KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

TANIK İSMİNİN YANLIŞ GÖSTERİLMESİNİN MADDİ BİR HATAYA VEYA KABUL EDİLEBİLİR BİR YANILGIYA DAYANDIĞININ ANLAŞILMASI HALİNDE, İLGİLİ TANIK DİNLENİLMELİDİR.

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2023/3635
Karar No      : 2024/327

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 23.02.2023
SAYISI                                 : 2021/2488 E., 2023/482 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili, dava ile cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; kadının aşırı kıskanç olduğunu, müvekkilinin boşanmış olduğu eski eşini arayarak "Çocuk kimden Hüseyin'den mi, sen Hüseyin'e aşıksın, tekrar beraber olacaksınız, böyle bir niyetiniz var" gibi sözler söylediğini, müvekkilinin yengesini dahi kıskandığını ve yengesini sevdiği şeklinde sözler söylediğini, sürekli hakaret ettiğini ve küçük düşürücü, aşağılayıcı sözler söylediğini, müvekkilinin hastalığına inanmadığını ve ilgilenmediğini, müvekkilinin ailesi ile görüşmek istemediğini, onlara saygı göstermediğini, tüm aile sırlarını kendi ailesiyle paylaştığını, sebepsiz ortak evi terk ettiğini, kadının iddialarını ve davasını kabul etmediklerini, kadının davranışları sonucunda evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve ortak hayatın çekilmez hale geldiğini beyanla tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 150.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ile karşı dava ve ikinci cevap dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını ve kabul etmediklerini, tarafların erkeğin ailesi ile aynı binada yaşadıklarını ve konut bağımsızlığının olmadığını, erkeğin tüm vaktini kendi ailesi ile geçirdiğini, ilgisiz olduğunu ve saygı duymadığını, evin ve eşinin ihtiyaçlarını karşılamadığını, müvekkilinin kendi ailesini ziyarete gitmesi üzerine eve dönmemesi için haber gönderdiğini, müvekkilinin aramalarına cevap vermediğini, erkeğin kusurlu davranışları sebebiyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, müvekkilinin kişisel ve çeyiz eşyalarının iadesine veya şimdilik 1.000,00TL bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının aşırı kıskanç davrandığı, eşine "Sen erkek misin" şeklinde küçük düşürücü sözler söylediği, erkeğin eski eşini arayarak "Çocuk kimden" şeklinde sorular sorduğu, erkeğin, yengesini yoldan alıp eve bırakmasını problem ettiği ve erkeğin yengesini sevdiğini söylediği, erkeğin hastalığına inanmadığı ve hastalığıyla ilgilenmediği, aile sırlarını, problemlerini kendi ailesine anlattığı, ortak evi terk ettiği, erkeğin ise kadının ve evinin ihtiyaçlarını karşılamadığı, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğunun anlaşıldığı, kadın lehine tedbir nafakasına, kadının ağır kusurlu olması nedeniyle yoksulluk ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, boşanmakla beklenen ve mevcut menfaatleri zedelenen ve boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek lehine, tarafların kusur ile ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak uygun miktarda maddî ve manevî tazminata, yargılama aşamasında eşyaların kadına teslimi nedeniyle kadının eşyaların iadesi talebi konusuz kaldığından bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, erkek lehine 10.000,00 TL maddî ve 8.000,00 TL manevî tazminata, kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadının eşya talebi konusuz kaldığından bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarı ile kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ve miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-davacı kadın vekili, tanık listesinde bildirdikleri ancak isminde maddî hata yaptıkları tanık ile erkek tarafından sonradan ileri sürülen vakıa nedeniyle dinletmek istedikleri tanığın dinlenilmemesinin hatalı olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen maddî, manevî tazminat ve miktarı, kadının reddedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası talebi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dosyası içeriğine ve dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin tüm istinaf itirazlarının vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarı ile kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ve miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili, tanık listesinde bildirdikleri ancak isminde maddî hata yaptıkları tanık ile erkek tarafından sonradan ileri sürülen vakıa nedeniyle dinletmek istedikleri tanığın dinlenilmemesinin hatalı olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen maddî, manevî tazminat ve miktarı, kadının reddedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası talebi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kadının bir kısım tanığının dinlenilmemesinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı, asıl ve karşı davanın ispatlanıp ispatlanmadığı ve davaların kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, erkek lehine maddî ve manevî tazminat ile kadın lehine tedbir nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, kadının reddedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası talebi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 141 inci maddesi, 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 240 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi

3. Değerlendirme

1. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinnin birinci fıkrasında; “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği” hükme bağlanmıştır. Mahkemece, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun belirlenmesi kaçınılmazdır.

2. 6100 sayılı Kanun'un 240 ıncı maddesinde; "Davada taraf olmayan kişiler tanık olarak gösterilebilir. Tanık gösteren taraf, tanık dinletmek istediği vakıayı ve dinlenilmesi istenen tanıkların adı ve soyadı ile tebliğe elverişli adreslerini içeren listeyi mahkemeye sunar. Bu listede gösterilmemiş olan kimseler tanık olarak dinlenemez ve ikinci bir liste verilemez" hükmü düzenlenmiştir.

3. Öncelikle belirtmek gerekir ki, hiç kimse, sırf kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemez. Bununla birlikte; 6100 sayılı Kanun'un 183 üncü maddesinde; "Tarafların veya mahkemenin dava dosyasında bulunan belgelerdeki açık yazı ve hesap hataları, karar verilinceye kadar düzeltilebilir. Taraflardan birinin yazı veya hesap hatasını düzeltmesi sonucu yargılama uzamışsa, yargılama giderlerinin belirlenmesinde bu durum da dikkate alınır." düzenlemesi öngörülmüştür.

4. Somut uyuşmazlıkta, yargılama aşamasında kadın tarafından tanık listesinde bildirdiği tanığı A.E.nin ismin nüfus kaydında E.E. olduğunu, tanığın isminde maddi hata yaptıklarını, A.E. ile E.E.nin aynı kişi olduğunu beyanla dinlenilmesini istediği, Mahkemece tanığın dinlenilmesine yer olmadığına karar verildiği, mevcut delil durumuna göre, erkeğin az, kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verildiği, tarafların istinaf başvurusunun ise esastan reddedildiği, tarafların kararı temyiz ettiği anlaşılmıştır. Yukarıdaki açıklamalar dikkate alındığında, tanık isminin yanlış gösterilmesinin maddi bir hataya veya kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığının anlaşılması halinde, ilgili tanığın dinlenilmesi gerektiği açıktır. O halde Mahkemece yapılacak iş, kadının tanık listesinde bildirdiği tanık A.E. ile dinletilmek istediği E.E.nin aynı kişi olup olmadığı araştırılarak, gerekli görülür ise zabıta araştırması da yapılıp aynı kişi olduğunun anlaşılması halinde dinlenilmesi suretiyle tarafların tüm delilleri birlikte değerlendirilip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

3. Bozmanın niteliği ve özellikle her iki dava yönünden yeniden hüküm kurulması gerekli hale geldiğinden tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan                           Üye                       Üye                     Üye                     Üye
Mehmet Kasım Çetin     Sedat Demirtaş     Seydi Kahveci     Erdem Şimşek    Şaban Kazdal