KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

TEBLİGATIN GEÇERSİZLİĞİNİN İLERİ SÜRÜLMEMESİ USULSÜZ TEBLİGATI KENDİLİĞİNDEN GEÇERLİ HALE GETİRMEZ.

T.C.
Y A R G I T A Y
2. Hukuk Dairesi

ESAS NO:           KARAR NO:
2021/970              2021/2585

TÜRK MİLLETİ ADINA

Y A R G I T A Y   İ L A M I

DAVA TÜRÜ                  : Boşanma
TEMYİZ EDEN              : Davalı

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen manevi tazminat, yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak görülen boşanma davasında ilk derece mahkemesince boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve kadın yararına hükmedilen nafakalar, davalı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince “dava dilekçesi 15/12/2016 tarihinde davalıya usulsüz tebliğ edilmiş, davalı vekili 30/12/2016 tarihinde cevap vermiş, cevap dilekçesinde usulsüz tebligattan bahsedilmediğinden davalının yasal süreden sonra cevap verdiği kabul edilerek boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının tam kusurlu olduğu” gerekçesiyle, hükmün gerekçesinin düzeltilmesine, erkek yararına 5.000,00 TL. manevi tazminata, davalı kadının feri talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir

Dava dilekçesi, mahkeme tarafından davalıya tebliğ edilir (HMK m. 122). Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ya da davalının cevap vermemesi halinde beklenmeksizin mahkemece ön inceleme duruşma günü belirlenir ve taraflar ön inceleme duruşmasına davet edilir (HMK m. 139). Dava dilekçesi, davalı kadının doğrudan mernis adresinde Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmiştir. Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır (Tebligat Kanunu m. 10/1). Adres kayıt sisteminde bulunan adresin bilinen en son adres olarak kabul edilebilmesi için bilinen en son adrese tebligat yapılamamış olması veya bu adresin tebliğe elverişli olmaması halinde mümkündür. Bilinen en son adresin tebliğe elverişli olmadığı anlaşılmadan veya bu adreste tebligat yapılamadığı görülmeden doğrudan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde Tebligat Kanunu 21/2 gereğince tebligatın yapılması, yapılan tebligatı usulsüz kılar (Tebligat Kanunu m. 10/2). Bu bakımdan dava dilekçesinin, tebligat zarfında davalının bilinen adresine tebliğ için gönderilmesi, şayet tebligatın yapılamaması halinde Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesi uyarınca sistemdeki adresin bilinen son adres olduğu kabul edilerek buna göre tebligatın çıkarılması, bu şekilde davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gerekmektedir. Davalı kadına dava dilekçesinin tebliği usulsüz olup, usulsüz tebligat cevap süresini başlatmayacağından davalı tarafın dosyaya sunduğu 30.12.2016 tarihli dilekçe cevap dilekçesi niteliğinde olup, davalı kadının cevap dilekçesinin de dikkate alınması gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas: 1991/12-258 Karar: 1991/344 kararında vurgulanmak istenen öğrenme tarihinin bildirildiği durumlarda bu tarihin geçerli olacağı hususudur. Davalı kadın tarafından cevap dilekçesinde tebligatın geçersizliğinin ileri sürülmemiş olması veya bir öğrenme tarihinin bildirilmemiş olması usulsüz yapılan tebligatı kendiliğinden geçerli hale getirmez. Davalı kadının cevap dilekçesinin süresinde olduğunun kabulü ile davacı erkek tarafından açılan ve ret ile sonuçlanan davanın da değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 24.03.2021 (Çar.)

Başkan                        Üye                     Üye               Üye                    Üye
Ömer Uğur Gençcan   Sedat Demirtaş   Harun Can    Erdem Şimşek   Hatıran Alper