BELİRSİZ ALACAK DAVASININ ŞARTLARINI TAŞIMAYAN DAVA, KISMÎ DAVA OLARAK NİTELENDİRİLİP YARGILAMANIN AŞAMALARINDA TAMAMEN ISLAHLA TAM EDA DAVASINA DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR.
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/1236
Karar No : 2024/4586
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 22.12.2022
SAYISI : 2022/2774 Esas, 2022/2788 Karar
BAM kararı davalı vekiline 14.01.2023 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz başvuru dilekçesi 24.01.2023 tarihinde sunulmuş olup süresindedir.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; mülkiyeti müvekkiline ait davalı tarafından don hasar teminat poliçeli Kayseri ili, Yeşilhisar İlçesi, Merkez Kovalı köyü, 1635 parsel nolu arazide GOLDEN cinsi (TARSİM-AXA Sigorta A.Ş. - Poliçe, No:11736763),1635 parsel nolu arazide Starking Delicious cinsi (TARSİM-AXA Sigorta A.Ş. - Poliçe, No:11736720), 2496 parsel nolu arazide GOLDEN cinsi (TARSİM-Zurich Sigorta A.Ş. - Poliçe, No:11657000), 2496 parsel nolu arazide Starking Delicious cinsi (TARSİM-Zurich Sigorta A.Ş. - Poliçe, No:11657305), 2225 parsel nolu arazide Starking Delicious cinsi (TARSİM-Zurich Sigorta A.Ş. - Poliçe, No:11753914),2227 parsel nolu arazide Starking Delicious cinsi (TARSİM-Zurich Sigorta A.Ş. - Poliçe, No:11753983),2228 parsel nolu arazide Starking Delicious cinsi (TARSİM-Zurich Sigorta A.Ş. - Poliçe, No:11753957),1634 parsel nolu arazide GOLDEN cinsi (TARSİM-Ziraat Sigorta A.Ş. - Poliçe, No:11855945) elma üretimi yaptığını, 23.04.2019 tarihinde müvekkilinin bahçelerinin bulunduğu Yeşilhisar ilçesinin Kovalı köyünde hava sıcaklığının 0 derecenin altına indiğini, müvekkilinin bahçelerinde don olayı meydana geldiğini, nisan ayının üçüncü haftasında elma ağaçlarının çiçeklenme döneminde meydana gelen don olayının ağaçlardaki çiçekleri yaktığını, meyvelere dönüşecek çiçeklere zarar verdiğini, 23.04.2019 tarihinde don hasarı meydana geldikten sonra 29.04.2019 ve 30.04.2019 tarihlerinde bütün zarar gören sigortalı araziler yönünden ihbar süresi içerisinde (10 gün) davalıya ihbar yapıldığını, ödemenin reddedildiğini, delil tespiti ile dosyaya giren bilirkişi raporu ile de bu hususun tespit edildiğini belirterek don hasarı sebebiyle bahçelerde meydana gelen maddi zararın bilirkişiler tarafından hesaplanarak temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesini, 2019/35 D.iş sayılı dosyada yapılan yargılama gideri olan 1.192,30 TL nin ve dosyada lehlerine hükmedilen 660 TL vekalet ücretinin karşı taraftan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacını aktif husumetinin olmadığını, dava konusu ürünlerde don hasarı olmadığını, buna dair tespit yapıldığını, don hasarına uğrayan çiçeklerde kahverengi ve haşlanmış bir görüntü olması gerekirken bu belirtilerin bulunmadığını, 7 ay sonra yapılan inceleme ile don hasarının tespitinin mümkün olmadığını, don hasarı tespitinin en geç 10-15 gün içinde yapılması gerektiğini, tazminat ödenmesine karar verilmesi halinde prim iadesinin mahsubunun gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile avacının elma bahçelerinde 23.04.2019 tarihinde meydana gelen don olayı nedeniyle verim kaybı oluştuğu, oluşan bu verim kaybı ve zarardan TARSİM bitkisel ürün sigortası poliçesi kapsamında davalının sorumluluğunun bulunduğu, hasat tarihi olan 15.102019 ve dava tarihi olan 18.02.2021 tarihi itibariyle 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, temerrüdün hasat tarihinde oluştuğu bu sebeple faiz başlangıcının hasat tarihi ve aradaki ilişkinin ticari olması nedeniyle de uygulanması gereken faiz türünün avans olması gerektiği kanaatine varıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Açılan davanın kabulü ile 122.481,88 TL'nin 15.10.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davayı kabul anlamına gelmemek üzere, davacının ıslah talebine zamanaşımı yönünden itiraz ettiklerini, genel şartların ilgili maddesinden ve yerleşik Yargıtay içtihadından anlaşılacağı üzere poliçe ile ilgili alacak taleplerinin en erken hasat tarihinde muaccel olduğunu, Genel Şartlar'ın B.7 maddesi ve Türk Ticaret Kanunu'nun 1420. maddesine göre Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigorta poliçesinden doğan alacakların hasat tarihinden itibaren 2 yıl geçmekle zamanaşımına uğradığını, Dava konusu poliçelerde belirlenen hasat tarihi itibariyle (15.10.2019) 2 yıllık zamanaşımının geçtiğini, davacının ıslah talebinin zamanaşımı geçtikten sonra yapıldığından hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere, davacının taleplerinin reddi gerekirken kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkeme kararı poliçe hükümlerine, yasaya, usule ve dosya münderecatına aykırı olduğunu, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, bilirkişi raporunda poliçe teminatı kapsamına ilişkin hiçbir inceleme bulunmadığını, davacının talebinin poliçe teminatı dışında olduğunu, müvekkili kurumun hiçbir tazminat ödeme yükümlüğünün olmadığını, tüm işlemlerin poliçe hükümlerine ve sair mevzuata uygun olarak gerçekleştirildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun poliçe hükümlerine aykırı olduğunu, itirazlarının karşılıksız kaldığını, tek rapor üzerinden hükme varıldığını, kesinlikle kabul manasına gelmemek üzere davacının teminat dışı taleplerine itiraz ettiklerini, müvekkili kurumun sorumluluğunun poliçe hükümleriyle sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin kar amacı gütmeyen bir sigorta havuzu işletmecisi olduğunu, yapılan tüm hesaplamalar genel şartlar ve yargıtay kararlarında belirtildiği gibi yapıldığını, bu nedenle de işbu itiraza konu bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın tamamen hatalı olduğunu, ilgili hesaplamanın genel şartlara göre yapılması gerektiğini, bilirkişilerce rapora esas alınan D.İş tespit raporunda don etkisinin tespit edilmiş olmasının bilimsel olarak mümkün olmadığını, don zararının tespit edilebilmesi için kontrollerin don olayından hemen sonra 2-3 gün içerisinde yapılması gerekmekte olup bu sürenin maksimum 1 hafta olduğunu, bu sürelerden sonra yapılan kontrollerde don zararının neden olduğu meyve dökümleri ile bakım koşulları, rüzgar, hastalık, zararlı veya başka nedenlerden dolayı meydana gelen meyve dökülmelerinin birbirinden ayırt edilmesinin bilimsel olarak mümkün olmadığını, çiçeklenme döneminde don hasarına uğrayan çiçeklerin taç yapraklarında kahverengileşme ve haşlanmış bir görüntünün olması gerekirken, çekilen fotoğraflarda bu duruma ait belirtilerin bulunmadığını, meyve tutumunun gerçekleştiği ağaçlarda ise zarar gören kısımların, erkek çiçek saplarının kahverengileşmesi ya da kararması don hasarının belirtisi olduğunu, eksperler tarafından don olayından 2 gün sonra yapılan incelemelerde, don hasarı emarelerinin olmadığının tespit edildiğini ve fotoğraflarla kayıt altına alındığını, çok sayıda fotoğraf delileri arasında dosyaya ibraz edildiğini, ancak bilirkişilerin bu fotoğrafları hiç incelemediğini, komşu bahçelerde don gerçekleşmiş olmasının davacıya ait bahçede don zararı olduğunu gösterdiği iddiasının da tamamen hatalı olduğunu, hava sıcaklığının 0°C altına düşmüş olması don zararının olduğunu göstermediğini, asıl değerlendirilmesi gereken söz konusu bahçede don zararının olup olmadığı olduğunu, don olayının meydana geldiği dönemde ağacın fenolojik durumu, kullanılan çeşitler, bahçenin bulunduğu yer ve yöney, yüksekliği gibi pek çok faktör dondan zararlanma durumu üzerinde etkili olduğunu, komşu bahçelerden birinde don zararının meydana gelmesi, diğer bahçede de don zararı olacağı anlamına gelmediğini, bilirkişilerin bu konudaki görüşlerinin de bilimsel gerçeklerle uyuşmadığını, rapora dayanak alınan d.iş tespit raporu poliçe hükümlerine tamamen aykırı olduğundan delil olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, bilirkişi raporunda D.İş tespit raporunun esas alınarak görüş oluşturulduğunu, müteaddit kereler de belirttikleri üzere değişik iş tespit bilirkişi raporuna itiraz ettiğini, yokluklarında yapılan değişik iş tespit raporunun kurumları aleyhine delil teşkil etme özelliğinin bulunmadığını, Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarının da aynı yönde olduğunu, bilirkişilerin, prim iadesine ilişkin itirazlarının da değerlendirme dışı tuttuklarını, kabul anlamına gelmemek üzere bilirkişilerin müvekkili kurum tarafından gerçekleştirilen prim iadelerini de yapmış oldukları hesaplarında dikkate almadıklarını, bu itirazlarını da değerlendirmediklerini, kaldı ki, davacı tarafından dava konusu bahçelerde don etkisi nedeniyle verim eksikliği gerçekleştiğini ispat eden hiçbir delil sunulmadığını, bilimsel ve teknik olarak, 7 ay sonra, don hasarı tespiti yapılamayacağını, don hasarının belirlenmesinde temel kriterin; yerinde, en kısa sürede ve doğru yöntemle yapılan hasar tespit incelemesi olduğunu, eksperler tarafından doğru yöntemle inceleme yapılarak don hasarı olmadığının tespit edildiğini, kesin delilleri karşısında davacının aldırdığını mesnetsiz ve varsayımlardan ibaret taraflı raporunun hiçbir delil niteliğinin bulunmadığını, davacının iddialarının tamamen haksız ve teminat dışı olduğunu ileri sürerek yerel mahkemenin 2021/498 E. - 2022/783 K. sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sigorta kapsamında meydana geldiği iddia edilen zararın tazmini istemine ilişkindirç.
2. İlgili Hukuk
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1420 inci maddesi.
3. Değerlendirme
Dava, devlet destekli bitkisel ürün sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlık belirsiz alacak olarak açılan davalarda dava açıldıktan sonra yargılama esnasında arttırılan alacak miktarları bakımından zaman aşımı sürelerinin işleyip işlemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107 nci maddesinin 1 inci fıkrasına göre, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklının, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değer belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilmesi mümkündür. Davacı, dava dilekçesiyle davasını belirsiz alacak davası olarak açtığını belirtmişse de davacı taşınmazlarında bulunan elma bahçelerinde meydana gelen don hasarının dava öncesinde mahkemece 2019/35 Değişik iş dosyası ile tespit edildiği, hasarın 180.181.98 TL olarak belirlendiği görülmektedir. Bu nedenle alacak belirli bulunduğundan, davanın belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün değildir. Ancak davanın fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak açılmış olması, dava dilekçesinden, davacının belirli olan alacağının bir kısmını dava ettiğinin açıkça anlaşılması, davacı yanca yapılan ıslahla davanın tam dava haline getirilip harcının da ikmal edilmesi hususları hep bir arada gözetildiğinde davanın kısmi dava olarak açıldığının ve akabinde ıslahla tam davaya dönüştürüldüğünün kabulü gerekir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 25.04.2022 tarih, 2021/6122 Esas, 2022/3370 Karar)
Davacı dava dilekçesiyle 100 TL değer göstermek suretiyle zararın tazmini için belirsiz alacak davası açmış, akabinde 31.08.2022 tarihli ıslah dilekçesiyle müddeabihi 122.481,88 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili, ıslah dilekçesinin kendisine tebliği üzerine, ıslahla artırılan tutar bakımından süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunmuş olup, mahkemece bu talep hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir. Bölge Adliye Mahkemesince davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, belirsiz alacak olarak açılan davalarda dava açıldıktan sonra yargılama esnasında arttırılan alacak miktarları bakımından zaman aşımı sürelerinin işlemeyeceği gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere huzurdaki dava kısmi dava olup, bu nedenle zamanaşımı sadece dava dilekçesiyle talep edilen tutar bakımından kesilecek, dava dilekçesinde talep edilmeyen alacak bakımından ise işlemeye devam edecektir.
Somut olayda, zararın 23.04.2019 tarihinde meydana geldiği, davanın 18.02.2021 tarihinde açıldığı, davanın kısmi dava olduğu, ıslahın ise 31.08.2022 tarihinde yapıldığı gözetildiğinde ıslahla arttırılan miktar bakımından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1420 nci maddesinde belirtilen zamanaşımı süresinin değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın belirsiz alacak davası olduğu, zamanaşımının arttırılan miktar bakımından işlemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
Bozma sebebine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan V. Üye Üye Üye Üye
Hafize Gülgün Dudu İrem Toros Mehmet Tunç Mikail Özdemir Okan Albayrak
Vuraloğlu
BİLGİ : "Belirsiz alacak davasının ıslah yolu ile eda davasına dönüştürülmesi mümkün değildir" şeklindeki Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 20 Ocak 2021 tarihli kararı için bkz.
“Kısmi dava olarak açılan dava tam ıslah yolu ile bile belirsiz alacak davasına dönüştürülemez” şeklindeki Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 14 Eylül 2021 tarihli kararı için bkz.
"HMK döneminde açılmış kısmî dava, tamamen ıslahla bile belirsiz alacak davasına dönüştürülemez" şeklindeki Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 22 Şubat 2024 ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 26 Ocak 2024 tarihli kararı için bkz.
BELİRSİZ ALACAK DAVASININ ŞARTLARINI TAŞIMAYAN DAVA, KISMÎ DAVA OLARAK NİTELENDİRİLİP YARGILAMANIN AŞAMALARINDA TAMAMEN ISLAHLA TAM EDA DAVASINA DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR.
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/1236
Karar No : 2024/4586
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 22.12.2022
SAYISI : 2022/2774 Esas, 2022/2788 Karar
BAM kararı davalı vekiline 14.01.2023 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz başvuru dilekçesi 24.01.2023 tarihinde sunulmuş olup süresindedir.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; mülkiyeti müvekkiline ait davalı tarafından don hasar teminat poliçeli Kayseri ili, Yeşilhisar İlçesi, Merkez Kovalı köyü, 1635 parsel nolu arazide GOLDEN cinsi (TARSİM-AXA Sigorta A.Ş. - Poliçe, No:11736763),1635 parsel nolu arazide Starking Delicious cinsi (TARSİM-AXA Sigorta A.Ş. - Poliçe, No:11736720), 2496 parsel nolu arazide GOLDEN cinsi (TARSİM-Zurich Sigorta A.Ş. - Poliçe, No:11657000), 2496 parsel nolu arazide Starking Delicious cinsi (TARSİM-Zurich Sigorta A.Ş. - Poliçe, No:11657305), 2225 parsel nolu arazide Starking Delicious cinsi (TARSİM-Zurich Sigorta A.Ş. - Poliçe, No:11753914),2227 parsel nolu arazide Starking Delicious cinsi (TARSİM-Zurich Sigorta A.Ş. - Poliçe, No:11753983),2228 parsel nolu arazide Starking Delicious cinsi (TARSİM-Zurich Sigorta A.Ş. - Poliçe, No:11753957),1634 parsel nolu arazide GOLDEN cinsi (TARSİM-Ziraat Sigorta A.Ş. - Poliçe, No:11855945) elma üretimi yaptığını, 23.04.2019 tarihinde müvekkilinin bahçelerinin bulunduğu Yeşilhisar ilçesinin Kovalı köyünde hava sıcaklığının 0 derecenin altına indiğini, müvekkilinin bahçelerinde don olayı meydana geldiğini, nisan ayının üçüncü haftasında elma ağaçlarının çiçeklenme döneminde meydana gelen don olayının ağaçlardaki çiçekleri yaktığını, meyvelere dönüşecek çiçeklere zarar verdiğini, 23.04.2019 tarihinde don hasarı meydana geldikten sonra 29.04.2019 ve 30.04.2019 tarihlerinde bütün zarar gören sigortalı araziler yönünden ihbar süresi içerisinde (10 gün) davalıya ihbar yapıldığını, ödemenin reddedildiğini, delil tespiti ile dosyaya giren bilirkişi raporu ile de bu hususun tespit edildiğini belirterek don hasarı sebebiyle bahçelerde meydana gelen maddi zararın bilirkişiler tarafından hesaplanarak temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesini, 2019/35 D.iş sayılı dosyada yapılan yargılama gideri olan 1.192,30 TL nin ve dosyada lehlerine hükmedilen 660 TL vekalet ücretinin karşı taraftan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacını aktif husumetinin olmadığını, dava konusu ürünlerde don hasarı olmadığını, buna dair tespit yapıldığını, don hasarına uğrayan çiçeklerde kahverengi ve haşlanmış bir görüntü olması gerekirken bu belirtilerin bulunmadığını, 7 ay sonra yapılan inceleme ile don hasarının tespitinin mümkün olmadığını, don hasarı tespitinin en geç 10-15 gün içinde yapılması gerektiğini, tazminat ödenmesine karar verilmesi halinde prim iadesinin mahsubunun gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile avacının elma bahçelerinde 23.04.2019 tarihinde meydana gelen don olayı nedeniyle verim kaybı oluştuğu, oluşan bu verim kaybı ve zarardan TARSİM bitkisel ürün sigortası poliçesi kapsamında davalının sorumluluğunun bulunduğu, hasat tarihi olan 15.102019 ve dava tarihi olan 18.02.2021 tarihi itibariyle 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, temerrüdün hasat tarihinde oluştuğu bu sebeple faiz başlangıcının hasat tarihi ve aradaki ilişkinin ticari olması nedeniyle de uygulanması gereken faiz türünün avans olması gerektiği kanaatine varıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Açılan davanın kabulü ile 122.481,88 TL'nin 15.10.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davayı kabul anlamına gelmemek üzere, davacının ıslah talebine zamanaşımı yönünden itiraz ettiklerini, genel şartların ilgili maddesinden ve yerleşik Yargıtay içtihadından anlaşılacağı üzere poliçe ile ilgili alacak taleplerinin en erken hasat tarihinde muaccel olduğunu, Genel Şartlar'ın B.7 maddesi ve Türk Ticaret Kanunu'nun 1420. maddesine göre Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigorta poliçesinden doğan alacakların hasat tarihinden itibaren 2 yıl geçmekle zamanaşımına uğradığını, Dava konusu poliçelerde belirlenen hasat tarihi itibariyle (15.10.2019) 2 yıllık zamanaşımının geçtiğini, davacının ıslah talebinin zamanaşımı geçtikten sonra yapıldığından hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere, davacının taleplerinin reddi gerekirken kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkeme kararı poliçe hükümlerine, yasaya, usule ve dosya münderecatına aykırı olduğunu, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, bilirkişi raporunda poliçe teminatı kapsamına ilişkin hiçbir inceleme bulunmadığını, davacının talebinin poliçe teminatı dışında olduğunu, müvekkili kurumun hiçbir tazminat ödeme yükümlüğünün olmadığını, tüm işlemlerin poliçe hükümlerine ve sair mevzuata uygun olarak gerçekleştirildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun poliçe hükümlerine aykırı olduğunu, itirazlarının karşılıksız kaldığını, tek rapor üzerinden hükme varıldığını, kesinlikle kabul manasına gelmemek üzere davacının teminat dışı taleplerine itiraz ettiklerini, müvekkili kurumun sorumluluğunun poliçe hükümleriyle sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin kar amacı gütmeyen bir sigorta havuzu işletmecisi olduğunu, yapılan tüm hesaplamalar genel şartlar ve yargıtay kararlarında belirtildiği gibi yapıldığını, bu nedenle de işbu itiraza konu bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın tamamen hatalı olduğunu, ilgili hesaplamanın genel şartlara göre yapılması gerektiğini, bilirkişilerce rapora esas alınan D.İş tespit raporunda don etkisinin tespit edilmiş olmasının bilimsel olarak mümkün olmadığını, don zararının tespit edilebilmesi için kontrollerin don olayından hemen sonra 2-3 gün içerisinde yapılması gerekmekte olup bu sürenin maksimum 1 hafta olduğunu, bu sürelerden sonra yapılan kontrollerde don zararının neden olduğu meyve dökümleri ile bakım koşulları, rüzgar, hastalık, zararlı veya başka nedenlerden dolayı meydana gelen meyve dökülmelerinin birbirinden ayırt edilmesinin bilimsel olarak mümkün olmadığını, çiçeklenme döneminde don hasarına uğrayan çiçeklerin taç yapraklarında kahverengileşme ve haşlanmış bir görüntünün olması gerekirken, çekilen fotoğraflarda bu duruma ait belirtilerin bulunmadığını, meyve tutumunun gerçekleştiği ağaçlarda ise zarar gören kısımların, erkek çiçek saplarının kahverengileşmesi ya da kararması don hasarının belirtisi olduğunu, eksperler tarafından don olayından 2 gün sonra yapılan incelemelerde, don hasarı emarelerinin olmadığının tespit edildiğini ve fotoğraflarla kayıt altına alındığını, çok sayıda fotoğraf delileri arasında dosyaya ibraz edildiğini, ancak bilirkişilerin bu fotoğrafları hiç incelemediğini, komşu bahçelerde don gerçekleşmiş olmasının davacıya ait bahçede don zararı olduğunu gösterdiği iddiasının da tamamen hatalı olduğunu, hava sıcaklığının 0°C altına düşmüş olması don zararının olduğunu göstermediğini, asıl değerlendirilmesi gereken söz konusu bahçede don zararının olup olmadığı olduğunu, don olayının meydana geldiği dönemde ağacın fenolojik durumu, kullanılan çeşitler, bahçenin bulunduğu yer ve yöney, yüksekliği gibi pek çok faktör dondan zararlanma durumu üzerinde etkili olduğunu, komşu bahçelerden birinde don zararının meydana gelmesi, diğer bahçede de don zararı olacağı anlamına gelmediğini, bilirkişilerin bu konudaki görüşlerinin de bilimsel gerçeklerle uyuşmadığını, rapora dayanak alınan d.iş tespit raporu poliçe hükümlerine tamamen aykırı olduğundan delil olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, bilirkişi raporunda D.İş tespit raporunun esas alınarak görüş oluşturulduğunu, müteaddit kereler de belirttikleri üzere değişik iş tespit bilirkişi raporuna itiraz ettiğini, yokluklarında yapılan değişik iş tespit raporunun kurumları aleyhine delil teşkil etme özelliğinin bulunmadığını, Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarının da aynı yönde olduğunu, bilirkişilerin, prim iadesine ilişkin itirazlarının da değerlendirme dışı tuttuklarını, kabul anlamına gelmemek üzere bilirkişilerin müvekkili kurum tarafından gerçekleştirilen prim iadelerini de yapmış oldukları hesaplarında dikkate almadıklarını, bu itirazlarını da değerlendirmediklerini, kaldı ki, davacı tarafından dava konusu bahçelerde don etkisi nedeniyle verim eksikliği gerçekleştiğini ispat eden hiçbir delil sunulmadığını, bilimsel ve teknik olarak, 7 ay sonra, don hasarı tespiti yapılamayacağını, don hasarının belirlenmesinde temel kriterin; yerinde, en kısa sürede ve doğru yöntemle yapılan hasar tespit incelemesi olduğunu, eksperler tarafından doğru yöntemle inceleme yapılarak don hasarı olmadığının tespit edildiğini, kesin delilleri karşısında davacının aldırdığını mesnetsiz ve varsayımlardan ibaret taraflı raporunun hiçbir delil niteliğinin bulunmadığını, davacının iddialarının tamamen haksız ve teminat dışı olduğunu ileri sürerek yerel mahkemenin 2021/498 E. - 2022/783 K. sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sigorta kapsamında meydana geldiği iddia edilen zararın tazmini istemine ilişkindirç.
2. İlgili Hukuk
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1420 inci maddesi.
3. Değerlendirme
Dava, devlet destekli bitkisel ürün sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlık belirsiz alacak olarak açılan davalarda dava açıldıktan sonra yargılama esnasında arttırılan alacak miktarları bakımından zaman aşımı sürelerinin işleyip işlemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107 nci maddesinin 1 inci fıkrasına göre, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklının, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değer belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilmesi mümkündür. Davacı, dava dilekçesiyle davasını belirsiz alacak davası olarak açtığını belirtmişse de davacı taşınmazlarında bulunan elma bahçelerinde meydana gelen don hasarının dava öncesinde mahkemece 2019/35 Değişik iş dosyası ile tespit edildiği, hasarın 180.181.98 TL olarak belirlendiği görülmektedir. Bu nedenle alacak belirli bulunduğundan, davanın belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün değildir. Ancak davanın fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak açılmış olması, dava dilekçesinden, davacının belirli olan alacağının bir kısmını dava ettiğinin açıkça anlaşılması, davacı yanca yapılan ıslahla davanın tam dava haline getirilip harcının da ikmal edilmesi hususları hep bir arada gözetildiğinde davanın kısmi dava olarak açıldığının ve akabinde ıslahla tam davaya dönüştürüldüğünün kabulü gerekir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 25.04.2022 tarih, 2021/6122 Esas, 2022/3370 Karar)
Davacı dava dilekçesiyle 100 TL değer göstermek suretiyle zararın tazmini için belirsiz alacak davası açmış, akabinde 31.08.2022 tarihli ıslah dilekçesiyle müddeabihi 122.481,88 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili, ıslah dilekçesinin kendisine tebliği üzerine, ıslahla artırılan tutar bakımından süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunmuş olup, mahkemece bu talep hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir. Bölge Adliye Mahkemesince davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, belirsiz alacak olarak açılan davalarda dava açıldıktan sonra yargılama esnasında arttırılan alacak miktarları bakımından zaman aşımı sürelerinin işlemeyeceği gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere huzurdaki dava kısmi dava olup, bu nedenle zamanaşımı sadece dava dilekçesiyle talep edilen tutar bakımından kesilecek, dava dilekçesinde talep edilmeyen alacak bakımından ise işlemeye devam edecektir.
Somut olayda, zararın 23.04.2019 tarihinde meydana geldiği, davanın 18.02.2021 tarihinde açıldığı, davanın kısmi dava olduğu, ıslahın ise 31.08.2022 tarihinde yapıldığı gözetildiğinde ıslahla arttırılan miktar bakımından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1420 nci maddesinde belirtilen zamanaşımı süresinin değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın belirsiz alacak davası olduğu, zamanaşımının arttırılan miktar bakımından işlemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
Bozma sebebine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan V. Üye Üye Üye Üye
Hafize Gülgün Dudu İrem Toros Mehmet Tunç Mikail Özdemir Okan Albayrak
Vuraloğlu
BİLGİ : "Belirsiz alacak davasının ıslah yolu ile eda davasına dönüştürülmesi mümkün değildir" şeklindeki Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 20 Ocak 2021 tarihli kararı için bkz.
“Kısmi dava olarak açılan dava tam ıslah yolu ile bile belirsiz alacak davasına dönüştürülemez” şeklindeki Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 14 Eylül 2021 tarihli kararı için bkz.
"HMK döneminde açılmış kısmî dava, tamamen ıslahla bile belirsiz alacak davasına dönüştürülemez" şeklindeki Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 22 Şubat 2024 ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 26 Ocak 2024 tarihli kararı için bkz.