KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

TENKİS DAVASININ VARLIĞI MUHDESATIN AİDİYETİ TESPİTİ DAVASI İÇİN HUKUKÎ YARAR DAVA ŞARTINI İÇERMEKTEDİR.

T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2022/5109
Karar No      : 2023/5622

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       : 
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 05.07.2022
SAYISI                                 : 2022/279 E., 2022/1039 K.

Taraflar arasındaki muhdesat aidiyetinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; muhdesat aidiyetinin tespitini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı asil Gülhizar A., Aynur T. ve Döndü Y. ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçesinde; davanın reddini istemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; muhdesat aidiyetinin tespiti davası açabilmek için derdest ortaklığın giderilmesi davası, kentsel dönüşüm işlemi ya da kamulaştırma işlemi bulunması gerektiğini, davacının ise Çaycuma 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/481 Esas sayılı dosyası ile görülen tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis talebine dayandığı gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Müvekkilin davacı olduğu aynı mahkemenin 2017/481 Esas sayılı dosyasında muhdesatın aidiyeti ile ilgili olarak dava açmak üzere süre verilmesi sonrasında eldeki davanın açıldığını, hukuki yarar bulunduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafın tespit davası açılmasında hukuki yararının bulunmadığı dikkate alınarak İlk Derece Mahkemesince davacının davasının hukuki yarar yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiş olmasında usul ve esas ve de dosya kapsamı/içeriği yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 s. HMK' nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

İstinaf başvuru dilekçesindeki sebeplerle hüküm temyiz edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Bilindiği üzere ve kural olarak tespit davalarında; tespit davası açanın hukuki yararının varlığı gerekir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 106 ncı maddesinin 2 nci fıkrasında “tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır” denilmektedir.

3. 6100 sayılı Kanunun 114 üncü maddesinin (h) bendine göre davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartıdır. Aynı Kanun'un 115 inci maddesi uyarınca mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır ve dava şartı noksanlığının tespiti halinde davanın usulden reddine karar verir.

4. Öğretide ve Yargıtay’ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesat aidiyetinin tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ilgili maddeleri şöyledir:

“A. Taşınmaz mülkiyetinin içeriği

III. Arazideki yapılar

1. Arazi ve yapı malzemesi

b. Tazminat

Madde 723- Malzeme sökülüp alınmazsa arazi maliki, malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür.

Yapıyı yaptıran arazi maliki iyiniyetli değilse hâkim, malzeme sahibinin uğradığı zararın tamamının tazmin edilmesine karar verebilir.

Yapıyı yaptıran malzeme sahibi iyiniyetli değilse, hâkimin hükmedeceği miktar bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyebilir.

IV. Araziye dikilen fidanlar

Madde 729- Bir kimse başkasının fidanını kendi arazisine ya da kendisinin veya bir üçüncü kişinin fidanını başkasının arazisine dikerse, başkasının malzemesini kullanarak yapılan yapılara veya taşınır yapılara ilişkin hükümler bunlar hakkında da uygulanır. Ağaçlar ve ormanlar üst hakkına konu olamaz.”

5. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 560 ıncı maddesi şöyledir:

"Saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler.

Yasal mirasçıların paylarına ilişkin olarak tasarrufta yer alan kurallar, mirasbırakanın arzusunun başka türlü olduğu tasarruftan anlaşılmadıkça, sadece paylaştırma kuralları sayılır."

6. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 564 üncü maddesi şöyledir:

"Değerinde azalma meydana gelmeksizin bölünmesine olanak bulunmayan belirli bir mal vasiyeti tenkise tâbi olursa, vasiyet alacaklısı, dilerse tenkisi gereken kısmın değerini ödeyerek malın verilmesini, dilerse tasarruf edilebilir kısmın değerini karşılayan parayı isteyebilir.

Tasarruf konusu malın vasiyet alacaklısında kalması durumunda, malın tenkis sebebiyle vasiyet borçlusuna verilmesi gereken, aksi hâlde tasarruf oranı içinde kalan kısmının karar günündeki değerinin para olarak ödetilmesine karar verilir.

Bu kurallar, sağlararası kazandırmaların tenkisinde de uygulanır"

3. Değerlendirme

1. Dava konusu uyuşmazlık muhdesat aidiyeti istemine ilişkin olup Çaycuma 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/481 Esas sayılı tenkis ve tapu iptali ve tescil davasında verilen ara karara dayanılarak eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.

2. Taşınmazlarda her ne kadar muhdesat arza tabi ise de; tenkis davalarında murisin terekesinin aktif ve pasif varlıklarıyla bir bütün olarak tespit edilmesi; net tereke belirlenip sabit tenkis oranının saptanması gerekmektedir. Davacının muhdesatın aidiyeti tespiti yönünde mahkemece verilen yetki üzerine eldeki davayı açtığı da nazara alındığında davacının dava açmakta hukuki yararı bulunduğu açıktır. Bu durumda mahkemece işin esası bakımından toplanan ve toplanacak deliller değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi hükmün bozulmasını gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

Başkan V.        Üye                            Üye                 Üye                    Üye 
Suna Türe        Sevinç Türközmen     Suat Arslan      Mustafa Erol      Necmi Apaydın

İÇTİHAT YORUMU : Bir davadaki hukukî yararı birkaç dava türüne indirgeyerek başka bir ifadeyle (ortaklığın giderilmesi, kamulaştırma işlemi veya kentsel dönüşüm uygulaması gibi bir ifadeyle) formülize ederek belirlemek hakkaniyete uygun sonuçlar doğuramaz. Kanımızca, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin, Yargıtay’ın genel ve hatalı uygulamasından saparak verdiği 22 Kasım 2023 tarihli kararı sonuç olarak yerindedir. Ancak, ek gerekçesine katılmak mümkün değildir. Şayet, mahkemenin verdiği yetkiye dayanarak muhdesatın aidiyeti davası açmak için hukukî yarar açısından gerekçe olamaz. Kaldı ki, Türkiye sınırları içerisinde bulunan bir mahkemenin yetki vermesine rağmen diğer bir mahkemenin takdirine göre yetki verilmemesi durumunda hakka erişim konusunda yeknesak bir çözüm sunulamayacaktır. 2013 yılından beri istikrarlı bir şekilde ileri sürdüğümüz görüşe göre, muhdesatın tabi bulunduğu taşınmaza ilişkin “yenilik doğurucu” bir işlem veya dava mevcut ise muhdesatın aidiyeti tespiti davası açısından hukukî yarar dava şartı karşılanacaktır. 2013 yılında yayımlanan makalemizde tenkis davası özelinde örnek vermiş ve böyle bir durumda “yenilik doğurucu” dava şartını karşılayan tenkis davasının açılması durumunda da hukukî yarar dava şartının mevcut olduğunu belirtmiştik.

“Yargıtay Kararları’nda belirtilen iki durum da (ortaklığın giderilmesi davası veya kamulaştırma işlemi) muhdesatın tabi bulunduğu taşınmaz açısından yenilik doğurucu bir durum yaratacaktır. Oysa ki, muhdesatın tabi bulunduğu taşınmaz ile ilgili tenkis (önalım, gerialım veya başka bir yenilik doğurucu durum mevcut ise) davası söz konusu olduğundan tenkis davası sonucunda verilecek karar taşınmaz için yenilik doğurucu bir hak yaratacağından ve de muhdesat sahibinin hakkı da tehlikede olduğundan ötürü muhdesat sahibinin, muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açmasında hukukî yararı mevcuttur.” (KARAMERCAN, Fatih, Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davalarında Hukukî Yarar Olgusu ve Yargıtay'ın Yorumu (Arsa Üzerinde Başkasına Ait Taşınmaz (Muhdesat), İstanbul Barosu Dergisi, C: 87, S: 6, Y: 2013, s. 249-256)

Makale için bkz.

https://bit.ly/3NefoIg