KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

TALEP HALİNDE YOKSULLUK NAFAKASINA ÜFE ORANLARI ÜZERİNDEN YILLIK ARTIŞ ORANI BELİRLENMESİ GEREKİR.

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2023/6583
Karar No      : 2024/4269

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       : 
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 10.05.2023
SAYISI                                 : 2022/879 E., 2023/759 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacı-karşı davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı-karşı davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı yapılması davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından talep edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 05.06.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Dosya içeriğine göre davalı-karşı davacı kadın vekilinin temyizine konu tedbir nafakası davasının kabul edilen ve reddedilen kısma ilişkin miktarları, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin birleşen tedbir nafakası davası yönünden temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davalı-karşı davacı Fatma Ö. vekili Avukat H.M.İ.İ. ile karşı taraf temyiz eden davacı-karşı davalı Musa Ö. vekili Avukat H.A. geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; birliğin kadının kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava ile ıslah dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, birliğin erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaya yıllık Üfe oranında artış uygulanmasına, müvekkili yararına 150.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle 4721 sayılı Kanun'un 197 inci maddesi uyarınca aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile evlilik birliği devam ederken kadının ortak çocukları olan kızının nikahından eşini haberdar etmediği, düğün davetiyesine babanın ismini yazdırmadığı, “senin kocalığından benim kızımın mutluluğu daha önemli” dediği, “eşimin haberi ve rızası olmadan gerekirse polis diker, ben bu nişanı ve düğünü yaptırırım” dediği, bununla birlikte yine evlilik birliği devam ederken erkeğin, eşine küfürler ettiği, bu küfürlerin pek çok defa olduğu, karısını ve çocuklarını evden kovduğu, “sizi evde istemiyorum” dediği, karısına silah çektiği, karısını sürekli aşağıladığı, eşini, eşinin kız kardeşi ile kıyaslayıp “bir onun giydiğine bak, bir senin giydiğine bak?, kadın bile değilsin” diyerek eşini aşağıladığı, tarafların bu eylem ve söylemleriyle evlilik birliğinin devam etmeyecek şekilde temelinden sarsıldığı, evliliğin devamında kişi ya da kamu yararının kalmadığı, her iki tarafında boşanmayı istediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında her iki tarafında kusurlu olması ile birlikte, erkeğin daha ağır kusurlu olduğu, boşanma ile birlikte kadının ekonomik olarak sıkıntıya düşecek oluşu, ihtiyaçları ve erkeğin ödeme gücü hep birlikte göz önüne alınarak, kararın kesinleşmesi ile birlikte kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedildiği, kadının maddî manevî tazminat hakkının oluştuğu, boşanmayla birlikte kadının boşanmış olduğu eşinin ekonomik desteğinden yoksun kalacak oluşu, yeni bir hayat kurmakta çekeceği zorluk ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözönüne alınarak kadının maddî tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verildiği, yine boşanmaya gerekçe erkeğin eylem ve söylemleri kadın açısından manevî saldırı olarak kabul edildiği, kadının çekmiş olduğu manevî acı ve ızdırabın kısmen telafisi ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözönüne alınarak kadının manevî tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verildiği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 700,00 TL yoksulluk nafakasına, 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, kadının birleşen nafaka davasının kısmen kabulü ile kadın yararına aylık 700,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının boşanma ve nafaka davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, aile konutu şerhinin kaldırılması talebi hususunda karar verilmemesi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları, nafakaya yıllık artış uygulanması talebi hususunda hüküm kurulmaması ve birleşen davanın reddedilen kısmı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükmün sair yönlerinin usul ve yasaya uygun olduğu ancak kadına "davalı-karşı davalı kadının ortak çocukları olan kızını nikahından kocasını haberdar etmediği" şeklinde kusur yüklenilmiş ise de; davacı-karşı davalığı tanığı Zeynep, davalı-karşı davacı tanığı Kutalmış ve Hilal'in beyanları kapsamında, kadının da kızının nikahından haberinin olmadığı, söz konusu vakıanın kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, mahkemece erkeğe yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlar ile kadına yüklenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre, boşanmaya neden olan olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu sonucu itibari ile doğru olsa da, kadına "davalı-karşı davalı kadının ortak çocukları olan kızını nikahından kocasını haberdar etmediği" şeklinde kusur yüklenilmesi hatalı olduğundan, kadının kusur belirlemesine yönelik istinaf itirazının kısman kabulü ile kusur belirlenmesi açıklanan şekilde düzeltilmesine karar verildiği, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, nafaka borçlusunun memur olması, maaşındaki artışta TÜFE oranının dikkate alınması ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek, nafakanın kararın kesinleşmesini takip eden yıllarda TÜİK tarafından açıklanan TÜFE oranında arttırılmasına karar verildiği, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı ve kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği ile birlikte değerlendirildiğinde, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın da az olduğu gerekçesi ile davalı-karşı davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısımlarının kaldırılmasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, yoksulluk nafakasının her yıl TEFE oranında arttırılmasına, kadın yararına 60.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, davalı-karşı davacı kadın vekilinin sair, davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının boşanma ve nafaka davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, aile konutu şerhinin kaldırılması talebi hususunda karar verilmemesi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları, nafaka artışının yıllık üfe oranında belirlenmemesi ve birleşen davanın reddedilen kısmı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davaların kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, nafaka ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davalı-karşı davacı kadın karşı dava dilekçesinde, yoksulluk nafakasına yıllık ÜFE (üretici fiyat endeksi) oranında artış uygulanmasını talep etmiş, Bölge Adliye Mahkemesince kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasına yıllık TÜFE (Tüketici fiyat endeksi) oranında artış uygulanmasına karar verilmiştir. Dairemizin kararlılık kazanan içtihatlarına göre talep halinde hüküm altına alınan yoksulluk nafakasına ÜFE oranları üzerinden yıllık artış oranı belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın ilgili bentler yönünden düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Taraf vekillerinin bağımsız tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçelerinin miktardan REDDİNE,

2. Diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

a. Davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

b. Davalı-karşı davacı kadın vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının "yoksulluk nafakasına yıllık uygulanacak artış oranı" yönünden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının B-1 numaralı bendinde yer alan "TÜFE" ibaresinin hüküm fıkralarından çıkarılarak yerine "ÜFE" yazılmak sureti ile temyize konu kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin Musa'dan alınarak Fatma'ya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Musa'ya yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Fatma'ya geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan                          Üye                           Üye                      Üye                 Üye
Mehmet Kasım Çetin     A. Albayrak Doğan    Seydi Kahveci     Sevil Kartal     Hatıran Alper