MURİSİN VASİYETNAMEDEN RÜCU ETTİĞİNİ ÖĞRENDİĞİNE DAİR BEYANLA ZAMANAŞIMI SÜRESİ İŞLEMEYE BAŞLAMIŞSA DA MÜLKİYETİN TESPİTİNE İLİŞKİN DAVANIN AÇILMASIYLA KESİLMİŞTİR.
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/2558
Karar No : 2024/868
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 09.03.2023
SAYISI : 2022/1236 E., 2023/721 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin hem Alman hem de Türk vatandaşlığının bulunduğunu, müvekkilinin müteveffa Belgin Y.'le 12.09.1986 tarihinde evlendiklerini, evlenmeden önce sık sık Almanya ile Türkiye arasında gidip gelen çiftin, evlendikleri zaman Türkiye'ye temelli taşınmak istediklerini, bunun için Edirne'de ikamet edecekleri bir ev inşa etmeye karar verdiklerini, Belgin Y.'in maddi gücünün azlığı sebebiyle müvekkilinin birikimleri kullanılarak inşaatın yaptırıldığını, Belgin Y.'in vefatına kadar da birlikte bu evde yaşadıklarını, müvekkilinin 12.03.1997 tarihinde Almanya'da Almanca yazdığı vasiyetinde “Kapıkule yolu üzerinde Aslanlı tesisleri yanındaki 1 numaralı bahçeli evini oğlu Marcus'a" bıraktığı, eşi mütevveffa Belgin Y.'in Edirne 2. Noterliğinin 10.06.1997 tarih ve 6143 yevmiye numaralı vasiyetnamesini düzenleterek Marcus P.'i tek mirasçısı yaptığını, müvekkilinin de aynı gün, aynı noterde 6144 yevmiye no.lu aynı mahiyetteki vasiyeti yaptığını, tarafların 17.03.2002 tarihinde boşandıklarını ancak müvekkilinin Belgin Y.'e 01.08.2015 tarihindeki vefatına kadar baktığını, Belgin Y.'in vefatından sonra müvekkilinin, Edirne 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/722 E. ve 2015/723 E. sayılı davalarıyla Edirne 2. Noterliğinin 24.09.2001 tarih ve 9932 yevmiye numaralı vasiyetten rücu belgesi ile 10.06.1997 tarihli vasiyetten rücu ettiğini öğrendiğini, müteveffa Belgin Y.'in mirasçılarına karşı Edirne 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/362 E. sayılı dosyası ile dava açarak evinin mülkiyetinin kendisine ait olduğunun tespitini istediğini, yapılan yargılama sonrasında "..hukuki yararı olmadığı ve iddiaları ile ilgili olarak tespit davası değil, ayrıca duruma uygun bir eda davası açması gerektiği” gerekçesi ile davanın reddedildiğini, işbu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini belirterek; davanın kabulü ile müvekkili tarafından yapılan yapıların bedelinin tespiti ile miras hisseleri nispetinde davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; dava konusu taşınmazın 16.07.1982 tarihinde satın alma yoluyla Belgin Y. tarafından edinildiğini, davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, davacının dava dilekçesinde 22.01.1986 tarihinde kendisine miras kaldığını ve bu mirası dava konusu taşınmazın yapımı için harcadığını ileri sürdüğünü, davacının bahsettiği tarihin üzerinden 30 yıldan fazla zaman geçtiğini, 17.03.2002 tarihli boşanma davasında ve devamında davacının murise verdiğini ileri sürdüğü borç ile ilgili olarak herhangi bir talebinin olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafından Edirne 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/723 E.- 2016/159 K. sayılı dosyasına sunulan beyan dilekçesinde, vasiyetnameden dönüldüğünün Eylül 2015 yılında öğrenildiği, bu tarihten itibaren davalılardan talep hakkının doğduğu, yine Mahkemenin 2016/362 E. sayılı dosyası dikkate alındığında bu durumların bilindiği, bu haliyle dava tarihi olan 12.10.2020 tarihinde iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; zamanaşımı konusunda yapılan incelemenin eksik ve hatalı olduğunu, Belgin Y.'in 01.08.2015 tarihinde vefat ettiğini, vefatından sonra müvekkilinin Edirne 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/722 E. sayılı davası ile taşınmaz ve üzerindeki yapının oğlu Marcus'a vasiyet edildiğini, aynı Mahkemenin 2015/723 Esas sayılı davasında da Belgin Y.’in Edirne 2. Noterliğinin 24.09.2001 tarih ve 9932 yevmiye numaralı vasiyetten rücu belgesi ile vasiyetten rücu ettiğini, oğlunun 12.02.2016 günlü oturumlarda verilen kararları kendisine bildirdiği 01.03.2016 günü öğrendiğini, vasiyetten dönüldüğünün öğrenilmesinin hemen akabinde eski eşi Belgin Y.'in yasal mirasçıları aleyhine 21.03.2016 günü Edirne 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/362 Esas sayılı dosya ile "muhdesat aidiyetinin tespiti" istemli dava açıldığını, bu davanın zamanaşımı süresini kesen bir olgu olduğunu, kararın 02.07.2020 günlü onama kararı ile kesinleştiğini, gayrımenkulün aynını ilgilendiren işbu davanın varlığı sebepsiz zenginleşme talebi yönünden zamanaşımını kestiğini, davanın 12.10.2020 günü açıldığını, bir önceki dava ile dava konusu taşınmaz üzerine yapılan evin mülkiyeti talep edildiğinden çoğun içerisinde azın da olacağı kuralı gereğince sonraki davanın açıldığı güne dek sadece 20 gün + 3 ay 10 gün = 4 ay süre işlediğini, evin müvekkili tarafından yaptırıldığı ve davalıların sebepsiz zenginleştiğinin gerekçeli kararda da belirtildiği üzere ispatlandığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; uyuşmazlığın davanın zamanaşımı süresinden önce açılıp açılmadığı noktasında toplandığı, Edirne 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/723 E., 2016/159 K. sayılı dosyasının incelenmesinden muris Belgin Y.'in Edirne 2. Noterliği tarafından düzenlenen 24.09.2001 tarihli ve 9932 yevmiye nolu vasiyetname ile Marcus lehine yapılan vasiyetnameden dönüldüğü, belirtilen dosyaya Karin Y. ve Marcus Przbyl tarafından beyan dilekçesi sunulmuş olduğu, 24.12.2015 tarihli beyan dilekçesinde söz konusu vasiyetnameden Eylül 2015'de haberdar olduklarının belirtildiği, buna göre bu tarihte davacının talep hakkının öğrenildiği esas alınarak karar verilmesi gerektiği, her ne kadar davacı istinaf itirazında taşınmaz üzerinde bulunan yapıların mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine yönelik açılan davanın kesinleşme tarihinin esas alınması gerektiğini ileri sürmüş ise de, her iki davadaki talep sonucu farklı olduğundan bahsi geçen davanın zamanaşımını kesen nitelikte olmadığı gerekçesiyle; istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafından yapım giderleri karşılandığı ileri sürülen evin değerinin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 151, 152, 154, 156 ve 157 nci maddeleri,
3. Değerlendirme
1. 6098 sayılı Kanun'un 151 inci maddesinde zamanaşımının nasıl hesaplanacağı belirtilmiştir. Bu maddenin birinci fıkrası, zamanaşımının alacağın muaccel olduğu anda başlayacağı kuralını getirmiştir.
2. 6098 sayılı Kanun'un 152 nci maddesi gereğince, asıl alacak zamanaşımına uğradığında faiz ve diğer ek haklar da zamanaşımına, uğrar. Diğer bir deyişle faiz alacağı asıl alacağın tabi olduğu zamanaşımına tabi olur. Aynı Kanun'un 154 üncü maddesinde zamanaşımını kesen durumlar açıklanmıştır. Hükme göre, borçlunun borcunu ikrar etmesi, faiz ödemesi, kısmi ifada bulunması, rehin vermesi veya kefil göstermesi, alacaklının dava veya defi yoluyla hakeme veya Mahkemeye başvurması, icra takibinde bulunması ve iflas masasına başvurması hallerinde zamanaşımı kesilir. Zamanaşımının kesilmesiyle, yeni bir süre başlar. Yine Kanun'un 156 ncı maddesi, zamanaşımının kesilmesi halinde yeni bir sürenin işlemeye başlayacağını, 157 nci maddesinde ise, zamanaşımı icra takibiyle kesilmiş ise alacağın takibine ilişkin her işlemden sonra yeniden başlayacağı belirtilmiştir. Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2021 tarihli 2021/4-902 E. 2022/1049 K. sayılı ilamında da vurgulanmıştır.
3. Hukukumuzda zamanaşımının kesilmesi, borçlunun veya alacaklının ya da hâkimin belli fiillerinin sonucu olarak işlemiş bulunan zamanaşımı süresinin yanması ve kesilmeye neden olan olaydan itibaren yeni bir zamanaşımı süresinin işlemeye başlamasıdır. Zamanaşımının kesilmesi için, zamanaşımının işlemekte olması gerekir. Zamanaşımını kesen durumlar arasında sayılan alacaklının dava veya defi yoluyla hakeme veya mahkemeye başvurması somut olayda irdelenmesi gereken hukuki meseledir. Alacaklının bir mahkemede alacağıyla ilgili dava açması zamanaşımının kesilmesi için yeterli olup, davanın niteliği önem arz etmemektedir. Tespit davasında bir hukuki ilişkinin varlığının veya yokluğunun saptanması istemi söz konusudur. Buna göre alacaklının alacağın mevcut olduğunun tespitine yönelik (müspet tespit) davası zamanaşımını keser (KURU, Tespit Davaları, sy.91).
4. Somut olayda, davacının alacak hakkının doğduğu tarih, murisin vasiyetnameden rücu ettiğine ilişkin vasiyetinin öğrenildiği tarihtir. Davacının Edirne 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/723 E., 2016/159 K. sayılı dosyasına sunulan beyan dilekçesi ile murisin vasiyetnameden rücu ettiğini Eylül 2015 tarihinde öğrendiğine ilişkin beyanı ile zamanaşımı süresi işlemeye başlamıştır. Bu tarihte işlemeye başlayan zamanaşımı süresi davacının söz konusu taşınmazın mülkiyetinin tespitine ilişkin davanın açılması ile kesilmiştir. Dolayısıyla zamanaşımının kesilmesine neden olan olayın son bulması ile mevcut dosyada davada verilen kararın kesinleşmesiyle yeni bir zamanaşımı süresi işlemeye başlamıştır.
5. Hal böyle olunca, İlk Derece Mahkemesince; zamanaşımın kesinleşmesine neden olan davanın kesinleşme tarihinin esas alınarak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacak isteminin esasının incelenmesi ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmediğine karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Ömer Kerkez Filiz Pınarcı Adviye Füsun Ayaz Dr. Adem Aslan Muzaffer Gürkanlı
MURİSİN VASİYETNAMEDEN RÜCU ETTİĞİNİ ÖĞRENDİĞİNE DAİR BEYANLA ZAMANAŞIMI SÜRESİ İŞLEMEYE BAŞLAMIŞSA DA MÜLKİYETİN TESPİTİNE İLİŞKİN DAVANIN AÇILMASIYLA KESİLMİŞTİR.
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/2558
Karar No : 2024/868
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 09.03.2023
SAYISI : 2022/1236 E., 2023/721 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin hem Alman hem de Türk vatandaşlığının bulunduğunu, müvekkilinin müteveffa Belgin Y.'le 12.09.1986 tarihinde evlendiklerini, evlenmeden önce sık sık Almanya ile Türkiye arasında gidip gelen çiftin, evlendikleri zaman Türkiye'ye temelli taşınmak istediklerini, bunun için Edirne'de ikamet edecekleri bir ev inşa etmeye karar verdiklerini, Belgin Y.'in maddi gücünün azlığı sebebiyle müvekkilinin birikimleri kullanılarak inşaatın yaptırıldığını, Belgin Y.'in vefatına kadar da birlikte bu evde yaşadıklarını, müvekkilinin 12.03.1997 tarihinde Almanya'da Almanca yazdığı vasiyetinde “Kapıkule yolu üzerinde Aslanlı tesisleri yanındaki 1 numaralı bahçeli evini oğlu Marcus'a" bıraktığı, eşi mütevveffa Belgin Y.'in Edirne 2. Noterliğinin 10.06.1997 tarih ve 6143 yevmiye numaralı vasiyetnamesini düzenleterek Marcus P.'i tek mirasçısı yaptığını, müvekkilinin de aynı gün, aynı noterde 6144 yevmiye no.lu aynı mahiyetteki vasiyeti yaptığını, tarafların 17.03.2002 tarihinde boşandıklarını ancak müvekkilinin Belgin Y.'e 01.08.2015 tarihindeki vefatına kadar baktığını, Belgin Y.'in vefatından sonra müvekkilinin, Edirne 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/722 E. ve 2015/723 E. sayılı davalarıyla Edirne 2. Noterliğinin 24.09.2001 tarih ve 9932 yevmiye numaralı vasiyetten rücu belgesi ile 10.06.1997 tarihli vasiyetten rücu ettiğini öğrendiğini, müteveffa Belgin Y.'in mirasçılarına karşı Edirne 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/362 E. sayılı dosyası ile dava açarak evinin mülkiyetinin kendisine ait olduğunun tespitini istediğini, yapılan yargılama sonrasında "..hukuki yararı olmadığı ve iddiaları ile ilgili olarak tespit davası değil, ayrıca duruma uygun bir eda davası açması gerektiği” gerekçesi ile davanın reddedildiğini, işbu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini belirterek; davanın kabulü ile müvekkili tarafından yapılan yapıların bedelinin tespiti ile miras hisseleri nispetinde davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; dava konusu taşınmazın 16.07.1982 tarihinde satın alma yoluyla Belgin Y. tarafından edinildiğini, davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, davacının dava dilekçesinde 22.01.1986 tarihinde kendisine miras kaldığını ve bu mirası dava konusu taşınmazın yapımı için harcadığını ileri sürdüğünü, davacının bahsettiği tarihin üzerinden 30 yıldan fazla zaman geçtiğini, 17.03.2002 tarihli boşanma davasında ve devamında davacının murise verdiğini ileri sürdüğü borç ile ilgili olarak herhangi bir talebinin olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafından Edirne 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/723 E.- 2016/159 K. sayılı dosyasına sunulan beyan dilekçesinde, vasiyetnameden dönüldüğünün Eylül 2015 yılında öğrenildiği, bu tarihten itibaren davalılardan talep hakkının doğduğu, yine Mahkemenin 2016/362 E. sayılı dosyası dikkate alındığında bu durumların bilindiği, bu haliyle dava tarihi olan 12.10.2020 tarihinde iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; zamanaşımı konusunda yapılan incelemenin eksik ve hatalı olduğunu, Belgin Y.'in 01.08.2015 tarihinde vefat ettiğini, vefatından sonra müvekkilinin Edirne 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/722 E. sayılı davası ile taşınmaz ve üzerindeki yapının oğlu Marcus'a vasiyet edildiğini, aynı Mahkemenin 2015/723 Esas sayılı davasında da Belgin Y.’in Edirne 2. Noterliğinin 24.09.2001 tarih ve 9932 yevmiye numaralı vasiyetten rücu belgesi ile vasiyetten rücu ettiğini, oğlunun 12.02.2016 günlü oturumlarda verilen kararları kendisine bildirdiği 01.03.2016 günü öğrendiğini, vasiyetten dönüldüğünün öğrenilmesinin hemen akabinde eski eşi Belgin Y.'in yasal mirasçıları aleyhine 21.03.2016 günü Edirne 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/362 Esas sayılı dosya ile "muhdesat aidiyetinin tespiti" istemli dava açıldığını, bu davanın zamanaşımı süresini kesen bir olgu olduğunu, kararın 02.07.2020 günlü onama kararı ile kesinleştiğini, gayrımenkulün aynını ilgilendiren işbu davanın varlığı sebepsiz zenginleşme talebi yönünden zamanaşımını kestiğini, davanın 12.10.2020 günü açıldığını, bir önceki dava ile dava konusu taşınmaz üzerine yapılan evin mülkiyeti talep edildiğinden çoğun içerisinde azın da olacağı kuralı gereğince sonraki davanın açıldığı güne dek sadece 20 gün + 3 ay 10 gün = 4 ay süre işlediğini, evin müvekkili tarafından yaptırıldığı ve davalıların sebepsiz zenginleştiğinin gerekçeli kararda da belirtildiği üzere ispatlandığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; uyuşmazlığın davanın zamanaşımı süresinden önce açılıp açılmadığı noktasında toplandığı, Edirne 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/723 E., 2016/159 K. sayılı dosyasının incelenmesinden muris Belgin Y.'in Edirne 2. Noterliği tarafından düzenlenen 24.09.2001 tarihli ve 9932 yevmiye nolu vasiyetname ile Marcus lehine yapılan vasiyetnameden dönüldüğü, belirtilen dosyaya Karin Y. ve Marcus Przbyl tarafından beyan dilekçesi sunulmuş olduğu, 24.12.2015 tarihli beyan dilekçesinde söz konusu vasiyetnameden Eylül 2015'de haberdar olduklarının belirtildiği, buna göre bu tarihte davacının talep hakkının öğrenildiği esas alınarak karar verilmesi gerektiği, her ne kadar davacı istinaf itirazında taşınmaz üzerinde bulunan yapıların mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine yönelik açılan davanın kesinleşme tarihinin esas alınması gerektiğini ileri sürmüş ise de, her iki davadaki talep sonucu farklı olduğundan bahsi geçen davanın zamanaşımını kesen nitelikte olmadığı gerekçesiyle; istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafından yapım giderleri karşılandığı ileri sürülen evin değerinin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 151, 152, 154, 156 ve 157 nci maddeleri,
3. Değerlendirme
1. 6098 sayılı Kanun'un 151 inci maddesinde zamanaşımının nasıl hesaplanacağı belirtilmiştir. Bu maddenin birinci fıkrası, zamanaşımının alacağın muaccel olduğu anda başlayacağı kuralını getirmiştir.
2. 6098 sayılı Kanun'un 152 nci maddesi gereğince, asıl alacak zamanaşımına uğradığında faiz ve diğer ek haklar da zamanaşımına, uğrar. Diğer bir deyişle faiz alacağı asıl alacağın tabi olduğu zamanaşımına tabi olur. Aynı Kanun'un 154 üncü maddesinde zamanaşımını kesen durumlar açıklanmıştır. Hükme göre, borçlunun borcunu ikrar etmesi, faiz ödemesi, kısmi ifada bulunması, rehin vermesi veya kefil göstermesi, alacaklının dava veya defi yoluyla hakeme veya Mahkemeye başvurması, icra takibinde bulunması ve iflas masasına başvurması hallerinde zamanaşımı kesilir. Zamanaşımının kesilmesiyle, yeni bir süre başlar. Yine Kanun'un 156 ncı maddesi, zamanaşımının kesilmesi halinde yeni bir sürenin işlemeye başlayacağını, 157 nci maddesinde ise, zamanaşımı icra takibiyle kesilmiş ise alacağın takibine ilişkin her işlemden sonra yeniden başlayacağı belirtilmiştir. Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2021 tarihli 2021/4-902 E. 2022/1049 K. sayılı ilamında da vurgulanmıştır.
3. Hukukumuzda zamanaşımının kesilmesi, borçlunun veya alacaklının ya da hâkimin belli fiillerinin sonucu olarak işlemiş bulunan zamanaşımı süresinin yanması ve kesilmeye neden olan olaydan itibaren yeni bir zamanaşımı süresinin işlemeye başlamasıdır. Zamanaşımının kesilmesi için, zamanaşımının işlemekte olması gerekir. Zamanaşımını kesen durumlar arasında sayılan alacaklının dava veya defi yoluyla hakeme veya mahkemeye başvurması somut olayda irdelenmesi gereken hukuki meseledir. Alacaklının bir mahkemede alacağıyla ilgili dava açması zamanaşımının kesilmesi için yeterli olup, davanın niteliği önem arz etmemektedir. Tespit davasında bir hukuki ilişkinin varlığının veya yokluğunun saptanması istemi söz konusudur. Buna göre alacaklının alacağın mevcut olduğunun tespitine yönelik (müspet tespit) davası zamanaşımını keser (KURU, Tespit Davaları, sy.91).
4. Somut olayda, davacının alacak hakkının doğduğu tarih, murisin vasiyetnameden rücu ettiğine ilişkin vasiyetinin öğrenildiği tarihtir. Davacının Edirne 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/723 E., 2016/159 K. sayılı dosyasına sunulan beyan dilekçesi ile murisin vasiyetnameden rücu ettiğini Eylül 2015 tarihinde öğrendiğine ilişkin beyanı ile zamanaşımı süresi işlemeye başlamıştır. Bu tarihte işlemeye başlayan zamanaşımı süresi davacının söz konusu taşınmazın mülkiyetinin tespitine ilişkin davanın açılması ile kesilmiştir. Dolayısıyla zamanaşımının kesilmesine neden olan olayın son bulması ile mevcut dosyada davada verilen kararın kesinleşmesiyle yeni bir zamanaşımı süresi işlemeye başlamıştır.
5. Hal böyle olunca, İlk Derece Mahkemesince; zamanaşımın kesinleşmesine neden olan davanın kesinleşme tarihinin esas alınarak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacak isteminin esasının incelenmesi ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmediğine karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Ömer Kerkez Filiz Pınarcı Adviye Füsun Ayaz Dr. Adem Aslan Muzaffer Gürkanlı