
İTİRAZ DİLEKÇESİNDE İLERİ SÜRÜLEN TEMİNAT İDDİASININ BORCA İTİRAZ NİTELİĞİNDE OLDUĞU KABUL EDİLMELİDİR.
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2024/3366
KARAR NO : 2024/9097
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 05/03/2024
NUMARASI : 2023/135 - 2024/539
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Meltem Duyan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takibinde borçlunun, yasal süre içinde icra mahkemesine başvurarak takip dayanağı bononun tanzim tarihinden sonra düzenlendiğini, sahte olarak sonradan düzenlenen senede kasıtlı olarak 20.11.2017 tanzim tarihi atılarak İnci Işıktaş'ın yetkili olduğu zaman aralığına denk getirilerek geçerli bir kambiyo senedi oluşturulmaya çalışıldığını ve alacaklı Hasan Berzan T.'a böyle bir borcu bulunmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, ilk derece mahkemesince; davanın reddine karar verildiği, karara karşı borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, bölge adliye mahkemesince; istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verildiği, verilen karara karşı borçlunun temyiz yoluna başvurduğu anlaşılmaktadır.
İcra ve İflas Kanunu, takip hukuku açısından Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre özel kanun olup, takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda öncelikle İcra ve İflas Kanunu hükümlerinin, bu kanunda hüküm bulunmayan durumlarda ise anılan kanuna aykırılık teşkil etmemek koşuluyla genel nitelikte olan HMK hükümlerinin uygulanması gerektiğinden, iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi hükümleri bakımından uygulanması gereken HMK'nın 141. maddesi gereğince her ne kadar iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı bulunsa da, aynı maddenin ikinci fıkrasına göre karşı tarafın açık muvafakatının bulunması hali, söz konusu yasağın istisnalarından biridir.
Somut olayda, alacaklı vekili tarafından 13.09.2022 tarihli cevap dilekçesi ile, taraflar arasında 20.11.2017 tarihinde avukatlık ücret sözleşmesi imzalandığını bu sözleşmenin 5. Maddesinde takip konusu senedin tanzim tarihi, vade tarihi ve bedeli açıkça gösterildiği ve kendilerine teslim edildiği belirtilmiş olup, borçlu vekili tarafından mahkemeye sunulan 10.11.2022 tarihli dilekçe ile alacaklının senedin teminat senedi olduğu yönündeki kabulü gereğince kayıtsız şartsız borç vaadi unsuru olmadığından takibin iptali talep edildiği, 01.12.2022 tarihli duruşmada da teminat senedi iddiasının borçlu vekilince tekrarlandığı görülmüştür.
Bu durumda, her nekadar borçlu itiraz dilekçesinde teminat senedi iddiasını ileri sürmemiş ve imza itirazı ile çelişecek bir itiraz da ileri sürülemez ise de; itiraz dilekçesinde süresi içinde borca da itiraz edilmiş olduğu ve teminat iddiasının da borca itiraz niteliğinde olup, alacaklının senedin teminat olarak verildiğine ilişkin kabulü karşısında HMK'nun 141/2. maddesi gereğince iddianın genişletilmesi söz konusu olmayıp, teminat iddiasının sürede olmadığından da bahsedilemez.
O halde ilk derece mahkemesince; alacaklının cevap dilekçesindeki beyanı ve 20.11.2017 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi incelenmek suretiyle takip dayanağı senedin teminat amaçlı verilip verilmediği tespit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi ve bölge adliye mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 05/03/2024 tarih ve 2023/135 E. - 2024/539 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, (KALDIRILMASINA), Adana 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 01/12/2022 tarih ve 2022/425 E. 2022/527 K. sayılı kararının (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 24.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
A. TUNCAL G. HEYBET S. ÖZTEMİZ A. AYAN Y. ÇİFTCİ
İTİRAZ DİLEKÇESİNDE İLERİ SÜRÜLEN TEMİNAT İDDİASININ BORCA İTİRAZ NİTELİĞİNDE OLDUĞU KABUL EDİLMELİDİR.
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2024/3366
KARAR NO : 2024/9097
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 05/03/2024
NUMARASI : 2023/135 - 2024/539
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Meltem Duyan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takibinde borçlunun, yasal süre içinde icra mahkemesine başvurarak takip dayanağı bononun tanzim tarihinden sonra düzenlendiğini, sahte olarak sonradan düzenlenen senede kasıtlı olarak 20.11.2017 tanzim tarihi atılarak İnci Işıktaş'ın yetkili olduğu zaman aralığına denk getirilerek geçerli bir kambiyo senedi oluşturulmaya çalışıldığını ve alacaklı Hasan Berzan T.'a böyle bir borcu bulunmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, ilk derece mahkemesince; davanın reddine karar verildiği, karara karşı borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, bölge adliye mahkemesince; istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verildiği, verilen karara karşı borçlunun temyiz yoluna başvurduğu anlaşılmaktadır.
İcra ve İflas Kanunu, takip hukuku açısından Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre özel kanun olup, takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda öncelikle İcra ve İflas Kanunu hükümlerinin, bu kanunda hüküm bulunmayan durumlarda ise anılan kanuna aykırılık teşkil etmemek koşuluyla genel nitelikte olan HMK hükümlerinin uygulanması gerektiğinden, iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi hükümleri bakımından uygulanması gereken HMK'nın 141. maddesi gereğince her ne kadar iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı bulunsa da, aynı maddenin ikinci fıkrasına göre karşı tarafın açık muvafakatının bulunması hali, söz konusu yasağın istisnalarından biridir.
Somut olayda, alacaklı vekili tarafından 13.09.2022 tarihli cevap dilekçesi ile, taraflar arasında 20.11.2017 tarihinde avukatlık ücret sözleşmesi imzalandığını bu sözleşmenin 5. Maddesinde takip konusu senedin tanzim tarihi, vade tarihi ve bedeli açıkça gösterildiği ve kendilerine teslim edildiği belirtilmiş olup, borçlu vekili tarafından mahkemeye sunulan 10.11.2022 tarihli dilekçe ile alacaklının senedin teminat senedi olduğu yönündeki kabulü gereğince kayıtsız şartsız borç vaadi unsuru olmadığından takibin iptali talep edildiği, 01.12.2022 tarihli duruşmada da teminat senedi iddiasının borçlu vekilince tekrarlandığı görülmüştür.
Bu durumda, her nekadar borçlu itiraz dilekçesinde teminat senedi iddiasını ileri sürmemiş ve imza itirazı ile çelişecek bir itiraz da ileri sürülemez ise de; itiraz dilekçesinde süresi içinde borca da itiraz edilmiş olduğu ve teminat iddiasının da borca itiraz niteliğinde olup, alacaklının senedin teminat olarak verildiğine ilişkin kabulü karşısında HMK'nun 141/2. maddesi gereğince iddianın genişletilmesi söz konusu olmayıp, teminat iddiasının sürede olmadığından da bahsedilemez.
O halde ilk derece mahkemesince; alacaklının cevap dilekçesindeki beyanı ve 20.11.2017 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi incelenmek suretiyle takip dayanağı senedin teminat amaçlı verilip verilmediği tespit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi ve bölge adliye mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 05/03/2024 tarih ve 2023/135 E. - 2024/539 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, (KALDIRILMASINA), Adana 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 01/12/2022 tarih ve 2022/425 E. 2022/527 K. sayılı kararının (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 24.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
A. TUNCAL G. HEYBET S. ÖZTEMİZ A. AYAN Y. ÇİFTCİ