belirlenecek bedel üzerinden diğer satış işlemlerinde tapuda gösterilen bedel üzerinden önalım hakkı tanınarak davalı adına kayıtlı tüm hisselerin tapu kayıtlarının takyidatsız olarak iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Semiha G., 2 m2'lik ilk arsasını 1.500,00TL bedelle sattığını, 2 m2'lik yerine karşılık 17 m2'lik başka yerden arsa verildiğinden haberinin olmadığını, satış işlemini vekalet vererek yaptığını beyan etmiştir.
Davalı Şevket I. vekili ise, davacının dava konusu işlemlerden haberdar olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, diğer davalı ile trampa ettikleri hisselerin değerlerinin birbirlerine yakın olduğunu, trampa işleminin gerçek olduğunu, bedelde muvazaa olmadığını ve intifa haklarının eşine bir takım haklar sağlamak amacıyla tesis edildiğini beyan ederek davanın reddi savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, 10.04.2013 tarihli trampa işleminin önalım hakkının kullanımını engellemek amacıyla muvazaalı yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı Şevket I. vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesince adı geçen davalı vekilinin istinaf başvurusunun davacının trampa işleminin muvazaalı olduğuna yönelik iddiasını kanıtlayamadığı, ilk işlem trampa olduğuna göre davalı Şevket I. taşınmazın paydaşı haline geldiği ve paydaşlardan birinin payını diğer paydaşa satması halinde satın alan paydaş aleyhine önalım davası açılamayacağı gerekçesiyle kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosya içeriği ve belgelerden; davacının dava konusu 118.13 ada 8 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduğu; davalı Semiha G.’nin taşınmazda 26.09.2011 tarihli imar işlemiyle 2/5870 hisse edindiği; davalı Semiha G.’nin 10.04.2013 tarih, 5653 numaralı akitle bu payını vekili Hüseyin S. aracılığı ile davalı Sevket I.’a ait 11.671 ada 12 parseldeki 17/750 pay ile trampa ettiği ve davalı Şevket I.’ın trampa ettiği pay üzerinde eşi Hatice I. lehine 09.12.2010 tarihinde tesis edilen intifa hakkı olduğu; trampa işleminden bir gün sonra 11.04.2013 tarihinde davalı Şevket I.’ın dava konusu taşınmazda temlik aldığı hisse üzerinde yine eşi Hatice I.’ın lehine intifa hakkı tesis edildiği; davalı Şevket I.’ın bundan sonra 118.13 ada 3 parsel sayılı taşınmazda; 17.01.2014, 20.02.2014, 22.10.2014, 29.05.2014, 30.05.2014, 04.06.2014, 27.06.2014 ve 25.11.2014 tarihli satış işlemleri ile hisse satın aldığı ve taşınmazda toplam 298/2935 payının bulunduğu anlaşılmaktadır.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 732. maddesi uyarınca, önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü şahsa satılması halinde, diğer paydaşa o payı öncelikle satın alma hakkını verir. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve o payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir. Paydaşın paydaşa satış yapması halinde ise önalım hakkı kullanılamaz. Ayrıca satış dışındaki işlemlerde de önalım hakkı doğmaz. Ne var ki, satış dışındaki pay edinimlerinde muvazaa iddiası ileri sürülebilir. İşlemin tarafı olmayan paydaşlar bu iddiayı her türlü delille kanıtlayabilirler.
Davacı, davalı Şevket I.’ın baştan beri taşınmazın tamamına malik olabilmek ve gerçekte satın almasına rağmen önalım hakkının kullanımını önlemek amacıyla muvazaalı olarak ilk temlik işlemini trampa olarak gösterdiğini ileri sürmüştür.
Öncelikle davalı Semiha G., dava konusu Ankara ili, Gölbaşı ilçesi, Taşpınar-İmar Mahallesi, 11813 ada 3 parsel sayılı taşınmazda 2 m2 miktarlı akitte 5.000,00 TL bedel gösterilen payını 10.04.2013 tarihinde vekili aracılığı ile davalı Şevket I.’a ait Hacılar Mahallesi 11.671 ada 12 parseldeki 17 m2, akitte 5.000,00TL bedel gösterilen ve üzerinde davalı Şevket I.’ın eşi lehine intifa hakkı şerhi bulunan payı ile trampa etmiştir.
Alınan bilirkişi raporunda trampaya konu 11813 ada 3 parseldeki 2 m2 taşınmazın değerinin işlem tarihinde 4.700,00TL; 11.671 ada 12 parselin trampaya konu 17 m2 olan kısmının değerinin ise 2.380,00TL edeceği belirtilmiştir. Görüldüğü üzere trampaya konu taşınmazlar hem mevkii, hem miktar, hem de değer itibariyle denk değildir. Davalı Semiha G. tarafından trampada karşılık olarak alınan yerde davalı Şevket I.’ın eşi lehine intifa hakkı şerhi bulunmaktadır. Ayrıca, 2 m2 miktarındaki bir hissenin trampa edilmesi taraflara menfaat sağlamaz. Taşınmaz satılıp parası alınabilecekken, bu çeşit bir trampa yoluna gidilmesi hayatın olağan akışına uygun düşmez. Davalı Şevket I. trampa yolu ile pay edindikten sonra taşınmazda diğer bir kısım payları da satın alarak, sonuçta 298/2935 payın sahibi olmuştur. Gerçekte satış olan işlemin sırf diğer paydaşların önalım haklarını kullanmalarının engellenilmesi için trampa olarak gösterilmesi halinde kanunun dolanılması söz konusu olur ki, bu hususu kanun korumaz. Öyle ise, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere, davalı Şevket I. tarafından, taşınmazda trampa yolu ile pay edinimi muvazaalı olup, gerçekte satış işlemi ile pay edindiği ve davacı yan yönünden önalım hakkının var olduğu kabul edilmelidir.
Bölge adliye mahkemesince, değinilen hususlar göz ardı edilerek, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeplerle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile önceki karardaki gerekçe ile direnme kararı verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, bölge adliye mahkemesinin üçüncü kişinin muvazaa iddiasını tanık deliline indirgediğini, somut olayın diğer özelliklerine bakılması gerektiğini, davalı Şevket I.’ın 2 m2’lik yeri almasının hukuki ve ekonomik bir faydasının olmaması, trampa edilen taşınmazda eşi lehine intifa hakkının bulunması, Semiha G.’nin 2 m2’lik yeri için özel trampa yetkisi vermesi, vekâlet vereceği kişinin davalı Şevket I. tarafından belirlenmesi ve bu kişinin Şevket I. yanında çalışması, 2013 yılında izaleyi şuyu davası açan Meral K.’ın taşınmazdaki hissesini davalının oğluna verilen vekâletname ile Gökçen Proje Ltd. Şti.'ye devredilmesi, davalı Şevket I.’ın muvazaalı trampa işleminden sonra seri bir şekilde hisse toplaması, topladığı bu hisseleri satın alma yolu ile yapması, Semiha G.’nin dava sırasında muvazaalı işlemin gerçekte satış olduğuna dair itirafta bulunmasının muvazaayı açıkça ortaya koyduğunu, hukukun kötüniyeti korumayacağını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Uyuşmazlık
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalı Semiha G.’nin, dava konusu taşınmazda 2 m2 yüzölçümlü payını 10.04.2013 tarihinde vekili aracılığı ile davalı Şevket I.’a ait Hacılar Mahallesi 11.671 ada 12 parseldeki 17 m2 yüzölçümlü payı ile trampa ettiği eldeki önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davalı Şevket I. tarafından dava konusu taşınmazda trampa yolu ile pay ediniminin muvazaalı olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre davalı Şevket I.’ın gerçekte satış işlemi ile pay edinip edinmediği noktasında toplanmaktadır.
D. Gerekçe
1. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 732 vd. maddeleri
2. Değerlendirme
1. Dava, önalım (şuf’a) hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın çözümünde öncelikle önalım hakkı ve hukuki niteliğine ilişkin açıklama yapılmasında yarar vardır.
2. Paylı mülkiyette paydaşlar arasında ortak idare ve kullanma durumu söz konusu olduğundan paydaşların birbirlerini bilmeleri ve tanımaları önem taşımaktadır. Bu ihtiyacın gereği olarak paydaşlar arasına yabancı bir kişinin girişini engellemek, taşınmazın daha küçük parçalara ayrılmasını önleyebilmek, hisselerin mümkün olduğu kadar diğer hissedarlar elinde toplanmasını temin etmek amacıyla paylı taşınmazlarda hissedarların temlik hakkı sınırlandırılarak yasal önalım hakkı tanınmıştır.
3. Önalım hakkı taşınmaz mal mülkiyetinin kanundan doğan takyitlerinden biri olup 26.12.1951 tarihli ve 1951/1 Esas, 1951/6 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında yenilik doğuran bir hak olduğu belirtilmiştir.
4. Öte yandan 20.06.1951 tarihli ve 1949/13 Esas, 1951/5 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında ise önalım hakkının hukuki niteliği, “Şufa hakkı, mefşu hissenin üçüncü şahsa satılması ve satışa ıttıladan itibaren bir ay içinde kullanılmış olması gibi muayyen şartlar altında kullanılacak yenilik doğurucu bir haktır ki, şefinin bu hakkı kullandığı yolundaki tek taraflı irade beyanının müşteriye vasıl olmasıyla yeni bir hukuki vaziyet meydana getirilmesine yarar. Bu hakkın kullanılmasıyla şefi yeni bir akit yapmaya hacet kalmaksızın müşteriye halef olur” şeklinde açıklanmıştır.
5. Yasal önalım hakkı, TMK'nın "Taşınmaz mülkiyetinin içeriği ve kısıtlamaları" başlıklı ikinci ayrımında, “II. Devir Hakkının Kısıtlamaları 1.Yasal Önalım Hakkı” alt başlıkları altında “a. Önalım Hakkı Sahibi” başlıklı 732; “b. Kullanma yasağı, feragat ve hak düşürücü süre” başlıklı 733 ve “c. Kullanılması” başlıklı 734 üncü maddelerinde düzenlenmiştir.
6. 4721 sayılı Kanunu'nun 732 nci maddesi; “Paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması hâlinde, diğer paydaşlar önalım hakkını kullanabilirler” hükmünü içermektedir. Madde gerekçesinde ise: “Maddede paylı mülkiyette herhangi bir paydaşın kendi payını ister tamamen ister kısmen bir başkasına satması hâlinde, diğer paydaşların önalım haklarını kullanabilecekleri öngörülmüştür. Bu suretle, önalım hakkının, bir payın üçüncü kişiye tamamen veya kısmen satılması durumunda da kullanılabileceği vurgulanmıştır” ifadelerine yer verilmiştir. Anılan düzenlemede önalım hakkının açık bir tarifi yapılmamakla birlikte temel prensibin mülkiyet serbestisi ve tasarruf yetkisi olduğu gözetilerek paydaşın temlik hakkı sınırlandırılırken bu sınırlandırma sınırlı tutularak sadece satım akitleri için önalım hakkı öngörülmüştür.
7. Bu husus yukarıda içeriği açıklanan 20.06.1951 tarihli ve 1949/13 Esas, 1951/5 Karar sayılı kararında ise önalım hakkının hukuki niteliği Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsenmiş; kararın gerekçesinde, taşınmaz mülkiyetinin takyitlerinden olan kanuni önalım hakkının taşınmazda hisse sahibi bulunan şahsa, diğer bir kimsenin payının üçüncü kişiye satılması hâlinde o hisse müşteriye neye mal olmuş ise o miktar ile ve belli bir süre içinde satın almak yetkisini veren ayni bir hak olduğu ifade edilmiştir.
8. Öte yandan Türk Hukuk Lûgatında da önalım hakkı, bir taşınmazın satın alınması durumunda satışın şartlarına uyulması koşuluyla bir kimsenin öncelikle satın alma hakkı olarak tanımlanmıştır (Türk Hukuk Lûgatı, Türk Hukuk Kurumu, Cilt I, Ankara 2021, s. 884).
9. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının dava konusu Taşpınar-İmar Köyü 118.13 ada 8 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduğu görülmektedir. Yine davalılardan Semiha G. 10.04.2013 tarihli ve 5653 numaralı resmî senetle dava konusu taşınmazdaki 1/2935 payını vekili Hüseyin S. aracılığı ile davalı Sevket I.’a ait 11.671 ada 12 parseldeki 17/750 pay ile trampa etmiş, davalı Şevket I. bundan sonra 118.13 ada 8 parsel sayılı taşınmazda; 17.01.2014, 20.02.2014, 29.05.2014, 30.05.2014, 04.06.2014, 27.06.2014, 22.10.2014 ve 25.11.2014 tarihli satış işlemleri ile hisseler satın almış olup, taşınmazda toplam 298/2935 payı bulunmaktadır. Ayrıca davalı Şevket I.’ın trampa ettiği pay üzerinde eşi Hatice I. lehine 09.12.2010 tarihinde tesis edilen intifa hakkı olduğu, trampa işleminden bir gün sonra da 11.04.2013 tarihinde davalı Şevket I.’ın dava konusu taşınmazda temlik aldığı hisse üzerinde yine eşi Hatice I.’ın lehine intifa hakkı tesis edildiği anlaşılmaktadır.
10. 4721 sayılı Kanunu'nun 732 nci maddesi uyarınca, önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabî taşınmazlarda payın üçüncü şahsa satılması hâlinde, diğer paydaşa o payı öncelikle satın alma hakkını verir. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve o payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hâle gelir. Paydaşın paydaşa satış yapması hâlinde, satış dışındaki işlemlerde önalım hakkı doğmaz. Ne var ki, satış dışındaki pay edinimlerinde muvazaa iddiası ileri sürülebilir. İşlemin tarafı olmayan paydaşlar bu iddiayı her türlü delille kanıtlayabilirler.
11. Somut olayda davacı, davalı Şevket I.’ın önalım hakkının kullanımını önlemek amacıyla muvazaalı olarak ilk temlik işlemini trampa olarak gösterdiğini ileri sürmüştür.
12. Mahallinde keşif yapılmış olup, alınan bilirkişi raporuna göre davaya ve trampaya konu Taşpınar-İmar Köyü 118.13 ada 8 parsel sayılı taşınmazın Semiha G. adına kayıtlı 2/5870 (2 m2) hissesinin 10.04.2013 tarihi itibariyle 4.700,00 TL; trampaya konu Hacılar Köyü 11.671 ada 12 parsel sayılı taşınmazın Şevket I. adına kayıtlı 17/750 (17 m2) hissesinin 2.380,00 TL olduğu belirtilmiştir.
13. Her ne kadar trampaya konu edilen taşınmazlar arasındaki değer farkı, tasarrufun yalnız başına satış olduğunu göstermeye yeterli değilse de; trampa işlemine konu taşınmazların hem mevkii, hem de miktar itibariyle denk olmadığı, Semiha G.'nin cevap dilekçesine göre trampadan bilgisinin olmaması, taşınmaz hissesini vekâletname vererek 1.500,00 TL bedelle devrettiğine yönelik beyanı, davalı Semiha G. tarafından trampada karşılık olarak alınan yerde davalı Şevket I.’ın eşi lehine intifa hakkı şerhi bulunması, 2 m2 miktarındaki bir hissenin trampa edilmesinin taraflara ekonomik menfaat sağlamaması, davalı Şevket I.'ın trampa yolu ile pay edindikten sonra dava konusu taşınmazda diğer bir kısım payları da seri şekilde satın alarak neticeten 298/2935 pay sahibi olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, 10.04.2013 tarihli trampa yolu ile pay edinimi muvazaalı olup, davalı Şevket I.'ın gerçekte satış işlemi ile pay edindiği ve davacı taraf yönünden önalım hakkının var olduğu kabul edilmelidir.
14. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.10.2013 tarihli ve 2013/6-109 Esas, 2013/1476 Karar; 03.04.2013 tarihli ve 2012/6-858 Esas, 2013/427 Karar sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere, gerçekte satış olan işlemin sırf diğer paydaşların önalım haklarını kullanmalarının engellenilmesi için trampa olarak gösterilmesi hâlinde kanunun dolanılması söz konusu olur ki, bu hususu kanun korumaz.
15. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
16. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine,
Dosyanın 6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.11.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
İŞLEMİN SIRF DİĞER PAYDAŞLARIN ÖNALIM HAKLARINI KULLANMALARININ ENGELLENİLMESİ İÇİN TRAMPA OLARAK GÖSTERİLMESİ HÂLİNDE KANUNUN DOLANILMASI SÖZ KONUSU OLUR.
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No : 2022/(14)7-1029
Karar No : 2023/1184
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 09.11.2021
SAYISI : 2021/2167 E., 2021/2260 K.
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 22.06.2021 tarihli ve
2019/3901 Esas, 2021/4211 Karar sayılı BOZMA kararı
Taraflar arasındaki önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Şevket I. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davalı Şevket I. vekilinin istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı davacı vekilinin temyiz isteminde bulunması üzerine karar, Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Ankara ili Gölbaşı ilçesi Taşpınar-İmar köyü 118.13 ada 8 parselde hissedar olduğunu, aynı taşınmazda davalı Şevket I.’ın 10.04.2013 tarihinde davalı Semiha G.’ye ait 1/2935 hisseyi trampa yolu ile devralarak paydaş olduğunu ve önalım hakkını engellemek amacıyla muvazaalı olarak yapılan trampa işleminden sonra da davalı Şevket I.’ın 17.01.2014, 20.02.2014, 22.02.2014, 29.05.2014, 30.05.2014, 04.06.2014, 27.06.2014, 25.11.2014 tarihlerinde ayrı ayrı satış işlemleri ile hisseler satın aldığını, 17.01.2014 tarihli ilk satışta belirtilen değerin gerçek değerin çok üzerinde olduğunu belirterek 10.04.2013 tarihinde yapılan trampa işleminin muvazaalı yapıldığı, işlemin gerçekte satış olduğunun tespiti ile iptaline, trampa ve ilk satış işleminde bilirkişi tarafından belirlenecek bedel üzerinden, diğer satış işlemlerinde tapuda gösterilen bedel üzerinden önalım hakkı tanınarak davalı adına kayıtlı tüm hisselerin tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Şevket I. vekili cevap dilekçesinde; önalım hakkı nedeniyle dava açılması için öngörülen sürenin 3 ay olduğunu, müvekkilinin 2013 yılında hisse almak için pazarlık ve görüşmeler yaptığını, davacının hisse devri işlemlerinden haberdar olduğunu, müvekkili ile diğer davalının trampa ettikleri hisselerin değerlerinin birbirlerine yakın olduğunu, trampa işleminin gerçek olduğunu, trampalı mal temlikinde önalım hakkının kullanılamayacağını, dava konusu taşınmazın Ankara’nın en gözde bölgesinde bulunduğunu, bu itibarla davacının hisse bedellerinin fahiş gösterildiği yönündeki iddiaların gerçek dışı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı Semiha G. cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazdaki 2 m2’lik payını 1.500,00 TL bedelle sattığını, bu yere karşılık 17 m2’lik başka yerden arsa verildiğinden haberinin olmadığını, satış işlemini vekâlet vererek yaptığını savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 15.06.2017 tarihli ve 2015/165 Esas, 2017/327 Karar sayılı kararıyla; yapılan keşif neticesinde alınan bilirkişi raporuna göre trampaya konu dava konusu taşınmazın 2/5870 hissesinin dava tarihinde 4.700,00 TL, 11.671 ada 12 parselin 17/750 hissesinin ise 2.380,00 TL değerinde olduğu, her iki taşınmaz hissesi arasında yaklaşık iki kat fark bulunduğu, dava konusu taşınmazı trampa ile davalıya devreden Semiha G.'nin cevap dilekçesinde trampadan bilgisinin olmadığını, taşınmaz hissesini vekâletname vererek 1.500,00 TL bedelle devrettiğini beyan ettiği, özellikle Semiha G.'nin bu beyanı ve trampa işleminden sonra davalının yakın tarihlerde toplamış olduğu hisse miktarı, bilirkişi raporu dikkate alındığında satış işlemini gizlemek ve önalım talebini engellemek amacıyla işlemin trampa yoluyla yapıldığı, davacının önalım hakkını kullanabileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, 118.13 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 10.04.2013 tarihinde trampa ile davalı Şevket I.'a devredilen 1/2935 hissenin; 17.01.2014 tarihinde davalı Şevket I.'a satış sureti ile devredilen 4/5870 hissenin; 20.02.2014 tarihinde davalı Şevket I.'a satış sureti ile devredilen 148/5870 hissenin; 22.02.2014 tarihinde davalı Şevket I.'a satış sureti ile devredilen 36/2935 hissenin; 29.05.2014 tarihinde davalı Şevket I.'a satış sureti ile devredilen 37/2935 hissenin; 30.05.2014 tarihinde davalı Şevket I.'a satış sureti ile devredilen 37/2935 hissenin; 04.06.2014 tarihinde davalı Şevket I.'a satış sureti ile devredilen 37/2935 hissenin; 27.06.2014 tarihinde davalı Şevket I.'a satış sureti ile devredilen 37/2935 hissenin; 25.11.2014 tarihinde davalı Şevket I.'a satış sureti ile devredilen 37/2935 hissenin tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, davacı tarafından bankaya depo edilen toplam 368.027,22 TL önalım bedelinin karar kesinleştiğinde faizi ile birlikte davalı Şevket I.'a ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Şevket I. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 12.06.2019 tarihli ve 2019/1326 Esas, 2019/1226 Karar sayılı kararıyla; tapudaki işlemin tarafı olmayan davacının tapudaki işlemin gerçekte trampa olmadığını tanık dahil her türlü delille ispatlamasının mümkün olduğu, işlemde muvazaanın kabul edilebilmesi için trampaya tabî taşınmazlar arasında aşırı bir bedel farkının olması, tanıkların da tapudaki işlemin gerçekte satış olduğu hâlde önalım hakkının engellenmesi için trampa gösterildiğine dair beyanda bulunmalarının gerekeceği, davacı dava dilekçesinde keşif ve tanık deliline dayandığı hâlde yargılama sırasında 15.10.2015 tarihli celsede tanık listesi sunmadıklarını beyan ettiği, yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda trampa işlemine konu 118.13 ada 8 parseldeki hisse değerinin 4.700,00 TL, 11.671 ada 12 parseldeki hisse değerinin ise 2.380,00 TL olarak belirtilmesinin muvazaanın ispatı için tek başına yeterli olmadığı, davacının işlemde muvazaa iddiasını kanıtlayamadığına göre 10.04.2013 tarihinde yapılan işlemin trampa olduğunun kabulü gerekeceği, ilk işlem trampa olduğuna göre davalı Şevket I.'ın taşınmazın paydaşı hâline geldiği, bu nedenle mahkemece yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle davalı Şevket I. vekilinin istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine, davacı tarafından depo edilen satış bedeli ve masrafların faiziyle birlikte karar kesinleştiğinde talep hâlinde yatıran davacıya iadesine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"... Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin dava konusu 118.13 ada 8 parselde hissedar olduğunu, aynı taşınmazda davalı Şevket I.’ın 10/04/2013 tarihinde davalı Semiha G.’ye ait 1/2935 hisseyi trampa yolu ile devralarak paydaş olduğunu, önalım hakkını engellemek amacıyla muvazaalı olarak yapılan bu trampa işleminden sonra da davalı Şevket’in 17/01/2014, 20/02/2014, 22/10/2014, 29/05/2014, 30/05/2014, 04/06/2014, 27/06/2014, 25/11/2014 tarihli satış işlemleri ile hisseler satın aldığını, 17.01.2014 tarihli ilk satışta belirtilen değerin gerçek değerin çok üzerinde olduğunu belirterek 10.04.2013 tarihinde yapılan trampa işleminin muvazaalı yapıldığının ve bu işlemin gerçekte satış işlemi olduğunun tespiti ile iptaline ve trampa ve ilk satış işleminde bilirkişi tarafından belirlenecek bedel üzerinden diğer satış işlemlerinde tapuda gösterilen bedel üzerinden önalım hakkı tanınarak davalı adına kayıtlı tüm hisselerin tapu kayıtlarının takyidatsız olarak iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Semiha G., 2 m2'lik ilk arsasını 1.500,00TL bedelle sattığını, 2 m2'lik yerine karşılık 17 m2'lik başka yerden arsa verildiğinden haberinin olmadığını, satış işlemini vekalet vererek yaptığını beyan etmiştir.
Davalı Şevket I. vekili ise, davacının dava konusu işlemlerden haberdar olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, diğer davalı ile trampa ettikleri hisselerin değerlerinin birbirlerine yakın olduğunu, trampa işleminin gerçek olduğunu, bedelde muvazaa olmadığını ve intifa haklarının eşine bir takım haklar sağlamak amacıyla tesis edildiğini beyan ederek davanın reddi savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, 10.04.2013 tarihli trampa işleminin önalım hakkının kullanımını engellemek amacıyla muvazaalı yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı Şevket I. vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesince adı geçen davalı vekilinin istinaf başvurusunun davacının trampa işleminin muvazaalı olduğuna yönelik iddiasını kanıtlayamadığı, ilk işlem trampa olduğuna göre davalı Şevket I. taşınmazın paydaşı haline geldiği ve paydaşlardan birinin payını diğer paydaşa satması halinde satın alan paydaş aleyhine önalım davası açılamayacağı gerekçesiyle kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosya içeriği ve belgelerden; davacının dava konusu 118.13 ada 8 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduğu; davalı Semiha G.’nin taşınmazda 26.09.2011 tarihli imar işlemiyle 2/5870 hisse edindiği; davalı Semiha G.’nin 10.04.2013 tarih, 5653 numaralı akitle bu payını vekili Hüseyin S. aracılığı ile davalı Sevket I.’a ait 11.671 ada 12 parseldeki 17/750 pay ile trampa ettiği ve davalı Şevket I.’ın trampa ettiği pay üzerinde eşi Hatice I. lehine 09.12.2010 tarihinde tesis edilen intifa hakkı olduğu; trampa işleminden bir gün sonra 11.04.2013 tarihinde davalı Şevket I.’ın dava konusu taşınmazda temlik aldığı hisse üzerinde yine eşi Hatice I.’ın lehine intifa hakkı tesis edildiği; davalı Şevket I.’ın bundan sonra 118.13 ada 3 parsel sayılı taşınmazda; 17.01.2014, 20.02.2014, 22.10.2014, 29.05.2014, 30.05.2014, 04.06.2014, 27.06.2014 ve 25.11.2014 tarihli satış işlemleri ile hisse satın aldığı ve taşınmazda toplam 298/2935 payının bulunduğu anlaşılmaktadır.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 732. maddesi uyarınca, önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü şahsa satılması halinde, diğer paydaşa o payı öncelikle satın alma hakkını verir. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve o payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir. Paydaşın paydaşa satış yapması halinde ise önalım hakkı kullanılamaz. Ayrıca satış dışındaki işlemlerde de önalım hakkı doğmaz. Ne var ki, satış dışındaki pay edinimlerinde muvazaa iddiası ileri sürülebilir. İşlemin tarafı olmayan paydaşlar bu iddiayı her türlü delille kanıtlayabilirler.
Davacı, davalı Şevket I.’ın baştan beri taşınmazın tamamına malik olabilmek ve gerçekte satın almasına rağmen önalım hakkının kullanımını önlemek amacıyla muvazaalı olarak ilk temlik işlemini trampa olarak gösterdiğini ileri sürmüştür.
Öncelikle davalı Semiha G., dava konusu Ankara ili, Gölbaşı ilçesi, Taşpınar-İmar Mahallesi, 11813 ada 3 parsel sayılı taşınmazda 2 m2 miktarlı akitte 5.000,00 TL bedel gösterilen payını 10.04.2013 tarihinde vekili aracılığı ile davalı Şevket I.’a ait Hacılar Mahallesi 11.671 ada 12 parseldeki 17 m2, akitte 5.000,00TL bedel gösterilen ve üzerinde davalı Şevket I.’ın eşi lehine intifa hakkı şerhi bulunan payı ile trampa etmiştir.
Alınan bilirkişi raporunda trampaya konu 11813 ada 3 parseldeki 2 m2 taşınmazın değerinin işlem tarihinde 4.700,00TL; 11.671 ada 12 parselin trampaya konu 17 m2 olan kısmının değerinin ise 2.380,00TL edeceği belirtilmiştir. Görüldüğü üzere trampaya konu taşınmazlar hem mevkii, hem miktar, hem de değer itibariyle denk değildir. Davalı Semiha G. tarafından trampada karşılık olarak alınan yerde davalı Şevket I.’ın eşi lehine intifa hakkı şerhi bulunmaktadır. Ayrıca, 2 m2 miktarındaki bir hissenin trampa edilmesi taraflara menfaat sağlamaz. Taşınmaz satılıp parası alınabilecekken, bu çeşit bir trampa yoluna gidilmesi hayatın olağan akışına uygun düşmez. Davalı Şevket I. trampa yolu ile pay edindikten sonra taşınmazda diğer bir kısım payları da satın alarak, sonuçta 298/2935 payın sahibi olmuştur. Gerçekte satış olan işlemin sırf diğer paydaşların önalım haklarını kullanmalarının engellenilmesi için trampa olarak gösterilmesi halinde kanunun dolanılması söz konusu olur ki, bu hususu kanun korumaz. Öyle ise, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere, davalı Şevket I. tarafından, taşınmazda trampa yolu ile pay edinimi muvazaalı olup, gerçekte satış işlemi ile pay edindiği ve davacı yan yönünden önalım hakkının var olduğu kabul edilmelidir.
Bölge adliye mahkemesince, değinilen hususlar göz ardı edilerek, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeplerle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile önceki karardaki gerekçe ile direnme kararı verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, bölge adliye mahkemesinin üçüncü kişinin muvazaa iddiasını tanık deliline indirgediğini, somut olayın diğer özelliklerine bakılması gerektiğini, davalı Şevket I.’ın 2 m2’lik yeri almasının hukuki ve ekonomik bir faydasının olmaması, trampa edilen taşınmazda eşi lehine intifa hakkının bulunması, Semiha G.’nin 2 m2’lik yeri için özel trampa yetkisi vermesi, vekâlet vereceği kişinin davalı Şevket I. tarafından belirlenmesi ve bu kişinin Şevket I. yanında çalışması, 2013 yılında izaleyi şuyu davası açan Meral K.’ın taşınmazdaki hissesini davalının oğluna verilen vekâletname ile Gökçen Proje Ltd. Şti.'ye devredilmesi, davalı Şevket I.’ın muvazaalı trampa işleminden sonra seri bir şekilde hisse toplaması, topladığı bu hisseleri satın alma yolu ile yapması, Semiha G.’nin dava sırasında muvazaalı işlemin gerçekte satış olduğuna dair itirafta bulunmasının muvazaayı açıkça ortaya koyduğunu, hukukun kötüniyeti korumayacağını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Uyuşmazlık
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalı Semiha G.’nin, dava konusu taşınmazda 2 m2 yüzölçümlü payını 10.04.2013 tarihinde vekili aracılığı ile davalı Şevket I.’a ait Hacılar Mahallesi 11.671 ada 12 parseldeki 17 m2 yüzölçümlü payı ile trampa ettiği eldeki önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davalı Şevket I. tarafından dava konusu taşınmazda trampa yolu ile pay ediniminin muvazaalı olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre davalı Şevket I.’ın gerçekte satış işlemi ile pay edinip edinmediği noktasında toplanmaktadır.
D. Gerekçe
1. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 732 vd. maddeleri
2. Değerlendirme
1. Dava, önalım (şuf’a) hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın çözümünde öncelikle önalım hakkı ve hukuki niteliğine ilişkin açıklama yapılmasında yarar vardır.
2. Paylı mülkiyette paydaşlar arasında ortak idare ve kullanma durumu söz konusu olduğundan paydaşların birbirlerini bilmeleri ve tanımaları önem taşımaktadır. Bu ihtiyacın gereği olarak paydaşlar arasına yabancı bir kişinin girişini engellemek, taşınmazın daha küçük parçalara ayrılmasını önleyebilmek, hisselerin mümkün olduğu kadar diğer hissedarlar elinde toplanmasını temin etmek amacıyla paylı taşınmazlarda hissedarların temlik hakkı sınırlandırılarak yasal önalım hakkı tanınmıştır.
3. Önalım hakkı taşınmaz mal mülkiyetinin kanundan doğan takyitlerinden biri olup 26.12.1951 tarihli ve 1951/1 Esas, 1951/6 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında yenilik doğuran bir hak olduğu belirtilmiştir.
4. Öte yandan 20.06.1951 tarihli ve 1949/13 Esas, 1951/5 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında ise önalım hakkının hukuki niteliği, “Şufa hakkı, mefşu hissenin üçüncü şahsa satılması ve satışa ıttıladan itibaren bir ay içinde kullanılmış olması gibi muayyen şartlar altında kullanılacak yenilik doğurucu bir haktır ki, şefinin bu hakkı kullandığı yolundaki tek taraflı irade beyanının müşteriye vasıl olmasıyla yeni bir hukuki vaziyet meydana getirilmesine yarar. Bu hakkın kullanılmasıyla şefi yeni bir akit yapmaya hacet kalmaksızın müşteriye halef olur” şeklinde açıklanmıştır.
5. Yasal önalım hakkı, TMK'nın "Taşınmaz mülkiyetinin içeriği ve kısıtlamaları" başlıklı ikinci ayrımında, “II. Devir Hakkının Kısıtlamaları 1.Yasal Önalım Hakkı” alt başlıkları altında “a. Önalım Hakkı Sahibi” başlıklı 732; “b. Kullanma yasağı, feragat ve hak düşürücü süre” başlıklı 733 ve “c. Kullanılması” başlıklı 734 üncü maddelerinde düzenlenmiştir.
6. 4721 sayılı Kanunu'nun 732 nci maddesi; “Paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması hâlinde, diğer paydaşlar önalım hakkını kullanabilirler” hükmünü içermektedir. Madde gerekçesinde ise: “Maddede paylı mülkiyette herhangi bir paydaşın kendi payını ister tamamen ister kısmen bir başkasına satması hâlinde, diğer paydaşların önalım haklarını kullanabilecekleri öngörülmüştür. Bu suretle, önalım hakkının, bir payın üçüncü kişiye tamamen veya kısmen satılması durumunda da kullanılabileceği vurgulanmıştır” ifadelerine yer verilmiştir. Anılan düzenlemede önalım hakkının açık bir tarifi yapılmamakla birlikte temel prensibin mülkiyet serbestisi ve tasarruf yetkisi olduğu gözetilerek paydaşın temlik hakkı sınırlandırılırken bu sınırlandırma sınırlı tutularak sadece satım akitleri için önalım hakkı öngörülmüştür.
7. Bu husus yukarıda içeriği açıklanan 20.06.1951 tarihli ve 1949/13 Esas, 1951/5 Karar sayılı kararında ise önalım hakkının hukuki niteliği Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsenmiş; kararın gerekçesinde, taşınmaz mülkiyetinin takyitlerinden olan kanuni önalım hakkının taşınmazda hisse sahibi bulunan şahsa, diğer bir kimsenin payının üçüncü kişiye satılması hâlinde o hisse müşteriye neye mal olmuş ise o miktar ile ve belli bir süre içinde satın almak yetkisini veren ayni bir hak olduğu ifade edilmiştir.
8. Öte yandan Türk Hukuk Lûgatında da önalım hakkı, bir taşınmazın satın alınması durumunda satışın şartlarına uyulması koşuluyla bir kimsenin öncelikle satın alma hakkı olarak tanımlanmıştır (Türk Hukuk Lûgatı, Türk Hukuk Kurumu, Cilt I, Ankara 2021, s. 884).
9. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının dava konusu Taşpınar-İmar Köyü 118.13 ada 8 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduğu görülmektedir. Yine davalılardan Semiha G. 10.04.2013 tarihli ve 5653 numaralı resmî senetle dava konusu taşınmazdaki 1/2935 payını vekili Hüseyin S. aracılığı ile davalı Sevket I.’a ait 11.671 ada 12 parseldeki 17/750 pay ile trampa etmiş, davalı Şevket I. bundan sonra 118.13 ada 8 parsel sayılı taşınmazda; 17.01.2014, 20.02.2014, 29.05.2014, 30.05.2014, 04.06.2014, 27.06.2014, 22.10.2014 ve 25.11.2014 tarihli satış işlemleri ile hisseler satın almış olup, taşınmazda toplam 298/2935 payı bulunmaktadır. Ayrıca davalı Şevket I.’ın trampa ettiği pay üzerinde eşi Hatice I. lehine 09.12.2010 tarihinde tesis edilen intifa hakkı olduğu, trampa işleminden bir gün sonra da 11.04.2013 tarihinde davalı Şevket I.’ın dava konusu taşınmazda temlik aldığı hisse üzerinde yine eşi Hatice I.’ın lehine intifa hakkı tesis edildiği anlaşılmaktadır.
10. 4721 sayılı Kanunu'nun 732 nci maddesi uyarınca, önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabî taşınmazlarda payın üçüncü şahsa satılması hâlinde, diğer paydaşa o payı öncelikle satın alma hakkını verir. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve o payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hâle gelir. Paydaşın paydaşa satış yapması hâlinde, satış dışındaki işlemlerde önalım hakkı doğmaz. Ne var ki, satış dışındaki pay edinimlerinde muvazaa iddiası ileri sürülebilir. İşlemin tarafı olmayan paydaşlar bu iddiayı her türlü delille kanıtlayabilirler.
11. Somut olayda davacı, davalı Şevket I.’ın önalım hakkının kullanımını önlemek amacıyla muvazaalı olarak ilk temlik işlemini trampa olarak gösterdiğini ileri sürmüştür.
12. Mahallinde keşif yapılmış olup, alınan bilirkişi raporuna göre davaya ve trampaya konu Taşpınar-İmar Köyü 118.13 ada 8 parsel sayılı taşınmazın Semiha G. adına kayıtlı 2/5870 (2 m2) hissesinin 10.04.2013 tarihi itibariyle 4.700,00 TL; trampaya konu Hacılar Köyü 11.671 ada 12 parsel sayılı taşınmazın Şevket I. adına kayıtlı 17/750 (17 m2) hissesinin 2.380,00 TL olduğu belirtilmiştir.
13. Her ne kadar trampaya konu edilen taşınmazlar arasındaki değer farkı, tasarrufun yalnız başına satış olduğunu göstermeye yeterli değilse de; trampa işlemine konu taşınmazların hem mevkii, hem de miktar itibariyle denk olmadığı, Semiha G.'nin cevap dilekçesine göre trampadan bilgisinin olmaması, taşınmaz hissesini vekâletname vererek 1.500,00 TL bedelle devrettiğine yönelik beyanı, davalı Semiha G. tarafından trampada karşılık olarak alınan yerde davalı Şevket I.’ın eşi lehine intifa hakkı şerhi bulunması, 2 m2 miktarındaki bir hissenin trampa edilmesinin taraflara ekonomik menfaat sağlamaması, davalı Şevket I.'ın trampa yolu ile pay edindikten sonra dava konusu taşınmazda diğer bir kısım payları da seri şekilde satın alarak neticeten 298/2935 pay sahibi olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, 10.04.2013 tarihli trampa yolu ile pay edinimi muvazaalı olup, davalı Şevket I.'ın gerçekte satış işlemi ile pay edindiği ve davacı taraf yönünden önalım hakkının var olduğu kabul edilmelidir.
14. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.10.2013 tarihli ve 2013/6-109 Esas, 2013/1476 Karar; 03.04.2013 tarihli ve 2012/6-858 Esas, 2013/427 Karar sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere, gerçekte satış olan işlemin sırf diğer paydaşların önalım haklarını kullanmalarının engellenilmesi için trampa olarak gösterilmesi hâlinde kanunun dolanılması söz konusu olur ki, bu hususu kanun korumaz.
15. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
16. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine,
Dosyanın 6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.11.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.