YETKİ BELGESİ İLE DURUŞMAYA KATILAN VEKİLE TEBLİGAT YAPILMASI USULÜNE UYGUNDUR.
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5069
KARAR NO : 2021/5616
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
TARİHİ : 24/05/2021
NUMARASI : 2021/681 - 2021/803
DAVACI : E.H.
VEKİLİ : AV. V.E.
DAVALI : S. MÜHENDİSLİK MİMARLIK İNŞAAT HARİTA TAŞIMACILIK TAAHHÜT
MADENCİLİK SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ
VEKİLİ : AV. E.K.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ordu 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 10.02.2021 tarih ve 2020/83 E. - 2021/14 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nce verilen 24.05.2021 tarih ve 2021/681 E. - 2021/803 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Arzunur Hacıhafızoğlu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, ortağı olduğu davalı şirketin 17.11.2018 tarihli genel kurul kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunu inceleyen Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11/2 maddesinde "vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı, vekilin birden çok olması durumunda bunlardan birine tebligat yapılmasının yeterli olduğu, tebligatın birden fazla vekile yapılması durumunda, bunlardan ilkine yapılan tebliğin asıl tebliğ tarihi sayıldığı" öngörülmüştür.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 56/5 maddesinde de "Avukatlar veya avukatlık ortaklığının başkasını tevkil etme yetkisini haiz oldukları bütün vekaletnamelerini kapsayacak şeklinde bir başka avukata veya avukatlık ortaklığına vekaletname yerine geçen yetki belgesi verebilecekleri, bu yetki belgesinin vekaletname hükmünde olduğu" düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafından Av. H.E.G.'ye Ordu 5. Noterliği'nden verilen 02.12.2016 tarihli vekaletname tevkil yetkisini haiz olup adı geçen vekil tarafından Av. V.E.'a verilen yetki belgesinin süreli olduğuna ilişkin herhangi bir kayıt içermemektedir.
İlk Derece Mahkemesince verilen gerekçeli karar adı geçen vekile 14.03.2021 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilmiş, karar HMK 345/1 maddesinde öngörülen iki haftalık süre içinde istinaf edilmediğinden kesinleşmiştir.
Av. H.E.G.'nün 02.04.2021 tarihli dilekçesiyle karar duruşmasına süreli yetki ile Avukat V.E.'un katıldığı, dosyada vekilin kendisi olduğu belirtilerek gerekçeli kararın kendisine tebliği talebi ile kararın tebliği üzerine adı geçen vekil tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Oysa ilk Derece Mahkemesi kararının Av. V.E.'a tebliği geçerli olup karar aleyhinde süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmamıştır. Kanun yoluna başvuru süreleri hakim tarafından değiştirilmesi mümkün olmayan, kamu düzeni ile ilgili re'sen gözetilmesi gereken kesin sürelerden olduğundan sonraki tarihli tebligat istinaf başvuru süresini ihya etmemektedir.
Bu halde Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı HMK 352-1/c maddesi gereğince yapılacak ön inceleme sonucunda başvurunun süresinde yapılmaması nedeniyle öncelikle gerekli kararın verilmesi gerekirken yazılı şekilde davacı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenerek başvurunun esastan reddine karar verilmesi doğru olmamış, Bölge Adliye Mahkemesi kararının re'sen bozulması gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin bölge adliye mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazlarının bozma sebebine göre incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının re’sen BOZULARAK KALDIRILMASINA, (2). bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının bozma sebebine göre incelenmesine yer olmadığına, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 21/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Vekili Üye Üye Üye Üye
M. Umur A. ORHAN A. TUNCAY E. S. BAYDAR Dr. A. ASLAN
TARHAN
BİLGİ : “Dosyayı takip eden vekil yerine vekaletnamede ismi yazılı dosyayı takip etmeyen diğer vekile tebligat yapılması usulsüzdür” şeklindeki Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 01 Kasım 2021 tarihli kararı için bkz.
YETKİ BELGESİ İLE DURUŞMAYA KATILAN VEKİLE TEBLİGAT YAPILMASI USULÜNE UYGUNDUR.
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5069
KARAR NO : 2021/5616
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
TARİHİ : 24/05/2021
NUMARASI : 2021/681 - 2021/803
DAVACI : E.H.
VEKİLİ : AV. V.E.
DAVALI : S. MÜHENDİSLİK MİMARLIK İNŞAAT HARİTA TAŞIMACILIK TAAHHÜT
MADENCİLİK SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ
VEKİLİ : AV. E.K.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ordu 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 10.02.2021 tarih ve 2020/83 E. - 2021/14 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nce verilen 24.05.2021 tarih ve 2021/681 E. - 2021/803 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Arzunur Hacıhafızoğlu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, ortağı olduğu davalı şirketin 17.11.2018 tarihli genel kurul kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunu inceleyen Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11/2 maddesinde "vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı, vekilin birden çok olması durumunda bunlardan birine tebligat yapılmasının yeterli olduğu, tebligatın birden fazla vekile yapılması durumunda, bunlardan ilkine yapılan tebliğin asıl tebliğ tarihi sayıldığı" öngörülmüştür.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 56/5 maddesinde de "Avukatlar veya avukatlık ortaklığının başkasını tevkil etme yetkisini haiz oldukları bütün vekaletnamelerini kapsayacak şeklinde bir başka avukata veya avukatlık ortaklığına vekaletname yerine geçen yetki belgesi verebilecekleri, bu yetki belgesinin vekaletname hükmünde olduğu" düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafından Av. H.E.G.'ye Ordu 5. Noterliği'nden verilen 02.12.2016 tarihli vekaletname tevkil yetkisini haiz olup adı geçen vekil tarafından Av. V.E.'a verilen yetki belgesinin süreli olduğuna ilişkin herhangi bir kayıt içermemektedir.
İlk Derece Mahkemesince verilen gerekçeli karar adı geçen vekile 14.03.2021 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilmiş, karar HMK 345/1 maddesinde öngörülen iki haftalık süre içinde istinaf edilmediğinden kesinleşmiştir.
Av. H.E.G.'nün 02.04.2021 tarihli dilekçesiyle karar duruşmasına süreli yetki ile Avukat V.E.'un katıldığı, dosyada vekilin kendisi olduğu belirtilerek gerekçeli kararın kendisine tebliği talebi ile kararın tebliği üzerine adı geçen vekil tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Oysa ilk Derece Mahkemesi kararının Av. V.E.'a tebliği geçerli olup karar aleyhinde süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmamıştır. Kanun yoluna başvuru süreleri hakim tarafından değiştirilmesi mümkün olmayan, kamu düzeni ile ilgili re'sen gözetilmesi gereken kesin sürelerden olduğundan sonraki tarihli tebligat istinaf başvuru süresini ihya etmemektedir.
Bu halde Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı HMK 352-1/c maddesi gereğince yapılacak ön inceleme sonucunda başvurunun süresinde yapılmaması nedeniyle öncelikle gerekli kararın verilmesi gerekirken yazılı şekilde davacı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenerek başvurunun esastan reddine karar verilmesi doğru olmamış, Bölge Adliye Mahkemesi kararının re'sen bozulması gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin bölge adliye mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazlarının bozma sebebine göre incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının re’sen BOZULARAK KALDIRILMASINA, (2). bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının bozma sebebine göre incelenmesine yer olmadığına, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 21/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Vekili Üye Üye Üye Üye
M. Umur A. ORHAN A. TUNCAY E. S. BAYDAR Dr. A. ASLAN
TARHAN
BİLGİ : “Dosyayı takip eden vekil yerine vekaletnamede ismi yazılı dosyayı takip etmeyen diğer vekile tebligat yapılması usulsüzdür” şeklindeki Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 01 Kasım 2021 tarihli kararı için bkz.