
DAVALI ŞİRKETİN YETKİLİSİ İLE YAPILAN WHATSAPP YAZIŞMASIYLA AYIP İHBARINDA BULUNULDUĞUNUN KABULÜ GEREKİR.
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/4666
Karar No : 2024/6256
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 15.06.2023
SAYISI : 2020/1087 Esas, 2023/1106 Karar
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında mevcut ticari ilişki kapsamında düzenlenen faturalara dayalı olarak cari hesap alacağına istinaden davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini belirterek davalının itirazının iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın isteminin zaman aşımına uğradığını, davacı tarafından satılan silikonun, silikon tutma garantisi % 90 olarak verilmesine rağmen bu oranın % 60 seviyesinde kaldığını, bu bağlamda müvekkili şirketin zarara uğradığını, bu nedenlerle davacı tarafa herhangi bir borçları bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince; taraflar arasında tahakkuk eden ticari ilişki kapsamında davacı tarafın davalıdan takip konusu alacak miktarı kadar alacağı bulunduğu, alacağın dayanağını teşkil eden irsaliyeli faturaların davalı tarafa teslim edildiği, davalının söz konusu faturalarlar ilgili vergi mevzuatı açısından BA - BS formlarının ilgili vergi dairesine bildirmekle kendi ticari defterlerine işlediğinin kabul edilmesi gerektiği, davalı tarafın kendisine teslim edilen ürünlerin ayıplı olduğuna ilişkin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi gereğince süresinde ve usulüne uygun herhangi bir ihbarda bulunmadığı, davalı tarafın alacağın zaman aşımına uğradığına ilişkin itirazının 6102 sayılı Kanun'un 101 inci maddesinde ön görülen 5 yıllık zaman aşımı süresi dolmadığı dikkate alındığında yasal dayanağının bulunmadığı gerekçesiyle davalının zamanaşımı itirazının reddine, davanın kabulüne, davalının Bakırköy 9. İcra Müdürlüğünün 2018/21444 takip sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynı alacak üzerinden devamına, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, hükmedilen alacağın % 20'si üzerinden hesaplanan 68.093,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince; (Kapatılan) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 2015/5982 E- 2015/15327 K. sayılı karar içeriğinde işaret edildiği üzere, ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması gerektiği, davalı vekilince bu yönde yargılama aşamasında bir kısım watsapp yazışma fotokopileri sunulmuş ise de söz konusu yazışmaların hangi tarihte yapıldığı, hangi tarihteki alınan hangi miktardaki ürünlere ilişkin olduğu belli olmadığı gibi, söz konusu watsapp yazışmalarının davalı şirketi bağlayıcı nitelikte yazışmalar (davalı şirket yetkilisi veya temsilcisi) olduğu da anlaşılamadığı, buna göre davalı yanca sunulu watsapp yazışmalarının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 199 uncu maddesi kapsamında belge ve aynı Kanun'un 202 nci maddesi uyarınca delil başlangıcı olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, bu sonuca göre davalı yanca ihbar şartının yerine getirildiğinin kanıtlanmadığı gerekçesiyle hüküm kurulmasının isabetli görüldüğü, davalı vekilinin aksi yönündeki istinaf nedenleri yerinde görülmediği, kaldı ki davalı yanca davacıdan satın alınan kimyasalların % 90 silikon tutma garantisi ile satıldığı iddiasına ilişkin de herhangi bir kanıt sunulmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ticari satıma ilişkin cari hesap alacağının tahsili için başlatılan ilamsız takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 67 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Dava, mal satımından kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince ayıp ihbarının süresinde ve usulüne uygun yapılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince de Whatsapp yazışmalarının belge yada yazılı delil başlangıcı olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar Mahkemece ve Bölge Adliye Mahkemesince, davalı tarafından sunulan Whatsapp yazışmaları delil olarak kabul edilmemişse de; söz konusu yazışmalarda adı geçen Çağdaş isimli kişinin davacı şirket yetkilisi olduğu, 8 Ağustos 2018 tarihli yazışma içeriğinde "son gelen silikonlarda problem olduğunun" belirtildiği ve ürüne ait lot fotoğrafının da gönderildiğinin anlaşıldığı, buna göre söz konusu mallar yönünden ayıp ihbarı yapıldığı kabul edilerek yazışma içeriği mallar yönünden inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.09.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan V. Üye Üye Üye Üye
Ali Orhan Dudu İrem Toros Mehmet Durgun Mikail Özdemir Okan Albayrak
BİLGİ : “Tarafların telefon mesajları yazılı delil başlangıcı niteliğindedir” şeklindeki Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 23 Şubat 2022 tarihli kararı için bkz.
DAVALI ŞİRKETİN YETKİLİSİ İLE YAPILAN WHATSAPP YAZIŞMASIYLA AYIP İHBARINDA BULUNULDUĞUNUN KABULÜ GEREKİR.
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/4666
Karar No : 2024/6256
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 15.06.2023
SAYISI : 2020/1087 Esas, 2023/1106 Karar
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında mevcut ticari ilişki kapsamında düzenlenen faturalara dayalı olarak cari hesap alacağına istinaden davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini belirterek davalının itirazının iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın isteminin zaman aşımına uğradığını, davacı tarafından satılan silikonun, silikon tutma garantisi % 90 olarak verilmesine rağmen bu oranın % 60 seviyesinde kaldığını, bu bağlamda müvekkili şirketin zarara uğradığını, bu nedenlerle davacı tarafa herhangi bir borçları bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince; taraflar arasında tahakkuk eden ticari ilişki kapsamında davacı tarafın davalıdan takip konusu alacak miktarı kadar alacağı bulunduğu, alacağın dayanağını teşkil eden irsaliyeli faturaların davalı tarafa teslim edildiği, davalının söz konusu faturalarlar ilgili vergi mevzuatı açısından BA - BS formlarının ilgili vergi dairesine bildirmekle kendi ticari defterlerine işlediğinin kabul edilmesi gerektiği, davalı tarafın kendisine teslim edilen ürünlerin ayıplı olduğuna ilişkin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi gereğince süresinde ve usulüne uygun herhangi bir ihbarda bulunmadığı, davalı tarafın alacağın zaman aşımına uğradığına ilişkin itirazının 6102 sayılı Kanun'un 101 inci maddesinde ön görülen 5 yıllık zaman aşımı süresi dolmadığı dikkate alındığında yasal dayanağının bulunmadığı gerekçesiyle davalının zamanaşımı itirazının reddine, davanın kabulüne, davalının Bakırköy 9. İcra Müdürlüğünün 2018/21444 takip sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynı alacak üzerinden devamına, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, hükmedilen alacağın % 20'si üzerinden hesaplanan 68.093,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince; (Kapatılan) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 2015/5982 E- 2015/15327 K. sayılı karar içeriğinde işaret edildiği üzere, ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması gerektiği, davalı vekilince bu yönde yargılama aşamasında bir kısım watsapp yazışma fotokopileri sunulmuş ise de söz konusu yazışmaların hangi tarihte yapıldığı, hangi tarihteki alınan hangi miktardaki ürünlere ilişkin olduğu belli olmadığı gibi, söz konusu watsapp yazışmalarının davalı şirketi bağlayıcı nitelikte yazışmalar (davalı şirket yetkilisi veya temsilcisi) olduğu da anlaşılamadığı, buna göre davalı yanca sunulu watsapp yazışmalarının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 199 uncu maddesi kapsamında belge ve aynı Kanun'un 202 nci maddesi uyarınca delil başlangıcı olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, bu sonuca göre davalı yanca ihbar şartının yerine getirildiğinin kanıtlanmadığı gerekçesiyle hüküm kurulmasının isabetli görüldüğü, davalı vekilinin aksi yönündeki istinaf nedenleri yerinde görülmediği, kaldı ki davalı yanca davacıdan satın alınan kimyasalların % 90 silikon tutma garantisi ile satıldığı iddiasına ilişkin de herhangi bir kanıt sunulmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ticari satıma ilişkin cari hesap alacağının tahsili için başlatılan ilamsız takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 67 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Dava, mal satımından kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince ayıp ihbarının süresinde ve usulüne uygun yapılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince de Whatsapp yazışmalarının belge yada yazılı delil başlangıcı olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar Mahkemece ve Bölge Adliye Mahkemesince, davalı tarafından sunulan Whatsapp yazışmaları delil olarak kabul edilmemişse de; söz konusu yazışmalarda adı geçen Çağdaş isimli kişinin davacı şirket yetkilisi olduğu, 8 Ağustos 2018 tarihli yazışma içeriğinde "son gelen silikonlarda problem olduğunun" belirtildiği ve ürüne ait lot fotoğrafının da gönderildiğinin anlaşıldığı, buna göre söz konusu mallar yönünden ayıp ihbarı yapıldığı kabul edilerek yazışma içeriği mallar yönünden inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.09.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan V. Üye Üye Üye Üye
Ali Orhan Dudu İrem Toros Mehmet Durgun Mikail Özdemir Okan Albayrak
BİLGİ : “Tarafların telefon mesajları yazılı delil başlangıcı niteliğindedir” şeklindeki Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 23 Şubat 2022 tarihli kararı için bkz.