KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

MİKTAR BELİRTMEYEN İHTARNAME TEMERRÜDE DÜŞÜREMEZ.

T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2018/3653
KARAR NO    : 2019/3744

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

Mahkemesi                  : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Tarihi                            : 23/05/2018
Numarası                     : 2018/163 - 2018/163

İlk Derece Mahkemesi : Mersin 5. Asliye Hukuk Hakimliği
Karar Tarihi                  : 01.02.2018
Esas ve Karar No         : 2015/366 - 2018/159
Davacı                           : G.A. Vek. Av. H.K.
Davalılar                        : 1- R.Ç. 2- V.M. Vek. Av. K.A.

Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

- K A R A R -

Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinde yapımı kararlaştırılan bloklar dışında yapılan bloktan arsa sahibine düşecek pay karşılığı bedel ödenmesi istemine ilişkin olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda ıslah da gözetilerek davanın kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından istinaf edilmesi sonucunda Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 23.05.2018 gün, 2018/163 Esas, 2018/163 Karar sayılı ilamı ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ile hüküm altına alınan alacağın davacı ihtarnamesinin tebliğ tarihine 15 gün ilavesiyle belirlenen 24.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline dair verilen karar, davalı yükleniciler vekilince temyiz edilmiştir. 

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp bir isabetsizlik bulunmaksızın karar verilmiş olmasına, dava şartları, delillerin toplanması ve hukukun uygulanması bakımından da hükmün bozulmasını gerektirir bir neden bulunmamasına göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 

2- Davacı arsa sahibince 10.000,00 TL üzerinden peşin nispi harç yatırılmak suretiyle, 27.01.2012 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesinde 44 daireden oluşacak iki blok yapılması kararlaştırıldığı halde fazladan yapılan üçüncü bloktan davacı payına düşecek kısmın parasal karşılığının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle belirsiz alacak davası açılmış, bilirkişi raporunda alacağın 92.128,00 TL olarak belirlenmesi üzerine de 26.01.2018 tarihinde tamamlama harcı yatırılmıştır. Mahkemece davanın kabulüyle 92.128,00 TL alacağın, davacının davalılara ihtarname keşide ettiği 29.09.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair verilen karar davalılar vekilince istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesi dairesince temerrüdün, ihtarnamenin tebliğinden itibaren davalılara verilen 15 günlük sürenin dolmasıyla oluşacağı belirtilerek ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmış, 92.128,00 TL maddi tazminatın 24.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Davalılar vekilince bu karara karşı da temyiz yoluna başvurulmuştur.

Dava, dilekçede belirsiz alacak davası olarak adlandırılmış ise de; alacağın miktar ve değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesi mümkün olduğundan HMK'nın 107. maddesine göre belirsiz alacak davacı açılamayacağı, ancak belli bir miktar gösterilerek talepte bulunulduğundan davacının davasının HMK 109. maddesinde ifade edilen kısmi dava niteliğinde olduğu kabul edilmelidir (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 10.07.2013 gün 2012/6728 Esas 2013/4521 Karar sayılı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02.03.2016 gün 2014/15 Karar 2014/439 Esas, 2016/207 Karar sayılı ilamları). 

Davacı tarafından Erdemli 1. Noterliği'nden davalılara keşide edilen 29 Eylül 2015 gün ve 1.2.3 yevmiye numaralı ihtarnamede ödenmesi istenilen bir miktar miktar belirtilmemiş olup bu haldeki ifa talebi davalı borçluları temerrüde temerrüde düşürecek nitelikte olmadığından, dava dilekçesinde talep edilen 10.000,00 TL’lik kısma dava tarihinden, ıslahla artırılan 82.128,00 TL’ye de harcın yatırıldığı 26.01.2018 tarihinden faiz yürütülmesi gerekirken alacağın tamamına ilk derece mahkemesince temerrüde esas teşkil etmeyen ihtarnamenin keşide tarihinden, bölge adliye mahkemesince ise ihtarla verilen sürenin bitim tarihinden itibaren faiz uygulanması doğru olmamıştır. 

Kararın bu nedenle bozulması gerekmekte ise de; yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla mülga 1086 sayılı HUMK'nın 438/VII. maddesi gereğince hükmün düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur. 

SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalıların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm kısmı beşinci satırında tazminatın kelimesinden sonra gelen “24.10.2015 tarihinden” tarih ve kelimesinin karar metninden çıkartılarak yerine "10.000,00 TL’lik kısmına 18.12.2015 olan dava, 82.128,00 TL’lik kısmına 26.01.2018 olan ıslah tarihinden” rakam-tarih ve kelimelerinin yazılmasına ve kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 5766 sayılı Kanun'un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 176,60 TL Yargıtay başvurma harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, 02.10.2019 gününde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.

Başkan              Üye                     Üye                  Üye              Üye
M. ÖZTÜRK      E. G. ELVERİCİ  B. KARAKAŞ   E. MİRİCİ     D. AĞIRMAN

İÇTİHAT YORUMU : Yargıtay'ın daha önceki kararlarında miktar belirtilmeyen ihtarnamenin temerrüde düşürmesini kabul etmesi doktrinde şu şekilde eleştirilmekteydi.

"Kanımızca, burada isabetli olmayan husus, kısmî dava açıldığında, davalının (borçlunun) sadece dava konusu edilen kısım bakımından temerrüde düşmüş sayılması değil, hiç miktar göstermeden ve somutlaştırmadan sadece alacaktan bahsedilerek ihtarname gönderilmesi durumunda, borçlunun alacağın tümü bakımından temerrüde düştüğünün kabul edilmesidir." (AKİL, Cenk, Kısmî Dava, Ankara, 2013, s. 264)

 

AYNI YÖNDE KARAR:

T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2021/6572
Karar No      : 2023/379

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                                 : 15.05.2014
SAYISI                                 : 2013/294 E., 2014/279 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı idareye bağlı sosyal hizmet kurumunun açtığı ihaleyi kazanan davacı ile davalı kurum arasında "Bakım Elemanı Teminine İlişkin Hizmet Alım Sözleşmesi" düzenlendiğini, müvekkili şirketin edimlerini yerine getirmesine rağmen davalı kurumun 5510 sayılı Yasanın 81/1. maddesi gereği verilen 5 puanlık kısmı hak edişlerden düşerek ödeme yapmak suretiyle müvekkilinin zararına sebep olduğunu belirterek; haksız olarak kesilen 4.929,63-TL'nin kesinti tarihinden itibaren tahakkuk ettirilecek reeskont faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu işlemlerin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununa dayandığını, yapılan kesintilerin hukuka uygun olduğunu belirtmiş, yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı idare davacının söz konusu prim indirimlerini hak edişlerinden kesmiş bulunmaktaysa da davacı yüklenici şirket 5510 sayılı Kanun gereğince yapılan indirimleri davalı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından almamış olup, hazinenin sağladığı indirim söz konusu olduğundan, yapılan işlemin sadece sigorta ödemelerinde devletin sağladığı ek katkı olduğu, bu nedenle sigorta primlerini ödemeyi üstlenmiş olan yüklenici kendi sorumluluğunu yerine getirirken ve bu arada devletin sağladığı bu katkıdan yararlanırken, bunun idareye geçirilerek idarenin davacının hak edişlerinden kesinti yapması yerinde olmadığından, davacının davasının kabulü ile kesinti yapılan beş puanlık teşvik toplamı olan 4.929,63-TL'nin kesinti yapılan tarihlerinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; yapılan kesintinin Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununa dayanarak yapıldığını, davacı tarafın davadan önceki süreçte düzenlenen hak edişlere herhangi bir itirazı olmadığını ve hükmedilen alacağa faiz başlangıcının kesinti yapılan tarihten başlatılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi uyarınca davalı kurumca uygulanan %5 kesintinin yerinde olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 81.maddesinin 1.fıkrası, 818 Sayılı Borçlar Kanunu 101. maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 117.maddesi)

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve 5510 sayılı Kanunla sağlanan 5 puanlık indirimin, bu kanunla işverene sağlanan Hazine yardımı olup, bu indirimin işsizliğin azaltılması ve yatırımların istihdam odaklı olarak arttırılması ve teşvik niteliğinde olması nedeniyle fiyat farkı olarak nitelendirilemeyeceği, işverene hazinece sağlanan ek bir katkı olduğu, sözkonusu %5 lik hazine yardımının hak edişlerden kesilerek işverence davacının bu yardımdan mahrum edilemeyeceğine göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir

2. Davacı ile davalı idare arasında 21.05.2010 günlü sözleşme tarihinde yürürlükte olan 818 Sayılı Borçlar Kanunu 101. maddesine göre bir alacağa davadan önce faiz uygulanabilmesi için borçlunun alacağın varlığı ve miktarını gösterir ihtarname ile temerrüde düşürülmesi gerekir. Mahkemece kesinti tarihlerinden itibaren asıl alacağa faiz işletilmiş ise de dosya kapsamına davacı tarafından davalıya temerrüt ihtarının tebliğ edildiğine ilişkin bir belge sunulmadığından, dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken, yazılı şekilde kesinti tarihinden itibaren faiz işletilmesi isabetli olmamıştır.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

V. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

1. Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Mahkeme kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile mahkeme kararının hüküm fıkrasının birinci bendinde yer alan "kesinti yapılan tarihlerden" kelimelerinin hükümden çıkartılarak yerine "dava tarihinden" kelimelerinin yazılması suretiyle kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

01.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verilmiştir.

Başkan V.             Üye                      Üye                       Üye                   Üye
Belkıs Karakaş      Bahri Aydoğan     Ömer Kızılkaya     Mehmet Aksu    Doğan Ağırman