KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

02 EKİM 2024 TARİHİNDE CEVAP VERİLEN YARGITAY İÇTİHADI BİRLEŞTİRME BAŞVURUSU 2

BAŞVURU DİLEKÇESİ:

YARGITAY BİRİNCİ BAŞKANLIĞINA

ANKARA

TALEP EDEN              : Av. Fatih KARAMERCAN - (T.C. Kimlik No: 3.........8)
                                      (Adres antettedir)

TALEBİN KONUSU : Belirli veya kesin vadenin söz konusu olmadığı hâllerde miktar içermeyen ihtarnamenin borçluyu temerrüde düşürüp düşüremeyeceği konusu oluşturmaktadır.

KONUNUN GELİŞİMİ

Başvuru konusu özelinde doktrinde bu konunun çözümüne ilişkin başvuru tarihi itibarı ile herhangi bir açıklamaya rastlanamamıştır. Doktrindeki açıklamalarda genellikle Yargıtay’ın kararlarına atıf yapılmakla yetinilmiştir.

Başvuru konusu özelinde İsviçre Federal Mahkemesi’nin görüşü ise aşağıda sunulmaktadır.

İsviçre Federal Mahkemesi’nin 16.05.2003 tarihli (BGE 129 III 535 E. 3.2.2), 23.05.2016 tarihli (BGE 143 II 37 E. 5.2.2) ve 24.03.2021 tarihli (BGer 4A_605/2020 E. 7.1.) kararlarına göre, borçlu temerrüdü için koşul, İsviçre Borçlar Kanunu’nun 102. maddesinin 1. fıkrasının (Art. 102 Abs. 1 OR) kıyasen uygulanmasıdır. Yani, bir yandan alacağın muaccel olması, diğer bir yandan da ihtar gereklidir. İhtar, alacaklının borçluya yönelttiği bir irade açıklamasıdır. İhtar ile ifanın herhangi bir gecikme olmaksızın yerine getirilmesi istenir. İhtar ile ifa edilmesi gereken edimin tam olarak nitelenmesi gerekir. Öyle ki, borçlu, alacaklının ne istediğini (ne talep ettiğini) bilmesi gerekir. Bu alacağın kural olarak rakamı belirli para alacağı söz konusu olduğunda bu durum geçerlidir. Daha önce bir rakam belirtilmiş (rakam içeren bir hesap bildirimi söz konusu) ise bu durumda, ihtarnamede rakam (miktar) bildirilmesine gerek yoktur. Şu halde, bir rakam bildirme gerekli olmaz. Eğer, alacağın muaccel olduğu zaman diliminde alacağın tam olarak miktarı henüz sabit değilse (ortaya çıkmamışsa) ihtarnamede rakam (miktar) belirtmeye gerek yoktur.

BİLGİ : İsviçre Borçlar Kanunu’nun 102. maddesinin 1. fıkrasının (Art. 102 Abs. 1 OR) karşılığı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117. maddesinin 1. fıkrasıdır.

BELİRLİ VEYA KESİN VADENİN SÖZ KONUSU OLMADIĞI HÂLLERDE
MİKTAR İÇERMEYEN İHTARNAMENİN
BORÇLUYU TEMERRÜDE DÜŞÜREBİLECEĞİ YÖNÜNDEKİ
YARGITAY HUKUK DAİRESİ KARARLARI

(YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ KARARLARI)

“… Dairemizin yerleşik uygulaması uyarınca, işçi muaccel alacaklarını tek tek belirtmek kaydıyla ihtarname ile işvereni temerrüde düşürebilir. Söz konusu ihtarnamede alacak miktarlarının belirtilmesi gerekmez.” (EK-1 Y. 9. HD. 28.02.2022, 2110/2593 sayılı Kararı)

* * *

“… ödeme için tereddüde yer vermeyecek şekilde belirli ya da kesin bir vade söz konusu olmadığından kendiliğinden temerrüt gerçekleşmeyecektir.

Dairemizin yerleşik uygulaması uyarınca, işçi muaccel alacaklarını tek tek belirtmek kaydıyla ihtarname ile işvereni temerrüde düşürebilir. Söz konusu ihtarnamede alacak miktarlarının belirtilmesi gerekmez.” (EK-2 Y. 9. HD. 31.03.2022, 3560/4257 sayılı Kararı)

* * *

“… ödeme için tereddüde yer vermeyecek şekilde belirli ya da kesin bir vade söz konusu olmadığından kendiliğinden temerrüt gerçekleşmeyecektir.

6. Dairemizin yerleşik uygulaması uyarınca, işçi muaccel alacaklarını tek tek belirtmek kaydıyla ihtarname ile işvereni temerrüde düşürebilir. Söz konusu ihtarnamede alacak miktarlarının belirtilmesi gerekmez.” (EK-3 Y. 9. HD. 18.05.2022, 5632/6341 sayılı Kararı)

* * *

“… ödeme için tereddüde yer vermeyecek şekilde belirli ya da kesin bir vade söz konusu olmadığından kendiliğinden temerrüt gerçekleşmeyecektir.

6. Dairemizin yerleşik uygulaması uyarınca, işçi muaccel alacaklarını tek tek belirtmek kaydıyla ihtarname ile işvereni temerrüde düşürebilir. Söz konusu ihtarnamede alacak miktarlarının belirtilmesi gerekmez.” (EK-4 Y. 9. HD. 23.06.2022, 7324/8257 sayılı Kararı)

* * *

“… ödeme için tereddüde yer vermeyecek şekilde belirli ya da kesin bir vade söz konusu olmadığından kendiliğinden temerrüt gerçekleşmez.

4. Dairemizin yerleşik uygulaması uyarınca, işçi muaccel alacaklarını tek tek belirtmek kaydıyla ihtarname ile işvereni temerrüde düşürebilir. Söz konusu ihtarnamede alacak miktarlarının belirtilmesi gerekmez.” (EK-5 Y. 9. HD. 14.09.2022, 8008/9233 sayılı Kararı)

* * *

“… 2. Dairemizin yerleşik uygulaması uyarınca, işçi muaccel alacaklarını tek tek belirtmek kaydıyla ihtarname ile işvereni temerrüde düşürebilir. Söz konusu ihtarnamede alacak miktarlarının belirtilmesi gerekmez.” (EK-6 Y. 9. HD. 02.11.2022, 12431/14078 sayılı Kararı)

* * *

“… dava konusu ikramiye alacağı bakımından ödeme için tereddüde yer vermeyecek şekilde belirli ya da kesin bir vade söz konusu olmadığından kendiliğinden temerrüt gerçekleşmeyecektir.

 3. Dairemizin yerleşik uygulaması uyarınca, işçi muaccel alacaklarını tek tek belirtmek kaydıyla ihtarname ile işvereni temerrüde düşürebilir. Söz konusu ihtarnamede alacak miktarlarının belirtilmesi gerekmez.” (EK-7 Y. 9. HD. 24.01.2023, 405/1275 sayılı Kararı)

* * *

“… 2. Dairemizin yerleşik uygulaması uyarınca, işçi muaccel alacaklarını tek tek belirtmek kaydıyla ihtarname ile işvereni temerrüde düşürebilir. Söz konusu ihtarnamede alacak miktarlarının belirtilmesi gerekmez.” (EK-8 Y. 9. HD. 06.03.2023, 1333/3104 sayılı Kararı)

* * *

“… 5. Dairemizin yerleşik uygulaması uyarınca, işçi muaccel alacaklarını tek tek belirtmek kaydıyla ihtarname ile işvereni temerrüde düşürebilir. Söz konusu ihtarnamede alacak miktarlarının belirtilmesi gerekmez.” (EK-9 Y. 9. HD. 03.05.2023, 2881/6595 sayılı Kararı)

* * *

“… 2. Dairemizin yerleşik uygulaması uyarınca, işçi muaccel alacaklarını tek tek belirtmek kaydıyla ihtarname ile işvereni temerrüde düşürebilir. Söz konusu ihtarnamede alacak miktarlarının belirtilmesi gerekmez.” (EK-10 Y. 9. HD. 11.07.2023, 10118/11316 sayılı Kararı)

BELİRLİ VEYA KESİN VADENİN SÖZ KONUSU OLMADIĞI HÂLLERDE
MİKTAR İÇERMEYEN İHTARNAMENİN
BORÇLUYU TEMERRÜDE DÜŞÜREMEYECEĞİ YÖNÜNDEKİ
YARGITAY HUKUK DAİRESİ KARARLARI

(YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ KARARLARI)

“… 2- Mahkemece devamına karar verilen asıl alacağa 27.01.2005 ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmüştür. Sözleşmeden doğan alacaklarda alacaklı lehine faiz yürütülebilmesi için, davalının icra takibinden önce temerrüde düşürülmüş olması gerekir. Somut olayda, icra takibinden önce miktar bildirir ihtarname ile davalı temerrüde düşürülmediği halde hüküm altına alınan asıl alacağa 27.01.2005 ödeme tarihinden faiz yürütülmesi hatalı olmuştur. Davalı alacaklı icra takip tarihi (26.02.2007) itibariyle temerrüde düşmüş sayılacağından bu tarihten faiz yürütülmesi gerekirken, ödeme tarihinden faiz yürütülmesi doğru olmamıştır.” (EK-11 Y. 15. HD. 23.06.2009, 2008/5615 E. - 2009/3801 K.)

* * *

“… İhtarnamenin temerrüde dayanak yapılabilmesi için miktar içermesi gerekir. Dosyada bulunan 24.08.2004 tarih, 7444 yevmiye nolu ihtarname miktar içermediğinden temerrüde esas kabul edilemez.” (EK-12 Y. 15. HD. 21.01.2010, 2008/6838 E. - 2010/141 K.)

* * *

“… 2- İşlemiş faizin karar altına alınabilmesi için davacı yüklenici şirketin davalı iş sahibi Bakanlığı Borçlar Kanunu'nun 101/I. maddesi uyarınca miktar belirtir, ödeme ister bir ihtarname veya yazı göndererek temerrüde düşürmesi ve işlemiş faizin dava konusu yapılmış olması gerekir.

Somut olayda, davacı yüklenici şirket tarafından iş sahibine gönderilen 05.12.2006 tarihli ihtarname miktar içermediğinden davalı iş sahibini temerrüde düşürücü nitelikte bulunmamaktadır. Bu durumda, davalı iş sahibi icra takibinin başlatılmasıyla temerrüde düştüğüne ve işlemiş faiz konusunda harcı yatırılarak açılmış dava bulunmadığına göre, işlemiş faiz yönünden de isteminin kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.” (EK-13 Y. 15. HD. 31.05.2011, 2010/3274 E. - 2011/3177 K.)

* * *

“… 2- Davacı taşeron şirket davanın açılmasından önce davalı yüklenici şirketi ödeme ister ve miktar belirtir bir yazı veya ihtarname göndererek temerrüde düşürmemiştir. Davalı şirket davanın açılması ve ıslahla temerrüde düşmüştür. Dava dilekçesinde istenilen miktar 7.500,00 TL olduğuna göre, bu miktar için dava tarihinden, ıslahla artırılan miktarın kabul edilen kısmı için ise ıslah harcının yatırıldığı 06.10.2009 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, davanın kabul edilen kısmının tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru olmamıştır.” (EK-14 Y. 15. HD. 05.06.2012, 2011/6638 E. - 2012/4193 K.)

* * *

“… b) Davacı işsahibi davalı yükleniciyi davanın açılmasından önce ödeme ister ve miktar belirtir ihtarname veya yazı göndererek temerrüde düşürmemiştir. Davalı bu davanın açılması ile temerrüde düştüğüne göre, faizin dava tarihinden başlatılması gerekir. Sözleşmenin feshi konusunda dosyada bir ihtarname veya yazı bulunmadığı halde faizin fesih tarihi olan 20.07.2010 tarihinden başlatılması doğru olmamıştır.” (EK-15 Y. 15. HD. 05.02.2013, 2012/3630 E. - 2013/768 K.)

* * *

“… Taraflar arasındaki ihtilaf eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup davacı arsa sahibi, davalılar yüklenici ve teknik uygulama sorumlusudur. Sözleşmeden kaynaklanan alacaklarda dava ve sözleşme tarihinde yürürlükte olan 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 101. maddesine göre alacağa davadan önce faiz uygulanabilmesi için borçlunun alacağın varlığı ve miktarını gösterir ihtarname ile temerrüde düşürülmesi gerekir. Somut olayda davalıların davadan önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir delil sunulmadığından hüküm altına alınan alacağa zararın meydana geldiği tarihten itibaren faiz uygulanması doğru olmamıştır.” (EK-16 Y. 15. HD. 05.02.2014, 2013/5566 E. - 2014/721 K.)

* * *

“… 2- Davacı davada 11.02.2010 tarihli sözleşmeye konu imalat nedeniyle düzenlenen 30.11.2010 tarihli 3. hakediş bedeline ilişkin faturadan kaynaklı bakiye iş bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece itirazın kısmen iptali ile, takibin 18.820,52 TL asıl alacağa 30.11.2010 fatura tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi uygulanmak suretiyle devamına karar verilmiştir. Fatura tanzim ve tebliği borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığından faize başlangıç yapılamaz. Takipten önce davalı, alacağın varlığı ve miktarını gösterir ihtarname ile temerrüde düşürülmediğinden hüküm altına alınan alacağa fatura tarihinden faiz uygulanması doğru olmamıştır.(EK-17 Y. 15. HD. 16.02.2015, 2014/2090 E. - 2015/747 K.)

* * *

“… Akdî ilişkinin kurulduğu ve işin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun hükümlerine göre, dava öncesi döneme ait temerrüd faizi talep edilebilmesi için, borçlunun alacak miktarını gösterir ve ödeme talebini içerir ihtarname ile temerrüde düşürülmesi (BK.md.101/I.) ya da ifa gününün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmiş olması gerekir (BK.md.101/II). Bu ihtar ile davalıdan 24 saat içinde bakiye 2 160,85 kg 20/1 NE değerindeki ipliğin yüklemesini yaparak teslim etmesi ihtar edilip, bir bedel içermediğinden borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığından faize başlangıç yapılamaz.” (EK-18 Y. 15. HD. 03.02.2016, 2015/5360 E. - 2016/638 K.)

* * *

“… Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin düzenlendiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nın 101. maddesine göre bir alacağa faiz uygulanabilmesi için borçlunun alacağın miktarını gösteren ihtarname ile temerrüde düşürülmesi gerekir. Somut olayda davacı idare tarafından davalının davadan önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir delil sunulmamış olup, davacı idarenin davalı yüklenici şirkete gönderdiği 29.06.2001 tarih ve 5406 sayılı yazıda belli miktar gösterilerek bir ödeme talebinde de bulunulmadığından, mahkemece hüküm altına alınan alacağa 07.04.2006 dava tarihinden itibaren faiz uygulanması yerine, 29.06.2001 tarihinden faiz uygulanması doğru olmamıştır.” (EK-19 Y. 15. HD. 07.02.2017, 2016/3670 E. - 2017/625 K.)

* * *

“… Yüklenici davacı alacaklı icra takibinde asıl alacakla birlikte işlemiş faiz talebinde de bulunmuş ise de, taraflar arasındaki sözlü akdedildiği anlaşılan biçerdöver tamirine ilişkin sözleşme tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 101. maddesine göre bir alacağa davadan önce faiz uygulanabilmesi için borçlunun alacağın varlığı ve miktarını gösterir ihtarname ile temerrüde düşürülmesi gerekir, somut olayda davadan önce davalı temerrüde düşürülmediğinden, alacağa fesih tarihinden itibaren faiz uygulanması doğru değildir. Bu halde işlemiş faize ilişkin davacı talebinin reddine asıl alacak üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerekir.” (EK-20 Y. 15. HD. 20.02.2018, 2017/2760 E. - 2018/681 K.)

* * *

“… Davacı tarafından Erdemli 1. Noterliği'nden davalılara keşide edilen 29 Eylül 2015 gün ve 10283 yevmiye numaralı ihtarnamede ödenmesi istenilen bir miktar miktar belirtilmemiş olup bu haldeki ifa talebi davalı borçluları temerrüde temerrüde düşürecek nitelikte olmadığından, dava dilekçesinde talep edilen 10.000,00 TL’lik kısma dava tarihinden, ıslahla artırılan 82.128,00 TL’ye de harcın yatırıldığı 26.01.2018 tarihinden faiz yürütülmesi gerekirken alacağın tamamına ilk derece mahkemesince temerrüde esas teşkil etmeyen ihtarnamenin keşide tarihinden, bölge adliye mahkemesince ise ihtarla verilen sürenin bitim tarihinden itibaren faiz uygulanması doğru olmamıştır.” (EK-21 Y. 15. HD. 02.10.2019, 2018/3653 E. - 2019/3744 K.)

* * *

“…. Mahkemece yapılması gereken iş hükme esas alınan bilirkişi kurulundan alınacak ek rapor ile davalı tarafından yapılan imalâtın eksik ve kusurlar dikkate alınarak mevcut hali ile tüm işe göre oranının bulunarak bu oranın tüm iş bedeline oranlanarak davalının hak ettiği miktarın belirlenip bu miktardan davacı tarafından kanıtlanan ödemelerin düşürülerek davalıya fazla ödeme bulunup bulunmadığının saptanması, ayrıca sözleşme 11.1 maddesinde belirlenen 30 günlük gecikme cezasının hesaplattırılıp bulunacak miktara davacının 08.01.2013 tarihli ihtarnamesi herhangi bir ödeme miktarı belirtilmediğinden davalıyı temerrüde düşürücü nitelikte olmadığından dava ve ıslah tarihine göre faiz uygulanmak suretiyle tahsil kararı verilmesinden ibaret olup açıklanan bu nedenle eksik incelemeye dayalı kararın taraflar yararına bozulması gerekmiştir.” (EK-22 Y. 15. HD. 05.11.2020, 2019/3378 E. - 2020/2914 K.)

* * *

“… Yüklenici dava dilekçesi ile 10.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiş, 10/05/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 570.243,23 TL’ye yükseltmiş ise de, ıslahtan önce iş sahibi aleyhine keşide ettiği Ankara 54. Noterliği’nin 25739 yevmiye numaralı ve 19/06/2017 tarihli ihtarnamesi ile bakiye iş bedeli olan (KDV hariç) 738.141,24 TL'nin işleyecek avans faizi ile birlikte ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içinde banka hesabına ödenmesini ihtar ettiği ve ihtarnamenin 21.06.2017 tarihinde muhataba tebliğ edildiği, ihtarname gereğince verilen 3 günlük ödeme süresinin bitimi sonrasında 25.06.2017'de iş sahibinin ihtarla talep edilen miktar bakımından temerrüde düştüğü anlaşılmıştır.(EK-23 Y. 15. HD. 26.04.2021, 3845/1935 sayılı Kararı)

EK BİLGİ: Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nun 22.06.2021 tarihli ve 196 sayılı Kararı ile Yargıtay 15. Hukuk Dairesi numarasının 6. Hukuk Dairesi olarak değiştirilmesine karar verilmiştir.

(YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ KARARLARI)

“… Davacı ile davalı idare arasından 28.01.2010 tarihinde imzalanan sözleşme tarihinde yürürlükte olan 818 Sayılı Borçlar Kanunu 101. maddesine göre bir alacağa davadan önce faiz uygulanabilmesi için borçlunun alacağın varlığı ve miktarını gösterir ihtarname ile temerrüde düşürülmesi gerekir. Somut olayda, temyiz dilekçesine ekli olarak sunulan yazı örneğinden davacı tarafından davalı idareye yazılan 18.12.2013 tarihli yazıyla hakedişlerden yapılan 165.681,84 TL haksız kesintinin ödenmesinin istendiği, davalı idarenin de aynı gün evrakı kaydettiğinin anlaşılmasına göre, temerrüdün dava öncesinde 19.12.2013 tarihinde oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu durumda dava tarihinden önce temerrüt oluştuğundan, değinilen yazılar gözden kaçırılarak temerrüdün oluştuğu 19.12.2013 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken dava tarihinden faiz yürütülmesi ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi tarafından davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi doğru olmayıp kararın bozulması gerekir ise de; yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi kararının kaldırılarak, yerel mahkeme hükmünün faiz başlangıç tarihine yönelik olarak değiştirilmek suretiyle HMK’nın 370/2 maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir.” (EK-24 Y. 6. HD. 24.11.2021, 511/1733 sayılı Kararı)

* * *

“… 2. Davacı ile davalı idare arasında 21.05.2010 günlü sözleşme tarihinde yürürlükte olan 818 Sayılı Borçlar Kanunu 101. maddesine göre bir alacağa davadan önce faiz uygulanabilmesi için borçlunun alacağın varlığı ve miktarını gösterir ihtarname ile temerrüde düşürülmesi gerekir. Mahkemece kesinti tarihlerinden itibaren asıl alacağa faiz işletilmiş ise de dosya kapsamına davacı tarafından davalıya temerrüt ihtarının tebliğ edildiğine ilişkin bir belge sunulmadığından, dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken, yazılı şekilde kesinti tarihinden itibaren faiz işletilmesi isabetli olmamıştır.” (EK-25 Y. 6. HD. 01.02.2023, 2021/6572 E. - 2023/379 K.)

* * *

“… - Taraflar arasındaki sözleşmeyi işveren sıfatı ile davalının imzaladığı ve şirket temsiline ilişkin hiçbir açıklama ve kaşe bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacılar, Gaziantep 2. Noterliği’nin 26/08/2008 tarih ve 23902 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya karşı %54 iş oranının taraflar arasında çekişmesiz olduğunu ve sözleşmede belirlenen birim fiyatlar üzerinden gerekli hakedişlerin yapılmasını, avans faizi ile 5 iş günü içerisinde taraflarına ödenmesini ihtar etmiştir. İhtarname 29/08/2008 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bu ihtarnamede ayrıca ve açıkça bir bedelin tahsilinin talep edilmemiş olduğu, bu hali ile temerrüde düşürücü nitelikte olmadığından, faiz başlangıç tarihinin doğru olarak belirtildiği, açıklanan nedenler ile asıl davaya konu tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.(EK-26 Y. 6. HD. 10.07.2023, 2022/2256 E. - 2023/2633 K.)

SONUÇ          : İsviçre Federal Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararlarından yola çıkarak kanımızca, belirli veya kesin vadenin söz konusu olmadığı hâllere ilişkin olarak alacağın muaccel olduğu zaman diliminde alacağın miktarının yahut değerinin tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin alacaklıdan beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, miktar içermeyen ihtarnamenin borçluyu temerrüde düşürebileceği kanaatinde olduğumuzu belirterek her türlü takdir hakkı sayın Yargıtay Birinci Başkanlığı’na ait olmak üzere TALEP KONUMUZA AİT YARGITAY HUKUK DAİRELERİ’NCE VERİLMİŞ OLAN İÇTİHATLAR ARASINDAKİ FARKLILIKLAR NEDENİ İLE İÇTİHATLARIN BİRLEŞTİRİLMESİNİ saygı ile dilerim. 01.11.2023

Talep Eden
Av. Fatih KARAMERCAN, LL.M.

 

EKİ        : Kimlik fotokopisi.

1-) Y. 9. HD. 28.02.2022, 2110/2593 sayılı Kararı.

2-) Y. 9. HD. 31.03.2022, 3560/4257 sayılı Kararı.

3-) Y. 9. HD. 18.05.2022, 5632/6341 sayılı Kararı.

4-) Y. 9. HD. 23.06.2022, 7324/8257 sayılı Kararı.

5-) Y. 9. HD. 14.09.2022, 8008/9233 sayılı Kararı.

6-) Y. 9. HD. 02.11.2022, 12431/14078 sayılı Kararı.

7-) Y. 9. HD. 24.01.2023, 405/1275 sayılı Kararı.

8-) Y. 9. HD. 06.03.2023, 1333/3104 sayılı Kararı.

9-) Y. 9. HD. 03.05.2023, 2881/6595 sayılı Kararı.

10-) Y. 9. HD. 11.07.2023, 10118/11316 sayılı Kararı.

11-) Y. 15. HD. 23.06.2009, 2008/5615 E. - 2009/3801 K.

12-) Y. 15. HD. 21.01.2010, 2008/6838 E. - 2010/141 K.

13-) Y. 15. HD. 31.05.2011, 2010/3274 E. - 2011/3177 K.

14-) Y. 15. HD. 05.06.2012, 2011/6638 E. - 2012/4193 K.

15-) Y. 15. HD. 05.02.2013, 2012/3630 E. - 2013/768 K.

16-) Y. 15. HD. 05.02.2014, 2013/5566 E. - 2014/721 K.

17-) Y. 15. HD. 16.02.2015, 2014/2090 E. - 2015/747 K.

18-) Y. 15. HD. 03.02.2016, 2015/5360 E. - 2016/638 K.

19-) Y. 15. HD. 07.02.2017, 2016/3670 E. - 2017/625 K.

20-) Y. 15. HD. 20.02.2018, 2017/2760 E. - 2018/681 K.

21-) Y. 15. HD. 02.10.2019, 2018/3653 E. - 2019/3744 K.

22-) Y. 15. HD. 05.11.2020, 2019/3378 E. - 2020/2914 K.

23-) Y. 15. HD. 26.04.2021, 3845/1935 sayılı Kararı.

24-) Y. 6. HD. 24.11.2021, 511/1733 sayılı Kararı.

25-) Y. 6. HD. 01.02.2023, 2021/6572 E. - 2023/379 K.

26-) Y. 6. HD. 10.07.2023, 2022/2256 E. - 2023/2633 K.

 

BAŞVURU SONUCU:

T.C.
YARGITAY
Birinci Başkanlığı

05.11.2024

Sayı    : E-60482426/6366/9600
Konu  : Kurul Kararı

 

Sayın Avukat Fatih KARAMERCAN
Hamidiye Mah. Cendere Cad. No:45
C Blok Kat:4 Daire:19

Kağıthane/İSTANBUL

İlgi     : 01.11.2023 tarihli dilekçeniz.

Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.10.2024 tarih ve 215 sayılı karar sureti ilişikte gönderilmiştir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

                                                                                              Ömrü YILMAZ
                                                                                                    Hakim
                                                                                     Genel Sekreter Yardımcısı

 

EK    : Karar Sureti

 

Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.10.2024 tarihli ve 215 sayılı
Kararı
Yargıtay Kanunu'nun 10. maddesi gereğince toplanan Kurulumuzca:

 

“Belirli veya kesin vadenin söz konusu olmadığı hallerde miktar içermeyen ihtarnamenin borçluyu temerrüde düşürüp düşüremeyeceği” konusunda Avukat Fatih Karamercan imzalı; 01.11.2023 tarihli; 2023/27343 sayılı içtihatları birleştirme başvurusunda;

Altıncı Hukuk Dairesi Başkanlığının: 24.11.2021 tarih, E:2021/511 K:2021/1733; 01.02.2023 tarih, E:2021/6572 K:2023/379; 10.07.2023 tarih, E:2022/2256 K:2023/2633;

Dokuzuncu Hukuk Dairesi Başkanlığının: 28.02.2022 tarih, 2110/2593; 31.03.2022 tarih, 3560/4257; 18.05.2022 tarih, 5632/6341; 23.06.2022 tarih, 7324/8257; 14.09.2022 tarih, 8008/9233; 02.11.2022 tarih, 12431/14078; 24.01.2023 tarih, 405/1275; 06.03.2023 tarih, 1333/3104; 03.05.2023 tarih, 2881/6595; 11.07.2023 tarih, 10118/11316;

(Kapatılan) On Beşinci Hukuk Dairesi Başkanlığının: 23.06.2009 tarih, E:2008/5615 K.2009/3801; 21.01.2010 tarih, E:2008/6838 K.2010/141; 31.05.2011 tarih, E.2010/3274 K:2011/3177; 05.06.2012 tarih, E:2011/6638 K:2012/4193; 05.02.2013 tarih, E:2012/3630 K:2013/768; 05.02.2014 tarih, E:2013/5566 K:2014/721; 16.02.2015 tarih, E:2014/2090 K:2015/747; 03.02.2016 tarih, E:2015/5360 K:2016/638; 07.02.2017 tarih, E:2016/3670 K:2017/625; 20.02.2018 tarih, E:2017/2760 K:2018/681; 02.10.2019 tarih, E:2018/3653 K:2019/3744; 05.11.2020 tarih, E:2019/3378 K.2020/2914; 26.04.2021 tarih, 3845/1935; sayılı kararları arasında içtihat aykırılığı bulunduğu ileri sürülmesi üzerine ilgili daire başkanlıklannın ve Hukuk Genel Kurulu Başkanlığının görüşleri alındı.

Gereği görüşüldü:

Aykırılık bulunduğu ileri sürülen kararlar arasında aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından içtihatların birleştirme yoluna gidilmesine gerek olmadığına;

02.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.