TAŞINMAZIN AYNINA DAİR AÇILAN DAVADA İŞLENEN İHTİYATİ TEDBİR ŞERHİNDEN SONRA KONULAN ŞERHLERİN TERKİNİNE KARAR VERİLMESİ GEREKİR.
T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/3653
Karar No : 2023/4557
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bakırköy 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30.03.2023
SAYISI : 2021/70 E., 2023/148 K.
Taraflar arasında görülen tapu kaydındaki şerhin terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne, tavzih kararı ile yargılama giderlerine davalı Vergi Dairesi Müdürlüğünün de eklenmesine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı ve tavzih kararı, bir kısım davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünül
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı adına kayıtlı 9 No.lu bölümün davacının oğlunun vekalet görevini kötüye kullanması nedeni ile dava dışı Erdener K. adına 25.10.2007 tarihinde satıldığını, tapusunun iptali ve yeniden davacı adına tescili için 16.06.2009 tarihinde açmış olduğu davada 01.07.2009 tarihinde "davalıdır" şerhi ile birlikte 19.08.2009 tarihinde tapu kaydına tedbir şerhi verildiğini, davanın 26.05.2011 tarihinde reddedilmesi üzerine 1. Hukuk Dairesinin 12.04.2012 tarihli bozma ilamına uyularak Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.06.2014 tarih 2012/353 Esas ve 2014/327 Karar sayılı Kararı ile davacı adına tesciline karar verildiğini, bu hükmün 15.08.2014 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiğini, 09.10.2014 tarihinde tapunun yeniden davacı adına tescil edildiğini ileri sürerek, 19.08.2009 tarihli ihtiyati tedbir kararından sonra tapu iptali ve tescil davalısı-dava dışı Erdener K. alacaklıları tarafından 9 No.lu dairenin tapu kaydına yazılan bütün haciz ve takyidatların terkinini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı G. Varlık Yönetimi A.Ş. vekili, davaya dayanak olan Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/353 Esas, 2014/327 Karar sayılı dosyasının dikkatle incelenmesi halinde borçlunun ve davacının muvazaalı işlemleri ile davacının mülkiyeti ele geçirdiğinin açıkça ortaya çıktığını, öyle ki önce yerel mahkemenin davanın reddi yönünde karar verdiğini, ancak, sonradan dosyaya sunulan bir protokol fotokopisi ile davanın kabulüne karar verilip gayrimenkulün bedelinin mahkeme veznesine yatırılarak adeta gayrimenkulün satışının mahkeme kanalı ile gerçekleştiğini, her iki tarafın kararı temyiz etmediğini, kararın Yargıtay denetiminden geçmeyerek kesinleşmesini sağladıklarını, tüm bu işlemler sırasında taşınmazlar üzerinde hacizler devam etmekte iken anlaşma akdedildiğini ve bu anlaşmaya dayanarak mahkemenin hükmünü verdiğini, öncelikle mahkemenin kararına dayanak olan 16.02.2011 tarihli protokolun davaya konu alacakların doğumundan çok sonra düzenlendiğini, taraflar arasında dava dışı Erdener K.'nın alacaklılarının hakkının gaspına yönelik bir muvazaa bulunduğunu, davacının taşınmaz üzerindeki hacizleri bilerek bu protokolü imzaladığını, hacizlerin terkininin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı Bakırköy Vergi Dairesi Müdürlüğü vekili, dava dışı Erdener K.'nın müvekkili idareye 710.629,99 TL vergi borcunun bulunduğunu, bu borç nedeniyle 20.02.2012 tarihinde taşınmaz kaydına haciz konulduğunu, temyiz incelemesinden geçmeyerek kesinleştiğini, protokolün alacaklılardan mal kaçırma kastıyla muvazaalı olarak yapıldığını, 2012/253-2014/327 sayılı hükümde taraf olmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
3. Davalı Cemil G. vekili davanın reddini savunmuştur.
4. Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI:
Mahkemenin 19.01.2016 tarihli ve 2014/517 Esas, 2016/10 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulü ile davacı lehine dava konusu taşınmaz kaydına 19.08.2009 tarihinde işlenen ihtiyati tedbir şerhinden sonra davalı-alacaklılar lehine yazılan şerhlerin terkinine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. İlk Bozma Kararı
1. Mahkemenin 19.01.2016 tarihli ve 2014/517 Esas, 2016/10 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 13.06.2017 tarihli, 2017/2348 Esas, 2017/5020 Karar sayılı ilamıyla; "Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, tapu kaydında terkinine karar verilen şerhlerin hangi şerhler olduğu belirtilmemiştir. 6100 sayılı HMK'nın 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu hali ile verilen karar 6100 sayılı HMK'nın 297/2 nci maddesine aykırı olduğundan usulüne uygun şekilde hüküm sonucu oluşturulması için kararın bozulması gerektiği bunun yanı sıra, dava konusu olan hacizlerin miktarları dikkate alınarak her bir davalı yargılama giderlerinden haciz miktarlarınca sorumlu olacağından her bir davalının haciz miktarları oranında sorumlu olduğu yargılama giderleri belirtilerek HMK 326 ncı maddesi gereğince hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi de doğru görülmemiştir." gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
B. Mahkemece Birinci Bozma İlamına Uyularak Verilen Karar
Mahkemece, 11.09.2018 tarih, 2017/537 Esas 2018/332 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 11.09.2018 tarih, 2017/537 Esas 2018/332 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 18.02.2020 tarihli, 2019/1446 Esas 2020/1905 Karar sayılı ilamıyla;
"... 1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı Ahmet G., davalı Muammer Yüksel Y. vekili, davalı G. Varlık Yönetim A.Ş. vekili, davalı Vergi Dairesi Başkanlığı vekili, davalı Metin Artukoğlu vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Davalı Ahmet G., davalı Muammer Yüksel Y. vekili, davalı G. Varlık Yönetim A.Ş. vekili, davalı Vergi Dairesi Başkanlığı vekili, davalı Metin Artukoğlu vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, davacı yararına icra takibine konu alacaklar toplamı üzerinden vekalet ücreti ve harca hükmedilmiştir. Burada dava değerinin ne olduğu hususunun saptanması gerekir. Kesinleşmiş bir icra takibinin konusu olan belli bir para alacağının ödenmesini sağlamak için bu yolda talepte bulunana alacaklı lehine, söz konusu alacağı karşılayacak miktar ve değerdeki borçluya ait mal ve haklara icra müdürü tarafından hukuken el konulması olarak tanımlanan kesin hacizde haciz alacaklısı üzerine haciz koydurduğu hak ve alacaklar üzerinden alacağına ulaşmaya çalışır. Hemen belirtmek gerekirki üzerine haciz konulan taşınmaz ancak değeri kadar miktar ile borcu karşılayabilir. Bir diğer yönden değerlendirme yaptığımızda da şerhin terkinini isteyen kişi mülkiyetinde olan taşınmazın haciz alacağının karşılanması için taşınmazının satışını şerhin terkini ile engellemeye çalışmakta ve mülkiyet hakkını korumak istemektedir.
Kısaca söylemek gerekirse, haciz şerhlerinin terkinine karar verildiğine göre, alacak tutarları toplamı ile dava konusu taşınmaz malın değerinden hangisi az ise, o değer üzerinden nispi oranda karar harcı alınması ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir.
Mahkemece bu yön gözardı edilerek icra takibine konu alacakların tamamı üzerinden nispi harca ve vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Ayrıca, Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince Hazine harçtan muaf olduğu halde davalı Hazine'nin harçla yükümlü tutulması da doğru değildir." gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
D. Mahkemece İkinci Bozma İlamına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 30.03.2023 tarihli ve 2021/70 Esas, 2023/148 Karar sayılı kararı ile davacı lehine dava konusu taşınmaz kaydına 19.08.2009 tarihinde işlenen ihtiyati tedbir şerhinden sonra konulan davalı-alacaklılar lehine olan şerhlerin terkinine karar vermek gerektiği kanaatine varıldığı, Yargıtay bozma ilamı gereğince terkinine karar verilen şerhlerin ayrı ayrı açıkça gösterdiği, alacak tutarları toplamı ile dava konusu taşınmaz malın değerinden hangisi az ise, o değer üzerinden nispi oranda karar harcı alınması ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile taşınmazın dava tarihindeki değeri olan 260.000,00 TL üzerinden harç ve vekalet ücreti takdir edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
E. Tavzih Kararı
Mahkemece, 29.05.2023 tarihli tavzih kararı ile hükmün yargılama giderlerini kapsayan bentlerine davalı Bakırköy Vergi Dairesi Müdürlüğü eklenmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına ve tavzih kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı Metin Artukoğlu vekili karara yönelik temyiz dilekçesinde özetle; haciz tarihinde tapunun takip borçlusu adına kayıtlı olduğunu, geçici koruma sağlayan tedbirin hacize etkisi olamayacağını, davacının tapuyu muvazaalı işlemle geri aldığını ileri sürmüştür.
2. Davalı Bakırköy Vergi Dairesi Müdürlüğü vekili karara ve tavzih kararına karşı temyiz dilekçelerinde özetle; taşınmazın değerinin düşük hesaplandığını, davanın açılmasında kusurlu olmadıklarını, tavzih kararı ile hükme ekleme yapılmasının doğru olmadığını, vekalet ücretinin nispi değil maktu alınması gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, haciz şerhinin terkini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun 326 ve 305 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
3. Mahkemece verilen 29.05.2023 tarihli tavzih kararına gelince; 6100 sayılı Kanun'un 326 ıncı maddesinde "yargılama giderlerinden sorumluluk" başlıklı düzenleme gereğince, aynı Kanun'un 305 inci maddesine göre karar başlığında davalı olarak görünen ve aleyhine hüküm verilen Bakırköy Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün hükmün yargılama giderlerine ilişkin fıkralarına davalı olarak eklenmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Bir kısım davalılar vekillerinin asıl karara karşı temyiz itirazlarının "V-C-3.1.-3.2." bendindeki açıklamalar nedeniyle reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı Bakırköy Veri Dairesi Müdürlüğü vekilinin 29.05.2023 tarihli tavzih kararına karşı temyiz itirazlarının "V-C-3.3." bendindeki açıklamalar nedeniyle reddi ile usul ve kanuna uygun olan tavzih kararının ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
09.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Hikmet Onat Suna Türe Gülfem Saygılı Ramazan Ülger Bayram Şen
TAŞINMAZIN AYNINA DAİR AÇILAN DAVADA İŞLENEN İHTİYATİ TEDBİR ŞERHİNDEN SONRA KONULAN ŞERHLERİN TERKİNİNE KARAR VERİLMESİ GEREKİR.
T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/3653
Karar No : 2023/4557
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bakırköy 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30.03.2023
SAYISI : 2021/70 E., 2023/148 K.
Taraflar arasında görülen tapu kaydındaki şerhin terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne, tavzih kararı ile yargılama giderlerine davalı Vergi Dairesi Müdürlüğünün de eklenmesine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı ve tavzih kararı, bir kısım davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünül
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı adına kayıtlı 9 No.lu bölümün davacının oğlunun vekalet görevini kötüye kullanması nedeni ile dava dışı Erdener K. adına 25.10.2007 tarihinde satıldığını, tapusunun iptali ve yeniden davacı adına tescili için 16.06.2009 tarihinde açmış olduğu davada 01.07.2009 tarihinde "davalıdır" şerhi ile birlikte 19.08.2009 tarihinde tapu kaydına tedbir şerhi verildiğini, davanın 26.05.2011 tarihinde reddedilmesi üzerine 1. Hukuk Dairesinin 12.04.2012 tarihli bozma ilamına uyularak Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.06.2014 tarih 2012/353 Esas ve 2014/327 Karar sayılı Kararı ile davacı adına tesciline karar verildiğini, bu hükmün 15.08.2014 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiğini, 09.10.2014 tarihinde tapunun yeniden davacı adına tescil edildiğini ileri sürerek, 19.08.2009 tarihli ihtiyati tedbir kararından sonra tapu iptali ve tescil davalısı-dava dışı Erdener K. alacaklıları tarafından 9 No.lu dairenin tapu kaydına yazılan bütün haciz ve takyidatların terkinini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı G. Varlık Yönetimi A.Ş. vekili, davaya dayanak olan Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/353 Esas, 2014/327 Karar sayılı dosyasının dikkatle incelenmesi halinde borçlunun ve davacının muvazaalı işlemleri ile davacının mülkiyeti ele geçirdiğinin açıkça ortaya çıktığını, öyle ki önce yerel mahkemenin davanın reddi yönünde karar verdiğini, ancak, sonradan dosyaya sunulan bir protokol fotokopisi ile davanın kabulüne karar verilip gayrimenkulün bedelinin mahkeme veznesine yatırılarak adeta gayrimenkulün satışının mahkeme kanalı ile gerçekleştiğini, her iki tarafın kararı temyiz etmediğini, kararın Yargıtay denetiminden geçmeyerek kesinleşmesini sağladıklarını, tüm bu işlemler sırasında taşınmazlar üzerinde hacizler devam etmekte iken anlaşma akdedildiğini ve bu anlaşmaya dayanarak mahkemenin hükmünü verdiğini, öncelikle mahkemenin kararına dayanak olan 16.02.2011 tarihli protokolun davaya konu alacakların doğumundan çok sonra düzenlendiğini, taraflar arasında dava dışı Erdener K.'nın alacaklılarının hakkının gaspına yönelik bir muvazaa bulunduğunu, davacının taşınmaz üzerindeki hacizleri bilerek bu protokolü imzaladığını, hacizlerin terkininin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı Bakırköy Vergi Dairesi Müdürlüğü vekili, dava dışı Erdener K.'nın müvekkili idareye 710.629,99 TL vergi borcunun bulunduğunu, bu borç nedeniyle 20.02.2012 tarihinde taşınmaz kaydına haciz konulduğunu, temyiz incelemesinden geçmeyerek kesinleştiğini, protokolün alacaklılardan mal kaçırma kastıyla muvazaalı olarak yapıldığını, 2012/253-2014/327 sayılı hükümde taraf olmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
3. Davalı Cemil G. vekili davanın reddini savunmuştur.
4. Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI:
Mahkemenin 19.01.2016 tarihli ve 2014/517 Esas, 2016/10 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulü ile davacı lehine dava konusu taşınmaz kaydına 19.08.2009 tarihinde işlenen ihtiyati tedbir şerhinden sonra davalı-alacaklılar lehine yazılan şerhlerin terkinine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. İlk Bozma Kararı
1. Mahkemenin 19.01.2016 tarihli ve 2014/517 Esas, 2016/10 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 13.06.2017 tarihli, 2017/2348 Esas, 2017/5020 Karar sayılı ilamıyla; "Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, tapu kaydında terkinine karar verilen şerhlerin hangi şerhler olduğu belirtilmemiştir. 6100 sayılı HMK'nın 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu hali ile verilen karar 6100 sayılı HMK'nın 297/2 nci maddesine aykırı olduğundan usulüne uygun şekilde hüküm sonucu oluşturulması için kararın bozulması gerektiği bunun yanı sıra, dava konusu olan hacizlerin miktarları dikkate alınarak her bir davalı yargılama giderlerinden haciz miktarlarınca sorumlu olacağından her bir davalının haciz miktarları oranında sorumlu olduğu yargılama giderleri belirtilerek HMK 326 ncı maddesi gereğince hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi de doğru görülmemiştir." gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
B. Mahkemece Birinci Bozma İlamına Uyularak Verilen Karar
Mahkemece, 11.09.2018 tarih, 2017/537 Esas 2018/332 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 11.09.2018 tarih, 2017/537 Esas 2018/332 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 18.02.2020 tarihli, 2019/1446 Esas 2020/1905 Karar sayılı ilamıyla;
"... 1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı Ahmet G., davalı Muammer Yüksel Y. vekili, davalı G. Varlık Yönetim A.Ş. vekili, davalı Vergi Dairesi Başkanlığı vekili, davalı Metin Artukoğlu vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Davalı Ahmet G., davalı Muammer Yüksel Y. vekili, davalı G. Varlık Yönetim A.Ş. vekili, davalı Vergi Dairesi Başkanlığı vekili, davalı Metin Artukoğlu vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, davacı yararına icra takibine konu alacaklar toplamı üzerinden vekalet ücreti ve harca hükmedilmiştir. Burada dava değerinin ne olduğu hususunun saptanması gerekir. Kesinleşmiş bir icra takibinin konusu olan belli bir para alacağının ödenmesini sağlamak için bu yolda talepte bulunana alacaklı lehine, söz konusu alacağı karşılayacak miktar ve değerdeki borçluya ait mal ve haklara icra müdürü tarafından hukuken el konulması olarak tanımlanan kesin hacizde haciz alacaklısı üzerine haciz koydurduğu hak ve alacaklar üzerinden alacağına ulaşmaya çalışır. Hemen belirtmek gerekirki üzerine haciz konulan taşınmaz ancak değeri kadar miktar ile borcu karşılayabilir. Bir diğer yönden değerlendirme yaptığımızda da şerhin terkinini isteyen kişi mülkiyetinde olan taşınmazın haciz alacağının karşılanması için taşınmazının satışını şerhin terkini ile engellemeye çalışmakta ve mülkiyet hakkını korumak istemektedir.
Kısaca söylemek gerekirse, haciz şerhlerinin terkinine karar verildiğine göre, alacak tutarları toplamı ile dava konusu taşınmaz malın değerinden hangisi az ise, o değer üzerinden nispi oranda karar harcı alınması ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir.
Mahkemece bu yön gözardı edilerek icra takibine konu alacakların tamamı üzerinden nispi harca ve vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Ayrıca, Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince Hazine harçtan muaf olduğu halde davalı Hazine'nin harçla yükümlü tutulması da doğru değildir." gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
D. Mahkemece İkinci Bozma İlamına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 30.03.2023 tarihli ve 2021/70 Esas, 2023/148 Karar sayılı kararı ile davacı lehine dava konusu taşınmaz kaydına 19.08.2009 tarihinde işlenen ihtiyati tedbir şerhinden sonra konulan davalı-alacaklılar lehine olan şerhlerin terkinine karar vermek gerektiği kanaatine varıldığı, Yargıtay bozma ilamı gereğince terkinine karar verilen şerhlerin ayrı ayrı açıkça gösterdiği, alacak tutarları toplamı ile dava konusu taşınmaz malın değerinden hangisi az ise, o değer üzerinden nispi oranda karar harcı alınması ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile taşınmazın dava tarihindeki değeri olan 260.000,00 TL üzerinden harç ve vekalet ücreti takdir edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
E. Tavzih Kararı
Mahkemece, 29.05.2023 tarihli tavzih kararı ile hükmün yargılama giderlerini kapsayan bentlerine davalı Bakırköy Vergi Dairesi Müdürlüğü eklenmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına ve tavzih kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı Metin Artukoğlu vekili karara yönelik temyiz dilekçesinde özetle; haciz tarihinde tapunun takip borçlusu adına kayıtlı olduğunu, geçici koruma sağlayan tedbirin hacize etkisi olamayacağını, davacının tapuyu muvazaalı işlemle geri aldığını ileri sürmüştür.
2. Davalı Bakırköy Vergi Dairesi Müdürlüğü vekili karara ve tavzih kararına karşı temyiz dilekçelerinde özetle; taşınmazın değerinin düşük hesaplandığını, davanın açılmasında kusurlu olmadıklarını, tavzih kararı ile hükme ekleme yapılmasının doğru olmadığını, vekalet ücretinin nispi değil maktu alınması gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, haciz şerhinin terkini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun 326 ve 305 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
3. Mahkemece verilen 29.05.2023 tarihli tavzih kararına gelince; 6100 sayılı Kanun'un 326 ıncı maddesinde "yargılama giderlerinden sorumluluk" başlıklı düzenleme gereğince, aynı Kanun'un 305 inci maddesine göre karar başlığında davalı olarak görünen ve aleyhine hüküm verilen Bakırköy Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün hükmün yargılama giderlerine ilişkin fıkralarına davalı olarak eklenmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Bir kısım davalılar vekillerinin asıl karara karşı temyiz itirazlarının "V-C-3.1.-3.2." bendindeki açıklamalar nedeniyle reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı Bakırköy Veri Dairesi Müdürlüğü vekilinin 29.05.2023 tarihli tavzih kararına karşı temyiz itirazlarının "V-C-3.3." bendindeki açıklamalar nedeniyle reddi ile usul ve kanuna uygun olan tavzih kararının ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
09.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Hikmet Onat Suna Türe Gülfem Saygılı Ramazan Ülger Bayram Şen