DAVACININ SADECE MAHKUM OLAN DAVALININ TAŞINMAZ VE ARAÇLARI ELİNDEN ÇIKARDIĞINDAN BAHİSLE TBK 19 HÜKMÜNDE DAYANMAKSIZIN DAVA AÇMASINDA HUKUKİ YARARI YOKTUR.
T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/621
Karar No : 2023/12788
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27.10.2022
SAYISI : 2021/194 Esas - 2022/480
Taraflar arasında muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ve araç bedellerinin tazmini davasında verilen karar ile ilgili yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı Hatice Y. ve Hüseyin Z. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin kuyumculuk yaptığını, müvekkilinin yanında çalışan davalı Orhan T. ile dava dışı Hakan A.’ın 38 kg altın karşılığı parayı zimmetlerine geçirdiklerini, davalı Orhan’ın bu paraların bir kısmı ile dava konusu edilen taşınmaz ve araçları satın alarak birlikte yaşadığı diğer davalı Hatice Y. adına tescil ettiğini, zimmet suçundan davalı Orhan ile dava dışı Hakan'ın yargılanıp mahkum olduklarını davalı Hatice Y.'ın yargılama sırasında dava konusu edilen taşınmazı davalı Hüseyin Z.'e, dava konusu araçları da da elden çıkararak dava dışı kişilere devrettiğini belirterek zimmet sonucu elde edilen parayla taşınmaz ve araçlar alındığı için yapılan işlemlerin muvazaalı olduğundan bahisle taşınmaz ve aracın kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tesciline, araçların elden çıkmış olması halinde bedelinin tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1- Davalı Hatice Y. vekili cevap dilekçesinde; davanın müvekkiline yöneltilmesinin doğru olmadığını, müvekkilinin hakkında ceza davası açılmadığı gibi mesleğinin oryantellik olduğunu, bu yolla kazanç sağlayarak malvarlığı edindiğini, ayrıca müvekkilinin boşandığı eşinden haricen tazminat aldığı için gelirinin iyi olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
2- Davalı Hüseyin Z. vekili cevap dilekçesinde; davacının tüm taleplerinin zaman aşımına uğradığını, müvekkilinin tarafların hiçbirini tanımadığını, taşınmazı davalı Hatice'den iyi niyetli olarak devraldığını, 175.000,00 TL'yi bankadan havale ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
3- Davalı Orhan T.; davaya cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 05.12.2018 tarihli ve 2018/2235 Esas, 2018/2453 Karar sayılı ilamı ile muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 25.03.2021 tarihli ve 2020/1839 Esas, 2021/1433 Karar sayılı ilamı ile dava konusu taşınmaz ve aracın Orhan T. tarafından davalıya devredildiği, davada taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında hüküm kurulamayacağı, genel hükümlere tabi olan muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında hem devredenin hem de son kayıt malikinin davada taraf olarak gösterilmesi, bu anlamda husumetin her ikisine de yöneltilmesi gerektiğinden dava konusu devir işlemlerini gerçekleştiren Orhan T.’ın davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanıp toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğine değinilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, ceza dosyası ile dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı Hatice ile davalı Orhan'ın bir süre birlikte yaşaması nedeniyle birbirlerini tanıması, kolluktaki beyanına göre davalı Hatice'nin mesleğinin ev hanımı olarak belirlenmesi, davaya konu taşınmaz ve 2 aracı bedeli karşılığında alabilecek ekonomik gücü olmadığının anlaşılması, davalı Orhan'ın davacının eski çalışanı olması, ceza dosyası içeriği ile davacının iş yerinden altınları aldığının sabit olması, 20.07.2015 tarihli ceza dosyasına sunduğu dilekçesi ile davaya konu taşınmaz ve araçların bedelinin kendisi tarafından davacıya ait para ile alındığını ve mahkememizin 10.10.2016 tarihinde alınan beyanında maddi olanaksızlıkları olduğunu belirtmesi nedeniyle davaya konu taşınmaz ve araçları alacak imkanının olmadığının anlaşılması, dava konusu taşınmaz ve araçların davalı Orhan tarafından 31.10.2014 ile 30.05.2015 tarihleri arası dönemde kısa bir süre içerisinde başka geliri olmamasına rağmen ve ceza davasına konu olayla yakın tarihlerde edinilmesinin hayatın akışına uygun olmaması, yine taşınmaz ve araçların tümünün edinimden çok kısa bir süre sonra 08.04.2015 tarihinde birlikte yaşadığı Hatice'ye devredilmesi göz önüne alındığında temlikin bedelsiz, muvazaalı ve mal kaçırma amaçlı olduğu, dava konusu araçlar davalı Hatice tarafından elden çıkartıldığından davacının araç bedeline yönelik davasının kabulüne, dahili davalı Hüseyin Z., dava konusu taşınmazı iyi niyetli olarak devraldığını beyan etmiş ise de dava konusu taşınmaz kaydında davalıdır şerhi mevcut olup davalı TMK'nın 1023 üncü maddesi koruyuculuğundan yararlanamayacak olduğundan bu savunmasına itibar edilmeyerek davanın kabulü ile Samsun ili Atakum ilçesi Atakum mahallesi 77 ada 22 parsel 4. kat 9 nolu bağımsız bölümün dahili davalı Hüseyin Z. adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, yine davacının 55 A.E 29 ve 55 TS 6.8 plaka sayılı araçların davalı tarafça elden çıkartılması nedeniyle araç bedeline yönelik talebinin kabulüne, 50.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı Hatice Y. ve davalı Orhan T.'tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hüseyin Z. ve davalı Hatice Y. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı Hüseyin Z. vekili temyiz dilekçesinde; eldeki davada sunulan tüm dilekçeler ve toplanan tüm deliller sonrasında, davacının husumetli olduğu kişinin davalı Orhan T. olduğu, müvekkilinin isnat edilen eylemler nedeniyle hiçbir menfaatinin bulunmadığını, Orhan T.'ın kollukta alınan ifadelerinde ve Samsun 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/211 Esas sayılı dosyasının 5 nolu celsesinde ve Samsun 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/194 Esas sayılı dosyasının 1 nolu celsesinde tanık sıfatıyla verdiği ifadelerinde "dava konusu ev ve araba davalı Hatice Y.'ın kendi imkanları ile alınmıştır, bu ev ve aracın benimle alakası yoktur." şeklinde beyanlarda bulunduğunu, davalı Hatice Y. ile davalı Orhan T. arasında bir muvazaa anlaşması olmadığını, ilk derece mahkemesinin bozma kararı öncesindeki kararını değiştirmesini gerektirecek yeni bir delilin ortaya konulmadığını, davalı Hatice Y.'ın ''oryantallik yaptığı ayrıca boşandığı eşinden haricen tazminat aldığını" dolayısıyla maddi gücü bulunduğunu, Hatice Y.'ın dolandırıcılık eylemine bir iştiraki olmadığını, davacı tarafından müvekkilinin iyi niyetini ortadan kaldırdığı söylenen davalıdır şerhinin hukuk düzeni içerisinde bir geçerliliği olmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı Hatice Y. vekili temyiz dilekçesinde; davacının muvazaa iddiasını kanıtlayamadığını, Yargıtayın bozma ilamından sonra yerel mahkemece giderilen usuli eksiklik olan davalı Orhan T.'ın beyanlarıyla da muvazaa iddiasının ispatlanamadığını, dosyada Orhan T.'ın davalı olarak eklendikten sonra muvazaa iddiasına yönelik hiçbir maddi delil bulunmadığını, müvekkilinin oryantallik yaptığını, ayrıca boşandığı eşinden haricen tazminat aldığını ve maddi gücü bulunduğunu, davacı tarafın iddiasını kesin ve inandırıcı hiçbir delille ispat edilemediğini belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 19 uncu maddesi uyarınca muvazaa nedenine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil ve araç bedellerinin tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 24 ve 1023 üncü maddeleri, 6098 sayılı TBK'nın 19 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. TBK'nın 19 uncu maddesi uyarınca muvazaa iddiasına dayalı olarak dava açılabilmesi için İcra İflas Kanunu'nun (İİK) 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasından farklı olarak davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Ancak davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olması için diğer dava koşullarının yanında davacının davalı borçludan alacaklı olması gerekir.
Öte yandan, davacının bu davadaki amacının, alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamak olmalıdır. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nın 283 üncü maddesinin 1 inci fıkrası kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının alacağının tahsili ile sınırlı olarak haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir.
Davalı Orhan T.'ın davacıya ait işyerinde çalışmakta iken zimmetine geçirdiği altınlar ile dava konusu ev ve araçları satıp alıp diğer davalı Hatice'ye muvazaalı şekilde aktardığı iddiasıyla dava açılmıştır. Davalı Orhan ile dava dışı Hakan'ın, davacıya ait 38 kg. altını zimmetine geçirdiklerinden bahisle mahkumiyetlerine karar verildiği sabittir. Ancak davacının, bahse konu haksız eylem nedeniyle davalı Orhan T. aleyhine alacağın tazminine yönelik bir girişimde bulunmadığı dolayısıyla davalılar arasındaki muvazaa iddiasına dayalı davayı açması için alacaklı sıfatından kaynaklanan hukuki yararın eldeki davada gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.
Zimmet suçu nedeniyle oluşan zararın dava veya takip yoluyla haksız fiil faillerinden talep edilmesi, bu talebin karşılanmaması halinde haksız fiilden kaynaklanan alacağın tazminine yönelik TBK'nın 19 uncu maddesi uyarınca muvazaa iddiasına dayalı davanın açılması gerekir. Bu aşamada davacının, sadece ceza yargılaması nedeniyle mahkum olan davalı Orhan'ın taşınmaz ve araçları elinden çıkardığından bahisle dava açmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Davanın her aşamasında bulunması gereken hukuki yarar hususu dikkate alınmaksızın zimmet suçundan mahkumiyet gerekçesiyle muvazaa iddiasına dayalı olarak dava açılması doğru olmamış ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2. Bozma sebep ve şekline göre davalı Hüseyin Z. vekili ve davalı Hatice Y. vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
1- Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davalı Hüseyin Z. vekili ve davalı Hatice Y. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA,
2- Değerlendirme bölümünün (2) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davalı Hüseyin Z. vekili ve davalı Hatice Y. vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalı Hüseyin Z. ve Hatice Y.'a iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
29.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Kadri Özerdoğan Nilgün Taş Gülsüm Mısır Özyurt Salim Küçük Mehmet Arı
DAVACININ SADECE MAHKUM OLAN DAVALININ TAŞINMAZ VE ARAÇLARI ELİNDEN ÇIKARDIĞINDAN BAHİSLE TBK 19 HÜKMÜNDE DAYANMAKSIZIN DAVA AÇMASINDA HUKUKİ YARARI YOKTUR.
T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/621
Karar No : 2023/12788
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27.10.2022
SAYISI : 2021/194 Esas - 2022/480
Taraflar arasında muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ve araç bedellerinin tazmini davasında verilen karar ile ilgili yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı Hatice Y. ve Hüseyin Z. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin kuyumculuk yaptığını, müvekkilinin yanında çalışan davalı Orhan T. ile dava dışı Hakan A.’ın 38 kg altın karşılığı parayı zimmetlerine geçirdiklerini, davalı Orhan’ın bu paraların bir kısmı ile dava konusu edilen taşınmaz ve araçları satın alarak birlikte yaşadığı diğer davalı Hatice Y. adına tescil ettiğini, zimmet suçundan davalı Orhan ile dava dışı Hakan'ın yargılanıp mahkum olduklarını davalı Hatice Y.'ın yargılama sırasında dava konusu edilen taşınmazı davalı Hüseyin Z.'e, dava konusu araçları da da elden çıkararak dava dışı kişilere devrettiğini belirterek zimmet sonucu elde edilen parayla taşınmaz ve araçlar alındığı için yapılan işlemlerin muvazaalı olduğundan bahisle taşınmaz ve aracın kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tesciline, araçların elden çıkmış olması halinde bedelinin tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1- Davalı Hatice Y. vekili cevap dilekçesinde; davanın müvekkiline yöneltilmesinin doğru olmadığını, müvekkilinin hakkında ceza davası açılmadığı gibi mesleğinin oryantellik olduğunu, bu yolla kazanç sağlayarak malvarlığı edindiğini, ayrıca müvekkilinin boşandığı eşinden haricen tazminat aldığı için gelirinin iyi olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
2- Davalı Hüseyin Z. vekili cevap dilekçesinde; davacının tüm taleplerinin zaman aşımına uğradığını, müvekkilinin tarafların hiçbirini tanımadığını, taşınmazı davalı Hatice'den iyi niyetli olarak devraldığını, 175.000,00 TL'yi bankadan havale ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
3- Davalı Orhan T.; davaya cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 05.12.2018 tarihli ve 2018/2235 Esas, 2018/2453 Karar sayılı ilamı ile muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 25.03.2021 tarihli ve 2020/1839 Esas, 2021/1433 Karar sayılı ilamı ile dava konusu taşınmaz ve aracın Orhan T. tarafından davalıya devredildiği, davada taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında hüküm kurulamayacağı, genel hükümlere tabi olan muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında hem devredenin hem de son kayıt malikinin davada taraf olarak gösterilmesi, bu anlamda husumetin her ikisine de yöneltilmesi gerektiğinden dava konusu devir işlemlerini gerçekleştiren Orhan T.’ın davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanıp toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğine değinilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, ceza dosyası ile dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı Hatice ile davalı Orhan'ın bir süre birlikte yaşaması nedeniyle birbirlerini tanıması, kolluktaki beyanına göre davalı Hatice'nin mesleğinin ev hanımı olarak belirlenmesi, davaya konu taşınmaz ve 2 aracı bedeli karşılığında alabilecek ekonomik gücü olmadığının anlaşılması, davalı Orhan'ın davacının eski çalışanı olması, ceza dosyası içeriği ile davacının iş yerinden altınları aldığının sabit olması, 20.07.2015 tarihli ceza dosyasına sunduğu dilekçesi ile davaya konu taşınmaz ve araçların bedelinin kendisi tarafından davacıya ait para ile alındığını ve mahkememizin 10.10.2016 tarihinde alınan beyanında maddi olanaksızlıkları olduğunu belirtmesi nedeniyle davaya konu taşınmaz ve araçları alacak imkanının olmadığının anlaşılması, dava konusu taşınmaz ve araçların davalı Orhan tarafından 31.10.2014 ile 30.05.2015 tarihleri arası dönemde kısa bir süre içerisinde başka geliri olmamasına rağmen ve ceza davasına konu olayla yakın tarihlerde edinilmesinin hayatın akışına uygun olmaması, yine taşınmaz ve araçların tümünün edinimden çok kısa bir süre sonra 08.04.2015 tarihinde birlikte yaşadığı Hatice'ye devredilmesi göz önüne alındığında temlikin bedelsiz, muvazaalı ve mal kaçırma amaçlı olduğu, dava konusu araçlar davalı Hatice tarafından elden çıkartıldığından davacının araç bedeline yönelik davasının kabulüne, dahili davalı Hüseyin Z., dava konusu taşınmazı iyi niyetli olarak devraldığını beyan etmiş ise de dava konusu taşınmaz kaydında davalıdır şerhi mevcut olup davalı TMK'nın 1023 üncü maddesi koruyuculuğundan yararlanamayacak olduğundan bu savunmasına itibar edilmeyerek davanın kabulü ile Samsun ili Atakum ilçesi Atakum mahallesi 77 ada 22 parsel 4. kat 9 nolu bağımsız bölümün dahili davalı Hüseyin Z. adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, yine davacının 55 A.E 29 ve 55 TS 6.8 plaka sayılı araçların davalı tarafça elden çıkartılması nedeniyle araç bedeline yönelik talebinin kabulüne, 50.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı Hatice Y. ve davalı Orhan T.'tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hüseyin Z. ve davalı Hatice Y. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı Hüseyin Z. vekili temyiz dilekçesinde; eldeki davada sunulan tüm dilekçeler ve toplanan tüm deliller sonrasında, davacının husumetli olduğu kişinin davalı Orhan T. olduğu, müvekkilinin isnat edilen eylemler nedeniyle hiçbir menfaatinin bulunmadığını, Orhan T.'ın kollukta alınan ifadelerinde ve Samsun 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/211 Esas sayılı dosyasının 5 nolu celsesinde ve Samsun 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/194 Esas sayılı dosyasının 1 nolu celsesinde tanık sıfatıyla verdiği ifadelerinde "dava konusu ev ve araba davalı Hatice Y.'ın kendi imkanları ile alınmıştır, bu ev ve aracın benimle alakası yoktur." şeklinde beyanlarda bulunduğunu, davalı Hatice Y. ile davalı Orhan T. arasında bir muvazaa anlaşması olmadığını, ilk derece mahkemesinin bozma kararı öncesindeki kararını değiştirmesini gerektirecek yeni bir delilin ortaya konulmadığını, davalı Hatice Y.'ın ''oryantallik yaptığı ayrıca boşandığı eşinden haricen tazminat aldığını" dolayısıyla maddi gücü bulunduğunu, Hatice Y.'ın dolandırıcılık eylemine bir iştiraki olmadığını, davacı tarafından müvekkilinin iyi niyetini ortadan kaldırdığı söylenen davalıdır şerhinin hukuk düzeni içerisinde bir geçerliliği olmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı Hatice Y. vekili temyiz dilekçesinde; davacının muvazaa iddiasını kanıtlayamadığını, Yargıtayın bozma ilamından sonra yerel mahkemece giderilen usuli eksiklik olan davalı Orhan T.'ın beyanlarıyla da muvazaa iddiasının ispatlanamadığını, dosyada Orhan T.'ın davalı olarak eklendikten sonra muvazaa iddiasına yönelik hiçbir maddi delil bulunmadığını, müvekkilinin oryantallik yaptığını, ayrıca boşandığı eşinden haricen tazminat aldığını ve maddi gücü bulunduğunu, davacı tarafın iddiasını kesin ve inandırıcı hiçbir delille ispat edilemediğini belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 19 uncu maddesi uyarınca muvazaa nedenine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil ve araç bedellerinin tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 24 ve 1023 üncü maddeleri, 6098 sayılı TBK'nın 19 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. TBK'nın 19 uncu maddesi uyarınca muvazaa iddiasına dayalı olarak dava açılabilmesi için İcra İflas Kanunu'nun (İİK) 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasından farklı olarak davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Ancak davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olması için diğer dava koşullarının yanında davacının davalı borçludan alacaklı olması gerekir.
Öte yandan, davacının bu davadaki amacının, alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamak olmalıdır. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nın 283 üncü maddesinin 1 inci fıkrası kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının alacağının tahsili ile sınırlı olarak haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir.
Davalı Orhan T.'ın davacıya ait işyerinde çalışmakta iken zimmetine geçirdiği altınlar ile dava konusu ev ve araçları satıp alıp diğer davalı Hatice'ye muvazaalı şekilde aktardığı iddiasıyla dava açılmıştır. Davalı Orhan ile dava dışı Hakan'ın, davacıya ait 38 kg. altını zimmetine geçirdiklerinden bahisle mahkumiyetlerine karar verildiği sabittir. Ancak davacının, bahse konu haksız eylem nedeniyle davalı Orhan T. aleyhine alacağın tazminine yönelik bir girişimde bulunmadığı dolayısıyla davalılar arasındaki muvazaa iddiasına dayalı davayı açması için alacaklı sıfatından kaynaklanan hukuki yararın eldeki davada gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.
Zimmet suçu nedeniyle oluşan zararın dava veya takip yoluyla haksız fiil faillerinden talep edilmesi, bu talebin karşılanmaması halinde haksız fiilden kaynaklanan alacağın tazminine yönelik TBK'nın 19 uncu maddesi uyarınca muvazaa iddiasına dayalı davanın açılması gerekir. Bu aşamada davacının, sadece ceza yargılaması nedeniyle mahkum olan davalı Orhan'ın taşınmaz ve araçları elinden çıkardığından bahisle dava açmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Davanın her aşamasında bulunması gereken hukuki yarar hususu dikkate alınmaksızın zimmet suçundan mahkumiyet gerekçesiyle muvazaa iddiasına dayalı olarak dava açılması doğru olmamış ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2. Bozma sebep ve şekline göre davalı Hüseyin Z. vekili ve davalı Hatice Y. vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
1- Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davalı Hüseyin Z. vekili ve davalı Hatice Y. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA,
2- Değerlendirme bölümünün (2) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davalı Hüseyin Z. vekili ve davalı Hatice Y. vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalı Hüseyin Z. ve Hatice Y.'a iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
29.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Kadri Özerdoğan Nilgün Taş Gülsüm Mısır Özyurt Salim Küçük Mehmet Arı