TAKDİR EDİLECEK AKDİ VEKALET ÜCRETİ TAKİP EDİLEN DAVANIN HARÇLANDIRILMIŞ DAVA DEĞERİ ÜZERİNDEN HESAPLANMALIDIR.
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2022/6572
Karar No : 2023/2167
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 23.06.2022
SAYISI : 2021/462 E., 2022/1551 K.
Taraflar arasındaki alacak ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 03.07.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davacı vekilleri Avukat A.Y.Ö. ve Avukat B.M.K. ile davalı vekilleri Avukat M.Ç.E. ve Avukat B.I.Y.'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin daha derinlemesine incelenmesi ve bu konuda bir araştırma yapılması gerektiği heyetçe zorunlu görüldüğünden, Yargıtay Kanununun 24/1 ve Yargıtay İç Yönetmeliğinin 21/3 maddeleri uyarınca görüşmenin başka bir güne bırakılması uygun görülmüş olup, işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, avukat olduğunu, davalının vekilliğini yaptığını, Karşıyaka 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/114 E. sayılı dosyasında davayı takip ettiğini, ancak davalı tarafından haklı bir neden yokken bu dosyadan el çektirildiğini, söz konusu dava dosyasında İzmir Çiğli İlçesi Büyükçiğli Mahallesi 2.35 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu iptal ve tescili istemine ilişkin dava açıldığını, avukat olarak yükümlülüğünü yerine getirip özenle işini yaptığını, mahkeme tarafından verilen red kararının temyiz edildiğini ve Yargıtay 1. Hukuk Dairesince bozulduğunu, davalı tarafından İzmir 25. Noterliğinin 13.01.2014 tarih ve 1592 yevmiye sayılı içerik itibarıyla azilname niteliğinde olan ihbarname ile azledildiğini, ihbarnamede başarı durumu da dikkate alınarak Alaşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyalarından ve Karşıyaka 2. Asliye Hukuk Mahkemesindeki dosyadan çekilme talebinde bulunulduğunu, Alaşehir Cumhuriyet Savcılığı'ndaki dosyada ise vekilliğin devam edilmesinin talep edildiğini, bunun üzerine şirketinin danışmanlık ücret alacaklarının tahsili için İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/74 E. sayılı dosyasında dava açıldığını, bu davanın açılmasından sonra davalı tarafından İzmir 3. Noterliğinin 28.03.2014 tarihli azilnamesi ile azledildiğini, yetkilerinin sonlandırıldığını, takip edilen dosyalardaki vekalet ücreti alacağının da ödenmediğini, azlin haksız olduğunu, bu nedenle avukatlık ücretinin tamamına hak kazandığını beyanla Avukatlık Kanunu 164/4 maddesi uyarınca belirlenecek vekalet ücretinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL'nin azilname tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle ve 50.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, yetkili mahkemenin yerleşim yeri olan İzmir mahkemeleri olduğunu, bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiğini, davacının İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/74 E. sayılı dosyasında aynı alacaklara ilişkin dava açtığını ve bu nedenle birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, azlin haklı olduğunu, davanın haksız olduğunu, davacının beraber hareket ettiği B.B. Kurumsal Yönetim Danışmanlığı Ltd. Şti. ile birlikte danışmanlık sözleşmesi imzaladığını, vekil sıfatı ile söz konusu davanın açıldığını, 11.03.2010 tarihinde imzalanan sözleşmenin 14.02.2014 tarihinde konusuz kalması nedeniyle feshedildiğini, davacının şirket adına hareket ederek Karşıyaka 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/114 E. sayılı dosyasında göreve başladığını, taahhüt edildiği şekilde hizmetlerin yürütülmemesi nedeniyle bu ilişkinin sona ermesi gerektiğini, buna rağmen danışmanlık hizmetleri ve vekillik hizmetleri karşılığında ödemeler yapıldığını, davacının yapılan ödemelere karşılık makbuz göndermediğini, vekil sıfatıyla öğrendiği ticari, hukuki sır ve bilgileri vekillik sıfatı dışındaki amaçlarla kullandığını, davacı vekillik görevi altındaki sır saklama ve özen yükümlülüğünü ihlal ettiğinden aralarındaki güven ilişkisinin sarsıldığını, yine Karşıyaka 2. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasının temyizinin duruşmasız yapıldığını, bunun da bir özensizlik olduğunu, davacı avukatın kusurlu olması nedeniyle vekalet ücretine hak kazanmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; istinaf ilamı doğrultusunda bildirilen tanıkların talimat yoluyla dinlendiği, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/74 E. sayılı dosyasının ilgili evraklarının dosya arasına alındığı, tüm dosya ve son dinlenen tanık beyanları da dikkate alındığında azil sebebi olarak gösterilen vekilin müvekkiline karşı vekillik görevi devam ettiği dönemde aleyhine açtığı alacak davasının da vekalet ilişkisinde esas olan güven ve sadakat ilişkisini zedelediği, 13.01.2014 tarihli ihbarnameden sonra davacının danışmanlık ücreti kaynaklı dava açmasının güveni sarsacak mahiyette olmadığı, zira dava açılış tarihi itibarıyla taraflar arası güven ilişkisinin zaten sarsılmış olduğu, ticari sırrın paylaşıldığı iddia edilen diğer şirketin de danışman olarak bu bilgilere sahip olması gerektiği, açıklanan nedenlerle azlin haksız olduğu kanaatine varıldığı, dava dilekçesinde talep edilmeyen bilirkişi tarafından hesap edilmiş olan karşı yan vekalet ücreti hakkında taleple bağlılık ilkesi gereğince iş bu kısım dışlanarak; Karşıyaka 2. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasına sunulan ve ıslah edilen bedel ile satış bedeli arasındaki fark olan 3.345.364,30 TL üzerinden Avukatlık Kanunu'nun 164 üncü maddesi uyarınca davacının sarfettiği emek ve mesaisi nazara alınarak takdiren %10'u üzerinden hesaplama yapıldığı, manevi tazminat gerektirir nitelikte haksız bir saldırı bulunmadığı, bu nedenle manevi tazminat isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne ile 334.536,43 TL'nin azil tarihi olan 28.03.2014 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davanın geri kalan kısım yönünden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı; mahkemenin azlin haksız olduğu yönündeki tespitin yerinde olduğunu, ancak yazılı ücret sözleşmesi bulunmadığından bahisle harca esas değer üzerinden Avukatlık Kanunu 164/4 maddesine göre vekalet ücretinin belirlenmesi gerektiğini, bu nedenle mahkemenin vekalet ücretini hesaplarken hataya düştüğünü, vekalet ücretini belirlerken dosyaya giren bilirkişi raporundaki tespitlerin esas alınmasının yerinde olmadığını, Mahkemenin bu yaklaşımının vekalet ücretinin tespitinde belirsizliğe yol açacağını, vekalet ücretine konu davanın terditli bir şekilde açıldığını ve öncelikli talebinin tapu iptal ve tescil olduğunu, buna göre ücretin belirlenmesi gerektiğini, terditli talep kapsamında karar verilmesinin yerinde olmadığını, ayrıca karşı yan vekalet ücretinin hesaplamaya dahil edilmesi ve manevi tazminata karar verilmesi gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı; Mahkeme kararının yerinde olmadığını, müvekkili tarafından yapılan azlin haklı azil olduğunu, bu nedenle davanın reddedilmesi gerektiğini, alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; alınan ek bilirkişi rapor içeriği ve dinlenen tanık ifadeleri nazara alındığında, davalının davacıyı haksız olarak azlettiği, bu nedenle de davacının vekil olarak takip ettiği işler yönünden vekalet ücretine hak kazandığı, haksız azilden kaynaklı manevi tazminat talep edilmiş ise de iddia ve savunmalar nazara alındığında, manevi tazminatın şartlarının oluşmadığı, alınan bilirkişi raporu ve vekalet ücretine konu davanın terditli dava olması sebebiyle mahkemece vekalet ücreti hesaplanmasına esas alınan değer yönünden de toplanan delillere göre bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı; istinaf nedenlerini tekrar ederek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, haksız azil iddiasına dayalı vekalet ücreti alacağının tahsili ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun (1136 Sayılı Kanun) "Avukatlık ücreti" kenar başlıklı 164 üncü maddesi şöyledir:
"Avukatlık ücreti, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade eder.
Yüzde yirmibeşi aşmamak üzere, dava veya hükmolunacak şeyin değeri yahut paranın belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabilir.
İkinci fıkraya göre yapılacak sözleşmeler, dava konusu para dışındaki mal ve haklardan bir kısmının aynen avukata ait olacağı hükmünü taşıyamaz.
Avukatlık asgari ücret tarifesi altında vekalet ücreti kararlaştırılamaz. Ücretsiz dava alınması halinde, durum baro yönetim kuruluna bildirilir. Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır.
Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez."
2. 1136 sayılı Kanunu'nun "Avukatın işi takipten vazgeçmesi, azli ve ücretin gününde ödenmemesi" kenar başlıklı 174 üncü maddesi şöyledir:
"Üzerine aldığı işi haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçen avukat hiçbir ücret istiyemez ve peşin aldığı ücreti geri vermek zorundadır.
Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.
Anlaşmaya göre avukata peşin verilmesi gereken ücret ödenmezse, avukat işe başlamakla zorunlu değildir. Bu sebeple doğabilecek her türlü sorumluluk iş sahibinindir. Yazılı sözleşmedeki diğer ödeme şartlarının yerine getirilmemesinden dolayı avukat işi takip etmek ve sonucunu elde etmekten mahrum kalırsa sorumluluk bakımından aynı hüküm uygulanır."
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararı; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı avukat ile davalı müvekkili arasında yazılı bir ücret sözleşmesi bulunmadığından davacı için takdir edilecek akdi vekalet ücretinin takip edilen davanın harçlandırılmış dava değeri üzerinden hesaplanması gerektiği anlaşılmakla, mahkemece; davacıya ödenecek olan vekalet ücretinin Karşıyaka 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/114 E. sayılı dosyasında harçlandırılmış müddeabihi üzerinden hesaplanması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, İlk Derece Mahkemesinin kararının bu sebeple bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda V(C)-3/2 nci bentte yazılı gerekçeyle BOZULMASINA,
8.400,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.07.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Ömer Kerkez Nurten Abacı Utku Mustafa Özer Battal Yılmaz İsmail Ulukul
(Muhalif)
K A R Ş I O Y
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesinin yerel Mahkemece usul ve yasaya uygun olarak isabetli bir şekilde yapılmış olmasına ve kararda belirtilen gerekçelere göre, kararın ONANMASI görüşünde olduğumdan; Sayın Çoğunluğun BOZMA gerekçelerine iştirak edilmemiştir. 17.07.2023
Üye
Mustafa Özer
TAKDİR EDİLECEK AKDİ VEKALET ÜCRETİ TAKİP EDİLEN DAVANIN HARÇLANDIRILMIŞ DAVA DEĞERİ ÜZERİNDEN HESAPLANMALIDIR.
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2022/6572
Karar No : 2023/2167
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 23.06.2022
SAYISI : 2021/462 E., 2022/1551 K.
Taraflar arasındaki alacak ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 03.07.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davacı vekilleri Avukat A.Y.Ö. ve Avukat B.M.K. ile davalı vekilleri Avukat M.Ç.E. ve Avukat B.I.Y.'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin daha derinlemesine incelenmesi ve bu konuda bir araştırma yapılması gerektiği heyetçe zorunlu görüldüğünden, Yargıtay Kanununun 24/1 ve Yargıtay İç Yönetmeliğinin 21/3 maddeleri uyarınca görüşmenin başka bir güne bırakılması uygun görülmüş olup, işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, avukat olduğunu, davalının vekilliğini yaptığını, Karşıyaka 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/114 E. sayılı dosyasında davayı takip ettiğini, ancak davalı tarafından haklı bir neden yokken bu dosyadan el çektirildiğini, söz konusu dava dosyasında İzmir Çiğli İlçesi Büyükçiğli Mahallesi 2.35 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu iptal ve tescili istemine ilişkin dava açıldığını, avukat olarak yükümlülüğünü yerine getirip özenle işini yaptığını, mahkeme tarafından verilen red kararının temyiz edildiğini ve Yargıtay 1. Hukuk Dairesince bozulduğunu, davalı tarafından İzmir 25. Noterliğinin 13.01.2014 tarih ve 1592 yevmiye sayılı içerik itibarıyla azilname niteliğinde olan ihbarname ile azledildiğini, ihbarnamede başarı durumu da dikkate alınarak Alaşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyalarından ve Karşıyaka 2. Asliye Hukuk Mahkemesindeki dosyadan çekilme talebinde bulunulduğunu, Alaşehir Cumhuriyet Savcılığı'ndaki dosyada ise vekilliğin devam edilmesinin talep edildiğini, bunun üzerine şirketinin danışmanlık ücret alacaklarının tahsili için İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/74 E. sayılı dosyasında dava açıldığını, bu davanın açılmasından sonra davalı tarafından İzmir 3. Noterliğinin 28.03.2014 tarihli azilnamesi ile azledildiğini, yetkilerinin sonlandırıldığını, takip edilen dosyalardaki vekalet ücreti alacağının da ödenmediğini, azlin haksız olduğunu, bu nedenle avukatlık ücretinin tamamına hak kazandığını beyanla Avukatlık Kanunu 164/4 maddesi uyarınca belirlenecek vekalet ücretinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL'nin azilname tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle ve 50.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, yetkili mahkemenin yerleşim yeri olan İzmir mahkemeleri olduğunu, bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiğini, davacının İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/74 E. sayılı dosyasında aynı alacaklara ilişkin dava açtığını ve bu nedenle birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, azlin haklı olduğunu, davanın haksız olduğunu, davacının beraber hareket ettiği B.B. Kurumsal Yönetim Danışmanlığı Ltd. Şti. ile birlikte danışmanlık sözleşmesi imzaladığını, vekil sıfatı ile söz konusu davanın açıldığını, 11.03.2010 tarihinde imzalanan sözleşmenin 14.02.2014 tarihinde konusuz kalması nedeniyle feshedildiğini, davacının şirket adına hareket ederek Karşıyaka 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/114 E. sayılı dosyasında göreve başladığını, taahhüt edildiği şekilde hizmetlerin yürütülmemesi nedeniyle bu ilişkinin sona ermesi gerektiğini, buna rağmen danışmanlık hizmetleri ve vekillik hizmetleri karşılığında ödemeler yapıldığını, davacının yapılan ödemelere karşılık makbuz göndermediğini, vekil sıfatıyla öğrendiği ticari, hukuki sır ve bilgileri vekillik sıfatı dışındaki amaçlarla kullandığını, davacı vekillik görevi altındaki sır saklama ve özen yükümlülüğünü ihlal ettiğinden aralarındaki güven ilişkisinin sarsıldığını, yine Karşıyaka 2. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasının temyizinin duruşmasız yapıldığını, bunun da bir özensizlik olduğunu, davacı avukatın kusurlu olması nedeniyle vekalet ücretine hak kazanmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; istinaf ilamı doğrultusunda bildirilen tanıkların talimat yoluyla dinlendiği, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/74 E. sayılı dosyasının ilgili evraklarının dosya arasına alındığı, tüm dosya ve son dinlenen tanık beyanları da dikkate alındığında azil sebebi olarak gösterilen vekilin müvekkiline karşı vekillik görevi devam ettiği dönemde aleyhine açtığı alacak davasının da vekalet ilişkisinde esas olan güven ve sadakat ilişkisini zedelediği, 13.01.2014 tarihli ihbarnameden sonra davacının danışmanlık ücreti kaynaklı dava açmasının güveni sarsacak mahiyette olmadığı, zira dava açılış tarihi itibarıyla taraflar arası güven ilişkisinin zaten sarsılmış olduğu, ticari sırrın paylaşıldığı iddia edilen diğer şirketin de danışman olarak bu bilgilere sahip olması gerektiği, açıklanan nedenlerle azlin haksız olduğu kanaatine varıldığı, dava dilekçesinde talep edilmeyen bilirkişi tarafından hesap edilmiş olan karşı yan vekalet ücreti hakkında taleple bağlılık ilkesi gereğince iş bu kısım dışlanarak; Karşıyaka 2. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasına sunulan ve ıslah edilen bedel ile satış bedeli arasındaki fark olan 3.345.364,30 TL üzerinden Avukatlık Kanunu'nun 164 üncü maddesi uyarınca davacının sarfettiği emek ve mesaisi nazara alınarak takdiren %10'u üzerinden hesaplama yapıldığı, manevi tazminat gerektirir nitelikte haksız bir saldırı bulunmadığı, bu nedenle manevi tazminat isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne ile 334.536,43 TL'nin azil tarihi olan 28.03.2014 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davanın geri kalan kısım yönünden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı; mahkemenin azlin haksız olduğu yönündeki tespitin yerinde olduğunu, ancak yazılı ücret sözleşmesi bulunmadığından bahisle harca esas değer üzerinden Avukatlık Kanunu 164/4 maddesine göre vekalet ücretinin belirlenmesi gerektiğini, bu nedenle mahkemenin vekalet ücretini hesaplarken hataya düştüğünü, vekalet ücretini belirlerken dosyaya giren bilirkişi raporundaki tespitlerin esas alınmasının yerinde olmadığını, Mahkemenin bu yaklaşımının vekalet ücretinin tespitinde belirsizliğe yol açacağını, vekalet ücretine konu davanın terditli bir şekilde açıldığını ve öncelikli talebinin tapu iptal ve tescil olduğunu, buna göre ücretin belirlenmesi gerektiğini, terditli talep kapsamında karar verilmesinin yerinde olmadığını, ayrıca karşı yan vekalet ücretinin hesaplamaya dahil edilmesi ve manevi tazminata karar verilmesi gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı; Mahkeme kararının yerinde olmadığını, müvekkili tarafından yapılan azlin haklı azil olduğunu, bu nedenle davanın reddedilmesi gerektiğini, alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; alınan ek bilirkişi rapor içeriği ve dinlenen tanık ifadeleri nazara alındığında, davalının davacıyı haksız olarak azlettiği, bu nedenle de davacının vekil olarak takip ettiği işler yönünden vekalet ücretine hak kazandığı, haksız azilden kaynaklı manevi tazminat talep edilmiş ise de iddia ve savunmalar nazara alındığında, manevi tazminatın şartlarının oluşmadığı, alınan bilirkişi raporu ve vekalet ücretine konu davanın terditli dava olması sebebiyle mahkemece vekalet ücreti hesaplanmasına esas alınan değer yönünden de toplanan delillere göre bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı; istinaf nedenlerini tekrar ederek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, haksız azil iddiasına dayalı vekalet ücreti alacağının tahsili ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun (1136 Sayılı Kanun) "Avukatlık ücreti" kenar başlıklı 164 üncü maddesi şöyledir:
"Avukatlık ücreti, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade eder.
Yüzde yirmibeşi aşmamak üzere, dava veya hükmolunacak şeyin değeri yahut paranın belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabilir.
İkinci fıkraya göre yapılacak sözleşmeler, dava konusu para dışındaki mal ve haklardan bir kısmının aynen avukata ait olacağı hükmünü taşıyamaz.
Avukatlık asgari ücret tarifesi altında vekalet ücreti kararlaştırılamaz. Ücretsiz dava alınması halinde, durum baro yönetim kuruluna bildirilir. Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır.
Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez."
2. 1136 sayılı Kanunu'nun "Avukatın işi takipten vazgeçmesi, azli ve ücretin gününde ödenmemesi" kenar başlıklı 174 üncü maddesi şöyledir:
"Üzerine aldığı işi haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçen avukat hiçbir ücret istiyemez ve peşin aldığı ücreti geri vermek zorundadır.
Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.
Anlaşmaya göre avukata peşin verilmesi gereken ücret ödenmezse, avukat işe başlamakla zorunlu değildir. Bu sebeple doğabilecek her türlü sorumluluk iş sahibinindir. Yazılı sözleşmedeki diğer ödeme şartlarının yerine getirilmemesinden dolayı avukat işi takip etmek ve sonucunu elde etmekten mahrum kalırsa sorumluluk bakımından aynı hüküm uygulanır."
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararı; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı avukat ile davalı müvekkili arasında yazılı bir ücret sözleşmesi bulunmadığından davacı için takdir edilecek akdi vekalet ücretinin takip edilen davanın harçlandırılmış dava değeri üzerinden hesaplanması gerektiği anlaşılmakla, mahkemece; davacıya ödenecek olan vekalet ücretinin Karşıyaka 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/114 E. sayılı dosyasında harçlandırılmış müddeabihi üzerinden hesaplanması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, İlk Derece Mahkemesinin kararının bu sebeple bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda V(C)-3/2 nci bentte yazılı gerekçeyle BOZULMASINA,
8.400,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.07.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Ömer Kerkez Nurten Abacı Utku Mustafa Özer Battal Yılmaz İsmail Ulukul
(Muhalif)
K A R Ş I O Y
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesinin yerel Mahkemece usul ve yasaya uygun olarak isabetli bir şekilde yapılmış olmasına ve kararda belirtilen gerekçelere göre, kararın ONANMASI görüşünde olduğumdan; Sayın Çoğunluğun BOZMA gerekçelerine iştirak edilmemiştir. 17.07.2023
Üye
Mustafa Özer