KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

TALEP EDİLEN NAFAKANIN TALEP AŞILARAK HÜKMEDİLMESİ DURUMUNDA, YARGITAY TARAFINDAN DÜZELTEREK ONAMA KARARI VERİLEREK TALEP EDİLEN NAFAKA HÜKÜM ALTINA ALINABİLİR.

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2024/190
Karar No      : 2024/8122

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       : 
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 17.10.2023
SAYISI                                 : 2022/3314 E., 2023/1926 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere, ziynet alacağı davasının da kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalının evine bakmadığını, kadına hakaret ettiğini, erkeğin önceki evliliğinden olan iki kızına da kadının baktığını, ancak erkeğin kendi oğlunun hiçbir masrafını karşılamadığı gibi kızlarında iaşesini de karşılamadığını, hastalandığında yanında olmadığını, para vermediğini, müvekkili tarafından bir şey istenildiğinde ise kavga çıkarttığını, bu olaylar karşısında baba evine sığınmak zorunda kaldığını, tarafların yeniden bir araya gelme ihtimallerinin olmadığını, düğünde takılan altınlarını erkeğin aldığını ve sattığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline bırakılmasına, kadın lehine 40.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 1.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına, ortak çocuk için aylık 750,00 TL tedbir/iştirak nafakası ile ziynet eşyaları alacağına istinaden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 1.000,00 TL ziynet alacağının dava tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, karar verilmesini dava ve talep etmiş, 04.02.2022 tarihli dilekçesi ile ziynet eşyası bedelini 26.412,00 TL olarak ıslah etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, erkeğin tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini, erkeğin servis şoförü olarak çalıştığını, düğünde takılan takıların davacı tarafın ailesinde olduğunu, müvekkilinin ziynet eşyalarının akıbeti ile ilgili herhangi bir bilgisinin olmadığını, davacının evi terk ederek evliliği fiilen bitirdiğini, defalarca haber göndermesine rağmen kadının evine dönmediğini, davacının 2019 yılında ortak çocuğu yanına alarak baba evine döndüğünü, davacı tarafın ailesine ait evde kirada vermeden yaşadığını, belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin ortak konutun, kadın ve çocuklarının ihtiyaçlarıyla ilgilenmediği, birlik görevlerini yerine getirmediği, kadının ise abisi Ramazan'ın etkisinde kaldığı, abisinin evliliğine müdahalesine izin verdiği bu nedenle evlilik birliğinin temelden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, kadın için 750,00 TL yoksulluk nafakasına, taraflar eşit kusurlu kabul edildiğinden kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde toplam 26.412,00 TL'nin faiziyle birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi ile yoksulluk nafakasının miktarı ve reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece taraflar eşit kusurlu kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de, Mahkemece taraflara yüklenen kusurların yanında, tanıklar Ayişe C. ve Arife P.'nın beyanlarından erkeğin eşini tehdit ettiği, fiili ayrılık döneminde ortak çocuğu arayıp sormadığı, ihtiyaçları ile ilgilenmediği, erkeğe yüklenen bu kusurlarla birlikte kadının az kusurlu, erkeğin ise ağır kusurlu olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların davacının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, boşanma nedeniyle eşinin maddî desteğini yitirdiği gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun kabulü ile kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın için aylık 1.250,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın için 35.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur değerlendirmesinin hatalı yapıldığını ileri sürerek kusur belirlemesi ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkeğin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Hakim tarafların talepleriyle bağlı olup talepten fazlasına ve başka bir şeye hükmedemez (6100 sayılı Kanun md. 26). Somut olayda; davacı kadın vekili boşanma dava dilekçesi ile kadın lehine aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası talep etmiş, Bölge Adliye Mahkemesince davacı kadın lehine talep aşılarak aylık 1.250,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Mahkemece taleple bağlı kalınarak bir karar verilmesi gerekirken, talep aşılarak karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Davalı erkek vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 2-d numaralı bendinin hükümden tamamen çıkarılmasına yerine "Davacı lehine boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, hükmedilen nafakanın boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten bir yıl sonra başlamak kaydıyla her yıl yıllık ÜFE oranında ARTTIRILMASINA, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE" cümlesinin yazılması suretiyle temyize konu kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan                           Üye                      Üye                  Üye                   Üye
Mehmet Kasım Çetin     Seydi Kahveci      Çetin Durak      Sevil Kartal       Şaban Kazdal