KIYMET TAKDİRİNE İTİRAZ DAVASINDA VEKALETNAMESİ OLAN VEKİLE SATIŞ İLANI TEBLİĞ EDİLMELİDİR.
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/8428
KARAR NO : 2020/11249
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 28/09/2020
NUMARASI : 2020/920 - 2020/1236
DAVACI : Borçlu : F.C.Ö.
DAVALI : Alacaklı : A. Anonim Şirketi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ahmet Güleç tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlunun, satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek 12.88 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ihalesinin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince, satış ilanının tebliğ edildiği tarihte şikayetçinin Adana iline taşındığı ve tebligat adresinde oturmadığı anlaşıldığından satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği gerekçesi ile şikayetin kabulüne ve ihalenin feshine karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, kıymet takdirine itiraz yargılamasında şikayetçi borçlunun vekil ile temsil edildiği, verilen kararın dosya içinde olduğu, bu vekilin azledildiğine veya istifa ettiğine dair dosya içerisinde herhangi bir kayıt bulunmadığı, artık asıl borçluya satış ilanının tebliğine gerek olmadığı, vekile satış ilanının tebliğ edilmediğine dair bir iddianın ileri sürülmediği ve bu hususun resen fesih nedeni yapılamayağı gerekçesi ile alacaklının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin reddine ve borçlunun ihale bedelinin %10’u oranında para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği görülmüştür.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11. ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur.
Somut olayda, alacaklının vekili aracılığı ile, ihalesi yapılan taşınmaz yönünden Adana 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/356 E. - 2019/33 K. sayılı dosyası üzerinden kıymet takdirine itiraz ettiği ve borçlunun bu itiraz davasında ihalenin feshi şikayetinde bulunan vekil ile temsil edildiği, anılan mahkemenin 31.01.2019 tarihli kararının takip dosyasında mevcut olduğu, alacaklı vekilinin de her iki dava dosyasında da aynı vekil olduğu ve borçlunun vekille temsil edildiğinden haberdar olduğu, borçlu vekilinin azledildiğine veya istifa ettiğine dair takip dosyası içerisinde herhangi bir kayıt bulunmadığı görülmektedir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun yargılamaya hakim olan ilkeler bölümünde düzenlenen 33. maddesinde yer alan “Hakim, Türk hukukunu resen uygular” ilkesi gereğince hakim taraflarca ileri sürülen maddi vakıalar ile bağlı ise de, onların hukuki nitelendirmeleri ile bağlı değildir. Diğer bir ifade ile 04/06/1958 tarih ve 15/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsendiği üzere, hakim, bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve neticei taleplerle bağlı olup, dayandıkları kanun hükümleri ve onların tavsifleri ile bağlı değildir. Kanunları re'sen tatbik ederek iddia ve müdafaadaki neticei talepleri karara bağlamakla mükelleftir.
Bu nedenle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde vekile satış ilanının tebliğ edilmediğinin ileri sürülmediği belirtilmiş olsa da ihalenin feshi davasında borçlu tarafından maddi vakıa olarak açıkça satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğinin ileri sürülmesi yeterlidir.
Bu durumda, yukarıda açıklanan maddeler gereğince, satış ilanının, kıymet takdirine itiraz davasında borçluyu temsil eden vekile tebliği gerekir. Takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olması, söz konusu mahkeme kararının dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında, artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmaz. Emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen satış ilanı tebligatı yok hükmünde olup sonuç doğurmaz. Şu hale göre, vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan, asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmaması da sonuca etkili değildir.
İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya (varsa vekiline) tebliğ edilmelidir. Borçluya (varsa vekiline) satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi, Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebi olup, borçlu vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi de aynı hukuki sonuçları doğurur.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince şikayetin kabulü ile yazılı gerekçe ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi’nin 28.09.2020 tarih ve 2020/920 E. - 2020/1236 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23/12/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
A. TUNCAL G. HEYBET S. MUTTA İ. YAVUZ A. AYAN
KIYMET TAKDİRİNE İTİRAZ DAVASINDA VEKALETNAMESİ OLAN VEKİLE SATIŞ İLANI TEBLİĞ EDİLMELİDİR.
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/8428
KARAR NO : 2020/11249
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 28/09/2020
NUMARASI : 2020/920 - 2020/1236
DAVACI : Borçlu : F.C.Ö.
DAVALI : Alacaklı : A. Anonim Şirketi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ahmet Güleç tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlunun, satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek 12.88 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ihalesinin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince, satış ilanının tebliğ edildiği tarihte şikayetçinin Adana iline taşındığı ve tebligat adresinde oturmadığı anlaşıldığından satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği gerekçesi ile şikayetin kabulüne ve ihalenin feshine karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, kıymet takdirine itiraz yargılamasında şikayetçi borçlunun vekil ile temsil edildiği, verilen kararın dosya içinde olduğu, bu vekilin azledildiğine veya istifa ettiğine dair dosya içerisinde herhangi bir kayıt bulunmadığı, artık asıl borçluya satış ilanının tebliğine gerek olmadığı, vekile satış ilanının tebliğ edilmediğine dair bir iddianın ileri sürülmediği ve bu hususun resen fesih nedeni yapılamayağı gerekçesi ile alacaklının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin reddine ve borçlunun ihale bedelinin %10’u oranında para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği görülmüştür.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11. ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur.
Somut olayda, alacaklının vekili aracılığı ile, ihalesi yapılan taşınmaz yönünden Adana 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/356 E. - 2019/33 K. sayılı dosyası üzerinden kıymet takdirine itiraz ettiği ve borçlunun bu itiraz davasında ihalenin feshi şikayetinde bulunan vekil ile temsil edildiği, anılan mahkemenin 31.01.2019 tarihli kararının takip dosyasında mevcut olduğu, alacaklı vekilinin de her iki dava dosyasında da aynı vekil olduğu ve borçlunun vekille temsil edildiğinden haberdar olduğu, borçlu vekilinin azledildiğine veya istifa ettiğine dair takip dosyası içerisinde herhangi bir kayıt bulunmadığı görülmektedir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun yargılamaya hakim olan ilkeler bölümünde düzenlenen 33. maddesinde yer alan “Hakim, Türk hukukunu resen uygular” ilkesi gereğince hakim taraflarca ileri sürülen maddi vakıalar ile bağlı ise de, onların hukuki nitelendirmeleri ile bağlı değildir. Diğer bir ifade ile 04/06/1958 tarih ve 15/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsendiği üzere, hakim, bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve neticei taleplerle bağlı olup, dayandıkları kanun hükümleri ve onların tavsifleri ile bağlı değildir. Kanunları re'sen tatbik ederek iddia ve müdafaadaki neticei talepleri karara bağlamakla mükelleftir.
Bu nedenle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde vekile satış ilanının tebliğ edilmediğinin ileri sürülmediği belirtilmiş olsa da ihalenin feshi davasında borçlu tarafından maddi vakıa olarak açıkça satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğinin ileri sürülmesi yeterlidir.
Bu durumda, yukarıda açıklanan maddeler gereğince, satış ilanının, kıymet takdirine itiraz davasında borçluyu temsil eden vekile tebliği gerekir. Takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olması, söz konusu mahkeme kararının dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında, artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmaz. Emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen satış ilanı tebligatı yok hükmünde olup sonuç doğurmaz. Şu hale göre, vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan, asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmaması da sonuca etkili değildir.
İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya (varsa vekiline) tebliğ edilmelidir. Borçluya (varsa vekiline) satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi, Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebi olup, borçlu vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi de aynı hukuki sonuçları doğurur.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince şikayetin kabulü ile yazılı gerekçe ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi’nin 28.09.2020 tarih ve 2020/920 E. - 2020/1236 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23/12/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
A. TUNCAL G. HEYBET S. MUTTA İ. YAVUZ A. AYAN