KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

12 ŞUBAT 2025 TARİHİNDE CEVAP VERİLEN YARGITAY İÇTİHADI BİRLEŞTİRME BAŞVURUSU

BAŞVURU DİLEKÇESİ:

YARGITAY BİRİNCİ BAŞKANLIĞINA

ANKARA

TALEP EDEN              : Av. Fatih KARAMERCAN - (T.C. Kimlik No: 3.........8)
                                      (Adres antettedir)

TALEBİN KONUSU : Hukuk yargılamasında, taraflarca getirilme ilkesinin uygulandığı bir davada tarafların, yazılı yargılama usulü açısından dava, cevap, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesinde, basit yargılama usulü açısından ise dava ve cevap dilekçesinde, tanık veya tanıklarının isim ve adreslerini bildirmesi (tanık listesini sunmaları) durumunda, 7251 sayılı ve 22.07.2020 tarihli HMK değişikliğinden önceki HMK m. 140/5 hükmüne göre, ön inceleme aşamasında (7251 sayılı ve 22.07.2020 tarihli HMK değişikliğinden sonra ise HMK m. 139/1-ç) hükmüne göre, ön inceleme duruşmasına davet tutanağında) taraflara hâkim tarafından verilecek iki haftalık kesin süre içerisinde, tarafların başkaca tanık veya tanıklara dayanmasının, ikinci tanık listesi yasağı kapsamına girip girmediği konusu oluşturmaktadır.

KONUNUN GELİŞİMİ

Talebin konusuna ilişkin olarak Yargıtay Hukuk Daireleri arasında görüş farklılığı bulunduğu gibi bu farklılık doktrindeki görüşlere de yansımaktadır. Bu yüzden, öncelikle doktrindeki görüşleri belirtmekte fayda vardır.

İKİNCİ TANIK LİSTESİ YASAĞI KAPSAMINA GİRDİĞİ YÖNÜNDEKİ
DOKTRİNDEKİ GÖRÜŞLER

“İspatı gereken vakıaların tespiti (ön inceleme aşaması) tamamlanmadan ve mahkemece tanık dinletme isteği kabul edilmeden, henüz davanın başındaki dilekçelerle tanık listesi verilmesi, “ikinci tanık listesi yasağı" sebebiyle sakıncalı olabilir. Zira ön inceleme aşamasında belirlenecek olan çekişmeli vahalardan bazılarının tanıkla ispatı mümkün olmasına rağmen, daha önce verilen dilekçelerle tanık listesi de verilmiş ise ve bu listede sonradan ispatı gerekli olduğu anlaşılan vakıa için tanık yer almamış ise ikinci bir liste ile yeni tanıklar bildirilemeyecektir.” (EK-1 ATALAY, Oğuz, Pekcanıtez Usûl Medenî Usûl Hukuku, 15. Bası, C:II, İstanbul, 2017, s. 1893)

“Kanaatimizce, tarafların dilekçelerin değişimi aşamasında tanık listelerini vermeleriyle birlikte ikinci tanık listesi verme yasağı başlar. Taraflar, tanıklarını zamanından önce gösterdikleri için yeni bir tanık listesi verme haklarının olduğunu ileri süremezler. O nedenle, tarafların tahkikat aşamasında aynı vakıa hakkında yeni tanık isimleri bildirmeleri kamu düzenine ilişkin bir kural olan ikinci tanık listesi verme yasağına aykırı olacaktır (HMK.m.240).” (EK-2 ERDÖNMEZ, Güray, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na Göre Delillerin Gösterilmesi ve İbrazı, İBD, C: 87, S: 5, Y: 2013, s. 38)

İKİNCİ TANIK LİSTESİ YASAĞI KAPSAMINA GİRMEDİĞİ YÖNÜNDEKİ
DOKTRİNDEKİ GÖRÜŞLER

“Tarafı tanık listesini sırf önceden ibraz ettiği gerekçesiyle, tahkikatta bizzat hâkim tarafından verilen kesin süre içinde yeni bir tanık listesi ibraz edip yeni tanıklar göstermekten mahrum etmek, ispat hakkıyla hiçbir şekilde bağdaşmayacak; hukukî dinlenilme hakkının ve buna bağlı olarak adil yargılanma hakkının ihlâli anlamına gelecektir. Belirttiğimiz gerekçelerle, ikinci tanık listesi verme yasağının ihlâli nedeniyle, yeni bir tanık listesi vermenin yasak olacağı şeklinde katı bir yorum yapmaktan kaçınıyor; ispat hakkının gereği olarak tarafa ikinci tanık listesi sunma imkânının tanınmasının ve her iki listede yer alan tanıkların dinlenilmelerinin isabetli olacağını düşünüyoruz.” (EK-3 BOLAYIR, Nur, Hukuk Yargılamasında Delillerin Toplanmasında Tarafların ve Hâkimin Rolü, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2014, s. 409)

“Tanıkların gösterilme (tanık listesinin verilme) zamanı ile ilgili olarak Kanunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Bununla birlikte m. 119/f ve m. 129/f hükümlerinden hareketle, davacının dava dilekçesinde ve davalının da cevap dilekçesinde diğer delillerinin yanısıra tanıklarını da bildirmeleri gerektiği akla gelebilir. Yukarıda (m.119), delillerin mutlak olarak dava veya cevap dilekçesinde ve son olarak ikinci dilekçelerde bildirilmesi zorunluluğundan yana olmadığımı açıklamış ve delillerin ön duruşma oturumun sonuna kadar sunulması olanağı verilmesinin hukuken daha doğru olacağını belirtmiştim. Bu düşüncem, tanıklar bakımından da öncelikle böyledir, Çünkü, tarafların anlaşıp anlaşmadıkları vakıalar, ön duruşmada netleşeceği için, bundan önce, dava veya cevap dilekçesinde yahut ikinci dilekçelerde tanık listesi verilmesinin bir anlamı yoktur. Hatta taraflar tanıklarım liste halinde daha önce bildirmiş olsalar bile, bunun bir öneminin bulunmadığım ve tarafların ön inceleme aşamasında hakimin vereceği kesin süre içinde yeni (ikinci) tanık listesi verebilmelerinin mümkün olduğu kanısındayım.” (EK-4 YILMAZ, Ejder, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, 3. Baskı, C: 3, Ankara, 2017, s. 2667, 2668)

“Bizim de katıldığımız diğer bir görüşe göre ise tanık listesini sunma süresi hâkimin taraflara bu konuda vereceği süre ile başlayacağından tarafın salt vaktinden evvel tanık listesi sunmuş olması onun daha sonra ek liste sunmasına engel değildir. Zira aksi düşüncenin kabulü ispat hakkının ihlâli anlamına gelecektir.” (EK-5 AKİL, Cenk, Yargıtay Kararları Işığında Medeni Muhakeme Hukukunda Tanık Listesi, TBBD, S: 149, Y: 2020, s. 161)

Talebin konusu ile ilgili doktrindeki farklı görüşleri belirttikten sonra talebin konusu ile ilgili Yargıtay Hukuk Daireleri tarafından verilmiş kararlara yer verilebilir.

İKİNCİ TANIK LİSTESİ YASAĞI KAPSAMINA GİRDİĞİ YÖNÜNDEKİ
YARGITAY HUKUK DAİRESİ KARARLARI

(YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ KARARI)

(YEREL MAHKEME KARARI)

“… Davacı tarafından tanık deliline dayanılmıştır. 31/03/2014 tarihli dilekçe ile de tanık isimleri bildirilerek Ekrem Ç., Sennu Aydın Ç., Mehmet K. ve Osman A. tanık olarak bildirilmiştir.

Davacı vekili tarafından verilen 14/05/2014 tarihli cevaba cevap dilekçesinde ise tekrar tanık isim listesi bildirilerek İsmail İ. ve Erkan Y.'ın isimleri bildirilmiştir.

Davacı vekili ön inceleme duruşmasında ikinci tanık listesindeki tanıklarının dinlenmesini talep etmiştir.

HMK 240/2 maddesine göre tanık isim listesinde bulunan kişilerin tanık olarak dinleneceği, ikinci tanık listesi verilemeyeceği belirlenmiştir. HMK'da tanıkların ne zaman gösterileceği düzenlenmemiştir. Bu nedenle ikinci liste verilememesi ön inceleme duruşmasına kadar olan kısım da dahil olmak üzere bütün yargılama süresince geçerli bir yasaktır.

Davacı ilk listede göstermiş olduğu tanıkları da dinletmek istemediğinden davacının göstermiş olduğu tanıklar dinlenmemiştir.” (EK-6 Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 16.11.2015, 2014/865 E. - 2015/1000 K.)

(YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ KARARI)

“… Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından tanık deliline dayanıldığı, tanık isimlerinin bildirildiği, ancak daha sonra verilen dilekçe ile ikinci tanık listesindeki tanıklarının dinlenmesinin talep edildiği, HMK 240/2 maddesine göre tanık isim listesinde bulunan kişilerin tanık olarak dinleneceği, ikinci tanık listesi verilemeyeceğinin belirtildiği, HMK'de tanıkların ne zaman gösterileceğinin düzenlenmediği, ikinci tanık listesinin verilememesinin bütün yargılama süresince geçerli bir yasak olduğunu, davacı ilk listede göstermiş olduğu tanıkları da dinletmek istemediğinden davacının göstermiş olduğu tanıkların dinlenemediği, davacının ortaklıktan ayrılmak için muhik sebeplerin bulunduğunu ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava, haklı nedenle ortaklıktan çıkmaya ilişkindir.

Davacı vekili, müvekkilinin ortaklıktan ayrılmasına ve ayrılma payının hesaplanarak davalı şirketten tahsiline karar verilmesini istemiştir. Dava, haklı nedenlerin mevcut olduğunun ortaya konmasıyla ispatlanabilecektir. Davacı vekili tanık deliline dayanmış, iki kez tanık listesi vermiştir. Davacı vekilinin ilk tanık listesindeki tanıkların dinlenmesinden açıkça vazgeçtiğine dair imzasını taşıyan bir beyanı bulunmamaktadır. Ancak, HMK m.240/2’ye göre mahkemece ikinci tanık listesindeki tanıkların dinlenilmemesi doğru olsa da, birinci tanık listesinde bildirilen tanıkların dinlenmesi gerekmektedir. Ayrıca, HMK m.196 gereğince delil gösteren taraf karşı tarafın açık izni olmadıkça o delile dayanmaktan vazgeçemeyeceği için ikinci tanık listesinin dinlenmesinin talep edilmesi, somut olayda davalı vekilinin açık izni olmadığından birinci tanık listesinin dinlenilmesinden vazgeçildiği anlamına gelmeyecektir.” (EK-6.1 Y. 11. HD. 20.09.2017, 2016/2229 E. - 2017/4578 K.)

(YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ KARARLARI)

“… Somut uyuşmazlıkta, davacı taraf dava dilekçesinde tanık isimlerini ve adreslerini bildirmiş olup, ikinci bir tanık listesi verilmesi veya ilk listede bildirilen tanıkların dışındaki herhangi bir kişinin tanık sıfatı ile dinlenmesi, yasal düzenleme gereği mümkün bulunmamaktadır. Mahkemece ikinci tanık listesi yasağına riayet edilmeden, bu liste kapsamındaki tanıklar dinlenerek, işin esasına yönelik karar verilmesi hatalıdır. Bu itibarla dava dilekçesinde isim ve adresleri bildirilen davacı tanıkları 6100 sayılı Kanunun 240. maddesindeki usul izlenerek davet edilmeli, bu tanıklar dinlendikten sonra, dosya kapsamındaki tüm deliller yeniden birlikte incelenerek işin esasına yönelik karar verilmelidir.” (EK-7 Y. 22. HD. 04.02.2020, 2017/26971 E. - 2020/1535 K.)

***

“… Somut olayda; dosya kapsamına göre, mahkemece 14.10.2014 tarihli ön inceleme duruşmasında, davalı tarafa tanık listesini bildirmek üzere bir hafta kesin süre verildiği, davalı vekilinin ise bir tanesi 20.10.2014, diğeri 21.10.2014 tarihli olmak üzere iki ayrı tanık listesi sunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, tanık listesinin süresinde verilmediği gerekçesi ile tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiş ise de, davalı vekilinin tanık listesini süresi içinde sunduğu açıktır. Hal böyle olunca, tanık dinletme talebinin reddine karar verilmesi davalı tarafın savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelmekte olup, Mahkemece yargılamanın usul hükümlerine aykırı olarak sonuçlandırılması yerinde görülmemiştir. Bu itibarla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 240/2 maddesi gereği ikinci bir tanık listesi verilemeyeceği de göz önüne alınarak, davalı vekilinin 20.10.2014 tarihli ilk tanık listesinde bildirdiği tanıklar dinlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” (EK-8 Y. 22. HD. 20.03.2018, 2017/11747 E. - 2018/7232 K.)

İKİNCİ TANIK LİSTESİ YASAĞI KAPSAMINA GİRMEDİĞİ YÖNÜNDEKİ
YARGITAY HUKUK DAİRESİ KARARLARI

(YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ KARARLARI)

“… Davalı erkek cevap dilekçesinde tanık deliline dayanmış ve bazı tanık isimleri bildirmiştir. Davalı erkek cevap dilekçesinde tanık deliline dayanırken gösterdiği tanıklar dışında başka tanık göstermeyeceğine dair bir açıklamada bulunmamıştır. Mahkemece yapılacak işlem ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık konularını tam olarak belirledikten sonra tarafların delillerini sunmaları, ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapmaktan ibarettir (HMK m. 137/1). Davalı, ön inceleme duruşmasından sonra süresi içinde delil listesiyle diğer tanıkları Mahmut Karadağ, Selamet Karadağ, Rabia Karadağ ve Arif Karadağ’ın isimlerini bildirdiğinden bu liste ikinci tanık listesi olarak kabul edilemez. Davalı açıkça bu tanıklarının dinlenmesinden vazgeçmemiştir. Bu tanıklar yönünden HMK m. 241 koşulları da oluşmamıştır. Mahkemece davalı tanıklarının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 243 ve devamı maddeleri gereğince usulen çağrılarak dinlenilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” (EK-9 Y. 2. HD. 22.05.2018, 2016/17206 E. - 2018/6512 K.)

***

“… Davalı erkek cevap dilekçesinde tanık deliline dayanmış ve bazı tanık isimleri bildirmiştir. Davalı erkek cevap dilekçesinde tanık deliline dayanırken gösterdiği tanıklar dışında başka tanık göstermeyeceğine dair bir açıklamada bulunmamıştır. Mahkemece yapılacak işlem ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık konularını tam olarak belirledikten sonra tarafların delillerini sunmaları, ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapmaktan ibarettir (HMK m.137/1). Davalı, ön inceleme duruşmasından sonra süresi içinde delil listesiyle diğer tanıkları Ahmet T., Dilek Hacel Çevik K., Lüffullah K. isimlerini bildirdiğinden bu liste ikinci tanık listesi olarak kabul edilemez. Davalı açıkça bu tanıklarının dinlenmesinden de vazgeçmemiştir. Mahkemece davalı tanıklarının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 243 ve devamı maddeleri gereğince usulen çağrılarak dinlenilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” (EK-10 Y. 2. HD. 28.02.2018, 2016/12558 E. - 2018/2742 K.)

***

“… Dava, 30.10.2013 tarihinde açılmış, davacı kadın dava dilekçesinde tanık deliline dayanmış ve tanık adı bildirmiştir. Davacı kadın ön inceleme duruşmasından önce yeni tanık listesi ibraz etmiş, mahkemece bu listenin ikinci tanık listesi olduğu gerekçesiyle tanıklar dinlenmemiştir. Delil çekişmeli vakıaların ispatı için gösterilir (HMK m.187/1). Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları ise ön incelemede belirlenir (HMK m.137/1, 140/1). Tahkikat ön inceleme duruşmasında belirlenen çekişmeli hususlar üzerinde yürütülür. Buna göre, ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları belirlenmeden tarafların delillere dayanmaları beklenemez. O halde mahkemece yapılacak iş, davacı kadının ön inceleme aşamasından önce sunduğu tanık listesinde yer alan tanıklarını usulünce dinlemek ve diğer delillerle birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir. Davacının hukuki dinlenilme hakkının (HMK m.27) ihlali suretiyle kurulan hüküm, usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” (EK-11 Y. 2. HD. 25.01.2018, 2016/9890 E. - 2018/1087 K.)            

***

“… Ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu belirlendikten sonra taraflara delillerini bildirmeleri için süre verilir (HMK m.137/1). Zira delil, tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar için gösterilir (HMK m. 187/1). Tahkikat, ön incelemede saptanan çekişmeli hususlar üzerinden yürütüleceğine (HMK m. 140/3) göre, bu tespit yapılmadan tarafların dayandıkları delilleri sunmaları beklenemez. Başka bir ifade ile; taraflardan anlaştıkları ve ayrıştıkları hususlar tespit edilmeden delil göstermeleri beklenemez. Bu sebeple tarafların; ilk verdikleri tanık listesinde tanık sayısında açıkça bir sınırlama yapmadıkları sürece, ön inceleme duruşmasından önce ve henüz delillerin sunulması aşamasına geçilmeden dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında, yeniden tanık bildirmeleri halinde bunun ikinci tanık listesi olarak kabulü mümkün değildir. Davalı-karşı davacının 06.08.2012 tarihli dilekçesi ile 18.03.2013 tarihli cevaba cevap dilekçesinde bildirdiği tanık Mehmet Ali İdikurt'un dinlenmesinden vazgeçmemiştir. Mahkemece, bu tanığın da 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 243 ve devamı maddeleri gereğince usulen celp edilip dinlenmesi sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” (EK-12 Y. 2. HD. 20.06.2017, 2016/14872 E. - 2017/8111 K.)

***

“… Hukuk Muhakemeleri Kanununda tanıkların ne zaman gösterileceği belirtilmemiştir. Ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu belirlendikten sonra taraflara delillerini bildirmeleri için süre verilir. Zira delil, tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar için gösterilir (HMK m.187/1). Tahkikat, ön incelemede saptanan çekişmeli hususlar üzerinden yürütüleceğine (HMK m.140/3) göre, bu tespit yapılmadan tarafların dayandıkları delilleri sunmaları beklenemez. Başka bir ifade ile; taraflardan, anlaştıkları ve ayrıştıkları hususlar tespit edilmeden delil göstermeleri beklenemez. Öyleyse; davacı-karşı davalı kadının mahkemece uyuşmazlık konularının tespitinden yani ön inceleme aşamasından önce sunduğu 06.11.2014 ve 27.11.2014 tarihli dilekçelerinde bildirdiği tanıkları, ikinci tanık listesi sayılmaz. O halde davacı-karşı davalı kadının bildirdiği ve dinlenilmesinden açıkça vazgeçmediği tanıkları Yakup A., İlyas A., Neriman T., Sinem B.'nin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 243 ve devamı maddelerinde gösterilen usul çerçevesinde dinlenilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, bu husus nazara alınmaksızın, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” (EK-13 Y. 2. HD. 23.11.2016, 2015/21530 E. - 2016/15145 K.)

Hukukî himayeden yararlanan taraf, etkin bir hukukî korumanın mahkeme tarafından gerçekleştirilmesini amaçlıyorsa bunu mahkemeye sunacağı yargılamanın başlangıcını oluşturan hukukî anlamda doyurucu ve davanın temelini oluşturacak bir dava dilekçesi ile gerçekleştirebilir (EK-14 KARAMERCAN, Fatih, Dava ve Cevap Dilekçesinin Unsurları - Somutlaştırma Yükü, Ankara, 2016, s. 21). Dava açmak ciddi bir iştir, dava açan da bu ciddiyete uygun davranmak durumundadır. Bu aşamada iyi düşünülmeli, iyi bir hazırlık yapılmalı, davanın maddî ve hukukî dayanakları iyi hesap edilmelidir (EK-15 ÖZEKES, Muhammet, HMK Bakımından Dava Dilekçesindeki Eksiklik Halinde Yapılması Gereken İşlemler, DEÜHFD, C: 16, Özel Sayı (Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez’e Armağan), Y: 2014, s. 266, 267). Tarafların, dava ve cevap dilekçesinde tanık listesini vermelerinde de bir engel bulunmamaktadır (EK-16 KARAMERCAN, Fatih, Medenî Usûl Hukukunda Tanık ve Tanıklık, ABD, Y: 76, S: 2018/3, s. 168). Bu yüzden, dava, cevap, cevaba cevap veya cevaba cevap dilekçesinde tanık listesini sunmuş tarafın, bir başka ifadeyle bu hakkını önceden kullanan tarafın, HMK m. 240/2 hükmü gereği daha sonra (7251 sayılı ve 22.07.2020 tarihli HMK değişikliğinden önceki HMK m. 140/5 hükmüne göre, ön inceleme aşamasında [7251 sayılı ve 22.07.2020 tarihli HMK değişikliğinden sonra ise HMK m. 139/1-ç) hükmüne göre, ön inceleme duruşmasına davet tutanağında] taraflara hâkim tarafından verilecek iki haftalık kesin süre içerisinde bile göstereceği tanık veya tanıklar ikinci tanık listesi yasağı kapsamına girmelidir.

SONUÇ          : Doktrindeki katıldığımız görüşe göre, dava, cevap, cevaba cevap veya cevaba cevap dilekçesinde tanık listesini sunmuş (tanık veya tanıklarının isim ve adreslerini bildiren) tarafın, HMK m. 240/2 hükmü gereği daha sonra (7251 sayılı ve 22.07.2020 tarihli HMK değişikliğinden önceki HMK m. 140/5 hükmüne göre, ön inceleme aşamasında [7251 sayılı ve 22.07.2020 tarihli HMK değişikliğinden sonra ise HMK m. 139/1-ç) hükmüne göre, ön inceleme duruşmasına davet tutanağında] taraflara hâkim tarafından verilecek iki haftalık kesin süre içerisinde bile göstereceği tanık veya tanıkların ikinci tanık listesi yasağı kapsamına girdiğini belirterek her türlü takdir hakkı sayın Yargıtay Birinci Başkanlığı’na ait olmak üzere TALEP KONUMUZA AİT YARGITAY HUKUK DAİRELERİ’NCE VERİLMİŞ OLAN İÇTİHATLAR ARASINDAKİ FARKLILIKLAR NEDENİ İLE İÇTİHATLARIN BİRLEŞTİRİLMESİNİ saygı ile dilerim. 14.10.2020

Talep Eden
Av. Fatih KARAMERCAN, LL.M.

 

EKİ        : Kimlik fotokopisi.

1-) ATALAY, Oğuz, Pekcanıtez Usûl Medenî Usûl Hukuku, 15. Bası, C:II, İstanbul, 2017, s. 1893.

2-) ERDÖNMEZ, Güray, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na Göre Delillerin Gösterilmesi ve İbrazı, İBD, C: 87, S: 5, Y: 2013, s. 38.

3-) BOLAYIR, Nur, Hukuk Yargılamasında Delillerin Toplanmasında Tarafların ve Hâkimin Rolü, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2014, s. 409.

4-) YILMAZ, Ejder, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, 3. Baskı, C: 3, Ankara, 2017, s. 2667, 2668.

5-) AKİL, Cenk, Yargıtay Kararları Işığında Medeni Muhakeme Hukukunda Tanık Listesi, TBBD, S: 149, Y: 2020, s. 161.

6-) Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 16.11.2015, 2014/865 E. - 2015/1000 K.

6.1-) Y. 11. HD. 20.09.2017, 2016/2229 E. - 2017/4578 K.

7-) Y. 22. HD. 04.02.2020, 2017/26971 E. - 2020/1535 K.

8-) Y. 22. HD. 20.03.2018, 2017/11747 E. - 2018/7232 K.

9-) Y. 2. HD. 22.05.2018, 2016/17206 E. - 2018/6512 K.

10-) Y. 2. HD. 28.02.2018, 2016/12558 E. - 2018/2742 K.

11-) Y. 2. HD. 25.01.2018, 2016/9890 E. - 2018/1087 K.

12-) Y. 2. HD. 20.06.2017, 2016/14872 E. - 2017/8111 K.

13-) Y. 2. HD. 23.11.2016, 2015/21530 E. - 2016/15145 K.

14-) KARAMERCAN, Fatih, Dava ve Cevap Dilekçesinin Unsurları - Somutlaştırma Yükü, Ankara, 2016, s. 21.

15-) ÖZEKES, Muhammet, HMK Bakımından Dava Dilekçesindeki Eksiklik Halinde Yapılması Gereken İşlemler, DEÜHFD, C: 16, Özel Sayı (Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez’e Armağan), Y: 2014, s. 266, 267.

16-) KARAMERCAN, Fatih, Medenî Usûl Hukukunda Tanık ve Tanıklık, ABD, Y:76, S: 2018/3, s. 168.

 

BAŞVURU SONUCU:

T.C.
YARGITAY
Birinci Başkanlığı

17.03.2025

Sayı    : E-60482426/1692/2720
Konu  : Kurul Kararı

 

Sayın Avukat Fatih KARAMERCAN
Hamidiye Mah. Cendere Cad. No:45
C Blok Kat:4 Daire:19

Kağıthane/İSTANBUL

İlgi     : 14.10.2020 tarihli dilekçeniz.

İlgi başvurunuz ile içtihatların birleştirilmesi talep edilmiş ise de; Başkanlığımızca yapılan inceleme sonucunda "İçtihadı birleştirme talebinin genel bir konuda olması gerektiği ve genel bir konuda içtihadı birleştirme yoluna gidilebileceği, somut olaya ilişkin içtihatları birleştirme kararlarının birçok değişkene bağlı olarak verileceği, içtihadı birleştirme başvurusuna konu benzer olaylarda süregelen ve istikrarlı içtihat uyuşmazlığının bulunmadığı, alınacak içtihadı birleştirme kararının uyuşmazlıkları çözebilecek nitelikte olmayacağı değerlendirildiğinden” 12.02.2025 tarih ve 35 sayılı Birinci Başkanlık Kurulu Kararı ile içtihatların birleştirmesine gerek olmadığına karar verilmiştir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

                                                                                              Ömrü YILMAZ
                                                                                                    Hakim
                                                                                     Genel Sekreter Yardımcısı