
SÖZ KONUSU İPOTEĞİN, SADECE TARIMSAL KREDİYE MÜNHASIR VERİLDİĞİ, İRADİ OLARAK VERİLEN İPOTEKLERDEN OLMADIĞI VE DOLAYISIYLA ZORUNLU İPOTEK OLMADIĞI ANLAŞILMAKTADIR.
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2024/3323
KARAR NO : 2024/8712
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 07.03.2024
NUMARASI : 2023/1261 - 2024/728
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Şeyma Başkan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Borçlunun, aleyhinde başlatılan takip dosyasından 26.12.2022 tarihinde haczine karar verilen 1.3 ada 3 parselin, İİK'nın 82/1-4 maddesi kapsamında geçimini sağlamak amacıyla kullandığı tarım arazisi olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması istemiyle İcra Mahkemesine başvurduğu, İlk Derece Mahkemesince; taşınmaz üzerinde zorunlu olmayan ipotek bulunduğundan bahisle haczedilmezlik şikayetinde bulunulamayacağı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği, borçlunun istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmüştür.
İİK'nın 82/1. maddesinin 4. bendi gereğince borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer eklenti ve ziraat aletleri haczedilemez. Borçlunun bu maddeden yararlanabilmesi için asıl uğraşısının çiftçilik olması gerekir. Yani geçimini çiftçilik ile temin etmelidir. Bunun için borçlunun bizzat kendisinin ziraat yapması zorunlu olmayıp tarım arazisini ortakçıya (yarıcıya) vermek suretiyle işletmesi halinde de bu madde uyarınca haczedilmezlik şikâyetinde bulunabilir. Asıl işi çiftçilik olan borçlunun yan gelir elde etmek amacıyla yan işler yapması çiftçilik sıfatını ortadan kaldırmadığı gibi örneğin çiftçi olan borçlunun, emekli maaşı alması da çiftçilik vasfını ortadan kaldırmaz. Böyle bir durumda borçlunun kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin miktarı, haczedilen ve haczedilmeyen tüm taşınmazları keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlenmeli ve borçlunun elde ettiği ek gelirler de dikkate alınarak hesaplama yapılmalıdır.
Burada sözü edilen aile tabirine, borçlunun kanunen geçindirmekle yükümlü bulunduğu kimseler, borçlu ile birlikte oturmamasına karşılık borçlunun kendilerine nafaka yükümlülüğü bulunan kişiler anlaşılmalıdır. Somut olayda, şikayetçi borçlunun evli olup eşiyle birlikte yaşadığı dosya kapsamında sabittir. Bu durumda geçinmesi için gerekli miktar, borçlu eşinin gelirleri de nazara alınmak suretiyle hesaplanmalıdır. Şöyle ki; eşinin gelirleri kendisi için yeterli ise şikayetin, sadece şikayetçi borçlunun geçimini temin için yeterli miktar belirlenerek sonuçlandırılması gerekmektedir.
Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin konut kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin haczedilmezlik şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak haczedilmezlik iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilir. Haczedilmezlik şikayetinde; ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve şikayetçinin haciz tarihi itibariyle bankaya kredi borcunun devam ettiği durumlarda, borçlunun konulan haciz dolayısıyla haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı yoktur. Zaten ipotek olarak gösterilen taşınmazını, her türlü borç için haczedilme ve paraya çevrilme konusunda riske atma iradesini borçlu göstermiş sayılır.
Haczedilmezlik şikayetinde bulunulan, Manisa ili, Salihli ilçesi, Kırdamları Mahallesi, 1.3 ada, 3 parsel üzerinde Ziraat Bankası A.Ş. lehine 04.03.2010 tarihli ipotek kaydının bulunduğu, ipotek senedinde ''...Tarımsal Krediler İkraz Sözleşmesinin 3. maddesinde belirtilen ve %13,00 değişken faiz oranı uygulanan kredinin teminatını teşkil eden ve bu formun arka sayfasında belirtilen gayrimenkullerin her birisinin üzerine Tarımsal krediler genel sözleşmesinin 8. maddesi hükümlerine göre Tapu Sicil Kaydına 210.000 TL üzerinden fekki bankadan bildirilinceye kadar birinci derece ve birinci sırada veya serbest dereceden otomatikman istifade kaydıyla müteakip derece ve sırada ipotek tesis ve tescil edilmesini talep ederim...'' şeklindeki beyan ve taahhüt dikkate alındığında söz konusu ipoteğin, sadece tarımsal krediye münhasır verildiği, iradi olarak verilen ipoteklerden olmadığı ve dolayısıyla zorunlu ipotek olmadığı anlaşılmaktadır.
O halde, şikayete konu taşınmaz üzerinde zorunlu ipotek mevcut mevcut olduğu anlaşılmakla, borçlunun haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 07.03.2024 tarih ve 2023/1261 E. 2024/728 K. sayılı kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, Salihli İcra Hukuk Mahkemesinin 14.04.2023 tarih ve 2023/13 E. 2023/153 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 17.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
A. TUNCAL N. ŞİMŞEK M. ÇAMUR S. ÖZTEMİZ A. AYAN
SÖZ KONUSU İPOTEĞİN, SADECE TARIMSAL KREDİYE MÜNHASIR VERİLDİĞİ, İRADİ OLARAK VERİLEN İPOTEKLERDEN OLMADIĞI VE DOLAYISIYLA ZORUNLU İPOTEK OLMADIĞI ANLAŞILMAKTADIR.
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2024/3323
KARAR NO : 2024/8712
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 07.03.2024
NUMARASI : 2023/1261 - 2024/728
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Şeyma Başkan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Borçlunun, aleyhinde başlatılan takip dosyasından 26.12.2022 tarihinde haczine karar verilen 1.3 ada 3 parselin, İİK'nın 82/1-4 maddesi kapsamında geçimini sağlamak amacıyla kullandığı tarım arazisi olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması istemiyle İcra Mahkemesine başvurduğu, İlk Derece Mahkemesince; taşınmaz üzerinde zorunlu olmayan ipotek bulunduğundan bahisle haczedilmezlik şikayetinde bulunulamayacağı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği, borçlunun istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmüştür.
İİK'nın 82/1. maddesinin 4. bendi gereğince borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer eklenti ve ziraat aletleri haczedilemez. Borçlunun bu maddeden yararlanabilmesi için asıl uğraşısının çiftçilik olması gerekir. Yani geçimini çiftçilik ile temin etmelidir. Bunun için borçlunun bizzat kendisinin ziraat yapması zorunlu olmayıp tarım arazisini ortakçıya (yarıcıya) vermek suretiyle işletmesi halinde de bu madde uyarınca haczedilmezlik şikâyetinde bulunabilir. Asıl işi çiftçilik olan borçlunun yan gelir elde etmek amacıyla yan işler yapması çiftçilik sıfatını ortadan kaldırmadığı gibi örneğin çiftçi olan borçlunun, emekli maaşı alması da çiftçilik vasfını ortadan kaldırmaz. Böyle bir durumda borçlunun kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin miktarı, haczedilen ve haczedilmeyen tüm taşınmazları keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlenmeli ve borçlunun elde ettiği ek gelirler de dikkate alınarak hesaplama yapılmalıdır.
Burada sözü edilen aile tabirine, borçlunun kanunen geçindirmekle yükümlü bulunduğu kimseler, borçlu ile birlikte oturmamasına karşılık borçlunun kendilerine nafaka yükümlülüğü bulunan kişiler anlaşılmalıdır. Somut olayda, şikayetçi borçlunun evli olup eşiyle birlikte yaşadığı dosya kapsamında sabittir. Bu durumda geçinmesi için gerekli miktar, borçlu eşinin gelirleri de nazara alınmak suretiyle hesaplanmalıdır. Şöyle ki; eşinin gelirleri kendisi için yeterli ise şikayetin, sadece şikayetçi borçlunun geçimini temin için yeterli miktar belirlenerek sonuçlandırılması gerekmektedir.
Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin konut kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin haczedilmezlik şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak haczedilmezlik iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilir. Haczedilmezlik şikayetinde; ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve şikayetçinin haciz tarihi itibariyle bankaya kredi borcunun devam ettiği durumlarda, borçlunun konulan haciz dolayısıyla haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı yoktur. Zaten ipotek olarak gösterilen taşınmazını, her türlü borç için haczedilme ve paraya çevrilme konusunda riske atma iradesini borçlu göstermiş sayılır.
Haczedilmezlik şikayetinde bulunulan, Manisa ili, Salihli ilçesi, Kırdamları Mahallesi, 1.3 ada, 3 parsel üzerinde Ziraat Bankası A.Ş. lehine 04.03.2010 tarihli ipotek kaydının bulunduğu, ipotek senedinde ''...Tarımsal Krediler İkraz Sözleşmesinin 3. maddesinde belirtilen ve %13,00 değişken faiz oranı uygulanan kredinin teminatını teşkil eden ve bu formun arka sayfasında belirtilen gayrimenkullerin her birisinin üzerine Tarımsal krediler genel sözleşmesinin 8. maddesi hükümlerine göre Tapu Sicil Kaydına 210.000 TL üzerinden fekki bankadan bildirilinceye kadar birinci derece ve birinci sırada veya serbest dereceden otomatikman istifade kaydıyla müteakip derece ve sırada ipotek tesis ve tescil edilmesini talep ederim...'' şeklindeki beyan ve taahhüt dikkate alındığında söz konusu ipoteğin, sadece tarımsal krediye münhasır verildiği, iradi olarak verilen ipoteklerden olmadığı ve dolayısıyla zorunlu ipotek olmadığı anlaşılmaktadır.
O halde, şikayete konu taşınmaz üzerinde zorunlu ipotek mevcut mevcut olduğu anlaşılmakla, borçlunun haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 07.03.2024 tarih ve 2023/1261 E. 2024/728 K. sayılı kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, Salihli İcra Hukuk Mahkemesinin 14.04.2023 tarih ve 2023/13 E. 2023/153 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 17.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
A. TUNCAL N. ŞİMŞEK M. ÇAMUR S. ÖZTEMİZ A. AYAN