KADIN EŞİN ZİYNETLERİNİN BİR KISMINI BORÇ OLARAK ABİSİNE VERMESİ KADINA KUSUR OLARAK YÜKLENEMEZ.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2022/10651
Karar No : 2023/1862
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 29.09.2022
SAYISI : 2022/23 E., 2022/970 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadın tarafından açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin babasının hasta, ölüm döşeğinde olması ve vefatı nedeniyle müvekkil İstanbul'dan Bitlis'e babasını ziyarete geldiğini, bunun üzerine davalı eşin, müvekkilini sürekli tehdit, hakaret ve ağza alınmayacak küfürlü mesajlar gönderdiğini, müvekkilinin can güvenliğinden korktuğu için daha da İstanbul'a dönemediğini belirtmiş olup tüm bu nedenlerle müvekkilinin evlilik birliğini devam ettirme durum ve ihtimali kalmadığından evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, müvekkilinin yanında olan müşterek çocuklar için aylık ayrı ayrı 1.000,00'er TL, davacı için aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, karar kesinleştikten sonra bu miktarların çocuklar için iştirak nafakası, davacı için yoksulluk nafakası olarak davalıdan tahsiline, davalı adına olan, evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmaz mallara ihtiyati tedbir konulmasını ve eşyalara (müşterek konutta bulunan para, ziynet eşyası ve ev eşyaları) el konulmasına ve müvekkiline verilmesine, müvekkili için, davalı aleyhine 100.000,00 TL manevî, 100.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı eşini çok sevdiğini, eşinden kesinlikle ayrılmak istemediğini, müvekkilinin yuvasının yıkılmaması ve çocukların birbirinden ayrı yaşayan anne veya babanın yanında büyümemesi için elinden gelen bütün çabayı ve fedakârlığı gösterdiğini, müvekkilinin eşine sadakatle bağlı olduğunu, çocuklarının ve eşinin mutluluğu müvekkili için her şeyden daha önemli olduğunu, tüm bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı olarak ikame edilen davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise; müşterek çocukların velâyetinin davalı müvekkiline, verilmesine, çocukların velâyeti dava sonuçlanıncaya kadar geçici olarak müvekkiline verilmesine, davacının nafaka, maddî ve manevî tazminat, ziynet eşyası ve velâyet taleplerinin reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalının kadının babasının cenazesinde sorun çıkartarak hakaret ve tehdit eylemlerini gerçekleştirdiği, davacının da evlilik birliğinin yükümlülüklerine aykırı davranarak taraflarca kazanılmış menkul mal ve paranın ortak karar alınmaksızın elden çıkartılmasında daha ağır kusur olarak değerlendirilerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kadının davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili; davalı tanıklarının görgüye dayalı bilgilerinin olmadığını, Mahkemenin eksik ve yetersiz inceleme ve gerekçeyle karar verdiğini belirterek boşanmayla ilgili hükmün tamamına yönelik olarak süresinde istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davacı kadın vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili; davalı tanıklarının görgüye dayalı bilgilerinin olmadığını, Mahkemenin eksik ve yetersiz inceleme ve gerekçeyle karar verdiğini belirterek boşanmayla ilgili hükmün tamamına yönelik olarak süresinde temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadının boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesi,174 üncü maddesi,175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı erkeğin evliliğin fiilen devam ettiği sürece eşine hakaret ettiği, sinkaflı küfürler kullandığı, kadının ziynetlerinin bir kısmını borç olarak abisine vermesinin kadına kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Geçimsizlikte davalı erkek tamamen kusurlu olup olayların akışı karşısında davacı kadın dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davacı kadının davasının kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Ömer Uğur Gençcan Rıza Sarıtaş Sevil Kartal Erdem Şimşek Hatıran Alper
KADIN EŞİN ZİYNETLERİNİN BİR KISMINI BORÇ OLARAK ABİSİNE VERMESİ KADINA KUSUR OLARAK YÜKLENEMEZ.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2022/10651
Karar No : 2023/1862
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 29.09.2022
SAYISI : 2022/23 E., 2022/970 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadın tarafından açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin babasının hasta, ölüm döşeğinde olması ve vefatı nedeniyle müvekkil İstanbul'dan Bitlis'e babasını ziyarete geldiğini, bunun üzerine davalı eşin, müvekkilini sürekli tehdit, hakaret ve ağza alınmayacak küfürlü mesajlar gönderdiğini, müvekkilinin can güvenliğinden korktuğu için daha da İstanbul'a dönemediğini belirtmiş olup tüm bu nedenlerle müvekkilinin evlilik birliğini devam ettirme durum ve ihtimali kalmadığından evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, müvekkilinin yanında olan müşterek çocuklar için aylık ayrı ayrı 1.000,00'er TL, davacı için aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, karar kesinleştikten sonra bu miktarların çocuklar için iştirak nafakası, davacı için yoksulluk nafakası olarak davalıdan tahsiline, davalı adına olan, evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmaz mallara ihtiyati tedbir konulmasını ve eşyalara (müşterek konutta bulunan para, ziynet eşyası ve ev eşyaları) el konulmasına ve müvekkiline verilmesine, müvekkili için, davalı aleyhine 100.000,00 TL manevî, 100.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı eşini çok sevdiğini, eşinden kesinlikle ayrılmak istemediğini, müvekkilinin yuvasının yıkılmaması ve çocukların birbirinden ayrı yaşayan anne veya babanın yanında büyümemesi için elinden gelen bütün çabayı ve fedakârlığı gösterdiğini, müvekkilinin eşine sadakatle bağlı olduğunu, çocuklarının ve eşinin mutluluğu müvekkili için her şeyden daha önemli olduğunu, tüm bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı olarak ikame edilen davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise; müşterek çocukların velâyetinin davalı müvekkiline, verilmesine, çocukların velâyeti dava sonuçlanıncaya kadar geçici olarak müvekkiline verilmesine, davacının nafaka, maddî ve manevî tazminat, ziynet eşyası ve velâyet taleplerinin reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalının kadının babasının cenazesinde sorun çıkartarak hakaret ve tehdit eylemlerini gerçekleştirdiği, davacının da evlilik birliğinin yükümlülüklerine aykırı davranarak taraflarca kazanılmış menkul mal ve paranın ortak karar alınmaksızın elden çıkartılmasında daha ağır kusur olarak değerlendirilerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kadının davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili; davalı tanıklarının görgüye dayalı bilgilerinin olmadığını, Mahkemenin eksik ve yetersiz inceleme ve gerekçeyle karar verdiğini belirterek boşanmayla ilgili hükmün tamamına yönelik olarak süresinde istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davacı kadın vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili; davalı tanıklarının görgüye dayalı bilgilerinin olmadığını, Mahkemenin eksik ve yetersiz inceleme ve gerekçeyle karar verdiğini belirterek boşanmayla ilgili hükmün tamamına yönelik olarak süresinde temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadının boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesi,174 üncü maddesi,175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı erkeğin evliliğin fiilen devam ettiği sürece eşine hakaret ettiği, sinkaflı küfürler kullandığı, kadının ziynetlerinin bir kısmını borç olarak abisine vermesinin kadına kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Geçimsizlikte davalı erkek tamamen kusurlu olup olayların akışı karşısında davacı kadın dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davacı kadının davasının kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Ömer Uğur Gençcan Rıza Sarıtaş Sevil Kartal Erdem Şimşek Hatıran Alper