ORTAK ÇOCUKLARIN OLMAMASINDAN DOLAYI EŞİN GEREKLİ TEDAVİ GİRİŞİMLERİNDE İSTEKSİZ DAVRANMASI VE EŞİNİ BU SÜREÇTE YALNIZ BIRAKMASI MANEVİ TAZMİNATI GEREKTİRİR.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/3641
Karar No : 2024/313
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 22.02.2023
SAYISI : 2021/2720 E., 2023/450 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde; taraflar arasındaki Tavas Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2013/231 esas sayılı dosyasında görülen boşanma davasının reddedildiğini, kararının 21.06.2016 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşmeden itibaren 3 yıldan fazla zaman geçtiğini, tarafların ret kararının kesinleşmesinden sonra bir araya gelemediğini, ortak yaşam kurulamadığını, bu nedenle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereği boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde; taraflar arasında Tavas Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2013/231 Esas sayılı dosyasında görülen boşanma davasının Mahkeme tarafından reddine karar verildiğini ve 21.01.2016 tarihinde kesinleştiğini, ortak yaşamın kurulamamasında davacı taraf kusurlu olduğunu, erkeğin evliliğin başından bu yana sürekli olarak ailesinden kadını sakladığını ve ailesi ile bağ kurmasının önüne geçtiğini, erkeğin sürekli olarak ortak haneyi terk ederek Bekilli’ye değişik bahanelerle gittiği ve 15 günden 3 aya varan sürelerle orada kaldığı olduğunu, sorumsuzca hareketlerle evliliği kesintiye uğrattığını, tarafların evlilik birliği içerisinde çocukları olmadığını, evlatlık olarak olsun veya tedavi yöntemleri ile olsun çocuk edinme hususunda hiç yapıcı davranmadığını, erkeğin Tavas’ta bulunan ortak haneyi 2012 yılı Ağustos ayı içerisinde sebepsiz yere terk ettiğini ileri sürerek asıl davanın reddine, erkeğin tam kusurlu olduğunu karşı davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında Tavas Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2013/231 Esas 2014/69 Karar sayılı boşanma davası olduğu ve bu davanın reddine karar verildiği, kararın kesinleştiği, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında bulunan koşulların oluştuğu, kadın tanıklarının beyanlarından erkeğin kadına yönelik aile birliğinden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmediği, erkeğin tam kusurlu tutum ve davranışları sebebiyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, erkeğin eylemleri kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle erkeğin davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası ve kadının davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği kabulü ile kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasındaki anlaşmazlığın kadının erkeğin annesini istememesinden kaynaklandığı ve kadının erkek ve annesini ortak haneden kovduğu bu sebeple erkeğin ortak haneyi çaresizce terk etmek zorunda kaldığı, Mahkemece tanıklarının beyanlarına itibar edilmemesinin de hukuka aykırı olduğu, maddî ve manevî tazminat takdirinde kusur durumunun yanı sıra tarafların maddî durumunun da objektif olarak dikkate alınması gerektiği, kadının evi ve maaşı olduğu, boşanma ile yoksulluğa düşmeyeceği, kusur tespiti ile kadın lehine belirlenen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kusur tespiti ile kadın lehine belirlenen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurduğu, her ne kadar Mahkemece verilen boşanma kararları taraflarca istinaf konusu edilmemiş ise de, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 2022/4657 Esas ve 2022/6616 Karar sayılı kararındaki değerlendirmeler de gözetilerek 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 27 nci maddesinde sayılan unsurları taşımayan erkeğin asıl davasındaki boşanma hükmünün düzeltilmesi gerektiği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğu, eşlerin emekli olup benzer gelire sahip oldukları ve kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebep olan olaylar kadının kişilik haklarına saldırı teşkil edecek nitelikte olmadığı, buna rağmen kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun yoksulluk nafakası ile manevî tazminatlar yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereği boşanmalarına, kadının yoksulluk nafakası ile manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiş, erkeğin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kadının emekli olduğunun doğru olduğu, fakat müvekkilin almış olduğu maaş asgari ücretin altında olup müvekkilin geçimine yetmediği, kadın boşanma nedeniyle yoksulluğa düştüğü, erkeğin ise durumunun iyi olduğu, kadının tek başına hayatını idame ettirmeye çalıştığı, erkeğin ise hem maaş alıp hem de ailesinin desteği ile yaşadığı, yapılan araştırmada erkeğin durumunun iyi olduğunun tespit edildiği gibi kadının kişilik haklarının saldırıya uğradığı ileri sürülerek reddedilen yoksulluk nafakası ile manevî tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının yoksulluk nafakası ile manevî tazminat talebinin reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı kadın vekilinin yoksulluk nafakasının reddine yönelik temyiz itirazı yerinde görülmemiştir.
2. Kadının manevî tazminat talebinin reddine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarından dolayı Mahkemece yapılan yargılama sonucu erkeğin kadına yönelik aile birliğinden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmediği, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına dayalı, kadının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı açılan davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve kadın için yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir. Kararın erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar yönlerinden istinaf edilmesi ile Bölge Adliye Mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda eşlerin emekli olup benzer gelire sahip oldukları ve kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebep olan olayların kadının kişilik haklarına saldırı teşkil edecek nitelikte olmadığı, buna rağmen kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile kadının yoksulluk nafakası ile manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiş, karar kadın vekilince temyiz edilmiştir. Toplanan deliller, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle reddedilen ve 21.01.2016 tarihinde kesinleşen boşanma davası ile tüm dosya kapsamından, tarafların 2002 tarihinde evlendikleri, ortak çocuklarının olmadığı, reddedilen davada erkeğe "tarafların ortak çocukları olmamasından dolayı erkeğin gerekli tedavi girişimlerinde isteksiz davrandığı ve kadını bu süreçte yalnız bıraktığı" kusurlarının yüklendiği ve bu kusurların kesinleştiği, gerçekleşen bu kusurlu davranışların aynı zamanda kadının kişilik haklarına da saldırı teşkil ettiği, kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası koşullarının oluştuğu anlaşılmaktadır. Hal böyle iken hatalı gerekçe ile kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının manevî tazminat yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
2. Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Mehmet Kasım Çetin Sedat Demirtaş Seydi Kahveci Erdem Şimşek Şaban Kazdal
ORTAK ÇOCUKLARIN OLMAMASINDAN DOLAYI EŞİN GEREKLİ TEDAVİ GİRİŞİMLERİNDE İSTEKSİZ DAVRANMASI VE EŞİNİ BU SÜREÇTE YALNIZ BIRAKMASI MANEVİ TAZMİNATI GEREKTİRİR.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/3641
Karar No : 2024/313
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 22.02.2023
SAYISI : 2021/2720 E., 2023/450 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde; taraflar arasındaki Tavas Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2013/231 esas sayılı dosyasında görülen boşanma davasının reddedildiğini, kararının 21.06.2016 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşmeden itibaren 3 yıldan fazla zaman geçtiğini, tarafların ret kararının kesinleşmesinden sonra bir araya gelemediğini, ortak yaşam kurulamadığını, bu nedenle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereği boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde; taraflar arasında Tavas Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2013/231 Esas sayılı dosyasında görülen boşanma davasının Mahkeme tarafından reddine karar verildiğini ve 21.01.2016 tarihinde kesinleştiğini, ortak yaşamın kurulamamasında davacı taraf kusurlu olduğunu, erkeğin evliliğin başından bu yana sürekli olarak ailesinden kadını sakladığını ve ailesi ile bağ kurmasının önüne geçtiğini, erkeğin sürekli olarak ortak haneyi terk ederek Bekilli’ye değişik bahanelerle gittiği ve 15 günden 3 aya varan sürelerle orada kaldığı olduğunu, sorumsuzca hareketlerle evliliği kesintiye uğrattığını, tarafların evlilik birliği içerisinde çocukları olmadığını, evlatlık olarak olsun veya tedavi yöntemleri ile olsun çocuk edinme hususunda hiç yapıcı davranmadığını, erkeğin Tavas’ta bulunan ortak haneyi 2012 yılı Ağustos ayı içerisinde sebepsiz yere terk ettiğini ileri sürerek asıl davanın reddine, erkeğin tam kusurlu olduğunu karşı davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında Tavas Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2013/231 Esas 2014/69 Karar sayılı boşanma davası olduğu ve bu davanın reddine karar verildiği, kararın kesinleştiği, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında bulunan koşulların oluştuğu, kadın tanıklarının beyanlarından erkeğin kadına yönelik aile birliğinden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmediği, erkeğin tam kusurlu tutum ve davranışları sebebiyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, erkeğin eylemleri kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle erkeğin davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası ve kadının davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği kabulü ile kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasındaki anlaşmazlığın kadının erkeğin annesini istememesinden kaynaklandığı ve kadının erkek ve annesini ortak haneden kovduğu bu sebeple erkeğin ortak haneyi çaresizce terk etmek zorunda kaldığı, Mahkemece tanıklarının beyanlarına itibar edilmemesinin de hukuka aykırı olduğu, maddî ve manevî tazminat takdirinde kusur durumunun yanı sıra tarafların maddî durumunun da objektif olarak dikkate alınması gerektiği, kadının evi ve maaşı olduğu, boşanma ile yoksulluğa düşmeyeceği, kusur tespiti ile kadın lehine belirlenen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kusur tespiti ile kadın lehine belirlenen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurduğu, her ne kadar Mahkemece verilen boşanma kararları taraflarca istinaf konusu edilmemiş ise de, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 2022/4657 Esas ve 2022/6616 Karar sayılı kararındaki değerlendirmeler de gözetilerek 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 27 nci maddesinde sayılan unsurları taşımayan erkeğin asıl davasındaki boşanma hükmünün düzeltilmesi gerektiği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğu, eşlerin emekli olup benzer gelire sahip oldukları ve kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebep olan olaylar kadının kişilik haklarına saldırı teşkil edecek nitelikte olmadığı, buna rağmen kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun yoksulluk nafakası ile manevî tazminatlar yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereği boşanmalarına, kadının yoksulluk nafakası ile manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiş, erkeğin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kadının emekli olduğunun doğru olduğu, fakat müvekkilin almış olduğu maaş asgari ücretin altında olup müvekkilin geçimine yetmediği, kadın boşanma nedeniyle yoksulluğa düştüğü, erkeğin ise durumunun iyi olduğu, kadının tek başına hayatını idame ettirmeye çalıştığı, erkeğin ise hem maaş alıp hem de ailesinin desteği ile yaşadığı, yapılan araştırmada erkeğin durumunun iyi olduğunun tespit edildiği gibi kadının kişilik haklarının saldırıya uğradığı ileri sürülerek reddedilen yoksulluk nafakası ile manevî tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının yoksulluk nafakası ile manevî tazminat talebinin reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı kadın vekilinin yoksulluk nafakasının reddine yönelik temyiz itirazı yerinde görülmemiştir.
2. Kadının manevî tazminat talebinin reddine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarından dolayı Mahkemece yapılan yargılama sonucu erkeğin kadına yönelik aile birliğinden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmediği, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına dayalı, kadının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı açılan davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve kadın için yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir. Kararın erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar yönlerinden istinaf edilmesi ile Bölge Adliye Mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda eşlerin emekli olup benzer gelire sahip oldukları ve kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebep olan olayların kadının kişilik haklarına saldırı teşkil edecek nitelikte olmadığı, buna rağmen kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile kadının yoksulluk nafakası ile manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiş, karar kadın vekilince temyiz edilmiştir. Toplanan deliller, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle reddedilen ve 21.01.2016 tarihinde kesinleşen boşanma davası ile tüm dosya kapsamından, tarafların 2002 tarihinde evlendikleri, ortak çocuklarının olmadığı, reddedilen davada erkeğe "tarafların ortak çocukları olmamasından dolayı erkeğin gerekli tedavi girişimlerinde isteksiz davrandığı ve kadını bu süreçte yalnız bıraktığı" kusurlarının yüklendiği ve bu kusurların kesinleştiği, gerçekleşen bu kusurlu davranışların aynı zamanda kadının kişilik haklarına da saldırı teşkil ettiği, kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası koşullarının oluştuğu anlaşılmaktadır. Hal böyle iken hatalı gerekçe ile kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının manevî tazminat yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
2. Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Mehmet Kasım Çetin Sedat Demirtaş Seydi Kahveci Erdem Şimşek Şaban Kazdal