KANUNUN EMREDİCİ HÜKÜMLERİNE AYKIRI OLARAK DÜZENLENEN GENEL KURUL KARARI HAKKINDA MUTLAK BUTLANLA BATIL OLDUĞUNUN TESPİTİNE KARAR VERİLMESİ GEREKİR.
T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2022/2882
Karar No : 2023/3038
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 24.01.2022
SAYISI : 2021/724 E., 2022/149 K.
Taraflar arasındaki genel kurul kararının mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; davalı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20.11.2008 tarihli yönetim kurulu toplantısı ile 30.11.2008 tarihinde Genel Kurul toplantısı yapılması kararı alındığını, yönetim kurulu toplantısında alınan kararların Kooperatifler Kanunu'nun 16,23,26,45,46, Borçlar Kanununun 27 ve 12, Kooperatif Ana Sözleşmesinin 14 ve 28 sayılı emredici düzenlemelerine aykırılık teşkil ettiğini, 30.11.2008 tarihli Genel Kurul ve Genel Kurul toplantısının 4 numaralı kararının mutlak butlanla batıl olduğunu ileri sürerek 30.11.2008 tarihli Genel Kurul ve Genel Kurul toplantısının 4 numaralı kararının mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davalı kooperatifin Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde ve Sakarya Bölge Adliye Mahkemesinde devam etmekte olan kooperatif üyeliğinin tespiti davalarının bulunduğu, bu davaların davaya konu mutlak butlan ile batıl olduğu iddia edilen genel kurul gündem maddesinin varlığı sebebiyle kooperatif ile üyeler arasında bağ bulunmadığını, davaya konu genel kurulu ve başkaca bir takım usulsüzlükleri sebebiyle dönemin kooperatif yöneticilerinin halen Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığını, kooperatifin tek ana sözleşme ile yapılan planlamaya rağmen 1. Etap üyeleri ile 2. Etap üyeleri arasında yapılmış olan toplam ödemelerin bilançosunda ortaya çıkan fahiş farkın kamu vicdanına sığmadığını savunarak tüm üyeler adına genel kurul, genel kurul maddesi hakkında ivedilikle karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının, 30.11.2008 tarihli genel kurulda alınan 4 no'lu kararın mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine karar verilmesini talep ettiğini, davalının ise kooperatifin tek ana sözleşme ile yapılan planlamaya rağmen 1. Etap üyeleri ile 2. Etap üyeleri arasında yapılmış olan toplam ödemelerin bilançosunda ortaya çıkan fahiş farkın kamu vicdanına sığmadığını belirterek üyenin sorumluluğuyla tüm üyeler adına genel kurul, genel kurul maddesi hakkında ivedilikle karar verilmesini talep ettiği, kaldı ki davada yönetim kurulunun kabul yetkisi olmadığı, böyle bir kabul azınlığın iradesini genel kurulun iradesine üstün tutmak sonucunu doğuracağı, Kooperatifler Kanununun 53 maddesinde ortaklara genel kurul kararları aleyhine kanuna, ana sözleşme hükümlerine ve iyiniyet esaslarına aykırı olduğu iddiasıyla iptal davası açma hakkı tanınmış olup bunu bir aylık sürede açılması gerektiği, dava konusu edilen 30.11.2008 tarihli genel kurula davacının katıldığı, kararların oy birliği ile alındığı, her ne kadar davacı tarafça red oyu verdiğini ancak bunun tutanağa geçirilmediğini iddia etse de, bu durumu bir aylık hak düşürücü süre de açacağı genel kurul kararının iptali davasında dile getirebileceği, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 46/son ve anasözleşmenin 31/son maddesinde yer alan usule uyulmadan gündemde olmayan konuların görüşülmesi halinde toplantı ve karar nisabına ve 42/6. madde hükmü gibi emredici kurala uygun olarak alınan kararların batıl olmayıp, iptali kabil olduğundan, iptal davası açma hakkına sahip olanların red oyu vermesi ve muhalefet şerhini tutanağa yazdırması ve bir aylık hak düşürücü süre içinde iptal davasını açmaları gerektiği, bu nedenle davacının mutlak butlanla batıl olduğunu iddia ettiği kararların kanuna, kooperatifin ana sözleşmesine ve Kamu düzenine aykırı kararlardan olmadığı, ancak iptal edilebilir kararlardan olduğu, iptal edilebilmesi için de 1163 sayılı Kanun gereğince açılması gereken süre içerisinde iptal davasının açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, davalının red talebi olmadan yerel mahkemece davanın reddedildiğini belirterek; İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece kooperatifin defterleri incelenmeksizin, ana sözleşme ve kanun hükümleri detaylıca değerlendirilmeksizin, keşif yapılmadan ve bilanço hesapları gözetilmeksizin 'dar kapsamla belirli bir inanış uğruna' haksız bir karar verildiğini belirterek; İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kooperatif genel kurulu tarafından dava konusu (4) numaralı kararın usulsüz olarak görüşülüp karara bağlandığı ancak, söz konusu bu hukuka aykırılık iptal edilebilirlik yaptırımına tabi bir usulsüzlük olduğundan iptal edilebilirlik haline dair koşullarda ileri sürülerek davaya konu edilmesi gerekmekle, toplantıya katılan davacı tarafından oylamada ret oyu verilmediği gibi toplantıyı izleyen bir ayın içinde de eldeki dava açılmadığı, 30.11.2008 tarihli olağanüstü genel kurulunun (4) no.lu kararı yönünden butlan yaptırımı ile geçersizliğini sağlayacak hukuka aykırılığın bulunmadığı, davalı kooperatif organı vasıtasıyla davaya konu işlemi tesis eden konumunda olup, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53. ve anasözleşmenin 38. madde hükmünde genel kurulun iptali/butlanı davasını açabilecekler arasında kooperatif tüzel kişiliği gösterilmediğinden, kooperatifin kendi genel kurulunda alınan kararın iptalini/butlanını dava edemeyeceği, bu durumun istinaf başvurusu için de geçerli olduğu gerekçesiyle davalı kooperatifin istinaf başvurusunun taraf sıfatı yokluğu nedeniyle usulden reddine; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve re'sen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve re'en dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, genel kurul kararının mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 maddesi, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 23 ncü maddesi
3. Değerlendirme
1. Kooperatif, kendi genel kurul kararının mutlak butlanla batıl olduğunun tespitini talep edemeyeceğinden, davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2. Yapı kooperatiflerinin amacı ortaklarının konut ihtiyaçlarını karşılamaktır. Bu amaçla biraraya gelen ortaklar emeklerini ve birikimlerini birleştirerek amaçlarını gerçekleştirirler.
Kooperatifler Kanunu 23. maddesine göre “Ortaklar bu kanunun kabul ettiği esaslar dahilinde hak ve vecibelerde eşittirler."
Kooperatiflerin ana sözleşmesi kooperatif ortaklarının birbiri ve ortaklarla kooperatif tüzel kişiliği arasında özel hukuk sözleşmesidir.
Ana sözleşmeye Kooperatifler Kanunu’na aykırı olmamak koşulu ile sözleşme serbestisi çerçevesinde istenilen hükümler konulabilir.
2.1 Somut olayda; 30.11.2008 tarihli genel kurul kararının 4. Maddesinde 1. Etap aidatı devam eden üyeler 30.04.2009 tarihine kadar aidatlarını kapatanların kooperatifle ilişikleri kesilmesi hususu oy birliği ile kabul edilmiştir.
2.2 Bu genel kurul hükmü; gerek kanunla belirlenen kooperatiflerin amaçlarına, gerekse eşitlik ilkesine aykırıdır. Her ne kadar genel kurulun iptali ile ilgili iptal davası açılmamış ise de kanuna aykırı genel kurul kararları kanuna aykırılık nedeniyle geçersizdir. Kanunun emredici hükümlerine aykırılık her aşamada re'sen gözetilir.
2.3 Konut sahibi olmak isteyen kooperatif ortakları son bağımsız bölüm bitip teslim edilene kadar kooperatif ortağı olmaya devam eder. Kooperatif; inşaatlar bitmeden bağımsız bölümü teslim alıp istifa eden üyelerden bağımsız bölümü geri alma hakkına sahiptir. İnşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağına ilişkin taahhütlerin kooperatif açısından geçerli kabul edilemeyeceği, maliyetin artması halinde bu bedelin kooperatif ortaklarından talep edilebileceği yerleşmiş Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiştir.
2.4 Bu gerekçeler doğrultusunda kanunun emredici hükümlerine aykırı olarak düzenlenen genel kurul kararının iptal edilebilir olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Bu durumda mahkemece 30.11.2008 tarihli genel kurul kararının 4. maddesinde yer alan "1. Etap aidatı devam eden üyeler 30.04.2009 tarihine kadar aidatlarını kapatanların kooperatifle ilişikleri kesilmesi hususu oy birliği ile karar verildi" cümlesinin mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle reddi doğru görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı kooperatif vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin
Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Murat Kıyak Belkıs Karakaş Hasan Kaya Mehmet Aksu İlhan Kara
KANUNUN EMREDİCİ HÜKÜMLERİNE AYKIRI OLARAK DÜZENLENEN GENEL KURUL KARARI HAKKINDA MUTLAK BUTLANLA BATIL OLDUĞUNUN TESPİTİNE KARAR VERİLMESİ GEREKİR.
T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2022/2882
Karar No : 2023/3038
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 24.01.2022
SAYISI : 2021/724 E., 2022/149 K.
Taraflar arasındaki genel kurul kararının mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; davalı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20.11.2008 tarihli yönetim kurulu toplantısı ile 30.11.2008 tarihinde Genel Kurul toplantısı yapılması kararı alındığını, yönetim kurulu toplantısında alınan kararların Kooperatifler Kanunu'nun 16,23,26,45,46, Borçlar Kanununun 27 ve 12, Kooperatif Ana Sözleşmesinin 14 ve 28 sayılı emredici düzenlemelerine aykırılık teşkil ettiğini, 30.11.2008 tarihli Genel Kurul ve Genel Kurul toplantısının 4 numaralı kararının mutlak butlanla batıl olduğunu ileri sürerek 30.11.2008 tarihli Genel Kurul ve Genel Kurul toplantısının 4 numaralı kararının mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davalı kooperatifin Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde ve Sakarya Bölge Adliye Mahkemesinde devam etmekte olan kooperatif üyeliğinin tespiti davalarının bulunduğu, bu davaların davaya konu mutlak butlan ile batıl olduğu iddia edilen genel kurul gündem maddesinin varlığı sebebiyle kooperatif ile üyeler arasında bağ bulunmadığını, davaya konu genel kurulu ve başkaca bir takım usulsüzlükleri sebebiyle dönemin kooperatif yöneticilerinin halen Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığını, kooperatifin tek ana sözleşme ile yapılan planlamaya rağmen 1. Etap üyeleri ile 2. Etap üyeleri arasında yapılmış olan toplam ödemelerin bilançosunda ortaya çıkan fahiş farkın kamu vicdanına sığmadığını savunarak tüm üyeler adına genel kurul, genel kurul maddesi hakkında ivedilikle karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının, 30.11.2008 tarihli genel kurulda alınan 4 no'lu kararın mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine karar verilmesini talep ettiğini, davalının ise kooperatifin tek ana sözleşme ile yapılan planlamaya rağmen 1. Etap üyeleri ile 2. Etap üyeleri arasında yapılmış olan toplam ödemelerin bilançosunda ortaya çıkan fahiş farkın kamu vicdanına sığmadığını belirterek üyenin sorumluluğuyla tüm üyeler adına genel kurul, genel kurul maddesi hakkında ivedilikle karar verilmesini talep ettiği, kaldı ki davada yönetim kurulunun kabul yetkisi olmadığı, böyle bir kabul azınlığın iradesini genel kurulun iradesine üstün tutmak sonucunu doğuracağı, Kooperatifler Kanununun 53 maddesinde ortaklara genel kurul kararları aleyhine kanuna, ana sözleşme hükümlerine ve iyiniyet esaslarına aykırı olduğu iddiasıyla iptal davası açma hakkı tanınmış olup bunu bir aylık sürede açılması gerektiği, dava konusu edilen 30.11.2008 tarihli genel kurula davacının katıldığı, kararların oy birliği ile alındığı, her ne kadar davacı tarafça red oyu verdiğini ancak bunun tutanağa geçirilmediğini iddia etse de, bu durumu bir aylık hak düşürücü süre de açacağı genel kurul kararının iptali davasında dile getirebileceği, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 46/son ve anasözleşmenin 31/son maddesinde yer alan usule uyulmadan gündemde olmayan konuların görüşülmesi halinde toplantı ve karar nisabına ve 42/6. madde hükmü gibi emredici kurala uygun olarak alınan kararların batıl olmayıp, iptali kabil olduğundan, iptal davası açma hakkına sahip olanların red oyu vermesi ve muhalefet şerhini tutanağa yazdırması ve bir aylık hak düşürücü süre içinde iptal davasını açmaları gerektiği, bu nedenle davacının mutlak butlanla batıl olduğunu iddia ettiği kararların kanuna, kooperatifin ana sözleşmesine ve Kamu düzenine aykırı kararlardan olmadığı, ancak iptal edilebilir kararlardan olduğu, iptal edilebilmesi için de 1163 sayılı Kanun gereğince açılması gereken süre içerisinde iptal davasının açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, davalının red talebi olmadan yerel mahkemece davanın reddedildiğini belirterek; İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece kooperatifin defterleri incelenmeksizin, ana sözleşme ve kanun hükümleri detaylıca değerlendirilmeksizin, keşif yapılmadan ve bilanço hesapları gözetilmeksizin 'dar kapsamla belirli bir inanış uğruna' haksız bir karar verildiğini belirterek; İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kooperatif genel kurulu tarafından dava konusu (4) numaralı kararın usulsüz olarak görüşülüp karara bağlandığı ancak, söz konusu bu hukuka aykırılık iptal edilebilirlik yaptırımına tabi bir usulsüzlük olduğundan iptal edilebilirlik haline dair koşullarda ileri sürülerek davaya konu edilmesi gerekmekle, toplantıya katılan davacı tarafından oylamada ret oyu verilmediği gibi toplantıyı izleyen bir ayın içinde de eldeki dava açılmadığı, 30.11.2008 tarihli olağanüstü genel kurulunun (4) no.lu kararı yönünden butlan yaptırımı ile geçersizliğini sağlayacak hukuka aykırılığın bulunmadığı, davalı kooperatif organı vasıtasıyla davaya konu işlemi tesis eden konumunda olup, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53. ve anasözleşmenin 38. madde hükmünde genel kurulun iptali/butlanı davasını açabilecekler arasında kooperatif tüzel kişiliği gösterilmediğinden, kooperatifin kendi genel kurulunda alınan kararın iptalini/butlanını dava edemeyeceği, bu durumun istinaf başvurusu için de geçerli olduğu gerekçesiyle davalı kooperatifin istinaf başvurusunun taraf sıfatı yokluğu nedeniyle usulden reddine; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve re'sen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve re'en dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, genel kurul kararının mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 maddesi, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 23 ncü maddesi
3. Değerlendirme
1. Kooperatif, kendi genel kurul kararının mutlak butlanla batıl olduğunun tespitini talep edemeyeceğinden, davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2. Yapı kooperatiflerinin amacı ortaklarının konut ihtiyaçlarını karşılamaktır. Bu amaçla biraraya gelen ortaklar emeklerini ve birikimlerini birleştirerek amaçlarını gerçekleştirirler.
Kooperatifler Kanunu 23. maddesine göre “Ortaklar bu kanunun kabul ettiği esaslar dahilinde hak ve vecibelerde eşittirler."
Kooperatiflerin ana sözleşmesi kooperatif ortaklarının birbiri ve ortaklarla kooperatif tüzel kişiliği arasında özel hukuk sözleşmesidir.
Ana sözleşmeye Kooperatifler Kanunu’na aykırı olmamak koşulu ile sözleşme serbestisi çerçevesinde istenilen hükümler konulabilir.
2.1 Somut olayda; 30.11.2008 tarihli genel kurul kararının 4. Maddesinde 1. Etap aidatı devam eden üyeler 30.04.2009 tarihine kadar aidatlarını kapatanların kooperatifle ilişikleri kesilmesi hususu oy birliği ile kabul edilmiştir.
2.2 Bu genel kurul hükmü; gerek kanunla belirlenen kooperatiflerin amaçlarına, gerekse eşitlik ilkesine aykırıdır. Her ne kadar genel kurulun iptali ile ilgili iptal davası açılmamış ise de kanuna aykırı genel kurul kararları kanuna aykırılık nedeniyle geçersizdir. Kanunun emredici hükümlerine aykırılık her aşamada re'sen gözetilir.
2.3 Konut sahibi olmak isteyen kooperatif ortakları son bağımsız bölüm bitip teslim edilene kadar kooperatif ortağı olmaya devam eder. Kooperatif; inşaatlar bitmeden bağımsız bölümü teslim alıp istifa eden üyelerden bağımsız bölümü geri alma hakkına sahiptir. İnşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağına ilişkin taahhütlerin kooperatif açısından geçerli kabul edilemeyeceği, maliyetin artması halinde bu bedelin kooperatif ortaklarından talep edilebileceği yerleşmiş Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiştir.
2.4 Bu gerekçeler doğrultusunda kanunun emredici hükümlerine aykırı olarak düzenlenen genel kurul kararının iptal edilebilir olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Bu durumda mahkemece 30.11.2008 tarihli genel kurul kararının 4. maddesinde yer alan "1. Etap aidatı devam eden üyeler 30.04.2009 tarihine kadar aidatlarını kapatanların kooperatifle ilişikleri kesilmesi hususu oy birliği ile karar verildi" cümlesinin mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle reddi doğru görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı kooperatif vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin
Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Murat Kıyak Belkıs Karakaş Hasan Kaya Mehmet Aksu İlhan Kara